Şeytanın Giriş Yerlerinden Korunma Çareleri
Şüphesiz İslâm dini, şeytanî saldırılarla iblisî talimatlara karşı koyması için itısana yardım etmek gayesiyle ona birçok çare göstermiştir. Bu çareler, şeytanla yapacağı savaşta insanın sebat göstermesine yardımcı olacak ve en büyük düşmanının yenilmesini kolaylaştıracaktır.
İslâm büyüklerinden birisi çareleri şöyle özetlemiştir:
“Şeytanın hangi kapılardan insana geleceği hakkında düşündüm ve tefekkür ettim. Onun şu on kapıdan geleceğini tesbit ettim:
1. Açgözlülük ve kötü düşünme kapısı: Ben, Allah’a güvenmek ve rızkına kanaat etmekle ona karşı koydum.
2. Yaşamayı sevmek ve tükenmez arzu kapısı: Ben, ansızın gelen ölümden korkmakla ona karşı koydum.
3. İstirahat ve nimetin peşine koşma kapısı: Ben, nimetin son bulması ve hesabın zorluğuyla ona karşı koydum.
4. Kendini beğenme kapısı: Ben, başa kakmak ve sonucundan korkmakla ona karşı koydum.
5. İnsanları hafife almak ve onlara az saygılı olmak kapısı: Ben insanların hakkını tanımak ve onlara saygı göstermek suretiyle ona karşı koydum.
6. Kıskanma kapısı: Ben kanaat etmek ve yüce Allah’ın mahlûkatına yaptığı rızık taksimatına razı olmakla ona karşı koydum.
7. Gösteriş yapmak ve insanların övgüsünü elde etmek kapısı: Ben samimiyet ve ihlas ile ona karşı koydum.
8. Cimrilik kapısı: Ben insanların elinde bulunan şeylerin yok olacağına ve yalnız Allah (c.c) katından olan şeylerin kalacağına inanarak ona karşı koydum.
9. Kibir kapısı: Ben alçak gönüllü olmakla ona karşı koydum.
10. Tamah kapısı: Ben Allah’ın (c.c) hazinesinde bulunan rahmetine güvenmek ve insanların elinde bulunan şeylere göz dikmemek suretiyle ona karşı koydum.
” Şeytanın oklarından ve entrikalarından korunmak için,
İslâm’ın çare olarak ısrarla tavsiye ettigi şey, her işe başlarken Allah’ın (c.c) ismini anmaktır. “
Bu konuda, Ebû Hüreyre’den (r.a) şu hadis rivayet edilmiştir:
“Mü’min ve kafirin şeytanları karşılaşırlar. Bir de ne görsünler; kâfirin şeytanı yağlı, Şişman ve kuvvetli idi. Mü’minin şeytanı ise pek zayıftı, saçı keçeleşmiş, tozlanmış ve çıplak idi. Kâfirin şeytanı, mü’minin şeytanına
- Sana ne olmuş, bu kadar zayıflamışsın, dedi.
O, şu cevabr verdi.
- Ben öyle bir adamın yanında bulunuyorum ki, yemek yediğinde Allah’ın ismini anar. Böylece ben aç kahrım. Su içtiğinde yine Allah’ın ismini anar. Ben susuz kalırım. Elbise giydiğinde Allah’ın ismini anar. Ben yine çıplak kalırım. Saçına yağ sürdüğünde Allah’ın ismini anar. Böylece benim saçım keçelenir.
Sonra kâfirin şeytanı şöyle dedi:
- Fakat ben öyle bir adamla beraber yaşıyorum ki, bunlardan hiçbirini yapmaz. Ben, yemesinde, içmesinde ve elbiselerinde onlara ortak oluyorum.”
” Şeytandan korunma vesilelerinden birisi de, halis, helal mal olsa bile doyasıya ve tıka basa yemekten sakınmaktır”.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz.” (A’râf, 31)
Hz. Peygamber (s.a. v) şöyle buyurmuştur:
“Doğrusu şeytan insanoğlunun damarında kan gibi dolaşır, Öyle ise siz aç kalmak suretiyle onu damarlarınıza . sıkıştırınız” (Buhârî: Ahlc’dm 21; MüsHm: Selâm 23, 25.) (Ahmed b. Hanbel: Müsned, III, 156)
Şeytandan korunma çarelerinden birisi de Kur’ân’ı okumak, Allah’ı (c.c) zikretmek ve tevbe etmektir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a v) bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Şeytan, hortumunu ademoğlunun kalbinin üstüne koyar. Eğer o, Allah’ı anarsa hortumu geri çeker. Şayet insanoğlu Allah’ı unutursa onun kalbine girer.” (İbn Ebi_Dünyâ)
Bu çarelerden birisi de işlerinde acele etmemek ve sabretmektir. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: `”Acele, şeytandandır. Sabretmek Allah’tandır.” (Tirmizı: Birr, 66)
Şeytanın şerrinden ve entrikalarından sakınmak için, İslâm dininin tavsiye ettiği çareleri ve işleri yapmak gerekir. Bir âyette Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: ,
“Allah’tan korkanlara şeytandan bir vesvese dokununca Allah’ı hatırlarlar ve gerçeği görürler.” (A’râf, 201)
Şüphesiz İslâm dini, şeytanî saldırılarla iblisî talimatlara karşı koyması için itısana yardım etmek gayesiyle ona birçok çare göstermiştir. Bu çareler, şeytanla yapacağı savaşta insanın sebat göstermesine yardımcı olacak ve en büyük düşmanının yenilmesini kolaylaştıracaktır.
İslâm büyüklerinden birisi çareleri şöyle özetlemiştir:
“Şeytanın hangi kapılardan insana geleceği hakkında düşündüm ve tefekkür ettim. Onun şu on kapıdan geleceğini tesbit ettim:
1. Açgözlülük ve kötü düşünme kapısı: Ben, Allah’a güvenmek ve rızkına kanaat etmekle ona karşı koydum.
2. Yaşamayı sevmek ve tükenmez arzu kapısı: Ben, ansızın gelen ölümden korkmakla ona karşı koydum.
3. İstirahat ve nimetin peşine koşma kapısı: Ben, nimetin son bulması ve hesabın zorluğuyla ona karşı koydum.
4. Kendini beğenme kapısı: Ben, başa kakmak ve sonucundan korkmakla ona karşı koydum.
5. İnsanları hafife almak ve onlara az saygılı olmak kapısı: Ben insanların hakkını tanımak ve onlara saygı göstermek suretiyle ona karşı koydum.
6. Kıskanma kapısı: Ben kanaat etmek ve yüce Allah’ın mahlûkatına yaptığı rızık taksimatına razı olmakla ona karşı koydum.
7. Gösteriş yapmak ve insanların övgüsünü elde etmek kapısı: Ben samimiyet ve ihlas ile ona karşı koydum.
8. Cimrilik kapısı: Ben insanların elinde bulunan şeylerin yok olacağına ve yalnız Allah (c.c) katından olan şeylerin kalacağına inanarak ona karşı koydum.
9. Kibir kapısı: Ben alçak gönüllü olmakla ona karşı koydum.
10. Tamah kapısı: Ben Allah’ın (c.c) hazinesinde bulunan rahmetine güvenmek ve insanların elinde bulunan şeylere göz dikmemek suretiyle ona karşı koydum.
” Şeytanın oklarından ve entrikalarından korunmak için,
İslâm’ın çare olarak ısrarla tavsiye ettigi şey, her işe başlarken Allah’ın (c.c) ismini anmaktır. “
Bu konuda, Ebû Hüreyre’den (r.a) şu hadis rivayet edilmiştir:
“Mü’min ve kafirin şeytanları karşılaşırlar. Bir de ne görsünler; kâfirin şeytanı yağlı, Şişman ve kuvvetli idi. Mü’minin şeytanı ise pek zayıftı, saçı keçeleşmiş, tozlanmış ve çıplak idi. Kâfirin şeytanı, mü’minin şeytanına
- Sana ne olmuş, bu kadar zayıflamışsın, dedi.
O, şu cevabr verdi.
- Ben öyle bir adamın yanında bulunuyorum ki, yemek yediğinde Allah’ın ismini anar. Böylece ben aç kahrım. Su içtiğinde yine Allah’ın ismini anar. Ben susuz kalırım. Elbise giydiğinde Allah’ın ismini anar. Ben yine çıplak kalırım. Saçına yağ sürdüğünde Allah’ın ismini anar. Böylece benim saçım keçelenir.
Sonra kâfirin şeytanı şöyle dedi:
- Fakat ben öyle bir adamla beraber yaşıyorum ki, bunlardan hiçbirini yapmaz. Ben, yemesinde, içmesinde ve elbiselerinde onlara ortak oluyorum.”
” Şeytandan korunma vesilelerinden birisi de, halis, helal mal olsa bile doyasıya ve tıka basa yemekten sakınmaktır”.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“Yiyiniz içiniz, fakat israf etmeyiniz.” (A’râf, 31)
Hz. Peygamber (s.a. v) şöyle buyurmuştur:
“Doğrusu şeytan insanoğlunun damarında kan gibi dolaşır, Öyle ise siz aç kalmak suretiyle onu damarlarınıza . sıkıştırınız” (Buhârî: Ahlc’dm 21; MüsHm: Selâm 23, 25.) (Ahmed b. Hanbel: Müsned, III, 156)
Şeytandan korunma çarelerinden birisi de Kur’ân’ı okumak, Allah’ı (c.c) zikretmek ve tevbe etmektir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a v) bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Şeytan, hortumunu ademoğlunun kalbinin üstüne koyar. Eğer o, Allah’ı anarsa hortumu geri çeker. Şayet insanoğlu Allah’ı unutursa onun kalbine girer.” (İbn Ebi_Dünyâ)
Bu çarelerden birisi de işlerinde acele etmemek ve sabretmektir. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: `”Acele, şeytandandır. Sabretmek Allah’tandır.” (Tirmizı: Birr, 66)
Şeytanın şerrinden ve entrikalarından sakınmak için, İslâm dininin tavsiye ettiği çareleri ve işleri yapmak gerekir. Bir âyette Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: ,
“Allah’tan korkanlara şeytandan bir vesvese dokununca Allah’ı hatırlarlar ve gerçeği görürler.” (A’râf, 201)