Seni nereye götürüyorlar?
Düşünüyorum, düşlüyorum; üzülmek ağırıma gidiyor! Yediremiyorum içime, sindiremiyorum… Hıncımı, öcümü ve acımı büyütüyor bu gidiş… Durduramıyorum gökkubbenin böyle tepeme doğru alçalışını…
Seni nereye götürüyorlar?
Ey bu koca ümmetin yükünü sırtlayan, çağın azı dişlerine kerpeten tutan ey! Ey yüzyılların beklediği, onulmaz yaralara merhem döven ey, seni nereye götürüyorlar?
Kırmızıya çalan vaktinde günün, hoyratça tüketilen vicdanların dünyasından nereye gidiyorsun, seni nereye, niye götürüyorlar?
Hani gökkubbe, arz nerde, o yağmur, o tufan nereye gitti? Nereye gitti kal’aları yıkılamayan gönüller? Ummanları ne yaptılar, şehirleri, kasabaları kim sildi kâinat haritasından? Yağmurları toplayan kim? Sevdalarımızı kim taşıdı ey zaman ötesine? Yürekleri paralayan kim?
Seni nereye götürüyorlar EY SEVGİLİ?..
Ey sevgili, uslanmayan, uslanmaz SEVGİLİ… Benim SEVGİLİM! Hangi diyardan çağırdılar seni yine? Hangi zamanın gergefini dokursun böyle? Cennetleri taşımaktan yorulmadın mı hala yeryüzüne? Bıkmadın mı, usanmadın mı firavunların, nemrutların saraylarını ateşlere vermekten? Dünyaya kafa tutmaktan yılmadın mı hala?
Seni nereye götürüyorlar EY SEVGİLİM!
Benim sevgilim! Ateşleri yeğleyen SEVGİLİM… Yusuf’un medresesini de, kuyusunu da gösterdin insanlığa…
Kavgayı, vuruşmayı, dik durmayı ve gerçekten yaşamayı öğrettin. Ölmeden ölümün ne olduğunu, inanmanın sudan ucuz olmadığını, inanmanın ne bela ve katmerli dert olduğunu gösterdin.
Ah görecek göz, duyacak izan olsaydı ya! Duyacak kulak, hissedecek yürek olsaydı ya!
Nereye götürüyorlar EY SEVGİLİM; seni nereye götürüyorlar?
Analar senin için doğurdu bu yiğitleri…
Ardından ordular geliyor!
Nereye götürüyorsun bizi EY SEVGİLİM?
GENÇ ADAM
28.11.2012
http://gayegencadam.com/index.php?option=com_content&task=view&id=424