Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şeytanın oyuncağı Olmayalım ! (1 Kullanıcı)

Erzurumli

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
1,455
Tepki puanı
1
Puanları
0
Esselamu aleykum değerli kardeşlerim;

İnsanın en büyük düşmanının şeytan olduğu, en şerefli uzvunun da kalbi bulunduğu; şeytanın da yalnız dış görünüşü ifsad etmekle yetinmeyip mutlak surette şerefli aza olan bu kalbi ifsad etmek istediğini anlamış olduk. Bunun için her yükümlüye kalbini şeytanın şerrinden korumak farz-ı ayn oldu. Fakat şeytandan kalbini korumak, ancak şeytanın gireceği kendisine nüfuz edeceği yolları bilmekle mümkündür. Bir'vacibe, kendisine ulaşılabilen şeyi bilmek de vaciptir. O halde şeytanın, insanın kalbine gireceği yolları -ki bunlar insanda bulunan vasıflardır- bilmek farzdır. Aslında bunlar pek çok olmakla beraber en büyükleri hased ve hırstır. İnsan bir şeye fazla haris oldu mu, onun hırsı kendisini kör ve sağır eder, artık etrafı görmez ve duymaz olur. Nitekim bir hadisde Resûl-i Ekrem:

“Bir şeye olan sevgin o şeye karşı seni kör ve sağır eder.” buyurmuştur.

Şeytanın bu giriş yollarını anlayan, basiret nurudur. Hırs ve hased bunu kör ettiği vakit görmez olur. Basiretin bu körlüğünden yararlanan şeytan da istediği gibi faaliyet gösterir.

Rivayete göre Nuh aleyhisselâm şeytanı gemide buldu ve:

“Bu gemiye niçin girdin?” diye sordu. İblis:

“Bu dostlarının gönüllerini çalmak için, vücudlarının seninle gönüllerinin benimle olması için girdim,” dedi. Nuh aleyhisselâm:

“Ey Allah'ın düşmanı, gemiden çık, çünkü sen tardedilmişsin,” dedi. İblis:

“Beş şey vardır ki, ben bunlarla insanları helak ederim. Bunların ikisini söylemem, fakat diğerlerini söyleyeyim,” dedi. Bunun üzerine Allahu Teâlâ:

“Ey Nûh, şeytana söyle, istediklerini değil, istemediklerini söylesin, diye vahyetti. Nûh aleyhisselâm:

“Söylemek istemediğin o iki şeyi anlat,” dedi. îblis:

“Bu iki şey, hiç bir zaman beni yalancı çıkarmayan, hedefimi şaşırmayan ve insanları kendileri ile mutlak surette helak edebildiğim hususlardır. Onlar da hırs ile hasettir. Hased sebebiyle ben lanete uğradım ve koğulmuş bir şeytan oldum. Hırsa gelince, bunun sayesinde Adem aleyhisselâma yol buldum ve onu cennetten çıkarttım. Her şey Âdem aleyhisselâma mubah iken bir ağaç yasaklanmıştı. Âdem aleyhisselâm cennette kalmaya haris idi. İşte onun bu hırsından yararlandım ve onu aldatarak yasak olan ağaçtan yedirttim ve cennetten çıkmasına sebep oldum, dedi.

Şeytanın insana yol bulduğu vasıfların büyüklerinden diğer ikisi de gazab ve şehvettir. Gazab ve hiddet sebebiyle insanın aklı zayıflar ve çocuğun top ile oynaması gibi şeytan da onunla oynamağa başlar.

Rivayete göre İblis Hz. Musa'ya:

“Şefaatçi ol da Allah beni bağışlasın, demiş. Hz. Mûsâ da şefaatçi olmuş. Bunun üzerine Allahu Teâlâ Mûsâ aleyhisselâma:

“Âdem'in kabrine secde etsin, tevbesini kabul edeyim,” buyurmuş. Hz. Mûsâ durumu İblîs'e anlatınca, iblis hiddetli hiddetli:

“ Hayatında kendisine secde etmediğim bir kimsenin ölüsüne nasıl secde ederim? Böyle şey olmaz. Bununla beraber Ey Musâ, bana şefaatçi olduğun için, bende şefaat hakkın vardır. Bunun için üç yerde beni hatırla, sana zararım dokunmaz. Birincisi, kızdığın zaman beni hatırla, çünkü ben o zaman kanın damarda akması gibi insanoğlunda dilediğim gibi hareket ederim. İkincisi de savaş esnasında beni hatırla ki, zararımdan korunmuş olasın, çünkü o zaman ben kişiye çocuğunu, karısını, ailesini, malını hatırlatır ve onu savaştan alıkorum. Üçüncüsü de, yabancı kadın ile bir arada yalnız başına bulunduğun vakittir. Bu taktirde ne yapar yapar sizi birbirine heveslendirir ve aldatırım,” dedi.

Peygamberlerden birisi İblis'e:

“Âdemoğluna ne ile galebe çalar ve onu aldatırsın?” diye sordu, İblis:

“ Hiddet ânında ve hevâ-i nefsine uyduğu sırada onu kolaylıkla aldatırım,” dedi.

Yine İblis'e:

“Ademoğlunun hangi huyundan memnun kahrsın diye?” soruldu, İblis:

“Yerilen hiddet; insanoğlu bir defa kızdı mı elimde, çocuğun elindeki oyuncak durumuna düşer,” dedi.

Şeytanın, insan kalbine girmesine yardımcı olan kötü sıfatları büyüklerinden birisi de kalbin, dünyanın ziynet ve ihtişamını sevmesidir. Bu esnada şeytan ürer ve Allah'tan kendisini uzaklaştıracak eğlence ve çalgı kapılarını ona açar. insanoğlu, ölüm gelinceye kadar bu gaflet içinde kalır. Kıymetli vakitlerini bu gibi faydasız şeylerde harcar. Allah korusun, bazan sonu da sû-i hatime -kötü sonuç- ile olur.

Şeytanın, insan kalbine girmesini kolaylaştıran yollardan kötü sıfatlardan birisi de oburluk, yiyip içmeye aşırı derecede düşkünlüktür. Zira helâldan da olsa yemek, şehveti tahrik eder. Şehvet ise şeytanın en kuvvetli silânlanndandır. Bunun içindir ki Yahya aleyhisselâm şeytanı, elinde çeşitli çengeller olduğu halde gördü ve:

“Bunlar nedir?” diye sordu. Şeytan:

“Bunlar şehvetlerdir; Âdemoğlunu bunlarla aldatırım,” dedi. Yahya aleyhisselâm:

“Benimle de ilgileri var mı?” diye sordu. İblîs:

“Bazan fazla yemek yiyip doyduğun vakit sana da ibadeti ağırlaştırır ve böylece zikir ve namazdan alıkoruz,” dedi. Yahya aleyhisselâm:

“Başka bir zararı var mı?” diye sordu. Şeytan:

“Yoktur,” deyince, Yahya aleyhisselâm:

“Yemin olsun, ben de bundan sonra doyasıya yemek yemiyeceğim,” dedi. İblîs:

“Ben de bundan sonra hiç kimseye nasihatte bulunmayacağım,” dedi.

Bu vasıfların büyüklerinden birisi de tama'dır. Tama', gönülde yerleşti mi artık şeytan, kişinin tama' ettiği şeyi çeşitli hile yolları ile adamın gözünde süsler, onu ona bir mâbûd haline getirtir. Artık her ne şekilde olursa olsun -hatta Allah'ı gazablandırmak suretiyle de olsa- tama' ettiği şeyi elde etmek için her kötülüğü göze alır.

Şeytanın, insanın kalbine nüfuz etmesini kolaylaştıran vasıflardan birisi de teenniyi terkedip acele etmektir. Nitekim Allahu Teâlâ,

“Esasen insanoğlu acelecidir.” (el-İsra: 17/11.), buyurduğu gibi, hadîsde de,

“Acele etmek şeytandan, ağır ve anestetikle iş yapmak ise (Rahman'dan) Allah'tandır.”, buyurulmuştur.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt