-Ammar Bin Yasir-
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 27 Eyl 2007
- Mesajlar
- 4,864
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 37

Seveceğiz, istesek de istemesek de. Kalbimize sevgi konulmuş. Nefret de ediyoruz bazı şeylerden çoğu kez, nefret kelimesini sevmesek de... Peki hayatın özünü oluşturan sevgide dengeyi nasıl sağlayabiliriz?
İlk önce akla makulmüş gibi gelen bu düşünce tarzı neticede zihin formatımızda, yaşayışımızda ve imanî boyutumuzda sıkıntılara yol açabilecek virüsler içeriyor.
Her bir güzellik içinde cennetteki Tûbâ ağacının çekirdekleri bulunduğu gibi, her çirkinlik ve günah olan şeyde de cehennemin zakkum ağacının çekirdekleri bulunuyor. Buyurun tercih sizin elinizde: Bir ömür boyu ‘Zakkum Ormanları Fahri Korucusu’ mu olacaksınız, yoksa tam tersi mi?
Bediüzzaman Hazretleri, ilmî gayretleri neticesinde kâinatı tahlil ederken dört temel bakış açısının her şeyi değiştirebileceğini söylüyor: “Niyet, nazar, mânâ-yı harfî ve mânâ-yı ismî”
Son ikisinin izahı uzun olacağı için başka çalışmalara ve Risale-i Nur külliyatına havale edip ilk ikisini ele aldığımızda “muhabbet”in şifresi de çözülebiliyor. Her şey bizim “niyetimiz” ya da “bakış açımız/nazar”la değişebilir.
Yeşillikler, göllerle dolu aynı ovaya bir şairin, bir müteahhitin ve bir çobanın “nazar”ı farklıdır. Aynı şeye bakarlar; ama farklı şeyler çağrışıverir zihinlerinde. Aynı şekilde âlemde cereyan eden “esma-ef’al-sıfat” tecelliyatındaki tevhid şifrelerini, mühürlerini çözmeye kalbini adamış bir mü’minin bakışıyla umursuz bir ehl-i dünyanın ya da gayr-i mü’minin bakışı farklıdır.
Mü’min musibet ya da kahır tecellilerinde “Celal” isminin tecellisini görür, sabır ipine sımsıkı sarılır, tevekkülle Rabb’ine iltica eder ve O’nun kapısına sığınır. Yine nimet ve cemal tecellisine muhatap olduğunda da şükür ipine yapışır. Kendisine kötü gibi gelen şeyin “ya bir imtihan” ya da “neticesi itibarıyla hayr” olan bir şey olduğunu düşünür, görür, hisseder.
Dünyevî mahbublara gönlünü kaptırmış bir insan, onların kendisini aldatması, üzmesi ve terk etmesi anında o sevgi birden en büyük nefret ve hınçlara dönebilmektedir. Peki bu 180 derecelik ani dönüş nasıl olabilmektedir? Bir insanı “Ya benimsin, ya kara toprağın!” diyecek hale getiren duyguya nasıl “sevgi” diyebiliriz?
hanımlar.com