Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şeytan İzini Kutsayan TÜRKAN (1 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan FiSeBiLiLLaH
  • Başlangıç tarihi
F

FiSeBiLiLLaH

Yıl 1908.
Hava hafif yağmurlu,
rüzgar esiyor,
Bermingen'de Lili Mina Raiman adında,
katolik bir hristiyan kız çocuğu dünyaya geliyor.

Lili mina Raiman,
büyüyor, ergenlik döneminde Türkiye'ye geliyor,
Leyla ismini alıyor.

Türkan,
Lila Mina Raiman'ın en büyük kızı.

Doktor olmak istiyor,
henüz küçük, ama büyük hayeller besliyor,
anadoluyu gezmek, hastaları tedavi etmek, insanlara yardım etmek.

her şey güzel bir niyetle başlıyor,
her şeyini, insanlığa adamak ümidiyle yola çıkıyor,
Türkan.

okula başlıyor,
üniversite okuyor,
tıp doktoru oluyor.

Kimsenin
sevmediği
deri ve zührevi hastalıklar
konusunda uzman doktor oluyor.

Bu konuda ihtisas yapan
Türkiye’nin yedinci kadın ünvanını alıyor,

İşçi Sigortaları Nişantaşı Hastanesi’nde çalışıyor,
Orada hiç tanımadığı işçi kesimiyle tanışıyor,
kendi tabiriyle,
Orada bir üniversite daha bitiriyor
Bir günde 100 hastaya bakıyor.

İnsanlara kendini sevdirmeye,
onların dertlerini tedavi etmeye büyük bir gayret gösteriyor.

Türkan,
çok çalışıyor,
erinmiyor, iğrenmiyor,
hastanenin tozundan kirine,
hastanın yatağından yarasına kadar hepsini kontrol ediyor.
Yara sarmayı çok seviyor.
Hastalarına iğnelerini bile kendisi yapıyor.

23 yaşında
evleniyor çocuk sahibi oluyor,
ilk eşinden boşanıyor,
eşinden mutlu olamıyor,
ikinci eşi hakkında: "beni çok sevmesini kabul edemedim" diyor.
ve ondan da boşanıyor.

artık tek ve özgür,
dilediğini yapmak isteyen, çağdaş, cumhuriyetçi, özgür bir kadın olarak zuhur ediyordu.

İngiltere'ye gidiyor ve 1976 da geri dönüyor.
her şey o tarihten itibaren netleşmeye yavaş yavaş başlıyor.
Türkan, ingiltere'de misyoner eğitimi alıyor,
hristiyanlığı yayacak siyasetleri ve yöntemleri öğreniyor,
bir görevli olarak Türkiye'ye geri dönüyor.

Yeni görevi;
müslüman çocuklarına ve halkına
doktorluğunu kullanarak,
hristiyanlığı aşılamak,
yaymak ve müslüman evladlarını dinsizleştirerek küfre çekmek.

Bu amaçla da Dünya Kiliseler Birliği tarafından destekleniyor.
Misyonerler, çalışmalarda Türkan'a çok güveniyor, o da asla onların güvenini sarsmıyor.

Günler günleri yıllar yılları kovalıyor,
Türkan hızla hedefi yolunda adımlarını artırıyor,
medyada sık sık görünüyor,
seminerler,
konferanslar,
araştırmalar gerçekleştirerek
gencecik fidanları hristiyanlığa davet ediyor.

Gençleri toplamak için resmi dernek açıyor,
adını da, çağdaş yaşamı destekleme derneği koyuyor.

Müthiş bir efor,
güç, azim ortaya koyuyor,
mali güçle ve avrupalı hristiyanların desteğiyle bir anda güçleniyordu.

Ülkeyi pkk vesilesiyle bölmeye,
kemalizm adıyla saptırmaya,
cumhuriyet adıyla yardım toplamaya,
islam'a hakaret ederek ve hakir görerek halkı islamdan soğutmaya başlıyor.

kendine sorulan sorulara
cevap vererek kendini şöyle tanımlıyordu:
"her kadın bir cumhuriyet kadınıdır,
müslüman kızlar başörtülü olarak okuyamaz,
çağdaş yaşamı destekleme derneğinden
başörtülü kızlar asla burs alamaz.
Kızlar namaz kılacağına bale etsinler"

Sivri,
cesur ve hedefine ulaşmak yolunda
sözünü esirgemeyen bir sesle
konferans'da şöyle haykırıyordu:

“Biz Türkler hep akın etmişiz;
yakıp yıkmışız,
başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız.
Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz.
Nedir bu alışkanlık.
Biz yakıp yıkmak için var değiliz.
Biz yaratmak,
geliştirmek ve çağın üstüne geçmek için varız.
ATATÜRK ismini kullanırsak
bunu daha rahat yapabiliriz.
Hem para toplar hem destek alırız, kampanyalar düzenler,
TÜRKLERDEN topladığımız paralarla,
KÜRTLERİ daha bilinçli hale getiririz,
cahil insanlarla KÜRDİSTAN'ı kuramayız,
Hristiyanlığı bu şekilde daha rahat yaymamız da mümkün."

işte hakiki türkan böylece dışarı yansıyordu,

Türkan,
bir gün sabah kalvaltsını yapıp
gençlik korusunu dinlemeye
gidiyor,

konser salonuna giriyor,
ancak orada
Gençlik Korusunu yöneten
Muhammed adında bir müzisyen
olduğunu işitiyor ve şöyle diyor:
“Gençlik Orkestrası’nı yaratan ve yöneten
arkadaşımızın
ismi Muhammed.
Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?”

Toplantıda açıktan Peygambere karşı tavrını ortaya koyuyordu.

Ateist, Dinsiz,
Kemalist,
Cumhuriyetçi,
Ergenekoncu,
Misyoner bir Türkan olarak toplumun çeşitli kesimleri tarafından seviliyordu.

Danone,
Metro Grosmarket,
Turkcell, TNT Ekspres, Ericsson,
Finansbank, İş Bankası,
Mercedes-Benz vs…
firmalar,
Türkan'ı desteleyenler olarak öne çıkıyor.
Bu firmalar Türkkan'ı umutla baktığı hedefiinde yalnız bırakmıyor.

Türkan,
her geçen gün
bu ülke insanlarının ezelden beri önem atfettiği manevi değerleri,
kutsal saydıkları sözkonusu olduğunda saldırganlaşıyor.

Zerafetten yoksunlaşıyor.
Kibirli bir nefrete dönüşüyor.
Bilim adamına ve bir bayana yakışmayacak
şekilde kabalaşıyordu.
dilini, dine karşı kullanan bir portre oluyordu,
aslında onu birileri ileri sürüyor arkasına saklanıyordu.

şeytan ne güzelde azdırıyordu Türkan'ı,
şeytan izini kutsayan bir türkan oluyor ve bundan da gururlanıyordu.

İslam'ı, Kuran'ı, Muhammed(a.s.) düşman ilan ediyordu.

Din’i,
dogma olarak kodlayan ve bilimsel bulmadığı için
reddeden Türkan,
Muhammed isminden rahatsızlık duyduğunu
uluorta söylüyor,
‘Bu ülkede başörtüsü sorunu yoktur’ diyerek
müslüman kızçocuklarını rencide ediyor,
gayet despot bir bakış açısıyla bir fikri değil,
yaşayan kanlı canlı insanları yok sayıyordu.

hayatını dine karşı olmaya adayan Türkan,
yaşlılık yıllarında, akçiğer kanseri oldu,
kemoterapi gördü,
zayıfladı,
o haliyle bile cumhuriyet mitinglerini destekledi,
Ölüm meleğinden korkmuyordu,

Türkan'ın
yüzünü gören korkuyordu,
rengi değişmiş,
içinin kirliliği dışına vurmuştu.

Allah, iç pisliğini dışına yansıtmıştı.
Hayatını islam'a karşı savaşa adayan kimse elbette bu hale dönerdi.

artık ölüm döşeğinde idi,
sayıklamaya başladı.


son anlarda bile hedefinden şaşmadı,
derneğini emanet ediyor,
ilkelerinin yaşatılmasını istiyor,
hefedini kitaplaştırıyordu,
cehenneme dayanacağını sanıyordu,
dünyada kendini hastalıktan kurtaramayan azgın türkan,
cehennem ateşinden mi kurtulacaktı?

ne garip değil mi şu kafirlerin düşünceleri!

türkan
küfür üzerine hayata elveda etti.

İşte Türkan,
bu idi.

hedefi,
azmi,
çabası,
cesur inancı,
islam'a karşı duruşu,
Muhammed'e(a.s.) hakareti..

sürekli dini horlayan,
hüsrana uğrayan misyoner türkan işte böyle idi.

Arkasında kalanlar
onu şimdi putlaştırdı,
adını kullanarak hedeflerine doğru ilerliyorlar,

türkan çok kötü yaşadı
çok kötü,

çok kötü öldü!
çok kötü,

çok küfür işledi çooook,
çok hakaret etti dine.

Gençliğime düşmanlık etti,
bacılarımın örtüsüne karşı nefret oluşturdu,

Türkan,
şeytanın oyununa kurban giden
bir çok akedemisyenlerden sadece biridir.
Onun gibi niceleri hala yaşamaktadır,
O açık bir İslam düşmanıdır.

Peki siz
Türkan gibilere karşı hangi eğitimi,
hizmeti, daveti, sevgiyi götürdünüz?
insanlara, dininizi anlatıyor musunuz?

Siz onun gibi
çalışmayacak mısınız?
O ki batıl dini uğruna mübarek memleketimizde misyonerlik hizmeti verdi,
başarı için çabaladı,
ateşi kendi eliyle satın aldı.

Neden
biz onların oyunlarını ve tuzaklarını etkisizleştirmek için DAVET etmiyoruz?

Türkan
bir şeytan,
ve ŞEYTAN gibi yaşadı ona layık öldü.

Türkan,
Marmara gemisine saldıran
Yahudilerin kuklası olarak yaşadı.

Siz kimin için yaşayacaksınız?

Yeni türkanlara dur demek için
ey kardeşim
iSLAM
için
ÇOK
ÇALIŞMALISIN.

Rablerine
karşı nankörlük ederek,
ölen kimseler için hem kabirde hem cehennemde
azab vardır,

Azabın bol olsun....
sen Rabbimi ve Rasülümü kötüledin...
gençliğimi saptırdın....

türkan azabın bol olsun,
dostun şeytanla birlikte olasın.

elinle sapan ve küfre düşen
gençlerin iki elleri mahşerde yakana
yapışacaktır
türkan

seni affetmiyorum türkan,
hiç bir kardeşim affetmiyor türkan
davacıyım senden türkan
mahşer çok uzak değil türkan
yakında yakana yapışacağım türkan

af dilemen fayda vermeyecek sana
neslimi bozduuuuuuuuuuuuuuuuuuuun türkaaaaaaan
affetmiyorum seni
DAVACIYIIIIIIIIIIIIIM
SENDEN
TÜRKAAAAAAAAAAN

Yazar:Ubeydullah Arslan
KAYNAK
 
Y

YAGMURBEY

Bu Ramazan Bir Kaç Şeytan Bağlanmadan Kurtulmuş..

Ortalıkta Fink Atıyor..

Görenlerin İnsaniyet Namına Euzubesmele Çekmeleri Önemle Rica Olunur..


Türkan
bir şeytan,
ve ŞEYTAN gibi yaşadı ona layık öldü.

Türkan,
Marmara gemisine saldıran
Yahudilerin kuklası olarak yaşadı.

Siz kimin için yaşayacaksınız?

Yeni türkanlara dur demek için
ey kardeşim
iSLAM
için
ÇOK
ÇALIŞMALISIN.

emeğine sağlık KARDEŞ..
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
Türkan'ın
yüzünü gören korkuyordu,
rengi değişmiş,
içinin kirliliği dışına vurmuştu.

Allah, iç pisliğini dışına yansıtmıştı.
Hayatını islam'a karşı savaşa adayan kimse elbette bu hale dönerdi.
yüzünde nur yoktu. Allah böylelerinin elinden gücü alsın.
 

TakeOne

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Eki 2008
Mesajlar
6,069
Tepki puanı
43
Puanları
48
Konum
Ankara
Şu mübarek günde kötü şeyler söylemek istemiyorum. Ama Allahta herşeyi iyi biliyor. Allah biliyor ya, ömrünü türbanla savaşa harcamış bir kafirdi kendisi. Rabbim inanmış müslümanları, bu denli küfür ehlinin eline muhtaç etmesin.
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
44
af dilemen fayda vermeyecek sana
neslimi bozduuuuuuuuuuuuuuuuuuuun türkaaaaaaan
affetmiyorum seni
DAVACIYIIIIIIIIIIIIIM
SENDEN
TÜRKAAAAAAAAAAN


ellerine sağlık,
Allah c.c. razı olsun
 

ebuzer25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Ağu 2008
Mesajlar
1,845
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Yeni türkanlara dur demek için
ey kardeşim
iSLAM
için
ÇOKallah razı olsun kardeşim..
ÇALIŞMALISIN.
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Peki siz
Türkan gibilere karşı hangi eğitimi,
hizmeti, daveti, sevgiyi götürdünüz?
insanlara, dininizi anlatıyor musunuz?

Siz onun gibi
çalışmayacak mısınız?
O ki batıl dini uğruna mübarek memleketimizde misyonerlik hizmeti verdi,
başarı için çabaladı,
ateşi kendi eliyle satın aldı.

Neden
biz onların oyunlarını ve tuzaklarını etkisizleştirmek için DAVET etmiyoruz?

 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Türkan,
bir gün sabah kalvaltsını yapıp
gençlik korusunu dinlemeye
gidiyor,

konser salonuna giriyor,
ancak orada
Gençlik Korusunu yöneten
Muhammed adında bir müzisyen
olduğunu işitiyor ve şöyle diyor:
“Gençlik Orkestrası’nı yaratan ve yöneten
arkadaşımızın
ismi Muhammed.
Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?”

Toplantıda açıktan Peygambere karşı tavrını ortaya koyuyordu.

*********


BUNUN GİBİLERE LAF SÖYLEMEK BİLE İSRAFTIR!!!!
ATEŞİ BOL OLSUN.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt