Yaşarken ihmal ettiğimiz en önemli şeylerden birinin sevdiklerimize onları sevdiğimizi sözcüklerle bildirmek, itiraf etmek, böylece içimizdeki coşkuyu paylaşmak olduğunu kaç kişi biliyor da yüreğinin bir köşeciğinde saklıyor?
Sevgi sözcükleri nedir ki, söylemeye çekiniriz, bazen “yüzüne hasret kaldım” “sesini duymayalı ne kadar oldu”, “bir gün gel de çay içelim” demek, “sen başkalarına benzemiyorsun” demek aslında o kadar da zor değildir. Ve gereklidir insanlara sizin için değerli olduklarını bildirmek, insanlar sevildiklerini bilmek isterler.
Siz bilmek istemez misiniz?
İnsanlar sevmese yitip giden ömürler nasıl değer kazanır? Acıyı tatlılaştıran, hafifleten, katlanabilir kılan şey sevgidir.
Yaradan’a duyulan sevgi hepsinden farklıdır, hepsinden derin... İnsan Rabbini tanıdıkça sever, tanımak için de çoğu zaman acı çeker, acı nefslerin terbiyecisidir, acı olmadan bazı gerçekler farkedilmez. Acı koyu bir renktir hayatımıza akseden, varoluşun bir cilvesidir, Rabbi insana bazen acı gönderir, insan Rabbine dua...
“Deme bu neden böyle/Yerindedir o öyle”... Acı insanı şair eyler, yazar yapar, güzel değil mi? Allah (cc) bizi sevgisiz bırakmasın...
Sevgiyi, Kendi sevgisini bize gönderen Allah’tır, O da bizi sevdiği için, O bu muhabbeti göndermeden biz O’nu sevemeyiz ki... Tasavvuf büyükleri böyle derler, her muhabbetin asıl kaynağı Allah sevgisidir. Siz birini sevdiğinizde aslında Allah’ı (cc) sevmişsinizdir, çünkü her güzelliğin, bizde sevgi uyandıran her şeyin kaynağı Allah (cc) değil mi? Hani duyanların unutamadığı bir kudsi hadiste buyrulur; “Kulum Bana nafilelerle yaklaşır. Ben O’nu sevdiğim zaman onun gören gözü, tutan eli, işiten kulağı, yürüyen ayağı olurum. Benimle görür, Benimle işitir, Benimle tutar”...
Ah biz de onlardan olaydık... Allah’ın (cc) sevdiği bir kul olmak, bakıldığında insanlara Allah’ı (cc) hatırlatmak hem dünyada, hem ukbada en çok istediğimiz şeylerden biri değil mi?
Sevgi sözcükleri nedir ki, söylemeye çekiniriz, bazen “yüzüne hasret kaldım” “sesini duymayalı ne kadar oldu”, “bir gün gel de çay içelim” demek, “sen başkalarına benzemiyorsun” demek aslında o kadar da zor değildir. Ve gereklidir insanlara sizin için değerli olduklarını bildirmek, insanlar sevildiklerini bilmek isterler.
Siz bilmek istemez misiniz?
İnsanlar sevmese yitip giden ömürler nasıl değer kazanır? Acıyı tatlılaştıran, hafifleten, katlanabilir kılan şey sevgidir.
Yaradan’a duyulan sevgi hepsinden farklıdır, hepsinden derin... İnsan Rabbini tanıdıkça sever, tanımak için de çoğu zaman acı çeker, acı nefslerin terbiyecisidir, acı olmadan bazı gerçekler farkedilmez. Acı koyu bir renktir hayatımıza akseden, varoluşun bir cilvesidir, Rabbi insana bazen acı gönderir, insan Rabbine dua...
“Deme bu neden böyle/Yerindedir o öyle”... Acı insanı şair eyler, yazar yapar, güzel değil mi? Allah (cc) bizi sevgisiz bırakmasın...
Sevgiyi, Kendi sevgisini bize gönderen Allah’tır, O da bizi sevdiği için, O bu muhabbeti göndermeden biz O’nu sevemeyiz ki... Tasavvuf büyükleri böyle derler, her muhabbetin asıl kaynağı Allah sevgisidir. Siz birini sevdiğinizde aslında Allah’ı (cc) sevmişsinizdir, çünkü her güzelliğin, bizde sevgi uyandıran her şeyin kaynağı Allah (cc) değil mi? Hani duyanların unutamadığı bir kudsi hadiste buyrulur; “Kulum Bana nafilelerle yaklaşır. Ben O’nu sevdiğim zaman onun gören gözü, tutan eli, işiten kulağı, yürüyen ayağı olurum. Benimle görür, Benimle işitir, Benimle tutar”...
Ah biz de onlardan olaydık... Allah’ın (cc) sevdiği bir kul olmak, bakıldığında insanlara Allah’ı (cc) hatırlatmak hem dünyada, hem ukbada en çok istediğimiz şeylerden biri değil mi?