Kur'an-ı Kerim'de Yaratan şöyle buyuruyor: "Allah buyurdu: Çık oradan yenilmiş ve kovulmuş olarak. Onlardan sana uyan olursa, yemin olsun ki cehennemi tamamen sizden dolduracağım."
(A'raf 18)
Böylece öğreniyoruz; o iblis'e ve o şeytanlara uyanlar da cehenneme gidecek. Fakat onun öyle çok, öyle çeşitli ve türlü renkli yüzleri var ki, aldanmamak zor!..
Önce iman kuvveti lâzım ve şüphesiz Cenab-ı Hakk'ın hayır ile şer arasına koyduğu akıl... Lâzım ki; ta yüreğimizin içinde, yahut kulağımızın dibinde fısır fısır fıslayanın, zararlı zevk ve sefaya, bazen kıskançlığa, zararlı hırsa, bazen yalana, gıybete, haksızlığa, öfkeye, ihanete, kine ve gurura, kibre çeken sesini, kendi öz duygularımızdan ayırt edip, kısalım. O kadar kısalım ki, yok olup gitsin.
Hiç farkettik mi, bazen onun sesini içimizde yahut herhangi bir insanda işitip, tanıdığımız halde., tanımazdan gelip, bir aldanışın kör kuyusuna düşüverdiğimizi?..
Oysa buyrulmuş ki: "Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler." (A'raf 201)
Demek iman gücü ve akıl, o kadar çok gerekli. Ama tecrübe ve bilginin olgunlaştırıp, zenginleştirdiği akıl ve her an O'nun gözü önünde bulunduğumuzu bilen bir şuurun imanı. Çünkü buyrulduğu gibi; "Şeytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah'a sığın. Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi bilir." in şuuru. (A'raf 200)
"Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezden gelip, O'ndan uzaklaşırsa, biz ona bir şeytan musallat ederiz de, o ona can yoldaşı olur" un şuuru.
Allah'tan uzaklaştıkça, vesvese ile dolup, vesvese verenin ağına düştüğümüz bir gerçek. Bu ağ yalancıdır, bu ağ aldatıcıdır, endişe vericidir, bu ağ hayırdan çeker, şerre vardırır.
Şeytan, "kıvrılıp kıvrılıp saklanır, sinip sinip gizlenir" sinemizde bir sinsi ses olur, dönüp karşımızda bir sima olur, değişip hatta başımıza gelen bir hadise olur.
Çok yüzlü hilekardır çünkü yalan ondadır, çünkü yalan odur!... Her türlü hayırdan uzak, zararın ta kendisidir.
Ve şeytanla mücadele, biz insanlara kalan bir iş, bir mühim iş, hayatın yollarında ve hasseten O'nun yolunda. Bilmek gerek ki, eksiklerimiz, yanlışlarımız, cehaletimiz, o vesveseciye bıraktığımız açık kapılardır. Çünkü o, bizi en zayıf tarafımızdan yakalar.
Derler ki, "Şeytanın ağına düşen, gözleri kapandığından, yalnız gözünün önündeki perdenin rengini görür de, gerçekten ve doğrudan uzakta olduğunu farkedemez bir süre.. Ve o zaman öylesine rahatça kötüde olur, kötüyü der, kötüyü eder."
Yine buyrulmuş ki; "(...) Ne yazık ki kalpleri katılaştı, şeytan yapmakta olduklarını onlara süslü püslü gösterdi." (En'am 43)
Halbuki insan, Allah'ın akıl ve gönülle güçlendirdiği yaratılmış; şeytana mani olacak kudrete sahiptir. Bilir misiniz hatta "zaman" bile ona engel olamazken...
İş ki, aklımızı ve gönlümüzü zenginleştirmeyi bilelim... Bilgi ile ve Yaratan'ın yolunun şuuru ile dolalım.
Hayır işleyelim, hayırla yürüyelim O'nun yolunda bilginin yolunda....
EMİNE IŞINSU...
ÇINAR DERGİSİ....
ALLAHA EMANET OLUN MÜMİN KARDEŞLERİM....
(A'raf 18)
Böylece öğreniyoruz; o iblis'e ve o şeytanlara uyanlar da cehenneme gidecek. Fakat onun öyle çok, öyle çeşitli ve türlü renkli yüzleri var ki, aldanmamak zor!..
Önce iman kuvveti lâzım ve şüphesiz Cenab-ı Hakk'ın hayır ile şer arasına koyduğu akıl... Lâzım ki; ta yüreğimizin içinde, yahut kulağımızın dibinde fısır fısır fıslayanın, zararlı zevk ve sefaya, bazen kıskançlığa, zararlı hırsa, bazen yalana, gıybete, haksızlığa, öfkeye, ihanete, kine ve gurura, kibre çeken sesini, kendi öz duygularımızdan ayırt edip, kısalım. O kadar kısalım ki, yok olup gitsin.
Hiç farkettik mi, bazen onun sesini içimizde yahut herhangi bir insanda işitip, tanıdığımız halde., tanımazdan gelip, bir aldanışın kör kuyusuna düşüverdiğimizi?..
Oysa buyrulmuş ki: "Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler." (A'raf 201)
Demek iman gücü ve akıl, o kadar çok gerekli. Ama tecrübe ve bilginin olgunlaştırıp, zenginleştirdiği akıl ve her an O'nun gözü önünde bulunduğumuzu bilen bir şuurun imanı. Çünkü buyrulduğu gibi; "Şeytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah'a sığın. Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi bilir." in şuuru. (A'raf 200)
"Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezden gelip, O'ndan uzaklaşırsa, biz ona bir şeytan musallat ederiz de, o ona can yoldaşı olur" un şuuru.
Allah'tan uzaklaştıkça, vesvese ile dolup, vesvese verenin ağına düştüğümüz bir gerçek. Bu ağ yalancıdır, bu ağ aldatıcıdır, endişe vericidir, bu ağ hayırdan çeker, şerre vardırır.
Şeytan, "kıvrılıp kıvrılıp saklanır, sinip sinip gizlenir" sinemizde bir sinsi ses olur, dönüp karşımızda bir sima olur, değişip hatta başımıza gelen bir hadise olur.
Çok yüzlü hilekardır çünkü yalan ondadır, çünkü yalan odur!... Her türlü hayırdan uzak, zararın ta kendisidir.
Ve şeytanla mücadele, biz insanlara kalan bir iş, bir mühim iş, hayatın yollarında ve hasseten O'nun yolunda. Bilmek gerek ki, eksiklerimiz, yanlışlarımız, cehaletimiz, o vesveseciye bıraktığımız açık kapılardır. Çünkü o, bizi en zayıf tarafımızdan yakalar.
Derler ki, "Şeytanın ağına düşen, gözleri kapandığından, yalnız gözünün önündeki perdenin rengini görür de, gerçekten ve doğrudan uzakta olduğunu farkedemez bir süre.. Ve o zaman öylesine rahatça kötüde olur, kötüyü der, kötüyü eder."
Yine buyrulmuş ki; "(...) Ne yazık ki kalpleri katılaştı, şeytan yapmakta olduklarını onlara süslü püslü gösterdi." (En'am 43)
Halbuki insan, Allah'ın akıl ve gönülle güçlendirdiği yaratılmış; şeytana mani olacak kudrete sahiptir. Bilir misiniz hatta "zaman" bile ona engel olamazken...
İş ki, aklımızı ve gönlümüzü zenginleştirmeyi bilelim... Bilgi ile ve Yaratan'ın yolunun şuuru ile dolalım.
Hayır işleyelim, hayırla yürüyelim O'nun yolunda bilginin yolunda....
EMİNE IŞINSU...
ÇINAR DERGİSİ....
ALLAHA EMANET OLUN MÜMİN KARDEŞLERİM....