Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

şeytanın hilesi ve zeus (1 Kullanıcı)

esra89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ara 2007
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
şeytanın hilesi ve zeus

Şeytan, şeytanlığını yapabilmek için, insanların zihnine girebilmek için kendine hep bir yol arayıp bula gelmiştir...

Bir zamanlar..., Allah'tan sakınan, gece gündüz ibadet eden birçok kimse vardı.

Onlar Allah'ı sever, Allah'da onları severdi. Allah onların dualarını geri çevirmezdi.

Allah'ın bu sevdiği seçkin kullarını insanlarda sever ve sayardı.

Tabi şeytan da vardı. Ama Şeytan'ın işi zordu. İnsanoğlunun ayağını kaydırmak zordu. Bu salih kullar yoluna engeller koyuyor, doluya koyuyor almıyor, boşa koyuyor almıyor du. Şeytanlık bayağı zordu, acınacak hali vardı İblis'in oğlunun.

Ama şeytan bu durur mu? Durmaz tabi... Düşündü düşündü, yılları düşünmekle geçti ve bir gün fırsatını buldu.
Bu Allah dostları, halk tecelli edip vefat etmeye başlayınca, Şeytan balkarki engeller kalkmaya başlamıış, halkın içine girebiliyor. O da her fırsatta onların içine girmiş ve her fırsatta onlara Allah dostlarını hatırlatmaya başlamış...

- Şunu, şunu nasıl bilirdiniz?

- Allah Allah. Sorduğun soruya bak. Nasıl bileceğiz? Onlar Allah'a çok bağlıydılar. Duaları geri çevrilmezdi.

- Onlara ne kadar üzülüyorsunuz?

- Çok çok.. Tarifi mümkün değil.

- Öyleyse onları görmek isterdiniz değil mi?

- Hemde nasıl!

- Niçin onlara hergün bakmıyorsunuz?

- Ne demek istiyorsun? Hiç mümkün olabilir mi? Onlar vefat ettiler, aramızdan ayrıldılar.

- Siz de onların resimlerine bakın!

Şeytan'ın bu sözleri halkın beğenisini toplar.

Bunun üzerine o salih insanların resimlerini yaparlar ve hergün o resimlere bakmaya başlarlar böylece ayrılık özlemlerini giderirler...

Zamanla resimlerden heykellere geçerler...

Bunları evlerine ve mabetlerine kadar her yere koyarlar...

Resim ve heykelleri ilk yapan bu insanlar Allah'a ibadet ediyorlar. O'na ortak koşmuyorlardı.

Bu heykellerin taştan yapıldığını, yarar ve zararı olmadığını biliyorlar, ancak gene de saygı gösteriyorlardı.

Gittikçe heykeller çoğaldı. Heykellerin çoğalmasıyla saygıda çoğaldı.

Heykellere saygı ve bağlılık gösterisinde bulunmak moda oldu. Öyle olduki, salih bir kimse vefat edince, hemen heykelini yapmak bir görev haline geldi.

Nesiller geldi nesiller gitti.

Çocuklar torunlar babalarının ve dedelerinin heykellere tavırların görmüş, onların önünde başlarını eğdiklerini, saygı duruşunda bulunduklarını görmüşlerdi.

Boynuz kulağı geçer misali, çocuklar saygıda babalarınıda geçtiler, secde etmeye, ihtiyaçlarını heykellerden istemeye başladılar.

Bu arada heykeller için kurban kesmelerde başlamıştı.

Sonunda heykeller putlaştı. İnsanların ihtiyaçlarını gideren tanrılar olarak kabul görmeye başladı. İbadet artık onlaraydı. Şeytan'ın tuzağına düşülmüştü.

...ve sonraları tanrılaştırılan Zeus bile Hz. İdris'in Atina'ya Tevhid inancını tebliğ etmesi ve halkı çok tanrıcılığın parçaladığı ahlâkî yozlaşmadan kurtarması için gönderdiği valiydi.
 

eyüp1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Kas 2007
Mesajlar
158
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Selamun Aleyküm güzel bir hikaye olmuş insanların düştüğü hatalar işte böyle bugün bişeyler yapıyorsun bundan ne olurki diyorsun dikkat etmeden ama sonrasında...

atılan her adımı düşünerek atmak gerekir. ''amaaaan ne olacakki bundan'' cümlesini kesinlikle kullanmamak gerekir. çok küçük bir hata o kadar büyür ki akıl almaz bir hale gelir.

Allah (c.c.) doğru yoldan ayırmasın

selametle...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt