Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

seven uyudu ama sevilen hep uyanık!!! (1 Kullanıcı)

rumuzgüller

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2008
Mesajlar
264
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Konum
istanbul
Rabia’dır o… kitaplarda Rabiatü’l- Adevviyye… Tanıyanların gönlünde parıltılı bir yerin sahibi, Rabbimin hanım âşıklarından Rabia…
Ömrünün her gecesine, uyku vakti geldiğinde, fakir kulübeciğinin bir köşesinde serdiği seccadeyle başlayan, Rabia… Her gece insanlar yataklarına çekilirken, Rabia, seccadesini usulca serip fısıltıyla seslenir:

“Allah’ım! Şu dakikalarda bütün sevenler sevdiklerinin yanına gidiyorlar, bende sana geldim…”
Ve sonra, ömrünün her gecesi Rabia’nın, o seccade üzerinde tan ağarıncaya kadar bir destan yazılmaya başlanır. Gözyaşlarıyla yıkanan, dua, kur’ an, rükû ve secde ile taçlanan bir destan…

Ömrünün her gecesi böyle geçer Rabia sultanın… Bu gecelerden biri henüz yeni bitmiş, sabah namazı da kılınmış maddi olarak yorgun ve halsiz vücut uykuya emanet edilmişti ki;
“hırsız” denilenlerden zavallı bir kem talih ise, kapının kilidini sessizce kırıp, kulübecikten içeri süzülmüştür. İlkin gözü, köşede uyumakta olan yaşlı Rabia’ya kayar fakat ilgilenmez… Sonra kulübeyi gözden geçirir… Canı sıkılır… Yanlış yere girmiştir… Çünkü para eder cinsten hiçbir şey yoktur burada… Hırsızın canı sıkılsa da ,”eli boş çıkmayalım” düşüncesiyle kap kacak cinsinden bir şeyleri çuvala koyup kapıya yönelir.

Hırsızı bir şok beklemektedir… Kapı yerinde yoktur… Ufacık bir kulübe ve az önce içinden süzüldüğü tek kapı… Fakat yerinde yoktur işte… Fal taşı gibi açar gözlerini hırsız, dört duvarı tek tek gözden geçirir, elleriyle de yoklar… Fakat karşısında duran dört adet duvardır. Tam o esnada olup bitenden habersiz Rabia sultan, hasır yatağının üzerinde uyumaktadır. Bu dünyanın dışında uzanan bir tecelliye karşı karşıya bulunduğunu anlayan hırsız, büyük bir utançla ve şaşkınlıkla soğuk terler boşalırken anlından çuvaldakileri çıkarır. Yatığına da tövbe eder. Kapı karşısında belirmiştir… Sevinir tekrar heveslenir…
“kap kacak “ yeniden çuvala doldurulur… Başını kaldırır, gözleri kararır… İşte kapı yine yok… Bu kedi-fare oyunu birkaç kez tekrarlanır… Ve sonuçta kesin olarak anlar ki, kedisi o çaldıklarıyla bu kapıdan çıkamayacaktır… Ve Rabia sultan hala uyumaktadır…

Hırsız, bambaşka bir manevi iklime doğru, adım atmakta olduğunu hissederek, samimi bir tövbeyle çuvalı boşaltır. Bu olay “hırsızlık kariyerine de” son vermiştir… Amacı artık kapıyı hak dostuna sonsuz tövbe, af yoluna sığınarak rahmet-i rahmana açmaktı… Hırsız olarak girdiği Rabia kulübesinden bir mümin olarak çıkmaktadır. Fakat daha göreceği, duyacağı şeyler kalmıştır, geriye…
Tam kapının eşiğinden geçerken… Dört duvarın dördü birden dile gelir, konuşur… Yeni tövbekâr duydukları karşısında inler…
Sarsılır…

“SEVEN UYUDU AMA SEVİLEN HEP AYAKTA!” …
Rabia sultan hala hasır yatağında, uyumakta

ASIL GÖREN GÖRÜYOR ALLAH HERYERDE ALLAH HERYERDE ALLAH HERYERDE ALLAH HERYERDE ALLAH HERYERDE ALLAH HERYERDE ALLAH HERYERDE
_______________
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt