Ahmet&Gizem
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 2 Eki 2007
- Mesajlar
- 478
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
Şeytanla Bir Gece
O gece yorgun ve uykusuz oluşumdan biraz erken yatmıştım. Yatsı namazını daha sonra kılmayı planlayarak, şeytanın sağdan yaklaşmasıyla; "biraz uyuyayım, sonra kılarım." deyip telefonumun alarmını ayarlamıştım. Bu arada, yarı ölümlü bir hayata girdiğimi unutup, düzenli olarak okuduğum 'Muavvizeteyn' denilen Felak-Nas surelerini okumayı ihmal etmiştim. Bunların yanında, İhlas suresi ve Ayet'el-Kürsi'yi de tabii. Efendimiz(sav)'in tavsiyeleri ve çocukluğumdan beri duyduklarımla bu sureleri inanarak okuyordum. Fakat bu gece, her nedense unutmuştum. Oysa Felak ve Nas sureleri şeytanın şerrinden emin kılıyordu gönülden okuyanları.
Birkaç saat uyuduktan sonra garip bir hisle uyandım. Uyandığım halde gözlerimi açamıyordum. Çocukluğumda yaşadığım gibi şeytanın beni esir aldığını fark ettim. Buna benzer durumları birçok kez yaşamıştım. Besmele çekmeye çalıştım; ama nafileydi. Matrix'te ağzı kapanıp da konuşamayan Neo gibi tek kelime edemiyordum. Ağzım bir fermuarla kapatılmıştı sanki. Gırtlağımdan çıkan sesler ağzımın içinde boğuk bir hırıltıya dönüşüyordu. Sonra besmelenin yeterli olmadığını düşünerek, eûzü-besmeleye sarıldım. Fakat bütün çabalarım boşunaydı. Dilim dönmüyordu. Gözümü açamıyor, konuşamıyor, hareket edemiyordum. Şeytan tüm vücudumu esir almış, üzerime büyük bir ağırlıkla çökmüştü adeta.
Bu kez, sesimin az çıktığı düşüncesiyle eûzü-besmeleyi bağırır gibi okumaya çalıştım. Yine de sesim boğuluyordu ve ben, anlamsız sesler çıkarıyordum. Ne yapıp edip bu durumdan kurtulmalıydım. Ayet'el-Kürsi'yi okumayı denedim. İhlas, Felak ve Nas surelerinin yardımına sığındım. Fakat onları da düzgün bir biçimde okuyamıyordum.
Okuduklarımın ya da okumaya çalıştıklarımın etkisiyle midir, bilmem; neden sonra şeytan beni serbest bıraktı. Gözümü açabildim, İhlas, Felak, Nas surelerini ve Ayet'el-Kürsi'yi rahatça, doya doya ve gönülden okuyabildim. Fakat şeytanla geçirdiğim dakikaların ürpertici etkisini, o gece ve diğer birkaç gece boyunca üzerimden atamadım. Bu yazıyı yazarken bile hafif titremeler yaşıyorum.
O olaydan sonra dikkatli yattım, okuyarak uyudum. Zaten o durumdan kurtulur-kurtulmaz, hemen abdestimi alıp Rabbimin huzurunda Yatsı'ya durmuştum bile. Namazın ardından gönülden dua ettim. İki rekat Teheccüd kıldım. Tekrar yatarken; İhlas, Felak, Nas surelerini ve Ayet'el-Kürsi'yi okudum. Şeytanla geçirdiğim bu gece bana iyi bir ders oldu.
Anladım ki; şeytanın eli her an yakamızda. Allah(cc)'tan uzaklaştığımıx her an, bizi adamakıllı sarsıyor, hırpalıyor ve kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Ve yine anladım ki; Allah(cc)'a sığınmadığımız, O'na dua etmediğimiz, acizliğimizi anlayıp O'nun kapısına koşmadığımız her an, şeytanın üzerimize boşaltacağı yığın yığın tehlikeyle karşı karşıyayız.
Şeytana mühlet veren Rabbimiz, cümlemizi, şeytanın şerrinden muhafaza eylesin. Amin.
Nezih Nuri Kırmızcı
O gece yorgun ve uykusuz oluşumdan biraz erken yatmıştım. Yatsı namazını daha sonra kılmayı planlayarak, şeytanın sağdan yaklaşmasıyla; "biraz uyuyayım, sonra kılarım." deyip telefonumun alarmını ayarlamıştım. Bu arada, yarı ölümlü bir hayata girdiğimi unutup, düzenli olarak okuduğum 'Muavvizeteyn' denilen Felak-Nas surelerini okumayı ihmal etmiştim. Bunların yanında, İhlas suresi ve Ayet'el-Kürsi'yi de tabii. Efendimiz(sav)'in tavsiyeleri ve çocukluğumdan beri duyduklarımla bu sureleri inanarak okuyordum. Fakat bu gece, her nedense unutmuştum. Oysa Felak ve Nas sureleri şeytanın şerrinden emin kılıyordu gönülden okuyanları.
Birkaç saat uyuduktan sonra garip bir hisle uyandım. Uyandığım halde gözlerimi açamıyordum. Çocukluğumda yaşadığım gibi şeytanın beni esir aldığını fark ettim. Buna benzer durumları birçok kez yaşamıştım. Besmele çekmeye çalıştım; ama nafileydi. Matrix'te ağzı kapanıp da konuşamayan Neo gibi tek kelime edemiyordum. Ağzım bir fermuarla kapatılmıştı sanki. Gırtlağımdan çıkan sesler ağzımın içinde boğuk bir hırıltıya dönüşüyordu. Sonra besmelenin yeterli olmadığını düşünerek, eûzü-besmeleye sarıldım. Fakat bütün çabalarım boşunaydı. Dilim dönmüyordu. Gözümü açamıyor, konuşamıyor, hareket edemiyordum. Şeytan tüm vücudumu esir almış, üzerime büyük bir ağırlıkla çökmüştü adeta.
Bu kez, sesimin az çıktığı düşüncesiyle eûzü-besmeleyi bağırır gibi okumaya çalıştım. Yine de sesim boğuluyordu ve ben, anlamsız sesler çıkarıyordum. Ne yapıp edip bu durumdan kurtulmalıydım. Ayet'el-Kürsi'yi okumayı denedim. İhlas, Felak ve Nas surelerinin yardımına sığındım. Fakat onları da düzgün bir biçimde okuyamıyordum.
Okuduklarımın ya da okumaya çalıştıklarımın etkisiyle midir, bilmem; neden sonra şeytan beni serbest bıraktı. Gözümü açabildim, İhlas, Felak, Nas surelerini ve Ayet'el-Kürsi'yi rahatça, doya doya ve gönülden okuyabildim. Fakat şeytanla geçirdiğim dakikaların ürpertici etkisini, o gece ve diğer birkaç gece boyunca üzerimden atamadım. Bu yazıyı yazarken bile hafif titremeler yaşıyorum.
O olaydan sonra dikkatli yattım, okuyarak uyudum. Zaten o durumdan kurtulur-kurtulmaz, hemen abdestimi alıp Rabbimin huzurunda Yatsı'ya durmuştum bile. Namazın ardından gönülden dua ettim. İki rekat Teheccüd kıldım. Tekrar yatarken; İhlas, Felak, Nas surelerini ve Ayet'el-Kürsi'yi okudum. Şeytanla geçirdiğim bu gece bana iyi bir ders oldu.
Anladım ki; şeytanın eli her an yakamızda. Allah(cc)'tan uzaklaştığımıx her an, bizi adamakıllı sarsıyor, hırpalıyor ve kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Ve yine anladım ki; Allah(cc)'a sığınmadığımız, O'na dua etmediğimiz, acizliğimizi anlayıp O'nun kapısına koşmadığımız her an, şeytanın üzerimize boşaltacağı yığın yığın tehlikeyle karşı karşıyayız.
Şeytana mühlet veren Rabbimiz, cümlemizi, şeytanın şerrinden muhafaza eylesin. Amin.
Nezih Nuri Kırmızcı