Allah’ım gönlüme doğan her güzellik için, niyetlendiğim her bir iyilik için, aşabildiğim kötü duygularım ve geçebildiğim nefs perdeleri için Sana şükürler olsun. Allah’ım bir türlü aşamadığım, beni yıpratan, iyi bir kul olmaktan beni alıkoyan hallerden de Sana sığınırım.
Bazı zamanlarda Sana öyle yakın oluyoruz ki aramızda bir ölüm kalıyor, zaman zaman ölümümüzü özlediğimiz, acaba yakın mıdır, uzak mı diye düşündüğümüz oluyor. Ölüm bizden uzak olsa ne kadar uzak olabilir ki… Zaman zaman ölümü özlediğimiz bir gerçek, eğer yaşayışımız Seni daha çok bilmemize, Seni daha çok tanımamıza ve Seni daha çok sevmemize vesile olacaksa, Allah’ım o zaman yaşamak da güzel, sıkıntılar çekmek de güzel, ibadet etmek de güzel. Yani sonunda Sen varsan, Senin muhabbetin varsa her şey güzel. Rıza makamına, şevk ve aşk makamına yükselmek varsa alınyazımızdaki zorluklar da güzel. Fakat Seni anmayı unutmamalı. Eğer unutursak ya Sen de bizi unutursan…
Bir bebeğin yüzüne bakınca Seni hatırlamalı, kırlangıçlar tellere konduğunda, güvercinler pencerenin kenarına geldiğinde, rüzgar zeytin yapraklarına değdiğinde ve rüzgar gönlümüze dokunduğunda Seni hatırlamalı. Uçsuz bucaksız sevdaların sonuna varmak istediğimizde Seni hatırlamalı. İçimizde acıyla, içimizde umutla, kah gülüp kah ağlayarak Seni anmalı.
Allah’ım Seni Senden uzakta hicranla hatırlamak ve aşamadıklarımız için üzülmek, pişman olmak, tevbe etmek ve Senden bağış ve rahmet dilenmek, kelimenin tam anlamıyla dilenmek bizi Senin affına yaklaştıracaksa, o da güzel. Allah’ım Sen mutlak güzelsin; Seninle ilgili her şey güzel.
“Ne zaman anarsam Seni kararım kalmaz Allah’ım
Senden gayrı gözüm yaşın kimseler silmez Allah’ım
Sensin ismi Baki olan Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan kendini bilmez Allah’ım...” insanın Rabbi ile arasındaki sıcak bağı koruyabilmesi için darlıkta ve genişlikte, ağlarken ve gülerken Onu anması gerekiyor. Allah sözlerimizi yaşayabilmeyi nasib eylesin.
Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.
Yeni Mesaj gazetesinden alıntı
Bazı zamanlarda Sana öyle yakın oluyoruz ki aramızda bir ölüm kalıyor, zaman zaman ölümümüzü özlediğimiz, acaba yakın mıdır, uzak mı diye düşündüğümüz oluyor. Ölüm bizden uzak olsa ne kadar uzak olabilir ki… Zaman zaman ölümü özlediğimiz bir gerçek, eğer yaşayışımız Seni daha çok bilmemize, Seni daha çok tanımamıza ve Seni daha çok sevmemize vesile olacaksa, Allah’ım o zaman yaşamak da güzel, sıkıntılar çekmek de güzel, ibadet etmek de güzel. Yani sonunda Sen varsan, Senin muhabbetin varsa her şey güzel. Rıza makamına, şevk ve aşk makamına yükselmek varsa alınyazımızdaki zorluklar da güzel. Fakat Seni anmayı unutmamalı. Eğer unutursak ya Sen de bizi unutursan…
Bir bebeğin yüzüne bakınca Seni hatırlamalı, kırlangıçlar tellere konduğunda, güvercinler pencerenin kenarına geldiğinde, rüzgar zeytin yapraklarına değdiğinde ve rüzgar gönlümüze dokunduğunda Seni hatırlamalı. Uçsuz bucaksız sevdaların sonuna varmak istediğimizde Seni hatırlamalı. İçimizde acıyla, içimizde umutla, kah gülüp kah ağlayarak Seni anmalı.
Allah’ım Seni Senden uzakta hicranla hatırlamak ve aşamadıklarımız için üzülmek, pişman olmak, tevbe etmek ve Senden bağış ve rahmet dilenmek, kelimenin tam anlamıyla dilenmek bizi Senin affına yaklaştıracaksa, o da güzel. Allah’ım Sen mutlak güzelsin; Seninle ilgili her şey güzel.
“Ne zaman anarsam Seni kararım kalmaz Allah’ım
Senden gayrı gözüm yaşın kimseler silmez Allah’ım
Sensin ismi Baki olan Sensin dillerde okunan
Senin aşkına dokunan kendini bilmez Allah’ım...” insanın Rabbi ile arasındaki sıcak bağı koruyabilmesi için darlıkta ve genişlikte, ağlarken ve gülerken Onu anması gerekiyor. Allah sözlerimizi yaşayabilmeyi nasib eylesin.
Ulaşabildiğimiz her yere gönülden selam olsun.
Yeni Mesaj gazetesinden alıntı