SEVGİ İÇiN HERSEYE DEĞER
--------------------------------------------------------------------------------
SEVGİ İÇiN HERSEYE DEĞER
Tam bir dolar seksen yedi senti vardi. O kadar ne bir eksik, ne bir
fazla. Della, paraları üç defa saydı. Bir dolar seksen yedi sent, o
kadar. Halbuki ertesi gün yeni yıla adim atılacaktı. Della'nın evi,
haftada sekiz dolara tutulmus mobilyali bir apartman. Tasvire değer
bir hali yok. Tam bir fakirhane. Gözyaşları dindikten sonra Della
eline bir ponpon alarak yüzünü pudraladı pencerede durarak
apartmanın o kasvetli arka avlusundaki parmaklıklar üzerinde yürüyen
bulut renkli kediyi aptal aptal seyretti. Ertesi günü Yılbaşıydı ve kocası,
sevgilisi Jim'e hediye alabileceği sadece bir dolar seksenyedi senti
vardı. Bu parayı da aylardır yavas yavas biriktirmisti .
Halbuki simdi hiç bir işe yaramadiklarini görebiliyordu.
Sevgili Jim'ine güzel bir şey almak hususunda hülyalar kurarak birçok mesut anlar yasamıştı.
Pencereden uzaklasarak kendini aynanın karşısına attı. Gözleri pırıl
pırıl parlıyordu, ama yirmi saniye içerisinde rengi uçuvermişti.
Saçlarını çözerek omuzlarının üzerine döktü. Iftar ettikleri iki
şeyleri vardi. Biri Jim'in büyükbabasından kalan altın saat, diğeri
de Della'nın omuzları üzerine dökülen saçları. Della'nın saçları
altın renkli bir çağlayan gibi parlayarak ve dalgalanarak dizlerine
kadar döküldü ve elbise gibi vücudunu örttü. Bir aralık bir an durdu.
Tereddüt eder gibi oldu. Yerdeki kırmızı tüyleri dökük halıya iki
damla gözyasi akti. Della, gözlerinin yaşı kurumadan kapıdan
fırladı.
"MM. Sofronie. Her nevi saç levazımı " ibaresi taşıyan bir tabelanın
önünde durdu. Bir hamlede içeri girdi. "Saçlarımı satın alır mısınız?
" diye sordu. Madam, saçları pişkin bir alıcı eliyle yokladıktan
sonra " 20 dolar " dedi. Della, "Peki,derhal" cevabını verdi. Ondan
sonraki iki saati pembe bir bulut üzerinde uçar gibi sevinçle nasıl
geçirdiğini bilmiyordu. Jim için almak istedigi hediyeyi bulmak için
dükkanların altını üstünü getirdi. Nihayet bulabildi. Altın saat
zinciri. Zincir, Jim'in o emsalsiz saatine layık derecede güzeldi.
Eve gitti, saçlarına baktı. Jim'in bu hayalini begenmesi için dua
etti.
Az sonra Jim kapiyi açip içeri girdi. Gözlerini sevgilisine dikmis
sadece bakiyordu. Sonra, hediyesini uzattı. Della paketi açtığında,
ipek gibi saçlari için uzun zamandır beğenip alamadığı bir çift tarak
gördü.
Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Kendisini toparladı, tatlı bir
tebessümle Jim'e hediyesini uzatti. Jim, paketi açtığında saat
zincirini gördü. Ama artık saati yoktu. Çünkü, Della'nın güzelim
saçlarına çok beğendiği tarakları alabilmak için o da saatini
satmıştı. Üzülmediler... çünkü önemli olan tek şey vard sevgileri..
O da ne satılır nede satın alınabilirdi.....
--------------------------------------------------------------------------------
SEVGİ İÇiN HERSEYE DEĞER
Tam bir dolar seksen yedi senti vardi. O kadar ne bir eksik, ne bir
fazla. Della, paraları üç defa saydı. Bir dolar seksen yedi sent, o
kadar. Halbuki ertesi gün yeni yıla adim atılacaktı. Della'nın evi,
haftada sekiz dolara tutulmus mobilyali bir apartman. Tasvire değer
bir hali yok. Tam bir fakirhane. Gözyaşları dindikten sonra Della
eline bir ponpon alarak yüzünü pudraladı pencerede durarak
apartmanın o kasvetli arka avlusundaki parmaklıklar üzerinde yürüyen
bulut renkli kediyi aptal aptal seyretti. Ertesi günü Yılbaşıydı ve kocası,
sevgilisi Jim'e hediye alabileceği sadece bir dolar seksenyedi senti
vardı. Bu parayı da aylardır yavas yavas biriktirmisti .
Halbuki simdi hiç bir işe yaramadiklarini görebiliyordu.
Sevgili Jim'ine güzel bir şey almak hususunda hülyalar kurarak birçok mesut anlar yasamıştı.
Pencereden uzaklasarak kendini aynanın karşısına attı. Gözleri pırıl
pırıl parlıyordu, ama yirmi saniye içerisinde rengi uçuvermişti.
Saçlarını çözerek omuzlarının üzerine döktü. Iftar ettikleri iki
şeyleri vardi. Biri Jim'in büyükbabasından kalan altın saat, diğeri
de Della'nın omuzları üzerine dökülen saçları. Della'nın saçları
altın renkli bir çağlayan gibi parlayarak ve dalgalanarak dizlerine
kadar döküldü ve elbise gibi vücudunu örttü. Bir aralık bir an durdu.
Tereddüt eder gibi oldu. Yerdeki kırmızı tüyleri dökük halıya iki
damla gözyasi akti. Della, gözlerinin yaşı kurumadan kapıdan
fırladı.
"MM. Sofronie. Her nevi saç levazımı " ibaresi taşıyan bir tabelanın
önünde durdu. Bir hamlede içeri girdi. "Saçlarımı satın alır mısınız?
" diye sordu. Madam, saçları pişkin bir alıcı eliyle yokladıktan
sonra " 20 dolar " dedi. Della, "Peki,derhal" cevabını verdi. Ondan
sonraki iki saati pembe bir bulut üzerinde uçar gibi sevinçle nasıl
geçirdiğini bilmiyordu. Jim için almak istedigi hediyeyi bulmak için
dükkanların altını üstünü getirdi. Nihayet bulabildi. Altın saat
zinciri. Zincir, Jim'in o emsalsiz saatine layık derecede güzeldi.
Eve gitti, saçlarına baktı. Jim'in bu hayalini begenmesi için dua
etti.
Az sonra Jim kapiyi açip içeri girdi. Gözlerini sevgilisine dikmis
sadece bakiyordu. Sonra, hediyesini uzattı. Della paketi açtığında,
ipek gibi saçlari için uzun zamandır beğenip alamadığı bir çift tarak
gördü.
Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Kendisini toparladı, tatlı bir
tebessümle Jim'e hediyesini uzatti. Jim, paketi açtığında saat
zincirini gördü. Ama artık saati yoktu. Çünkü, Della'nın güzelim
saçlarına çok beğendiği tarakları alabilmak için o da saatini
satmıştı. Üzülmediler... çünkü önemli olan tek şey vard sevgileri..
O da ne satılır nede satın alınabilirdi.....