Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şeytanın Kula Ördüğü Tuzaklar (1 Kullanıcı)

Tevhid Davası

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
349
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Web Sitesi
www.tevhidvesunnet.com
[FONT=&quot]Kul, isyanında, bu isyanı emredene, bu fiili kendisine güzel gösterene ve ona teşvik edene bakmalıdır. Bu varlık, o kula musallat edilmiş şeytandır. Şeytana bakışını yöneltmesi ve düşünmesi onu düşman edinmeyi, ona karşı savunmayı, korunmayı, uyanık olmayı, düşmanının, farkında olmaksızın ondan istediği şeyler hususunda dikkatli olmayı gerektirir. Şeytan insanı mağlup etmek için karşısına yedi tuzak çıkarır, bunlardan biri ile insanı alt etmek ister. Bu tuzakların her biri, diğerinden daha zordur. Kul bu engelleri aştıkça, şeytan daha zorlarını dener, başarısız kaldıkça daha zoruna başvurur.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Birinci tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]Allah'ı,dinini, O'na kavuşmayı, kemal sıfatlarını ve peygamberlerinin O'nun hakkında getirdiği haberleri inkar etmek.[/FONT]
[FONT=&quot]Eğer bu tuzakta, o kulu elde etmeyi başarırsa, kula karşı olan düşmanlık ateşi söner ve huzura kavuşur. Eğer kul, hidayeti, basireti ve iman nuruyla bu tuzağı aşar ve kurtulursa şeytan ikinci tuzağa başvurur.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]İkinci tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]Bu bid'at tuzağıdır.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu da ya:[/FONT]
[FONT=&quot]1 -[/FONT][FONT=&quot]Allah'ın peygamberine gönderdiği ve kitabında bildirdiği hakka aykırı inançlar taşımak, [/FONT]
[FONT=&quot]yahut da:[/FONT]
[FONT=&quot]2 -[/FONT][FONT=&quot] Allah'a, müsaade etmediği ve bu tür hiçbir şeyi kabul etmeyeceği dinde sonradan uydurulmuş ibadet şekilleri ve gelenekler yoluyla ibadette bulunmaktır. [/FONT]
[FONT=&quot]Çoğunlukla bu iki bid'at türü birbirine bağlıdır ve biri diğerini getirir. Hemen hemen biri diğerinden ayrılmaz. Nitekim bazıları şöyle demiştir: [/FONT]
[FONT=&quot]Lisanen söylenen bid'at ile fiilen işlenen bid'at birbiriyle evlenmiştir. İki eş daha düğün ile meşgul olurken çok geçmeden zina mahsulü çocukları İslam beldelerinde ifsada başlarlar. Bunların kötülüklerinden bütün kullar ve beldeler Allah'a feryad edip yalvarırlar.[/FONT]
[FONT=&quot]Şeyhimiz şöyle demiştir: Kafir hakikat, facir bid'atle evlenmiş ve bu evlilikten dünya ve ahiret hüsrana boğulmuştur.[/FONT]
[FONT=&quot]Eğer kişi bu tuzağı aşar, sünnetin nuruyla bundan kurtulur, sahabe ve onlara iyilikle tabi olanlara gerçek manada uyarak bu badireyi atlatmaya Allah bu kişiyi muvaffak kılarsa şeytan diğer tuzaklarına başvurur. [/FONT]
[FONT=&quot]Fakat son asırlar bu engeli aşmaktan ne kadar uzaktır! Böyle bir olay vuku bulmuşsa bid'at ehli onlar için hemen darağacı dikmiş, kendilerine her türlü kötülüğü yamamış ve kişinin bidatçı olduğunu ileri sürmüşlerdir.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Üçüncü tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]Büyük günahlar tuzağı.[/FONT]
[FONT=&quot]Şeytan eğer kulu bu tuzağa düşürürse, büyük günahları ona süsleyip güzel gösterir ve devam etmesini sağlar. Kula irca (Umut) kapısını açarak şöyle der: İman, tasdikten ibarettir, ameller ona zarar vermez. Belki de insanlığı helaka götüren şu sözü ona söyletir: [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]"Şirk halinde iyiliğin fayda vermediği gibi tevhid halinde de günah zarar vermez."[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Şeytana, kulu bid'at tuzağına düşürmek daha sevimli gelir. Çünkü bid'at dine terstir ve Allah'ın elçisine gönderdiği bir hususu reddeder. Bid'at sahibi, bu bid'atinden dolayı tevbe etmez, ondan vazgeçmez, aksine insanları bu bid'ate davet eder. Şeytanın, kulu bid'at tuzağına düşürmesinin diğer sebebleri şunlardır:
[/FONT] [FONT=&quot]
[/FONT]

[FONT=&quot]Bid'at;[/FONT][FONT=&quot] ilimsiz olarak Allah hakkında görüş sahibi olmaya, sahih sünnete ve bu sünnet ehline düşmanlık etmeye, sünnet nurunu söndürmek için çalışmaya, Allah ve Resulü (s.a.v)'nün kovduğu şeytana dostlukta bulunmaya, Allah ve Resulu'nun dost olduğu kişileri kovmaya, Allah ve Resul'ünun reddettiği şeylere itibar etmeye, itibar ettikleri hususları ise reddetmeye; onların düşmanlık beslediği kişiye dostluk, dostlukta bulunduklarına ise düşmanlıkta bulunmaya, onların inkar ettiklerini ispata, ispat ettiklerini inkara, hakikati konuşanı yalanlamaya, yalan konuşanı tasdik etmeye, batıl vasıtasıyla hakka karşı çıkmaya, hakkı batıl, batılı hak kılarak hakikatleri tersyüz etmeye, Allah'ın dininde inkara, kalplerde hakkı gizlemeye ve hapsetmeye Allah'ın dosdoğru yolundan sapmayı arzulamaya ve topyekün dini tahrif etme kapısını açmaya sevkeder.[/FONT]
[FONT=&quot]Gerçek şu ki, bid'atler, kulu küçüklerinden büyüklerine doğru yavaş yavaş alıştırır, bid'at sahibi nihayet, kılın hamurdan sıyrılıp çıkması gibi dinden çıkar. [/FONT]
[FONT=&quot]Bidatlerin zararını ancak basiret sahibi kimseler kavrar. Basiretsiz cahil kimseler ise, sapıklık karanlığında hak yoldan sapmış kimselerdir.[/FONT]
[FONT=&quot]"Allah kime nur vermemişse, artık onun için nur yoktur." (Nur,40)[/FONT]
[FONT=&quot]Kul, Allah'ın onu koruması veya kendini bundan kurtaran samimi bir tevbe ile bu engeli de aşarsa şeytan diğer tuzağa geçer.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Dördüncü tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]Küçük günahlar tuzağıdır.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu günahları çok küçük birimlerle mukayese ederek ona şöyle der: Büyük günahlardan sakındığın müddetçe küçük günahlar sana zarar vermez. Büyük günahlardan kaçınmanın ve iyilikte bulunmanın, küçük günahlara kefaret olacağını, onları sileceğini biliyor musun? Şeytan sürekli olarak bu küçük günahları ona önemsizmiş gibi göstererek, nihayet kulun bu günahlar üzerinde ısrar etmeye başlamasını sağlar. [/FONT]
[FONT=&quot]Böyle bir durumda, büyük günah işleyip de Allah'tan korkup çekinen ve pişmanlık duyan bir kimse, bu kimseden daha iyi bir durumdadır. Günah üzerinde ısrar etmek, büyük günah işlemekten daha çirkindir. [/FONT]
[FONT=&quot]Tevbe ve af diledikten sonra büyük günah (kebire) diye bir şey kalmaz. Aynı şekilde yapmakta devam ederse günah da kalmaz. Allah Rasulu (s.a.v) şöyle buyurmuştur:[/FONT]
[FONT=&quot]"Sizleri küçük günahlardan sakındırıyorum"[/FONT]
[FONT=&quot]Sonra bu konuya şöyle bir örnek verdi:[/FONT]
[FONT=&quot]"Çöle varmış bir topluluğun oduna ihtiyacı oldu. Her biri birer odun getirdiler ve böylece büyük bir odun yığını oluşturdular. Ateş yakıp ekmeklerini güzelce pişirdiler. işte aynı şekilde küçük günahlar da kul üzerinde birikir ve o da bunları önemsiz görür de en sonunda o küçük günahlar, o kişiyi helaka götürür". (Müsned,V,331)[/FONT]
[FONT=&quot]Eğer kul, sakınmak, korunmak, tevbe ve istiğfara devam ve de kötülüğün arkasından iyilik yapmak suretiyle bu tuzaktan da kurtulursa şeytan diğer tuzağa başvurur.[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Beşinci tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]İşleyene bir günah yüklemeyen mubahlar tuzağıdır.[/FONT]
[FONT=&quot]Şeytan bu vasıtayla onun çok ibadette bulunmasını ve ahiret için azık hazırlamasını engeller. Sonra yavaş yavaş onun, sünnetleri terketmesini, sünnetlerin terkinden sonra farzları terk etmesini sağlar. Bu vasıtayla şeytan en azından, kârların, büyük kazançların ve yüce makamların o kuldan savuşup gitmesini temin eder. Kul, eğer bunların değerini bilseydi hiçbir ibadeti terk etmezdi. Fakat bunların kıymetini[/FONT] [FONT=&quot]bilmemektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]Eğer kul, tam bir basiret, doğru yolu gösteren bir nur, ibadetlerin kıymetini ve bunları çok işlemenin değerini, bu dünya iskelesinde kalacağı az bir süreyi, ticaretin tehlikesini, müşterinin keremini ve alıcıların ibadetlerine karşılık vereceği bedelin kıymetini takdir ederek bu tuzaktan kurtulursa geçen zamanını harcamak konusunda cimri davranır ve alıp verdiği nefeslerin kârsız geçmemesinde aşırı dikkat gösterir. Bu durumda şeytan diğer tuzağı dener:[/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Altıncı tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]Bu tuzak, daha aza tercih edilen ve daha az faziletli olan ameller tuzağıdır.[/FONT]
[FONT=&quot]Şeytan bunları emreder, kulun gözünde bunları güzel gösterir ve süsler. Daha faziletli, daha kazançlı ve kârlı amellerle meşgul olmaması için bu amellerde bulunan fazilet ve kazancı kula çok gösterir. [/FONT]
[FONT=&quot]Çünkü şeytan sevabın esasından kulu uzaklaştıramayınca, o sevabın kemal ve fazlından, yüce derecesinden onu mahrum bırakmaya çalışır. Kulu, daha az faziletli olanla daha faziletliden, daha az tercih edilenle daha çok tercih edilenden, Allah'a daha az sevimli olanla O'na daha çok sevimli olandan ve daha az razı olduğu ile fazla razı olacağı amelden alıkoyup, oyalamak ister.[/FONT]
[FONT=&quot]Fakat bu tuzağa kadar gelebilmiş insanlar nerede? Bu noktaya gelebilenler çok azdır. Çoğunluğu ise şeytan daha ilk tuzaklarda avlamıştır.[/FONT]
[FONT=&quot]Kul, amelleri ve onların Allah katındaki mertebelerini, faziletteki derecelerini anlamak; miktarlarını bilmek; onların yüceleri ile düşük seviyede olanlarını, faziletlileriyle daha az faziletli olanlarını, amellerin reisi ile halkını, efendisi ile kölesini birbirinden ayırmak suretiyle bu tuzaktan da kurtulabilir. [/FONT]
[FONT=&quot]Çünkü amel ve sözlerinde, insanlarda olduğu gibi, efendi ile kölesi, reisi ile halkı, ulvisi ile düşüğü vardır. Nitekim sahih bir hadiste: [/FONT]
[FONT=&quot]"İstiğfarın efendisi (seyyidu'l- istiğfar) kulun şöyle demesidir: Ey Allah'ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur..." (Buhari, Daavat, 16; Tirmizi, Daavat, 15; İbn Mace, Dua,14) buyurulmuştur.[/FONT]
[FONT=&quot]Başka bir hadiste: [/FONT]
[FONT=&quot]"Cihad, amellerin en üstünüdür" (Tirmizi,İman,8;İbnMace,Fiten,12;Müsned V,231)[/FONT][FONT=&quot] buyurulmuştur. [/FONT]
[FONT=&quot]Başka bir rivayette: [/FONT]
[FONT=&quot]"Ameller birbirlerine karşı övündüler. Her biri kendi mertebesini ve faziletini anlattı. Diğerlerine karşı övünmede sadakanın üstün bir tarafı var idi"[/FONT][FONT=&quot]buyurulmuştur. [/FONT]
[FONT=&quot]Bu engeli ancak, Allah'ın tevfik caddesinde yürüyen, ilim sahibi basiretli ve samimi kişiler aşabilir. Bu kişiler, amellerin derecelerini yerli yerine koyup, her hak sahibinin hakkını verirler.[/FONT]
[FONT=&quot]Eğer bu tuzaklardan kurtulursa, şeytanın başvuracağı bir tek tuzak kalır, başka engel yoktur. Eğer bu tuzaktan kurtulacak birileri varsa onlar da mahlukatın en şereflisi olan Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile Allah'ın diğer peygamberleridir. [/FONT]
[FONT=&quot]
[/FONT]
[FONT=&quot]Yedinci tuzak:[/FONT]
[FONT=&quot]Bu tuzak, o zatın hayır konusundaki derecesine göre, şeytanın, ordusunu el, dil ve kalp ile ve türlü eziyetlerle o kula musallat etmesidir.[/FONT]
[FONT=&quot]O kulun mertebesi yükseldikçe düşman da ona süvarileri ve orduları ile saldırır ve ona eziyet verir. Taraftarlarını ve halkını türlü kötülüklerle ona musallat eder. Bu engelden kurtulmanın çaresi yoktur. Çünkü kul ne ölçüde doğru yolda, Allah'a [/FONT][FONT=&quot]duada ve O'nun emrini yerine getirme konusunda çok çalışırsa, düşman da o ölçüde, sefih arkadaşlarının onu sapıtması konusunda o kadar çok çalışır. Bu kul, ümmet için harbe soyunmuş, Allah'ın yardımıyla Allah için düşmanla savaşa tutuşmuştur. Bu kişinin bu konuda Allah'a olan kulluğu, seçkin ariflerin kulluğudur.[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Bu kulluk, şeytanı kızdırıp öfkelendiren bir kulluktur. Bunu ancak tam basiret sahibi kimseler anlar. Allah'a kulunun düşmanı öfkelendirmesi ve kızdırmasından daha sevimli gelen bir şey yoktur.[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Kur'an-ı Kerim'in çeşitli yerlerinde Cenab-ı Hak bu kulluğa işaret etmiştir: [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]"Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer (mürağimen) ve genişlik (bolluk) bulur." (Nisa,100) [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Allah'a ibadet için hicret eden kimse hem Allah düşmanı hem de kendi düşmanını kızdırdığı için "öfkelendirici" ismiyle anılmıştır. [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Allah, dostunun, düşmanını kızdırması ve öfkelendirmesinden hoşnud olur. Nitekim Allah Teala: [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]"De ki: Allah yolunda onlar (Medine halkı ve çevresindeki bedeviler) bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlığın erişmesi, kafirleri öfkelendirecek bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında kendilerine salih bir amel yazılması içindir. Çünkü Allah iyilik yapanların mükafatlarını zayi etmez" (Tevbe,120). [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Allah Teala, Rasulullah (sav) ve ona tabi olanların vasıflan hakkında şöyle buyurmuştur: [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]"İncil'deki vasıfları şudur: onlar sanki bir ekin gibidir ki bu ekin filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken semizleyip kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup boy atmıştır. (Ki bu) ekincilerin (çiftçilerin) hoşuna gider. (Bu misali vermesi) bununla kafirleri öfkelendirmek içindir"[/FONT][FONT=&quot] (Feth, 29). [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Kafirleri öfkelendirmek Rabbimin sevip arzu ettiği bir şeydir. Kulun bu konuda Rabbine muvafakat etmesi, O'na karşı yaptığı kulluğun kemalindendir. Allah Rasulu (s.a.v) namazda yanıldığında kulun iki kere secde etmesini teşri kılmış ve şöyle demiştir:[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]"Eğer o kişinin namazı tam ise, bu iki secde şeytanın burnunu yere sürter."[/FONT][FONT=&quot] (Müslim, Mesacid) [/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Bir rivayette "Şeytanı çileden çıkanr." şeklindedir. Böylece bu iki secdeyi "sinirlendiren ve burnunu yere sürten iki secde" diye isimlendirmiştir.[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Düşmanını kızdırmak suretiyle Allah'a ibadet eden kimse "sıddıkıyyet" makamından hayli mesafe almış demektir. Kulun Rabbine olan sevgisi dostluğu, şeytana karşı duyduğu düşmanlığı ve düşmanı sinirlendirme konusundaki başarı ölçüsündedir. Düşmanı öfkelendirdiğinden dolayı mescidde iki saf arasında çalımlı bir şekilde yürümek ve Allah'tan başka kimsenin göremeyeceği gizli bir sadaka verirken kibirli ve çalımlı davranmak övülmüştür. Çünkü bu durumda düşmanı öfkelendirmek ve sevdiği can ve malından Allah rızası için sarfetmek fiilleri mevcuttur.[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Bu, Allah'a kulluk yolunda öyle bir kapıdır ki, ancak çok az insan bunu bilir. Bunun tat ve lezzetini tadan bir kimse bunsuz geçen günlerine yanar.[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Yardım sadece Allah'tandır ve sadece O'na güvenilir. Güç ve kuvvet sadece Allah'a aittir.[/FONT][FONT=&quot]
[/FONT][FONT=&quot]Bu makamın sahibi şeytana bakıp günahını tefekkür edince, yaptığı samimi tevbe ile şeytanı öfkelendirir. Bu öfkelendirmesi de o kul için bir başka kulluk nevi doğurur.

[/FONT][FONT=&quot]Bu zikrettiğimiz küçük bölüm, tevbenin hafife alınmayacak inceliklerini taşımaktadır. Belki de sen bunlara başka bir eserde tesadüf edemezsin. Hamd ve İhsan Allah'a mahsustur ve başarı sadece O'na aittir.[/FONT][FONT=&quot]

[/FONT][FONT=&quot]Kaynak; İbn Kayyım/Medaricus-Salikin[/FONT] [FONT=&quot] [/FONT]
 

eee87

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Şub 2011
Mesajlar
582
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
sağol paylaşım için tevhid davası kardeş.Bazen öyle oluyor ki hissediyorum rahat bırakmıyor sürekli sağdan soldan arkadan önden geliyor.Ama ben tövbekarım yapmıcam ALLAH'IN izniyle.onla yanmak istemiyorum çünkü cehennemde.onu sevindirmicem.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt