T
Kurban Bayramı 2.Gün Vaazı Tel-İrfan 2008
Seyh Muhammed Muta El-Haznevi (k.s)
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdu senalar,Hz.Muhammed’e ,aline ve ashabına salat ve selamlar olsun.Şeyhimiz, murebbimiz,babam Şehid-ül Harameyn’den Yüce Allah(c.c.) razı olsun ve kıyamet gününde en yüce makamları ona nasip eylesin.
Değerli kardeşlerim,hepinizin mübarek kurban bayramınızı tebrik ediyorum ve özellikle bugün buraya,Şeyh hazretlerinin dergahına gelenlere bayramınız mübarek olsun diyorum. Yüce Allah(c.c.) böyle büyük ve değerli münasebetleri,tam bir bayram havasında,izzet ve şeref ile geçirmeyi bizlere nasip eylesin.Yüce Allah’tan umduğumuz ve arzuladığımız, Müslümanların Siyonistlerin elindeki topraklarını geri almaları,izzet ve şeref ile Yüce Allah’ın yoluna,emirlerine sarılmaları,haram kıldığı şeylerden uzak kalmaları,Hz. Muhammed Mustafa’nın(s.a.v.) ahlakıyla ahlaklanmaları ve böyle münasebetlerin tekrar tekrar gerçekleştiğini görmeyi bize nasip eylemesidirYüce Allah(c.c.) böyle münasebetlerin tekrarını şarkta ve garpta olan müslümanlar arasındaki kardeşlik bağının güçlenmesine,birlik ve beraberliğin sağlanmasına vesile eylesin.
Değerli kardeşlerim,ben Yüce Allah’ın(c.c.) zayıf bir kulu olarak O’na şükretmekten acizim. Sizlerin yüzünüzde ve gözlerinizde gördüğüm muhabbet ve vefa,Yüce Allah’a(c.c.) ulaştıran Şeyh hazretlerinin bu adabına olan sıdkınızdan dolayı Allah’a(c.c.)nasıl şükredeceğimi bilemiyorum.Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki Şeyh hazretlerinin(k.s.) adablarını yaşamaya bizleri muvaffak eylesin.Bu adapların korunmasına bizleri muvaffak eylesin. Bunlar öyle adaplardır ki imanın güçlenmesinidinin güçlenmesini sağlamaktadırlar. Yüce Allah(c.c.)’tan temenni ve niyaz ediyorum ki tüm müslümanlara bu adaplardan faydalanmayı nasip kılsın.
Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretlerinden şu beyti çokça işitmiştim ki o şöyle diyordu; ‘Ey Rabbim,senin rızan bana hasıl olursa,başıma gelen her şey benim için kolay olur ve dünyadaki her şey o zaman benim olur.Çünkü önemli olan senin rızandır.Aklım kıt olsa, hasta olsam,mazlum duruma düşsem,Senin yolunda,Senin rızan için başıma ne gelse benim için kolaydır ve önemli değildir.Yeter ki Sen benden razı olmuş ol.’
Değerli kardeşlerim,babam Şeyh hazretleri şöyle buyururdu;Teessüf ediyorum ki insanların çoğu şu önemli konuya dikkat etmiyorlar.Zannediyorlar ki maişetlerinde herhangi bir azalma olsa,sıkıntı oluşsa,malları gitse,ziraatları olmasa,arazileri ellerinden çıksa,Yüce Allah(c.c.) onları unutmuştur.Çünkü onların ehemmiyet verdikleri şey dünyadır, dünyalıktır.Allah’ın (c.c.) rızasından haberleri yoktur.
Değerli kardeşlerim,Böyle insanlar Allah’ın(c.c.) rızasını düşünmüyorlar,hiç tefekkür etmiyorlar.Şairin buyurduğu gibi, ‘Eğer dünya beni dinimle baş başa bırakırsa, yani Yüce Allah (c.c.)dinde beni muvaffak kılarsa,bu benim için her şeyden yücedir.O zaman sanki her şey benim olmuş gibidir.’ Bir müslüman,hayattayken ölümden sonrası için gayret ederse, sıhhatinde,hastalanmadan önce ahiret için çalışırsa,yaşlanmadan önce gençliğinin kıymetini bilirse,zenginliğinde malını doğru yolda harcarsa,boş vakti varken meşguliyet gelmeden önce Yüce Allah’ın rızası için çalışırsa,mutlaka Allah’ın rızasına kavuşur.Yüce Allah(c.c.) vaat ettiği cennetti ona nasip eder.
Değerli kardeşlerim,bizler uyanık olalım,kendimize gelelim.Vakitlerimizi boşa harcamayalım, değerlendirelim.Çünkü eğer zamanımızı dünya için harcarsak,sonunda pişman olacağız.Son pişmanlık insana fayda vermemektedir.Akıllı olan kimseler,Allah’ın(c.c.) rızasına daha fazla önem vermişler ve dünyaya önem vermemişlerdir.
Değerli kardeşlerim,bizlerin kendi nefislerimizi düzeltmemiz gerekmektedir.Allah’ın(c.c.) rızasına doğru koşturmamız,nefsin lezzetlerinden uzak kalmaya kendimizi alıştırmamız lazımdır.Haramlardan korunmamız lazımdır.Evet değerli müminler,Şeyh hazretlerinin(k.s.) dediği gibi yapmamız lazımdır.Nasıl ki hasta olan birisi,ya da yaralı bir insan kendi yarasını tedavi etmek için ilacın acılığına tahammül ediyor,aynen onun gibi nefsin tedavisi için gereken ilaç,ne kadar acı olursa olsun onun acısına tahammül etmek gereklidir.
Değerli kardeşlerim,geçmişte yaşananlardan,bizden önce gelip gidenlerden ibret almamız lazımdır.Babamız nerede, evlatlarımız nerede,bizden önceki kabileler neredeler?Bu toplumları zinetlendiren, kalplerimizi irşatlarıyla,vaazlarıyla tedavi eden,manevi yaralarımızı saran babam gibi o büyük zatlar neredeler?
Değerli kardeşlerim,ruhlarımızı irşatlarıyla tedavi eden babam aramızdan ayrıldı ve beni geride yapayanlız bıraktı.Kimsesiz bıraktı.Bu minberde,bu vaaz kürsüsünde beni oturtan zaman şefkatsiz ve merhametsiz bir zamandır.Değerli müminler,evet babam aramızdan gitmişse de himmeti, bereketi,vaaz ve irşatları inşallah aramızda kalıcıdır.Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretleri(k.s.) cesediyle aramızdan ayrılmışsa da onun ruhu üzerimizde uçmaktadır. Onun himmeti ve bereketi inşallah aramızda kıyamete kadar kalıcıdır.
İşte değerli kardeşlerim, dünyanın hali böyledir.Dünyada yaşayanlar nasıl ki dünyaya hiçbir şey getirmeden gelmişlerse,hiçbir şey götürmeden de bu dünyadan ayrılmaktadırlar. İşte bundan da ibret almamız lazımdır.Çünkü onlara ancak yaptıkları salih amelleri beraberlerinde götürdüler. Orada onlara fayda verecek olan salih ameldir. Salih amelden başka bize fayda verecek hiçbir şey yoktur.
Değerli kardeşlerim,eğer biz gerçekten samimi olarak düşünürsek, dünyanın ne olduğunu da hakkıyla anlayacağız.Aslında dünyanın hiçbir ehemmiyeti yoktur.Ne kadar çok gayret edersek edelim,çalışırsak çalışalım dünyadan elde edeceğimiz basit bir şey olacaktır.Eğer bizler hakkıyla düşünürsek anlayacağız ki Yüce Allah’ın(c.c.) bize cennette vaat ettiği büyük nimetlere karşılık dünyanın hiçbir değeri yoktur.Onlara nazaran dünya bir hiç hükmündedir. Hz.Peygamber aleyhisselatu vesselam şöyle buyurmuştur:’Dünya müminin hapishanesi, kafirin ise cennetidir.’
Değerli kardeşlerim,Hz. Peygamber’in(s.a.v.) vasfettiği dünya bir hasiphane gibi olmasına rağmen mümin yine de dünyadan ayrılmak istememektedir.Birgün Süleyman bin Abdulmalik, Ebu Hasım’dan bu konu ile alakalı olarak şöyle sormuştur:’ Peki öyle ise biz niçin dünyadan ayrılmak istemiyoruz.?’ Ebu Hasım ona şöyle cevap vermiştir: ‘Siz kendi dünyanızı tamir etmişsiniz ama ahiretiniz harap bir haldedir.Malumunuzdur ki insan mamur ettiği yerden harap olan yere gitmek istemez. ‘
Değerli kardeşlerim, Hz.Peygamber aleyhissalatu vesselam dünyanın hakikatını idrak etmiştir. Şöyle buyurmuşlardır:’ Benim ve dünyanın örneği şu misaldeki gibidir.Sefer halinde olan bir yolcu yolda giderken,hava sıcak yaz mevsimini,yorulmuştur.Bir ağacın altına gölgesinde dinlenmek için bir saatliğine oturur.Ondan sonra terk edip oradan ayrılır.’
Değerli kardeşlerim, kendimize dönelim.Kendimize bakalım,bu vaazlardan, bu hadisi şeriflerden, vaazlardan, irşatlardan ibret almış mıyız? Hz. Peygamber’in(s.a.v.) takip ettiği yolu biz takip ediyor muyuz? Hz. Peygamber’in (s.a.v.) dünyanın ne olduğunu gördüğü ve anladığı gibi biz de anlıyor muyuz? Evet değerli müminler,babam şeyh hazretleri gibi pek çok alim zevat dünyanın ne olduğunu bizlere anlattılar.İnsanları dünyadan soğutmak için, zühde ulaştırmak için vaaz ve nasihatlerde bulundular.Ateşi yükselen bir kimseye doktorun ateş düşürücü ilaçlar vermesi gibi,bizdeki dünya sevgisinden doğan ateşi söndürmeye çalıştılar. Acaba bizler o tedavileri, o ilaçları kullanıyor muyuz? Bunun cevabı maalesef olumsuzdur.Bilakis bizler dünyaya daha fazla hücum etmekteyiz.Bu halden sadece Yüce Allah’ın (c.c.) ikram ettiği kimseler müstesnadırlar.
Değerli kardeşlerim, işte bizler biliyoruz yakinen görüyoruz saniyeler geçiyor, günler geçiyor, seneler geçiyor, ömrümüz tükeniyor.Peki bunları Allah yolunda değerlendiriyor muyuz!Hepinizin malumunuzdur,bunlar Yüce Allah’ın(c.c.) katında bizden sorulacaktır. Saniyelerin bile hesabı bizden sorulacaktır.Ömrümüzün geçen bir saniyesi eğer Allah’ın (c.c.) rızasına uygun ise,kıyamet gününde hayra dönecektir.Eğer o saniyeler boşa harcadığımız saniyeler ise işte o zaman kıyamet gününde zarar göreceğiz, hüsrana uğrayacağız. Ömrümüzü bu şekilde kaybetmiş olacağız.
Değerli kardeşlerim,kendi nefsinin arzularına tabi olan,kıyamet gününde karşısına çıkacakları şuur etmeyen,kendisine muhakkak gereken şeyleri hayattayken hazırlamayan bir kimseden daha cahil,daha dalalete gark olan,yolunu daha fazla kaybeden kimse var mıdır? Evet değerli müminler, işte böyle olan kimseler kıyamet gününde zarara uğrayacaklardır.
Değerli kardeşlerim,böyle bir cehalet ve delalet içinde olan kimseler, ne hakkı duyarlar ne de hakkı görürler.Babam Şeyh hazretleri(k.s.) bu makamda,bu konumda olan insanlarla ilgili şöyle bir misal vermekteydi;’Batmak üzere olan bir gemide bulunan bir yolcu düşünün. Gemi birkaç dakika sonra batacak.Ama o yolcu hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor.Kendini kurtarmayı düşünmüyor.Bir çare aramıyor.Gemide içinde bulunduğu odanın düzeni ile, odadaki fotoğrafları duvara yerleştirmekle,temizlik ile meşgul oluyor.Birkaç dakika sonra gemi batacak,helak olacağım bir çare bulayım diye düşünmüyor.Madem gemi batacak ve benim ömrümden birkaç dakika kalmıştır,o zaman bu dakikaları keyfü safa ile geçireyim,diyor.’
Değerli kardeşlerim ilk önce kendi nefsime,sonra size dönerek hitap ediyorum.Ömür tükeniyor.Salih amelleri Allah’a(c.c.) takdim edemedik.Yarın için azık hazırlamadık.Tövbe etmenin zamanı geldi,ama tövbeyi tehir ediyoruz.Daha onra yaparız diyoruz. Değerli müminler, kendimize gelmeliyiz.Ömrümüzü boşuna harcamamalıyız.Yüce Allah’tan(c.c.) temenni ve niyaz ediyorum,bizi salih ameller işlemeye muvaffak eylesin. Bizlere adaplar ile adaplanmayı nasip eylesin. Yüce Allah(c.c.) kendi yolunu bulabilmek,O’nun emirlerini uygulayabilmek ve gerçek bir tefekkürü başarabilmek için bizlere akl-ı selim ihsan eylesin.
Yüce Allah’tan(c.c.) temenni ve niyaz ediyoruz,bizim yaptığımız tüm günahları affeylesin. Ayıplarımızı setreylesin.Sizlerden ricam Yüce Allah’ın(c.c.) bu aciz kuluna dua edin de Yüce Allah(c.c.) babam Şeyh hazretlerinin(k.s.) yolunda tam bir şekilde yürümeyi bana nasip eylesin.Bana güç ve kuvvet ihsan eylesin.Babamın bana giydirdiği bu beyaz elbiseyi kirletmeden korunmaya beni muvaffak eylesin.Yüce Allah(c.c.)Şeyh hazretlerinin dergahını her zaman ilim, irfan, edep, ahlak ve hidayet menbaı kılsın. Yüce Allah’tan(c.c.) temenni ve niyaz ediyorum, tüm İslam alemini hidayete muvaffak eylesin.İslam ülkelerinin büyüklerini birliğe ve beraberliğe muvaffak eylesin.Şüphesiz Rabbim her şeye kadirdir.
Seyh Muhammed Muta El-Haznevi (k.s)
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdu senalar,Hz.Muhammed’e ,aline ve ashabına salat ve selamlar olsun.Şeyhimiz, murebbimiz,babam Şehid-ül Harameyn’den Yüce Allah(c.c.) razı olsun ve kıyamet gününde en yüce makamları ona nasip eylesin.
Değerli kardeşlerim,hepinizin mübarek kurban bayramınızı tebrik ediyorum ve özellikle bugün buraya,Şeyh hazretlerinin dergahına gelenlere bayramınız mübarek olsun diyorum. Yüce Allah(c.c.) böyle büyük ve değerli münasebetleri,tam bir bayram havasında,izzet ve şeref ile geçirmeyi bizlere nasip eylesin.Yüce Allah’tan umduğumuz ve arzuladığımız, Müslümanların Siyonistlerin elindeki topraklarını geri almaları,izzet ve şeref ile Yüce Allah’ın yoluna,emirlerine sarılmaları,haram kıldığı şeylerden uzak kalmaları,Hz. Muhammed Mustafa’nın(s.a.v.) ahlakıyla ahlaklanmaları ve böyle münasebetlerin tekrar tekrar gerçekleştiğini görmeyi bize nasip eylemesidirYüce Allah(c.c.) böyle münasebetlerin tekrarını şarkta ve garpta olan müslümanlar arasındaki kardeşlik bağının güçlenmesine,birlik ve beraberliğin sağlanmasına vesile eylesin.
Değerli kardeşlerim,ben Yüce Allah’ın(c.c.) zayıf bir kulu olarak O’na şükretmekten acizim. Sizlerin yüzünüzde ve gözlerinizde gördüğüm muhabbet ve vefa,Yüce Allah’a(c.c.) ulaştıran Şeyh hazretlerinin bu adabına olan sıdkınızdan dolayı Allah’a(c.c.)nasıl şükredeceğimi bilemiyorum.Yüce Allah’tan temenni ve niyaz ediyorum ki Şeyh hazretlerinin(k.s.) adablarını yaşamaya bizleri muvaffak eylesin.Bu adapların korunmasına bizleri muvaffak eylesin. Bunlar öyle adaplardır ki imanın güçlenmesinidinin güçlenmesini sağlamaktadırlar. Yüce Allah(c.c.)’tan temenni ve niyaz ediyorum ki tüm müslümanlara bu adaplardan faydalanmayı nasip kılsın.
Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretlerinden şu beyti çokça işitmiştim ki o şöyle diyordu; ‘Ey Rabbim,senin rızan bana hasıl olursa,başıma gelen her şey benim için kolay olur ve dünyadaki her şey o zaman benim olur.Çünkü önemli olan senin rızandır.Aklım kıt olsa, hasta olsam,mazlum duruma düşsem,Senin yolunda,Senin rızan için başıma ne gelse benim için kolaydır ve önemli değildir.Yeter ki Sen benden razı olmuş ol.’
Değerli kardeşlerim,babam Şeyh hazretleri şöyle buyururdu;Teessüf ediyorum ki insanların çoğu şu önemli konuya dikkat etmiyorlar.Zannediyorlar ki maişetlerinde herhangi bir azalma olsa,sıkıntı oluşsa,malları gitse,ziraatları olmasa,arazileri ellerinden çıksa,Yüce Allah(c.c.) onları unutmuştur.Çünkü onların ehemmiyet verdikleri şey dünyadır, dünyalıktır.Allah’ın (c.c.) rızasından haberleri yoktur.
Değerli kardeşlerim,Böyle insanlar Allah’ın(c.c.) rızasını düşünmüyorlar,hiç tefekkür etmiyorlar.Şairin buyurduğu gibi, ‘Eğer dünya beni dinimle baş başa bırakırsa, yani Yüce Allah (c.c.)dinde beni muvaffak kılarsa,bu benim için her şeyden yücedir.O zaman sanki her şey benim olmuş gibidir.’ Bir müslüman,hayattayken ölümden sonrası için gayret ederse, sıhhatinde,hastalanmadan önce ahiret için çalışırsa,yaşlanmadan önce gençliğinin kıymetini bilirse,zenginliğinde malını doğru yolda harcarsa,boş vakti varken meşguliyet gelmeden önce Yüce Allah’ın rızası için çalışırsa,mutlaka Allah’ın rızasına kavuşur.Yüce Allah(c.c.) vaat ettiği cennetti ona nasip eder.
Değerli kardeşlerim,bizler uyanık olalım,kendimize gelelim.Vakitlerimizi boşa harcamayalım, değerlendirelim.Çünkü eğer zamanımızı dünya için harcarsak,sonunda pişman olacağız.Son pişmanlık insana fayda vermemektedir.Akıllı olan kimseler,Allah’ın(c.c.) rızasına daha fazla önem vermişler ve dünyaya önem vermemişlerdir.
Değerli kardeşlerim,bizlerin kendi nefislerimizi düzeltmemiz gerekmektedir.Allah’ın(c.c.) rızasına doğru koşturmamız,nefsin lezzetlerinden uzak kalmaya kendimizi alıştırmamız lazımdır.Haramlardan korunmamız lazımdır.Evet değerli müminler,Şeyh hazretlerinin(k.s.) dediği gibi yapmamız lazımdır.Nasıl ki hasta olan birisi,ya da yaralı bir insan kendi yarasını tedavi etmek için ilacın acılığına tahammül ediyor,aynen onun gibi nefsin tedavisi için gereken ilaç,ne kadar acı olursa olsun onun acısına tahammül etmek gereklidir.
Değerli kardeşlerim,geçmişte yaşananlardan,bizden önce gelip gidenlerden ibret almamız lazımdır.Babamız nerede, evlatlarımız nerede,bizden önceki kabileler neredeler?Bu toplumları zinetlendiren, kalplerimizi irşatlarıyla,vaazlarıyla tedavi eden,manevi yaralarımızı saran babam gibi o büyük zatlar neredeler?
Değerli kardeşlerim,ruhlarımızı irşatlarıyla tedavi eden babam aramızdan ayrıldı ve beni geride yapayanlız bıraktı.Kimsesiz bıraktı.Bu minberde,bu vaaz kürsüsünde beni oturtan zaman şefkatsiz ve merhametsiz bir zamandır.Değerli müminler,evet babam aramızdan gitmişse de himmeti, bereketi,vaaz ve irşatları inşallah aramızda kalıcıdır.Değerli kardeşlerim, babam Şeyh hazretleri(k.s.) cesediyle aramızdan ayrılmışsa da onun ruhu üzerimizde uçmaktadır. Onun himmeti ve bereketi inşallah aramızda kıyamete kadar kalıcıdır.
İşte değerli kardeşlerim, dünyanın hali böyledir.Dünyada yaşayanlar nasıl ki dünyaya hiçbir şey getirmeden gelmişlerse,hiçbir şey götürmeden de bu dünyadan ayrılmaktadırlar. İşte bundan da ibret almamız lazımdır.Çünkü onlara ancak yaptıkları salih amelleri beraberlerinde götürdüler. Orada onlara fayda verecek olan salih ameldir. Salih amelden başka bize fayda verecek hiçbir şey yoktur.
Değerli kardeşlerim,eğer biz gerçekten samimi olarak düşünürsek, dünyanın ne olduğunu da hakkıyla anlayacağız.Aslında dünyanın hiçbir ehemmiyeti yoktur.Ne kadar çok gayret edersek edelim,çalışırsak çalışalım dünyadan elde edeceğimiz basit bir şey olacaktır.Eğer bizler hakkıyla düşünürsek anlayacağız ki Yüce Allah’ın(c.c.) bize cennette vaat ettiği büyük nimetlere karşılık dünyanın hiçbir değeri yoktur.Onlara nazaran dünya bir hiç hükmündedir. Hz.Peygamber aleyhisselatu vesselam şöyle buyurmuştur:’Dünya müminin hapishanesi, kafirin ise cennetidir.’
Değerli kardeşlerim,Hz. Peygamber’in(s.a.v.) vasfettiği dünya bir hasiphane gibi olmasına rağmen mümin yine de dünyadan ayrılmak istememektedir.Birgün Süleyman bin Abdulmalik, Ebu Hasım’dan bu konu ile alakalı olarak şöyle sormuştur:’ Peki öyle ise biz niçin dünyadan ayrılmak istemiyoruz.?’ Ebu Hasım ona şöyle cevap vermiştir: ‘Siz kendi dünyanızı tamir etmişsiniz ama ahiretiniz harap bir haldedir.Malumunuzdur ki insan mamur ettiği yerden harap olan yere gitmek istemez. ‘
Değerli kardeşlerim, Hz.Peygamber aleyhissalatu vesselam dünyanın hakikatını idrak etmiştir. Şöyle buyurmuşlardır:’ Benim ve dünyanın örneği şu misaldeki gibidir.Sefer halinde olan bir yolcu yolda giderken,hava sıcak yaz mevsimini,yorulmuştur.Bir ağacın altına gölgesinde dinlenmek için bir saatliğine oturur.Ondan sonra terk edip oradan ayrılır.’
Değerli kardeşlerim, kendimize dönelim.Kendimize bakalım,bu vaazlardan, bu hadisi şeriflerden, vaazlardan, irşatlardan ibret almış mıyız? Hz. Peygamber’in(s.a.v.) takip ettiği yolu biz takip ediyor muyuz? Hz. Peygamber’in (s.a.v.) dünyanın ne olduğunu gördüğü ve anladığı gibi biz de anlıyor muyuz? Evet değerli müminler,babam şeyh hazretleri gibi pek çok alim zevat dünyanın ne olduğunu bizlere anlattılar.İnsanları dünyadan soğutmak için, zühde ulaştırmak için vaaz ve nasihatlerde bulundular.Ateşi yükselen bir kimseye doktorun ateş düşürücü ilaçlar vermesi gibi,bizdeki dünya sevgisinden doğan ateşi söndürmeye çalıştılar. Acaba bizler o tedavileri, o ilaçları kullanıyor muyuz? Bunun cevabı maalesef olumsuzdur.Bilakis bizler dünyaya daha fazla hücum etmekteyiz.Bu halden sadece Yüce Allah’ın (c.c.) ikram ettiği kimseler müstesnadırlar.
Değerli kardeşlerim, işte bizler biliyoruz yakinen görüyoruz saniyeler geçiyor, günler geçiyor, seneler geçiyor, ömrümüz tükeniyor.Peki bunları Allah yolunda değerlendiriyor muyuz!Hepinizin malumunuzdur,bunlar Yüce Allah’ın(c.c.) katında bizden sorulacaktır. Saniyelerin bile hesabı bizden sorulacaktır.Ömrümüzün geçen bir saniyesi eğer Allah’ın (c.c.) rızasına uygun ise,kıyamet gününde hayra dönecektir.Eğer o saniyeler boşa harcadığımız saniyeler ise işte o zaman kıyamet gününde zarar göreceğiz, hüsrana uğrayacağız. Ömrümüzü bu şekilde kaybetmiş olacağız.
Değerli kardeşlerim,kendi nefsinin arzularına tabi olan,kıyamet gününde karşısına çıkacakları şuur etmeyen,kendisine muhakkak gereken şeyleri hayattayken hazırlamayan bir kimseden daha cahil,daha dalalete gark olan,yolunu daha fazla kaybeden kimse var mıdır? Evet değerli müminler, işte böyle olan kimseler kıyamet gününde zarara uğrayacaklardır.
Değerli kardeşlerim,böyle bir cehalet ve delalet içinde olan kimseler, ne hakkı duyarlar ne de hakkı görürler.Babam Şeyh hazretleri(k.s.) bu makamda,bu konumda olan insanlarla ilgili şöyle bir misal vermekteydi;’Batmak üzere olan bir gemide bulunan bir yolcu düşünün. Gemi birkaç dakika sonra batacak.Ama o yolcu hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor.Kendini kurtarmayı düşünmüyor.Bir çare aramıyor.Gemide içinde bulunduğu odanın düzeni ile, odadaki fotoğrafları duvara yerleştirmekle,temizlik ile meşgul oluyor.Birkaç dakika sonra gemi batacak,helak olacağım bir çare bulayım diye düşünmüyor.Madem gemi batacak ve benim ömrümden birkaç dakika kalmıştır,o zaman bu dakikaları keyfü safa ile geçireyim,diyor.’
Değerli kardeşlerim ilk önce kendi nefsime,sonra size dönerek hitap ediyorum.Ömür tükeniyor.Salih amelleri Allah’a(c.c.) takdim edemedik.Yarın için azık hazırlamadık.Tövbe etmenin zamanı geldi,ama tövbeyi tehir ediyoruz.Daha onra yaparız diyoruz. Değerli müminler, kendimize gelmeliyiz.Ömrümüzü boşuna harcamamalıyız.Yüce Allah’tan(c.c.) temenni ve niyaz ediyorum,bizi salih ameller işlemeye muvaffak eylesin. Bizlere adaplar ile adaplanmayı nasip eylesin. Yüce Allah(c.c.) kendi yolunu bulabilmek,O’nun emirlerini uygulayabilmek ve gerçek bir tefekkürü başarabilmek için bizlere akl-ı selim ihsan eylesin.
Yüce Allah’tan(c.c.) temenni ve niyaz ediyoruz,bizim yaptığımız tüm günahları affeylesin. Ayıplarımızı setreylesin.Sizlerden ricam Yüce Allah’ın(c.c.) bu aciz kuluna dua edin de Yüce Allah(c.c.) babam Şeyh hazretlerinin(k.s.) yolunda tam bir şekilde yürümeyi bana nasip eylesin.Bana güç ve kuvvet ihsan eylesin.Babamın bana giydirdiği bu beyaz elbiseyi kirletmeden korunmaya beni muvaffak eylesin.Yüce Allah(c.c.)Şeyh hazretlerinin dergahını her zaman ilim, irfan, edep, ahlak ve hidayet menbaı kılsın. Yüce Allah’tan(c.c.) temenni ve niyaz ediyorum, tüm İslam alemini hidayete muvaffak eylesin.İslam ülkelerinin büyüklerini birliğe ve beraberliğe muvaffak eylesin.Şüphesiz Rabbim her şeye kadirdir.