Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,591
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Şeytan İmparatorluğu ve İran'a saldırı planı...
İbrahim Karagül
Seymour Hers’ün The New Yorker dergisinde yayınlanan, ABD’nin İran’a saldırıya hazırlandığına ilişkin yazısı, George Bush’un yemin töreninde yaptığı konuşmaya farklı bir anlam kazandırdı. Satır aralarında ABD’nin 2005 yılında neler planladığına dair şifreler arandı. Oysa Bush, 11 Eylül 2001’den sonra her vesile ile dile getirdiği sözlerini tekrar etti. Yeni bir şey yoktu. Bir “Şeytan İmparatorluğu”na doğru ilerleyen hegemonya arzuları, “yaz bizdensin ya da düşman” dayatması, Haçlı Savaşı, kıyamet senaryoları, Mesihlik iddiaları, Armegeddon hazırlığı ve Anglo-Sakson faşizmi her konuşmada öne çıktı.
Sadece Bush’un konuşmalarında değil, Afganistan ve Irak işgalinden demokrasi ihracına, özgürlük palavrasından Ebu Gureyb ve Guantanamo’ya, gizli işkence merkezlerinden terörle savaşa, Irak’ta iç savaş senaryosundan Şii-Sünni krizine, İran ve Suriye’ye saldırı planlarından İslam’ı Batı’nın hazmedebileceği bir forma sokma politikalarına kadar ABD’nin her söyleminde ve eyleminde aynı işaretleri, aynı hedefleri, aynı zihinsel hastalığı görüyoruz.
ABD ve İsrail İran’a saldırır mı? Evet, saldırır. ABD ve İsrail Suriye’ye saldırır mı? Evet, saldırır. ABD Irak’ta iç savaş çıkarmak istiyor mu? Evet, istiyor. ABD’nin Türkiye ile ilgili de hesapları var mı? Evet, var. ABD Şii-Sünni savaşı çıkarmak istiyor mu? Evet, istiyor. ABD Kafkaslar’da, Orta Afrika’da, Güneydoğu Asya’da yeni harita taslakları üzerinde çalışıyor mu? Evet, çalışıyor. ABD ve İsrail Ortadoğu’yu yeniden tanzim etmek, sınırları değiştirmek istiyor mu? Evet, istiyor. ABD Müslüman ülkeleri silahsızlandırıyor mu? Evet, silahsızlandırıyor. ABD bütün İslam dünyasını kuşatıyor mu? Evet, kuşatıyor. ABD Müslüman dünyanın zenginliklerine el koyuyor mu? Evet, el koyuyor. ABD Müslümanlara yeni bir İslam anlayışı dayatıyor mu? Evet, dayatıyor. ABD, terörle mücadeleyi İslam’la savaş olarak, İslam’ın siyasi gücünün tasfiyesi olarak görüyor mu? Evet, görüyor. ABD ve İsrail, küresel savaşı medeniyet savaşı olarak kurguluyor mu? Evet, kurguluyor. Bush ve çevresi, İslam coğrafyasına yönelik istila stratejisini “Şeytanla savaş” olarak görüyor mu? Evet, görüyor. Liste uzatılabilir. Her “evet”e cevap oluşturacak resmi belgeler, ABD yönetimine bağlı think-tank/istihbarat kuruluşlarının çalışmaları bu köşede yayınlandı.
ABD’nin, ahlaki erdeme ve siyasi olgunluğa göre hareket ettiğini düşünenler bunların bir çoğuna “evet” demeyecek. Ama böyle bir Amerika yok. Böyle bir İsrail de yok. ABD’nin siyasi, ekonomik ve askeri gücü ideolojik bir kadronun elinde. Avrupa sınırına dayanan bir ideolojik dalga var. Dünya, dini motiflerle süslenmiş bir faşizmin tehdidi altına giriyor. Irak’ta yaşananlardan sonra ABD’nin İran’a, Suriye’ye ya da bir başka bölgeye saldıramayacağını düşünenler yanılıyor. Çünkü makul olana göre düşünüyorlar. Oysa ortada öyle bir sağduyu yok, yakın zamanda da olmayacak. Bu nedenle 2005 bir önceki yıla göre çok daha hareketli, çok daha sıcak, çok daha kaotik gelişmelere sahne olacak.
ABD ve İsrail’in Suriye’ye saldırı planların hem ABD’de hem de İsrail’de “resmi” ağızlardan çok kez ortaya konuldu. ABD ve İsrail’in Irak yönetimi ile birlikte Suriye’ye nasıl saldıracağına dair son senaryo 24 Ocak’ta İsrail kaynakları tarafından ortaya atıldı. Suriye’nin kendini savunmak için silah almasına bile izin verilmiyor.
ABD ile İran arasında Irak’taki Şiiler üzerinden yürütülen pazarlıklar kimseyi kandırmasın. Bölgeye dönük stratejiler çok daha uzun vadeli ve geniş kapsamlı. İsrail Başbakan Yardımcısı ve Şimon Peres bile dün, bütün dünyayı İran’a karşı hareket etmeye çağırdı. Buna göre Şaron’un neler planladığını düşünün. İsrail ordusu yıllardır bu saldırı için hazırlık yapıyor. Denizatlılarını bile buna göre yeniden silahlandırdı. 1981 yılındaki Osirak saldırısından daha sofistike saldırı planları yapıldı.
Hersh’ün yazısından önce Pentagon kaynaklı çok daha detaylı bilgiler dünya basınına sızdı. Bu bilgiler 2 ve 23 Aralık tarihlerinde bu köşede geniş biçimde yer aldı. Atlantic Monthly dergisinin Aralık sayısında yer alan “Sıradaki İran mı olacak?” başlıklı on sayalık yazıda Kasım ayında Pentagon’da yapılan bir çalışmadan söz edildi. Çalışmanın sonuçları dışişleri, savunma, hazine, istihbarat, ulusal güvenlik, genelkurmay ve adalet bakanlıkları temsilcilerinin bulunduğu topluluğa takdim edildi. Üç aşamalı bir plan hazırlandı. Birinci aşamada, rejimin merkez güçlerine yönelik ağır hava saldırıları ve denizden yapılacak füze saldırıları öngörülüyor. İkinci aşamada, nükleer çalışma yapılan bölgelerin bombalanması planlanıyor. Üçüncü aşamada ise iç karışıklıklar çıkartarak rejim değişikliği amaçlanıyor. Askerlerin Irak, Afganistan ve Azerbaycan’dan İran topraklarına girmesi planlanıyor.
81 sayfalık simülasyonda haritalar, grafikler, operasyon planları, operasyon süreleri, fotoğraflar, istihbarat bilgileri ve istihbarat açıkları, İran’ın askeri kapasitesi, hava savunma füzeleri, İsrail uçaklarının hangi ülkenin hava sahasını kullanacağı, Azerbaycan ve Türkiye’de hangi hava üssü ve limanların kullanılacağı, Afganistan, Azerbaycan, Irak ve Körfez’den hangi birliklerin sevk edileceği gibi bütün detaylar bulunuyor. Nükleer çalışmaları engellemek için 90 gün, rejim değişikliği için 60 gün belirlenmiş. Birinci hedef için: Tahran, İsfahan, Hürremabad ve Drezfel’deki Devrim Muhafızları merkezlerine yönelik ağır hava ve füze saldırıları (Bir gece). İkinci hedef için: İran’ın nükleer tesislerine hava ve denizden yapılacak füze saldırıları, hava saldırıları ve özel operasyonlar (5 gün). Pre-emptive saldırı olarak: 300 hedef bombalanacak. Hedefler içinde 10 nükleer tesis, 125 destek tesisi, füze savunma sistemleri ve komuta kontrol mekanizmaları var. Üçüncü hedef için: Geleneksel hava saldırıları, Özel Operasyon Birlikleri ile konvansiyonel olmayan savaş yöntemi ve kara saldırısı düzenlenecek, İran içindeki muhalifleri desteklenecek. Özel operasyon birlikleri Azerbaycan ve Afganistan’dan girecek. Kara saldırısı Irak üzerinden yapılacak. “90 günlük hazırlık aşaması, 45 günlük hava saldırısı, 90 günlük kara saldırısı, 90 günlük de istikrar operasyonu” öngörülmüş. Cheney’nin sözleri önemli. İran’a saldırı planını İsrail yapıyor. Geniş çaplı işgal belki ertelenecek ancak nükleer tesislere saldırı “mutlaka” gerçekleşecek.
ikaragul@yenisafak.com.tr
İbrahim Karagül
Seymour Hers’ün The New Yorker dergisinde yayınlanan, ABD’nin İran’a saldırıya hazırlandığına ilişkin yazısı, George Bush’un yemin töreninde yaptığı konuşmaya farklı bir anlam kazandırdı. Satır aralarında ABD’nin 2005 yılında neler planladığına dair şifreler arandı. Oysa Bush, 11 Eylül 2001’den sonra her vesile ile dile getirdiği sözlerini tekrar etti. Yeni bir şey yoktu. Bir “Şeytan İmparatorluğu”na doğru ilerleyen hegemonya arzuları, “yaz bizdensin ya da düşman” dayatması, Haçlı Savaşı, kıyamet senaryoları, Mesihlik iddiaları, Armegeddon hazırlığı ve Anglo-Sakson faşizmi her konuşmada öne çıktı.
Sadece Bush’un konuşmalarında değil, Afganistan ve Irak işgalinden demokrasi ihracına, özgürlük palavrasından Ebu Gureyb ve Guantanamo’ya, gizli işkence merkezlerinden terörle savaşa, Irak’ta iç savaş senaryosundan Şii-Sünni krizine, İran ve Suriye’ye saldırı planlarından İslam’ı Batı’nın hazmedebileceği bir forma sokma politikalarına kadar ABD’nin her söyleminde ve eyleminde aynı işaretleri, aynı hedefleri, aynı zihinsel hastalığı görüyoruz.
ABD ve İsrail İran’a saldırır mı? Evet, saldırır. ABD ve İsrail Suriye’ye saldırır mı? Evet, saldırır. ABD Irak’ta iç savaş çıkarmak istiyor mu? Evet, istiyor. ABD’nin Türkiye ile ilgili de hesapları var mı? Evet, var. ABD Şii-Sünni savaşı çıkarmak istiyor mu? Evet, istiyor. ABD Kafkaslar’da, Orta Afrika’da, Güneydoğu Asya’da yeni harita taslakları üzerinde çalışıyor mu? Evet, çalışıyor. ABD ve İsrail Ortadoğu’yu yeniden tanzim etmek, sınırları değiştirmek istiyor mu? Evet, istiyor. ABD Müslüman ülkeleri silahsızlandırıyor mu? Evet, silahsızlandırıyor. ABD bütün İslam dünyasını kuşatıyor mu? Evet, kuşatıyor. ABD Müslüman dünyanın zenginliklerine el koyuyor mu? Evet, el koyuyor. ABD Müslümanlara yeni bir İslam anlayışı dayatıyor mu? Evet, dayatıyor. ABD, terörle mücadeleyi İslam’la savaş olarak, İslam’ın siyasi gücünün tasfiyesi olarak görüyor mu? Evet, görüyor. ABD ve İsrail, küresel savaşı medeniyet savaşı olarak kurguluyor mu? Evet, kurguluyor. Bush ve çevresi, İslam coğrafyasına yönelik istila stratejisini “Şeytanla savaş” olarak görüyor mu? Evet, görüyor. Liste uzatılabilir. Her “evet”e cevap oluşturacak resmi belgeler, ABD yönetimine bağlı think-tank/istihbarat kuruluşlarının çalışmaları bu köşede yayınlandı.
ABD’nin, ahlaki erdeme ve siyasi olgunluğa göre hareket ettiğini düşünenler bunların bir çoğuna “evet” demeyecek. Ama böyle bir Amerika yok. Böyle bir İsrail de yok. ABD’nin siyasi, ekonomik ve askeri gücü ideolojik bir kadronun elinde. Avrupa sınırına dayanan bir ideolojik dalga var. Dünya, dini motiflerle süslenmiş bir faşizmin tehdidi altına giriyor. Irak’ta yaşananlardan sonra ABD’nin İran’a, Suriye’ye ya da bir başka bölgeye saldıramayacağını düşünenler yanılıyor. Çünkü makul olana göre düşünüyorlar. Oysa ortada öyle bir sağduyu yok, yakın zamanda da olmayacak. Bu nedenle 2005 bir önceki yıla göre çok daha hareketli, çok daha sıcak, çok daha kaotik gelişmelere sahne olacak.
ABD ve İsrail’in Suriye’ye saldırı planların hem ABD’de hem de İsrail’de “resmi” ağızlardan çok kez ortaya konuldu. ABD ve İsrail’in Irak yönetimi ile birlikte Suriye’ye nasıl saldıracağına dair son senaryo 24 Ocak’ta İsrail kaynakları tarafından ortaya atıldı. Suriye’nin kendini savunmak için silah almasına bile izin verilmiyor.
ABD ile İran arasında Irak’taki Şiiler üzerinden yürütülen pazarlıklar kimseyi kandırmasın. Bölgeye dönük stratejiler çok daha uzun vadeli ve geniş kapsamlı. İsrail Başbakan Yardımcısı ve Şimon Peres bile dün, bütün dünyayı İran’a karşı hareket etmeye çağırdı. Buna göre Şaron’un neler planladığını düşünün. İsrail ordusu yıllardır bu saldırı için hazırlık yapıyor. Denizatlılarını bile buna göre yeniden silahlandırdı. 1981 yılındaki Osirak saldırısından daha sofistike saldırı planları yapıldı.
Hersh’ün yazısından önce Pentagon kaynaklı çok daha detaylı bilgiler dünya basınına sızdı. Bu bilgiler 2 ve 23 Aralık tarihlerinde bu köşede geniş biçimde yer aldı. Atlantic Monthly dergisinin Aralık sayısında yer alan “Sıradaki İran mı olacak?” başlıklı on sayalık yazıda Kasım ayında Pentagon’da yapılan bir çalışmadan söz edildi. Çalışmanın sonuçları dışişleri, savunma, hazine, istihbarat, ulusal güvenlik, genelkurmay ve adalet bakanlıkları temsilcilerinin bulunduğu topluluğa takdim edildi. Üç aşamalı bir plan hazırlandı. Birinci aşamada, rejimin merkez güçlerine yönelik ağır hava saldırıları ve denizden yapılacak füze saldırıları öngörülüyor. İkinci aşamada, nükleer çalışma yapılan bölgelerin bombalanması planlanıyor. Üçüncü aşamada ise iç karışıklıklar çıkartarak rejim değişikliği amaçlanıyor. Askerlerin Irak, Afganistan ve Azerbaycan’dan İran topraklarına girmesi planlanıyor.
81 sayfalık simülasyonda haritalar, grafikler, operasyon planları, operasyon süreleri, fotoğraflar, istihbarat bilgileri ve istihbarat açıkları, İran’ın askeri kapasitesi, hava savunma füzeleri, İsrail uçaklarının hangi ülkenin hava sahasını kullanacağı, Azerbaycan ve Türkiye’de hangi hava üssü ve limanların kullanılacağı, Afganistan, Azerbaycan, Irak ve Körfez’den hangi birliklerin sevk edileceği gibi bütün detaylar bulunuyor. Nükleer çalışmaları engellemek için 90 gün, rejim değişikliği için 60 gün belirlenmiş. Birinci hedef için: Tahran, İsfahan, Hürremabad ve Drezfel’deki Devrim Muhafızları merkezlerine yönelik ağır hava ve füze saldırıları (Bir gece). İkinci hedef için: İran’ın nükleer tesislerine hava ve denizden yapılacak füze saldırıları, hava saldırıları ve özel operasyonlar (5 gün). Pre-emptive saldırı olarak: 300 hedef bombalanacak. Hedefler içinde 10 nükleer tesis, 125 destek tesisi, füze savunma sistemleri ve komuta kontrol mekanizmaları var. Üçüncü hedef için: Geleneksel hava saldırıları, Özel Operasyon Birlikleri ile konvansiyonel olmayan savaş yöntemi ve kara saldırısı düzenlenecek, İran içindeki muhalifleri desteklenecek. Özel operasyon birlikleri Azerbaycan ve Afganistan’dan girecek. Kara saldırısı Irak üzerinden yapılacak. “90 günlük hazırlık aşaması, 45 günlük hava saldırısı, 90 günlük kara saldırısı, 90 günlük de istikrar operasyonu” öngörülmüş. Cheney’nin sözleri önemli. İran’a saldırı planını İsrail yapıyor. Geniş çaplı işgal belki ertelenecek ancak nükleer tesislere saldırı “mutlaka” gerçekleşecek.
ikaragul@yenisafak.com.tr