Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sevgiye Dair.. (1 Kullanıcı)

eY sEvGiLi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Kas 2008
Mesajlar
240
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Sevgiye dair


Sevgi konuşulmaz, yaşanır. Sevgiyi konuşmak, sözün bittiği yerden konuşmaktır. İnsan ancak sevgiye dair konuşabilir. Ey sevgili okur! Bu yazıyı “sevgiye dair” bir yazı olarak oku!

Sevgi ışık gibidir, sevgisizlik karanlık. Karanlığın kaynağı olmaz. Karanlık ışığın yokluğu halidir. Fakat ışığın bir kaynağı olmak zorundadır. Kaynaksız ışık olmayacağı gibi, kaynaksız sevgi de olmaz.

Sevginin kaynağı Allah’tır. Sevgi ırmağı Allah’tan çağlar. Zira o el-Vedud olandır. Vedûd ismi, fe’ûl veznindendir. Bu veznin özelliği, hem fail hem mef’ul, hem etken hem edilgen olmasıdır. Bu yüzden Vedud ismi, hem “En çok seven”, hem de “En çok sevilen” anlamına gelir. Bir başka ifadeyle, hem “sonsuzca seven”, hem de “sevilmeyi isteyen” anlamını verir. Vedud ismini diğer birçok isimden ayıran fark da budur.

Allah Rezzak ismiyle “rızık verir”, Hallak ismiyle “yaratır”, Ğaffar ismiyle “bağışlar”, Rahman ismiyle “rahmet eder”. Bu ve bunun gibi isimler hep tek taraflıdır. Fakat Vedud’a gelince iş değişir, çift taraflı bir ilişki başlar: Hem sever, hem de sevgi ister. İşte bu, sevgi farkıdır.

Allah isminin mücerret hali “e-l-h”dir. Bu harflerin yer değiştirmesinden ancak 7 kompozisyon oluşturulabilir. Bunların tümü tek bir manaya delalet eder: Sevgi. Onun el-Esmau’l-Husna’sı, ondan neşet eden sevginin esma prizmasındaki yansımalarıdır. Besmele ile Müslüman diline pelesenk olan Rahman ve Rahîm, O’nun özünde ve işinde sevgiyle dolu olduğunu gösterir.

Allah’a nisbet edilen sevgi “hubb” ve “vudd” kelimeleriyle ifade edilir. Kur’an ve sünnet edebiyatında ‘aşk kelimesi ilahi sevgi için hiç kullanılmaz. Zira “sarmaşık”, “sarmaşık gibi sevdiğine sarılan ve onu esir alan” anlamına gelen ‘aşk, beşeri sevgiyi ifade eder. Hubb ise “tohum, çekirdek, öz” manasına gelir. “Hububat” buradan gelir. Sevgiye “muhabbet” denmesinin hikmeti bellidir: Sevgi, mahlûkat ağacının tohumudur. Mahlûkat ağacının en soylu meyvesi olan insan da, sevgi tohumunun kendi tohumunu içinde taşıyan meyvesidir.
Meyve, köküne olan sadakatini sevgiyle isbat eder. İnsanın Allah sevgisi de böyledir. Bu yüzden vahiy sevgide en büyük payın Allah’a ayrılmasını şart koşar: “İman edenler her şeyden daha çok Allah’ı severler”. Ve Hz. Peygamber’e şöyle söylemesi emredilir: “De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız beni izleyin ki, Allah da sizi sevsin.” Allah kul arasındaki bu karşılıklı sevgi, daha başka ayetlerde de vurgulanır: “O (hakiki müminler) Allah’ı severler, Allah da onları sever”.

Vudd, sevginin çok özel bir türünü ifade eder. Bu tür bir sevgi, bahşedilen bir sevgidir. Veren kaynaktan bir öz taşıdığı için de ölümsüzdür. Okuyun şu ayeti: “İman eden ve salih amel işleyenler için Rahmân (ölümsüz) bir sevgi (vudd) bahşedecek”. Bu yüzden olsa gerek ki, vahiy ilk yıllarda muhataplarını Cennetle müjdeleyip Cehennemle korkuturken, onların olgunlaştığı ileriki yıllarda “Allah sever-Allah sevmez” diye müjdeler ve uyarır. Bu, Allah-kul ilişkisinde sevginin nasıl yüksek bir mertebeyi ihraz ettiğini gösterir.

Her şeyin sahtesi olduğu gibi, sevginin de sahtesi olur. Sahih sevgi düzeltir, kalp sevgi bozar. Kaynağında Allah’ın bulunmadığı bir sevgi sahte sevgidir, bunu pazarlayan da sevgi kalpazanıdır. Kaynağını kutsaldan almayan sevgi, sevgi değil tutkudur. Sevgi özü gürleştirdiği için insanı özgürleştirir, tutku ise tutuklar ve köleleştirir. Tutkunun adını sevgi koyanlar, iki kişilik yalnızlığı sevgi sanmakla sevgiye de haksızlık yapmaktadırlar.​
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
İnsanlar farklı sevgi dilleriyle konuşurlar
Sevgimizi eşimize ifade ederiz ama mesaj yerine ulaşmaz. Çünkü onlara göre bizim konuştuğumuz yabancı bir dildir.
O halde mutlu bir aile olabilmemiz için bir birimizin sevgi dilini öğrenmemiz gerekir.
SEVGİ DİLİNİ ÖĞRENMENİN FAYDALARI
< Kendinizden farklı bir eşinizin ve çocuğunuzun olduğunu keşfetmek,
< Hiçbir tarzın öbüründen daha iyi veya daha kötü olmadığını kabul etmek,
< Tüm kişilik tarzlarının olumlu yönlerini edinerek, kendimize olan güvenimizi ve iyi duygularımızı arttırmak,
< Kendimizin ve eşimizin üstün özelliklerini fark etmek ve takdir etmemizi sağlamak,
< Eşimizin, beklentilerimiz doğrultusunda davranmamasını sakin bir şekilde karşılayabilmektir.
Peki eşimizin ve kendimizin sevgi dilinin ne olduğunu nasıl öğreneceksiniz. Bunun için önce sizinle küçük bir test yapalım. Aşağıdaki soruyu hiç düşünmeden birkaç saniye içerisinde lütfen cevaplandırınız.
1- Eşimden en çok ne isterim?
..............................................................
2- Eşinizin yaptığı ya da ihmal ettiği neler sizi derinden etkiler?
(En çok etkileyenin zıttı sizin sevgi dilinizdir.)
.........................................................
3- Eşinizden en çok neyi rica edersiniz?
(En sık istediğiniz şey, muhtemelen sevildiğinizi en çok hissetmenizi sağlayacak şeydir.)
.........................................................
4- Eşinize sevginizi düzenli olarak ne şekilde ifade edersiniz?
(Sevgiyi ifade etme yönteminiz, aynı zaman da sevildiğinizi hissetmenizi sağlayacak şeyin bir işaretidir.)
.........................................................
BEŞ SEVGİ DİLİ
Aşağıda sayacağımız sevgi dillerinden herhangi biri ya da birkaçı eşimizin kullandığı dil olabilir. Eğer biz bu sevgi dillerini öğrenir, teşhisimizi doğru yaparsak, evde eşimizle iletişimde sıkıntı yaşamayız.
A. Onay Sözleri,
B. Nitelikli Beraberlik,
C. Armağan Alma,
D. Hizmet Davranışları,
E. Fiziksel Temas.


1- Eşinizin sevgi dili “onay sözleri” ise ne yapmalı?
“Küçük şeyler, büyük farklılıklar oluşturur. Örneğin baylar, “bir taneniz” den “görüntü “ yerine, “gerçek” olarak söz ettiğinizde farklı bir durum ortaya çıkar. Sevgilinize, “Baharın ilk günü gibisin” demeniz ile, “uzun, sert bir kışın son günü gibisin” demek arasında sadece tek bir günlük farklılık olduğu halde, sonuçta ışık yılı kadar büyük bir farklılık ortaya çıkar.” (Zig Ziglar- Hayat Boyu Flört , s. 102)
Eşlerimiz bizlere ve çocuklarımıza her gün en lüks lokantalarda bile bulunmayan yemekler hazırlarlar. Hem de bunu yılda 365 gün fire vermeden yapmaya çalışırlar. Çocuklarımızın ve bizim sosyal ihtiyaçlarımızı karşılamak için didinir dururlar, herkesçe bilinen bir tabirle saçlarını bizim için süpürge ederler. Yapılması geren çok basit ama ailede mutluluğun temeli olan bir hareket vardır... Onay sözleri kullanmak.
- Yemekler çok güzel olmuş, eline sağlık.
- Evin her tarafı tertemiz, çok güzel.
- Bu elbiseler sana çok güzel yakışmış.
- Saçların böyle mükemmel olmuş.
- Seninle gurur duyuyorum, iyi ki sen benimle evlendin, sen benim onurumsun...
İş yerinde çalışırken masamızdan düşen kalemi veren sekretere “Sana zahmet oldu, çok teşekkür ederim.” gibi takdir cümleleri kullanırız. Otobüse binerken elimizdeki poşeti kaldırmak için yardım eden herhangi birine saygı ifade eden cümleleri esirgemeyiz. Bunlar bizim insanlık vazifelerimizdir. Mutlaka yapmamız gereken davranışlar. İşte eğer, eşimizin sevgi dili “onay sözleri” ise evde yemek yapan hanıma, musluğu tamir eden beye, çocuklarla ilgilenen, pazara giden vs. aile içerisinde yapılması gerekli işleri yapan eşlere yaptıkları işlerden dolayı takdir ve teşekkür etmek onları sevindirecek, mutlu edecektir.
Gözlerinizi kapatın, arkanıza yaslanın ve düşünün, eşinizin beğendiğiniz, takdir ettiğiniz yönleri nelerdir? Bunları bir kenara yazın.
Kayseri’de bir seminer veriyordum. Seminerimi dinlemeye gelen yüzlerce çift vardı. Her biri evliliklerinin çok farklı yıllarını yaşıyorlardı. Yeni evli olanlar, evliliklerinde üç, beş, on, yirmi ve otuz yılını doldurmuş olanlar vardı. Seminerde sevgi dillerini anlatırken, “onay sözcükleri” bölümünde çiftlerden gözlerini kapatmalarını, arkalarına yaslanmalarını istedim. Çok güzel bir slov müzik çaldım. Ortam romantik bir havaya bürünsün diye düşündüm. Evli çiftlerden isteğim, gözlerini kapatmaları, eşlerini düşünmeleri ve eşlerinin beğendikleri, takdir ettikleri altı tane özelliklerini yazmalarıydı. Yazılanları okumayacağıma da söz vermiştim. Bir süre sonra, “eşinizin beğendiğiniz, takdir ettiğiniz 6 tane özelliğini bulabilen var mı?” diye sordum. Sonuç hayret vericiydi. Yüzlerce çift arasından sayılı parmaklar kalktı, ben buldum diyen. 5 özellik, 4 özellik, 3 özellik bulanlar diye sormaya devam ettim. Sonunda “hiç bulamayan var mı?” diye sordum. Bir bayan elini kaldırdı. Yanına gittim:
- Siz, eşinizin beğendiğiniz, takdir ettiğiniz hiçbir olumlu yönünü bulamadınız mı?
- Evet! Hiç bulamadım.
- Kaç yıldır evlisiniz?
- 11 yıl oldu.
- Peki eşiniz burada mı?
- Evet yanımda.
- Siz yaşayan birisiyle evlisiniz değil mi? Bir duvarla falan değil.
- Yok canım, eşim yanımda işte.
- O zaman kusura bakmayın, ben eşinizi tanımadığım halde size onun hakkında güzel ve takdire şayan bir özellik söylemek istiyorum. Bakın ben tanımadığım halde bir tane olumlu ve takdirlik yönünü buldum.
- Nedir o?
- 11 yıldır sizin bu açık sözlülüğünüze tahammül ediyor olması. Yani sabrı!...
Bütün salon alkış sesleriyle inledi. Daha sonra o bayan mikrofonu aldı ve kocasından özür diledi. Benim haklı olduğumu kocasının gerçekten sabırlı biri olduğunu söyledi.
Unutmamalı, hayata ve etrafımızdakilere güzel yönleriyle bakarsak, hep güzellikleri görürüz. Ne demişler; “Güzel gören güzel düşünür; güzel düşünen hayatından lezzet alır.”


2. Eşinizin sevgi dili “nitelikli beraberlik” ise ne yapmalı?
“Nitelikli beraberlik, eşinize bütün dikkatinizi vermektir.”
Ona Zaman Ayırın: Günlük hayatta sadece “birlikte” olmak için rastgele yürüyüşe çıkabilirsiniz. Rahat bir gezinti, önemli konuları konuşmanızı sağlar; otuz-kırk dakikalık yürüyüşlerin evliliğinize yaptığı katkıları düşününce şaşakalırsınız. Zaman zaman televizyonu kapatıp bir birinizle ilgilenmelisiniz. Özellikle konuşurken gözlerinin içine bakarsanız, eşiniz ona değer verdiğinizi hemen anlayacaktır. Çünkü, Ferdi Tayfur’un dediği gibi, “Gözler kalbin aynasıdır, yalan nedir bilmez onlar.”
NİTELİKLİ BERABERLİK İÇİN:
< Haftada bir gün eşimle yemeğe çıkabiliriz.
< Çocuklarla birlikte parka gidip, çocuklar oynarken baş başa kalabiliriz,
< Evimizin mutfak alışverişini birlikte yapıp, zamanımızı anlamlı hale getirebiliriz.
< Pazarımızı beraber yapabiliriz.
< Herkesin uyuduğu sabahın altısında birlikte yürüyüş yapabiliriz.
< Cumartesi, pazarın birinde, sadece ailemizle ilgili plan yapıp, piknik, gezi, ya da akraba, eş-dost ziyaretleri yapabiliriz.
< Senelik izinlerimizde ülkemizin güzelliklerini beraber gezip görebiliriz.
< Seyahatler yapabiliriz. Yolculukların, aile huzur ve mutluluğuna çok ekstra katkıları vardır.
< Mutfakta eşimize yardımcı olabiliriz.
< Oturma odasında karşılıklı yapılan çay sohbetleri çok önemlidir.
< Çocuk odalarında, çocukların oyunlarına anne-baba birlikte dahil olabilir.
< Akşamları kahvemizi içerken her gün belirli saatlerde birbirimize kitap okuyup okunan kitabın değerlendirmeni yapılabilir.


3- Eşinizin sevgi dili “armağan alma” ise ne yapmalı?
(Eve gelirken arada bir çiçekle gelin.)
Her birimiz için özel günlerde hediye almanın bir anlamı vardır. Mutlaka eşiniz de özel günlerde getirdiğiniz hediyelerle mutlu olacaktır; ancak bu çok tabi olan ve herkesin yaptığı bir davranış şeklidir. Sevgi dili armağan olan birisi için özel günleri beklemek çok sıkıcı ve uzun olabilir. İşten eve gelirken bazen hatta hiç lüzumu yokken çiçek alın. Bazen küçük bir kartpostal ya da duygunuzu ifade eden küçük notlar dahi hediye sayılmaktadır.
Armağan alacağım diye bütçenizde onarılmaz bir delik açmanıza hiç gerek yok. Bütün kadınlar armağan almaktan hoşlanırlar; ancak gerçekten seven kadınlar pahalı armağanlar yerine gönülden gelen armağanları tercih ederler.
Eşlerin aldığı hediyeler maddi boyutuyla birbirlerini heyecanlandırmayabilir. Bunun için “Zig Ziglar” diyor ki: “Aldığınız hediye sizi fazla heyecanlandırmamışsa, o hediyenin arkasında bir düşünce, o düşüncenin arkasında da eşiniz olduğunu hatırlatmak isterim. Eşiniz o hediyeyi sizi sevindirmek için seçti. Bunun için beyler, karınız doğum gününüz için traş losyonu almışsa, her traştan sonra kullanmayı ihmal etmeyin.
Ertesi yıl bahar temizliği yaparken atılmak üzere rafa bırakmayın. Eğer bir kazak almışsa ve kazak giymeyi fazla sevmiyor olsanız bile bir fırsatını bulup o kazağı giyin. Aldığı kokuyu sürerek ya da kazağı giyerek ona, “Beni sevdiğin ve bu hediyeyi alırken beni düşündüğün için teşekkür ederim.” demiş olursunuz.
Bayanlar, eşiniz yanlış parfüm seçmişse, unutmayın ki alırken sadece ve sadece sizi düşünüyordu. Onu gerçekten sevip bunun için ona teşekkür edebilirsiniz.
Eşiniz bir hata yapıp istemediğiniz bir hediye aldığında, lütfen, bir kadının yaptığını gördüğüm gibi davranmayın. O kadın, yanlış beden ve renk elbise aldığı için kocasını herkesin önünde azarlamıştı. Hiç hak etmediği bir biçimde bedeninin daha küçük olduğunu ve yeşilden nefret ettiğini söylemişti. Oysa bu hatası yüzünden kocasının içinden bir daha hediye almak gelmeyecekti.”


4- Eşinizin sevgi dili “hizmet davranışları” ise ne yapmalı?
< Onun için özel yemek pişirin.
< Masayı hazırlayın, evi süpürün.
< Çöpleri dökün, her tarafı temiz tutun.
< O geldiğinde çayını hazırlayın.
< Yatakları yapın ya da toplayın.
“Yeni evlenmişlerdi. Evlendikleri günün sabahı kadın gözlerini açtığında eşi yanında yoktu. Kendisini uyandırmadan ve haber vermeden nereye gitti diye düşünürken, sevgili eşi (koca) elinde bir tepsi ile odaya girdi. Tepside neler yoktu ki... Kahvaltı çok güzel bir şekilde hazırlanmış, çay demlenmiş ve odadaki masanın üzerine konmuştu.
Eşi, hanımının yanına yaklaştı ve onu öperek, “Kahvaltı hazır hayatım.” dedi.
Kadın şaşırmıştı. Kendi kendine, “Allah’ım, ben ne şanslı bir kadınım, bu devlet kuşu herkesin başına konmaz, ne kadar nazik ve kibar bir erkekle evlenmişim.” diye düşünürken, eşinin sesiyle kendine geldi. “Leylacığım, sofra nasıl olmuş? Beğendin mi?”. Kadın çok beğendiğini söyleyecekken, tekrar eşinin sesi yankılandı, “ Bundan sonra her gün böyle isterim.”
Hizmet vermeyi, yaşamınızın değişmez bir parçası haline getirin. Daha sevecen ve iyi bir insan olmak için eylem gereklidir. Ancak, işin ilginç yanı bunun izlenecek belirli bir yolu veya herhangi bir reçetesinin olmayışıdır.
En katıksız iyilik ve cömertlik örnekleri hep doğal olanlardır. Hizmet vermenin bir kereye mahsus bir eylem olmadığını akıldan çıkarmamak önemlidir. Birisine bir iyilik yaptıktan sonra, neden başkaları da aynı şeyi benim için yapmıyor diye düşünmekten kaçının.
Çöp kovasının dışarı çıkarılması mı gerekiyor, hiç oflayıp püflemeden çıkarın.
Aslında hizmet vermenin en güzel yolu, en basit olanı, günlük hayatta gerçekleştirilen gösterişsiz, çoğu zaman fark edilmeyen küçük iyiliklerdir; örneğin, eşinizin giriştiği yeni bir uğraşta ona destek olmak, ya da sadece onu dinlemek için zamanınızı ve enerjinizi ayırmak gibi. Eski bir deyim vardır, “Vermenin ödülü kendisidir.” diye. Verdiğiniz zaman mutlaka siz de alırsınız. Aslında aldığınız, verdiğinizle doğrudan orantılıdır. İçinizden gelerek ve kendi seçtiğiniz yollarla verdikçe, inanılmaz bir huzur bulursunuz. Başta siz olmak üzere herkes kazançlı çıkar.
“Eşler, birbirlerinin hizmetlerini yapmalıdır. İsteyerek, severek, hem de coşkuyla yapmalıdır. Çatlamış toprağa yağmur ne ise; eşe hizmet de odur. Peki eşlerin birbirlerine yapacakları hizmet davranışları nelerdir? Birkaçını tespit etmekte fayda vardır:
< İhtiyaç olduğu anda bir su vermek.
< Ekmek, kaşık, tuzluk uzatmak.
< Sofra kurulmasına yardım etmek.
< Sofranın toplanmasına yardım etmek.
< Tamir işlerini yapmak.
< Çöpleri dökmek, evi süpürmek.
< Yemek yapmak, bulaşıkları yıkamak.
< Lavaboyu temizlemek.
< Banyo ve tuvaletleri temizlemek.
< Çocukların okul ödevlerine yardımcı olmak (desteklemek).
< Çocuklarla oynamak.
< Günlük, haftalık, aylık ev temizliğine yardım etmek.
< Pazar alışverişi yapmak.
< Ütü yapmak, arabayı yıkamak.
< Arabanın bakımını yaptırmak.
< Çocukları okula götürmek v.b. şeyler hizmet davranışlarıdır.
Erkek kadın ayrımı yapmadan tespit ettiğimiz bu hizmet davranışlarını eşler bir birlerine yaptıkları zaman daha çok sevildiklerini, sayıldıklarını anlayacaklardır. Aile huzur ve mutluluğu eşlerin birbirlerine armağanı olacaktır.” (Abdullah Şahin- Eşinize Yeniden Aşık Olmanın Yolları, s.70)


5- Eşinizin sevgi dili “fiziksel temas” ise ne yapmalı?
< Konuşurken elinizi omzuna atın, gezerken ellerini tutun, kolunuza girmesine izin verin.
< Ev işi yaparken dokunun.
Aile hayatında eşlerin zaman zaman sıkıntılı durumları meydana gelir. Sizin için çok basit görünen bir olay, eşiniz için aşılması çok güç engellerden biri olabilir. Eşinizin sıkıntılı dönemlerinde mutlaka yanında olun ve yardımcı olmaya çalışın. Sizin fiziksel yakınlığınız olabileceğiniz en büyük yardımdır. Özellikle doğum, hastalık, ölüm gibi durumlarda eşinizi asla ve asla yalnız bırakmamalısınız. Yanında olmalı ve başını omuzlarınıza dayamasına müsaade etmelisiniz
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
[h=3]BEKLENTİSİZ[/h]

Hiç beklentisiz sevdiniz mi?Yani bugün telefon etmedi demeden, şu an nerede acaba diye kendi kendinizi yemeden, yaş günümü hatırlayacak mı acaba diye bir beklenti içine girmeden...sevdiniz mi hiç? Onun, size ait bir mal olmadığını kabul edip , onu özgür yaşamı ile sevmeyi denediniz mi? Yanında ki kız arkadaşına aldırmamayı öğrenip, ama aldırmıyormuş gibi yapmadan, gerçekten aldırmadan,- bitecekse biter , bunu ben değiştiremem , beni sevmeyi bırakmasını değiştiremeyeceğim gibi -diye düşünüp. Onu yersiz kıskançlıklara boğmaktan ve kendinizi yıpratmaktan vazgeçe bildiniz mi hiç? Hiç beklemeden çalan bir kapıda Onu karşınız da görmek ne güzeldir bilirmisiniz?Beklemediğiniz bir anda hediye almak en sevdiğinizden.. Ve beklemeden gelen bir 'seni seviyorum 'mesajının tadına varabildiniz mi hiç? Siz istediğiniz için değil,O istiyor diye yapıldı mı tüm bunlar? Ve beklentisiz sevmemin tadına bakabildiniz mi hiç? Bugün beni hatırlamadı yerine..-hiç beklemiyordum , senin geleceğini -diyebilmek ne güzeldir oysa.. Onu boğmadan, kendinizi boğmadan , sevebilmek ne güzeldir.. Sahiplenme duygusundan uzak, sevmemim ,sevilmemim tadına varabildiniz mi hiç? Yapılmamış davranışlar, söylenmemiş sevgi sözcükleri ile kendi kendimizi aşk çıkmazında kaybedeceğinize, Hiç beklenmeyen bir demet çiçekle mutlu oldunuz mu? Beklentisiz sevin..Ben beklentisiz seviyorum.. Niye aranmadım diye düşünüp kendini kendinizi yiyeceğinize hiç beklenmedik bir 'seni özledim 'mesaji ile aşk ı yakalayın.. Beklentisiz sevin.. Ben beklentisiz seviyorum.. O sizin sevgiliniz oldu için değil.. Ona tapulu malınız gibi. Cantanız, arabanız gibi davranma hakkınız olduğunu düsünmeden. .Onu sevdiğiniz,onun da sizi sevdiği için ,sevin.. Sevgi ye karışan beklenti denen illeti hemen silin aşkın ak sayfalarından.. Göreceksiniz ki O zaman aşk başka bir güzel.. Göreceksiniz ki , O zaman sevgili daha bir romantik.. Göreceksiniz ki O zaman sevmek ve sevilmenin damaklarda bıraktığı tat, Yıllanmış şarap gibi, Beklenti zehrine karışmadan bir başka döndürüyor insanın başını.. Ben beklentisiz seviyorum..Onun nerede olduğunu merak etmiyorum.. Beni bugün neden aramadı diye geçirmiyorum içimden, aramadığı zamanlar da.. Geleceğe dair hayallerimde yok zaten.. Ben sevgiyi yaşıyorum.. Onun yanımda olduğu anlar o kadar değerli ,o kadar kıymetli ki.. Gerçekleşmemiş ve gerçekleşmeyecek beklentilerle mahvetmiyoruz o anları.. Beklentisiz seviyoruz.. Sevdiğimiz için seviyoruz.. Hayalsiz,,geleceksiz,beklentisiz.. Anlık seviyoruz..
Deneyin..Beklentisiz, sevmeyi deneyin bir gün..Beklentilerle boğduğunuz aşklarınıza acıyacaksınız..

ALINTI​

 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt