-Yalancı_Dünya-
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 20 Kas 2007
- Mesajlar
- 1,470
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
EY ŞEYTAN !
Sana bu mektubumu, kabirden yazıyorum;
Ve kendime ilk defa, bu kadar kızıyorum
Nasıl oldu da beni, kendine inandırdın ?
Benim gibi çok zeki, bir insanı kandırdın !
Bir zamanlar önüme, ne servetler sermiştin;
''Sana ölüm yok'' diye, güvenceler vermiştin
Hani sonsuza kadar, sürecekti saltanat ?
Hani bana her zaman, olacaktın kol kanat ?
Ey şeytan ! O yıllarda, ne çok severdim seni;
Sırtımı hep sıvazlar, hep şımartırdın beni
İki duble atınca, hayale daldırırdın,
Ahlâki yasakları, ortadan kaldırırdın
Akşamları çalarken, hüzzam faslı derinden,
Bana hep gülümserdin, şarap kadehlerinden
Bazen şuh bir kadının, bedenine girerdin;
En gözde, en pahalı, parfümleri sürerdin
O cömert gerdanına, mücevherler takardın;
Sonra bir çift göz olur, ihtirasla bakardın
Gönül antenlerimiz, mesajları alırdı,
Bundan sonrası artık, iç güdüye kalırdı
Namustan dem vuranı, dosyalarda fişlerdin;
İrticâ kompleksini, beyinlere işlerdin
Hep gırgıra alırdık, cehennemde yanmayı;
Hoşgörü denizinde, boğardık utanmayı
Düşünen bir insanı, görünce irkilirdik;
Beyinleri sadece, bir sakatat bilirdik
Ne güzeldi o günler, ne bulursak yiyorduk;
Hayvanlar gibi mutlu, yaşayıp gidiyorduk
Biliyorum şu anda, hâlime gülüyorsun;
Artık beni hiçbir şey, kurtarmaz Biliyorsun
Biraz sonra gelecek, sorgu için melekler;
Yanımda ne bir kuruş, ne bir senet, ne çekler
Kendi derdine düşmüş, mezarlık sakinleri
Baktım Karmakarışık, meşrepleri, dinleri
Kimisinin totemi, sallanıyor boynunda,
Kimisinin dövmesi, kalçasında, koynunda
Buraya gelir gelmez, etrafımı sardılar;
Bilir misin ey şeytan ! Hepsi seni sordular
Kimi genç, kimi yaşlı, kimi miskin bir dede;
Hepsi de benim gibi, olmuşlar şeytanzede
Kimisini kumarla, düşürmüşsün ağına;
İncirleri dikmişsin, kırk yıllık ocağına
Kimi, senin yüzünden, aldatmış kocasını,
Süslemişsin gözünde, o kayak hocasını
Kimisine en sinsi, tuzakları kurmuşsun;
Esrarla, eroinle, kokainle vurmuşsun
Kimisinin girmişsin, vesveseyle kanına,
O da gidip kastetmiş, karısının canına
Kimisini makamla, rütbeyle kandırmışsın;
Bir ilâh olduğuna, onu inandırmışsın
Kimi hukuk cambazı, sola kaymış kantarı;
Hâlâ beyin sanıyor, başındaki mantarı
Kur'ân diye bir kitap, duymuştum yaşıyorken;
Ciddiye almamıştım, peşinden koşuyorken
Meğerse o kitapta, adın çok geçiyormuş,
''İnsana hüsran!'' diye, şeytan and içiyormuş
Eğer bir fırsat daha, verseydi Allah bana;
Hep seni anlatırdım, altı milyar insana
Gerçi bütün insanlar, seni ismen tanıyor,
Ama gaflete bak ki; cismini yok sanıyor
Ey şeytan ! Vakit geldi, ben artık gitmeliyim,
Sana yenik düşmüşüm Îtiraf etmeliyim
Hiç korkma Bu insanlar, böyle gâfil oldukça;
Sana hep tapacaklar, cüzdanları doldukça
CENGİZ NUMANOĞLU
Sana bu mektubumu, kabirden yazıyorum;
Ve kendime ilk defa, bu kadar kızıyorum
Nasıl oldu da beni, kendine inandırdın ?
Benim gibi çok zeki, bir insanı kandırdın !
Bir zamanlar önüme, ne servetler sermiştin;
''Sana ölüm yok'' diye, güvenceler vermiştin
Hani sonsuza kadar, sürecekti saltanat ?
Hani bana her zaman, olacaktın kol kanat ?
Ey şeytan ! O yıllarda, ne çok severdim seni;
Sırtımı hep sıvazlar, hep şımartırdın beni
İki duble atınca, hayale daldırırdın,
Ahlâki yasakları, ortadan kaldırırdın
Akşamları çalarken, hüzzam faslı derinden,
Bana hep gülümserdin, şarap kadehlerinden
Bazen şuh bir kadının, bedenine girerdin;
En gözde, en pahalı, parfümleri sürerdin
O cömert gerdanına, mücevherler takardın;
Sonra bir çift göz olur, ihtirasla bakardın
Gönül antenlerimiz, mesajları alırdı,
Bundan sonrası artık, iç güdüye kalırdı
Namustan dem vuranı, dosyalarda fişlerdin;
İrticâ kompleksini, beyinlere işlerdin
Hep gırgıra alırdık, cehennemde yanmayı;
Hoşgörü denizinde, boğardık utanmayı
Düşünen bir insanı, görünce irkilirdik;
Beyinleri sadece, bir sakatat bilirdik
Ne güzeldi o günler, ne bulursak yiyorduk;
Hayvanlar gibi mutlu, yaşayıp gidiyorduk
Biliyorum şu anda, hâlime gülüyorsun;
Artık beni hiçbir şey, kurtarmaz Biliyorsun
Biraz sonra gelecek, sorgu için melekler;
Yanımda ne bir kuruş, ne bir senet, ne çekler
Kendi derdine düşmüş, mezarlık sakinleri
Baktım Karmakarışık, meşrepleri, dinleri
Kimisinin totemi, sallanıyor boynunda,
Kimisinin dövmesi, kalçasında, koynunda
Buraya gelir gelmez, etrafımı sardılar;
Bilir misin ey şeytan ! Hepsi seni sordular
Kimi genç, kimi yaşlı, kimi miskin bir dede;
Hepsi de benim gibi, olmuşlar şeytanzede
Kimisini kumarla, düşürmüşsün ağına;
İncirleri dikmişsin, kırk yıllık ocağına
Kimi, senin yüzünden, aldatmış kocasını,
Süslemişsin gözünde, o kayak hocasını
Kimisine en sinsi, tuzakları kurmuşsun;
Esrarla, eroinle, kokainle vurmuşsun
Kimisinin girmişsin, vesveseyle kanına,
O da gidip kastetmiş, karısının canına
Kimisini makamla, rütbeyle kandırmışsın;
Bir ilâh olduğuna, onu inandırmışsın
Kimi hukuk cambazı, sola kaymış kantarı;
Hâlâ beyin sanıyor, başındaki mantarı
Kur'ân diye bir kitap, duymuştum yaşıyorken;
Ciddiye almamıştım, peşinden koşuyorken
Meğerse o kitapta, adın çok geçiyormuş,
''İnsana hüsran!'' diye, şeytan and içiyormuş
Eğer bir fırsat daha, verseydi Allah bana;
Hep seni anlatırdım, altı milyar insana
Gerçi bütün insanlar, seni ismen tanıyor,
Ama gaflete bak ki; cismini yok sanıyor
Ey şeytan ! Vakit geldi, ben artık gitmeliyim,
Sana yenik düşmüşüm Îtiraf etmeliyim
Hiç korkma Bu insanlar, böyle gâfil oldukça;
Sana hep tapacaklar, cüzdanları doldukça
CENGİZ NUMANOĞLU