ÖFKE — HEVA-Yİ NEFS
Öfke, o anda aklı karıştırır, zayıflatır ve aklın doğruyu düşünme melekesini kaybetmesine sebep olur. Akim düşünme melekesi zayıflayınca şeytanın vesveseleri oraya hücum eder. însan öfkelendiği zaman, küçük bir çocuğun yuvarlak bir cisimle oynaması gibi şeytan o kimse ile oynar. Nitekim şeytana sormuşlar:
— İnsanoğlunu nasıl mağlûp ederek sapıtırsın? Şeytan şöyle cevap vermiş:
— Öfkelendiği ve hevâ-yi nefsine uyduğu zaman yakalarım.
HASED —HIRS
Haris kişi kördür, sağırdır. İçine düştüğü hırs onu kör ve sağır yapar. İşte şeytan, bu hırslı kişiye vesvese vermek için fırsat bulabilir. Haram, yasak ve kötü bir fiil dahi olsa, harisin nefsinin çektiği her şeyi ona güzel ve hoş gösterir. Böylece, hırslı kişinin kafasından haram-helâl düşüncesi kalkar. Hırsla dört bir yana saldırır. Her şeyi elde etmek ister.
Anlatırlar ki:
— Nuh Aleyhisselâm, Allah’ın emri üzere her canlıdan bir çift aldıktan sonra gemisine biner. Bir de bakar ki, geminin bir köşesinde tanımadığı bir ihtiyar oturmaktadır. Sorar:
— Seni buraya kim soktu? İhtiyar:
— Kendim girdim. Senin adamlarının kalbine vesvese verip kalblerinin benimle, bedenlerinin de senile olması için!...
Nuh, onun şeytan olduğunu anlar ve:
— Defol burdan! Allah'ın düşmanı, lanetleme! der. Bunun üzerine şeytan şunları söyler:
— Beş şey vardır ki, ben onlarla insanları doğru yoldan çıkarırım. Bunların sadece üç tanesini söyliyeceğim sana! Diğer ikisini söylemem.
Fakat tam bu sırada Allah, Nuh Aleyhisselâma vahiy ile bildirir, der ki:
— Senin o üçe ihtiyacın yok. Diğer ikiyi söylesin! Bu haber üzerine Nuh Aleyhisselâm o ikiyi söylemesini ister.
Şeytan anlatır:
— Onlar, .öyle iki şeydir ki, beni yalancı çıkarmazlar. Onlar, öyle iki şeydir ki, beni geride bırakmazlar. Onlarla attığımı vururum. Onlarla insanları helak ederim. HIRS/HASED!... Hased sebebiyle ben Allanın lanetine uğradım, kovuldum. HIRS'a gelince; cennetde Âdeme bir ağaçtan başka her şey mubah kılınmıştı. Ben, hırs yardımiyle gayeme ulaştım. Âdem, hırs yüzünden yasak meyvaya yaklaştı.
TOKLUK — OBURLUK
Alınan gıdalar sırf helâl dahi olsa mideyi devamlı sinin zararına olur. Çünkü tokluk, şehevî ve hevâi arzulan kuvvetlendirir. Şehevî ve hevâî arzular da şeytanın silâhlan cümlesindendir. Şehevî ve hevâî arzuları yüzünden gözü dönen kişiyi şeytan kolaylıkla avlar ve Allah yolundan çıkarır. Daha önce de bahsettiğimiz İblis-Yahya Aleyhisselâm hikâyesini bir kere daha hatırlayalım:
— Bir gün Yahya Aleyhisselâm îblis ile karşılaşır. İblisin elinde ucu çengelli bir tomar değnek vardır. Yahya Aleyhisselâm sorar:
— Nedir onlar? İblis:
— İnsanoğlunu sapıtmama yarayan bazı şehevî ve hevâi arzular.
Yahya Aleyhisselâm:
— Bana âit birşey mi içinde?
İblis:
— Hayır, fakat bir defasında fazlaca yemiştin de, namaz ve zikir esnasında üzerine bir ağırlık çökmüştü.
Yahya Aleyhisselâm:
— Başka, bir şey yok mu? İblis:
— Hayır!
Yahya Aleyhisselâm:
— Allah’a yeminle söylerim ki, bir daha midemi doldurmam.
İblis:
— Allah’a yemin ederim ki, ben de bunu bir daha kimseye söylemem.
İLAHİ NİZAM
İMAM-I GAZALİ
Öfke, o anda aklı karıştırır, zayıflatır ve aklın doğruyu düşünme melekesini kaybetmesine sebep olur. Akim düşünme melekesi zayıflayınca şeytanın vesveseleri oraya hücum eder. însan öfkelendiği zaman, küçük bir çocuğun yuvarlak bir cisimle oynaması gibi şeytan o kimse ile oynar. Nitekim şeytana sormuşlar:
— İnsanoğlunu nasıl mağlûp ederek sapıtırsın? Şeytan şöyle cevap vermiş:
— Öfkelendiği ve hevâ-yi nefsine uyduğu zaman yakalarım.
HASED —HIRS
Haris kişi kördür, sağırdır. İçine düştüğü hırs onu kör ve sağır yapar. İşte şeytan, bu hırslı kişiye vesvese vermek için fırsat bulabilir. Haram, yasak ve kötü bir fiil dahi olsa, harisin nefsinin çektiği her şeyi ona güzel ve hoş gösterir. Böylece, hırslı kişinin kafasından haram-helâl düşüncesi kalkar. Hırsla dört bir yana saldırır. Her şeyi elde etmek ister.
Anlatırlar ki:
— Nuh Aleyhisselâm, Allah’ın emri üzere her canlıdan bir çift aldıktan sonra gemisine biner. Bir de bakar ki, geminin bir köşesinde tanımadığı bir ihtiyar oturmaktadır. Sorar:
— Seni buraya kim soktu? İhtiyar:
— Kendim girdim. Senin adamlarının kalbine vesvese verip kalblerinin benimle, bedenlerinin de senile olması için!...
Nuh, onun şeytan olduğunu anlar ve:
— Defol burdan! Allah'ın düşmanı, lanetleme! der. Bunun üzerine şeytan şunları söyler:
— Beş şey vardır ki, ben onlarla insanları doğru yoldan çıkarırım. Bunların sadece üç tanesini söyliyeceğim sana! Diğer ikisini söylemem.
Fakat tam bu sırada Allah, Nuh Aleyhisselâma vahiy ile bildirir, der ki:
— Senin o üçe ihtiyacın yok. Diğer ikiyi söylesin! Bu haber üzerine Nuh Aleyhisselâm o ikiyi söylemesini ister.
Şeytan anlatır:
— Onlar, .öyle iki şeydir ki, beni yalancı çıkarmazlar. Onlar, öyle iki şeydir ki, beni geride bırakmazlar. Onlarla attığımı vururum. Onlarla insanları helak ederim. HIRS/HASED!... Hased sebebiyle ben Allanın lanetine uğradım, kovuldum. HIRS'a gelince; cennetde Âdeme bir ağaçtan başka her şey mubah kılınmıştı. Ben, hırs yardımiyle gayeme ulaştım. Âdem, hırs yüzünden yasak meyvaya yaklaştı.
TOKLUK — OBURLUK
Alınan gıdalar sırf helâl dahi olsa mideyi devamlı sinin zararına olur. Çünkü tokluk, şehevî ve hevâi arzulan kuvvetlendirir. Şehevî ve hevâî arzular da şeytanın silâhlan cümlesindendir. Şehevî ve hevâî arzuları yüzünden gözü dönen kişiyi şeytan kolaylıkla avlar ve Allah yolundan çıkarır. Daha önce de bahsettiğimiz İblis-Yahya Aleyhisselâm hikâyesini bir kere daha hatırlayalım:
— Bir gün Yahya Aleyhisselâm îblis ile karşılaşır. İblisin elinde ucu çengelli bir tomar değnek vardır. Yahya Aleyhisselâm sorar:
— Nedir onlar? İblis:
— İnsanoğlunu sapıtmama yarayan bazı şehevî ve hevâi arzular.
Yahya Aleyhisselâm:
— Bana âit birşey mi içinde?
İblis:
— Hayır, fakat bir defasında fazlaca yemiştin de, namaz ve zikir esnasında üzerine bir ağırlık çökmüştü.
Yahya Aleyhisselâm:
— Başka, bir şey yok mu? İblis:
— Hayır!
Yahya Aleyhisselâm:
— Allah’a yeminle söylerim ki, bir daha midemi doldurmam.
İblis:
— Allah’a yemin ederim ki, ben de bunu bir daha kimseye söylemem.
İLAHİ NİZAM
İMAM-I GAZALİ