Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

'Sen Yıkmazsan YIKILMAZ' (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
040220102000352331899.jpg


ÇIKTI...ÇIKTI...ÇIKTI...
'Sen Yıkmazsan YIKILMAZ'





Çakal Carlos'tan, Leyla Halid'e, Alev Alatlı'dan Hüsnü Mahalli'ye, Dünya'nın ve Türkiye'nin önde gelen gazetecileri, fikir, siyaset, iktisat ve sanat adamları bu kitapta buluşuyor.
Çakal Carlos'tan, Leyla Halid'e, Alev Alatlı'dan Hüsnü Mahalli'ye, Nuray Mert'ten Ece Temelkuran'a, Mustafa Özcan'dan Gültekin Avcı'ya, Nebil Maruf'tan Jagues Verges'e Dünya'nın ve Türkiye'nin önde gelen gazetecileri, fikir, siyaset, iktisat ve sanat adamları bu kitapta buluşuyor.

Gazeteci Fazıl Duygun , bir dönem editörlüğünde bulunduğu ve halen yayınlanmakta olan Aylık Dergisi ile 2,5 yıldır haber müdürlüğü yaptığı haftalık Baran Dergisi adına gerçekleştirmiş olduğu röportajları "Sen Yıkmazsan Yıkılmaz" adını verdiği kitabında bir araya getirdi.

Duygun kitabında önceliği dünyaca meşhur aksiyon adamı Kumandan şeklinde tanımladığı Ilich Ramidez Sanchez ( Çakal Carlos)'la yaptığı röportaja veriyor.

Fazıl Duygun, 2009 yılı mayısında FHKC Polit Büro Üyesi Leyla Halid ile telefon görüşmesi yapmasını sağlamış, bu görüşme medyada ilgiyle taki edilmiş, gazete ve televizyonlarda haber konusu olmuştu.

Duygun röportajlarından derlediği kitabında bu telefon görüşmesine de yer veriyor ve bu görüşmeyi nasıl gerçekleştirdiğini, hazırlık aşamasını anlatıyor.
040220101951482330863_2.jpg
O görüşmeden bir kesit:

Fazıl Duygun: Selâmün aleyküm Gönüldaş Kumandan Carlos.

CARLOS: Ve aleyküm selâm.

Fazıl Duygun: Leyla Halid Hanımefendi burada, görüşmeyi kaydetmeye başladım, hemen ona veriyorum.

CARLOS: Es-Selâmü Aleyküm

LEYLA HALİD: Ve aleyküm selâm. (Arabça olarak) Nasılsın?

CARLOS: Sabır, sabır, Leyla. Sen nasılsın?

LEYLA HALİD: İyiyim. Sen büyük bir insansın. Bütün herkesten sana en sıcak selâmlar. Seni tanıyan herkesten sana selâm.

CARLOS: Allah onları mübârek kılsın. Ayaklarımız Filistin’i özledi. Gözüm Filistin’de. Fazıl Duygun kardeşim İngilizce konuşmamızı rica etmişti. İstersen İngilizce devam edelim. Peki, sen nasılsın Leyla?

LEYLA HALİD: Olur. Filistin’de çok kötü durumlarla karşılaştık, biliyorsun. Gazze saldırısı, İsrail kuşatması, malûm bölünmüşlük ve Telaviv’deki yeni Netanyahu-Liberman çetesi…

CARLOS: Liberman, direniş açısından aslında iyi bir figür sanıyorum. Çünkü o, tüm diğerlerinin düşünüp de söyleyemediğini dillendiriyor.

LEYLA HALİD: Evet, transfer meselesi… (İsrail’deki bazı Arab şehirlerinin, gelecekteki bir Filistin devleti bakımından Batı Şeria’ya yakın yerlere taşınması görüşü).

Carlos ve Halid, ilk kez 1971 yılında Ürdün'deki FKHC kampında tanışmıştı. Carlos, cumartesileri 1 saatlik telefon izninin 20 dakikasını Filistin mücadelesine ve arkadaşı Leyla Halid'e ayırdı.
Kitapta Carlos röportajı ardından yer alan isim meşhur Fransız Avukat Jacques Verges. Verges, Carlos'un Fransız Derin Devleti'nin adamı olduğu iddia edilen bir isim. Fransız Avukat Carlos ta dahil pek çok ünlü ismin bir dönem avukatlığını yapmış bir isim.


"Sen Yıkmazsan Yıkılmaz" kitabında yer alan diğer isimler:

-Hasan Köni
-Hüsnü Mahalli
-Nuray Mert
-Avni Özgürel
-Fikret Başkaya
-Haşmet Babaoğlu
-Mete Çubukçu
-Alev Alatlı
-Selahattin Demirtaş
-Anıl Çeçen
-Halit Refiğ
-Behiç Kılıç
-Yusuf Kaplan
-Ömer Özkaya
-Ferruh Sezgin
-Ece Temelkuran
-Mahmut Çetin
-Mehmet Bekaroğlu
-Cem Mumcu
-Hasan Ünal
-Gültekin Avcı
-Yılmaz Dikbaş
-Nebil Maruf
-Osman Atalay
-Suat Parlar
-Mustafa Özcan
-İsmail Cengiz
-Teoman Durali
-Ömer Lütfi Mete

Fazıl Duygun Kitabı'na yapılan yorumalar:

IIich Ramirez Sanchez (Çaka Carlos):

Devrimci kelimelerin sabırlı kaşifi sevgili gönüldaşım Fazıl Duygun, senden çok şey bekliyorum...

Fikret Başkaya (Özgür Üniversite, Türkiye-Ortadoğu Forumu Vakfı Kurucusu):

Kapitalizm insanlık tarihinde sadece küçük bir parantezdir ve insanlığın “normal hali” değildir. İnsanların kapitalizm konuşmalarında “durumların iyileşeceği” beklentisi tam bir yanılgıdır ve bu dünyada reel bir karşılığı yoktur. Zira kapitalizmin her ileri aşaması insanı, toplumsal ve ekolojik kötülüklerin de büyümesi anlamına gelmektedir. Bu yüzden amaç kapitalizmi krizden kurtarmak değil, krizler üretmeye mahkum şu nalet olası kapitalizmden kurtulmak, daha geç olmadan parantezi kapatmaktır. Aksi halde insanlığın ve uygarlığın bir geleceği olmayabilir… Demek ki, bindiğimiz alametten acilen inmemizi gerektiren bir durum söz konusu…

Gültekin Avcı (Eski Cumhuriyet Savcısı, Araştırmacı-Yazar):

Her renk fikrin ve birbirinden farklı perspektiflerin gösterime sunulduğu bir vitrinle karşı karşıyasınız. Bu kitapta her okuyucu kendi dünyasının veya kendi ütopyasının peşinden gidebilir. Yorumlar labirentinde her okuyucu için önemli mesajlar var. Röportajlardaki şahız ve yaklaşım zenginliği, tüm fikri yelpazeler için kitabın cazibesi için artırıyor. Okuyucuya mükenmel bir fikir jimnastiği takdim ediyor.

Mete Çubukçu (NTV Haber Müdür, Gazeteci-Yazar):

Sistem dediğimiz şey bizim dışımızda değil, Sistemin tam ortasında yaşarız; farkında olarak yada olmayarak. 70’li yılların sonunda Birikim Yayınlarından çıkan Louis Althusser’in “Devletin İdeolojik Aygıtları”nı yeni yetme halimizle okurken idolojinin bizzat içinde doğduğumuz aile, memleket, okul, medya, din; hülasa en yakınımızdaki dünya tarafından belirlendiğini öğrenmiştik.Her sistem kendini yeniden üretir: İster kapitalizm, ister sosyalizm. Devrim insanın kendisinden başlar. Sosyalizm ise insanın dönüşümüdür; iktidara sahip olmak değil, insanın kendisini aşmasıdır. Öyleyse dönüşüm kendimiz, ailemiz, sokağımız, ilişkilerimizden başlar ve hiç bitmez. Tıpkı, hep yeni devrimi bekleyen devrimciler gibi. Bu yüzden daha uzun bir süre bekleyeceğiz gibi görünüyor. Ama bizlere yeni dünya düzeni olarak kabul ettirilmeye çalışılan bu sistem karşısında iki haslete daha ihtiyaç var: Vicdan ve adalet duygusuna. Fazıl Duygu'nun bu emek dolu çalışması için "Vicdan Röportajları", yeni dünya düzenine karşı bir başkaldırı, sistemde delik açmak için minik ipuçları demek sanırım yanlız olmaz.

Fazıl Duygun'un Sen Yıkmazsan Yıkılmaz / Röportajlar-1 kitabı Bilge Karınca yayınlarından çıktı.

Tüm kitapçıardan ve internetten bulabiirsiniz.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
040220102000352331899.jpg








040220101951482330863_2.jpg

Fazıl Duygun...
Şimdi O Yusufiye Medresesinde...
Allahcc ve Resul yolunda cezaevinde İslamcı Tutsak...
Allahcc yar ve yardımcısı olsun...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ekonomistler 'kapitalizmin sonu'nu tartışıyor

66780.jpg


2008'de başlayan yeni ekonomik düzen içinden çıkılmaz bir hal aldı. Alınan önlemler krizi soğuttu ama bitirmedi. Dünya ikinci dip dalgasının şokunu yaşıyor. Soru aynı 'Bu kez kapitalizmin sonu geldi mi?'


09 Austos 2011, 11:41
kullanici.png
Anadolu Haber

Dünyanın 1929 yılında yaşadığı 'büyük buhran'dan sonraki en büyük krizinin başladığı 2008 yılında politikacılar, akademisyenler ve ekonomistler 'kapitalizmin sonu mu geldi' sorusunu tartışmışlardı. Kimileri kapitalizmin insan doğası için en iyi ekonomik model olduğunu iddia ederek asla çökmeyeceğini, kimileri krizler yaşayan kapitalizmin bir çıkış noktası bulacağını ama bunun sürdürülebilir olmayacağını söylemişti.

Krizin ilk dalgası atlatıldı, Avrupa ve ABD'de düzelme sinyalleri alınmadıysa da en azından durum stabildi. Ancak 2010'un son dönemi ve 2011 krizin beklemeye geçtiğini gösterdi. Portekiz ve Yunanistan'ın devasa borçları, mali yardımlar, tasarruf paketleri, sokaklara dökülen insanlar derken potaya İspanya ve İtalya girdi. ABD'nin borçlanma ihtiyacı, bu konuda anlaşamayan iki parti ve trilyon dolarlık bütçe açığı piyasaları allak bullak etti.

Hafta sonu Standart&Poors'un aldığı not düşürme kararı dün tüm dünya piyasalarını etkiledi. Özellikle Avrupa'da televizyon programlarında 'Kapitalizmin sonu mu geldi' sorunu yeniden sorulmaya başladı. Türkiye de bu yaşananlardan bağımsız değil, günlerdir krizi tartışıyoruz. Son gelen rakamlar Türkiye'de ekonominin yavaşlamaya başladığını gösteriyor.

KRİZ SIFIR NOKTASINA YAKLAŞIYOR
ÜNLÜ Marksist düşünür Slavoj Zizek, geçen yıl yayımlanan 'Living in The End Times' adlı kitabının tanıtıldığı BBC'deki programda krizi sorguluyor 'Küresel kapitalizm sıfır noktasına hızla yaklaşıyor. Çevre krizi, dini kapitalizm ve ekonomik kriz yaşanıyor, bu sorunu çözecek şok tedavi kapitalizmi daha da acımasız kılacak' demişti. Tüm bu gelişmeler ışığında biz de farklı yaklaşımlara sahip ekonomistlere, akademisyenlere 'Kapitalizmin sonu mu geldi' sorusunu yeniden sorduk.

3. Dünya Kapitalizmi dönemi
Prof.Dr. Erinç Yeldan: Kapitalizm 70-80 yılda bir yaşadığı yapısal bir krizin içinde. 'Bu kapitalizmin son krizi olur mu' yanıtlamak zor. Ancak bu olgu şu gerçeği ortaya koydu: 90'larda dile getirilen 'insan doğasına en uygun sistem kapitalizmdir' tezinin sonu oldu. Kapitalizmin kendi sorunları olan, büyüyen, daralan, krizlerle biçim değiştiren ve evrimleşen bir sistem olduğu bir kez daha görüldü. Bu evrimin sonu kapitalizm mi olur başka bir şey mi kehanette bulunmak zor. Artık dünya kapitalizm sisteminin 1950 sonrası sosyal refah devleti biçimde evrimleşmesi mümkün görünmüyor. Çünkü bu pahalı bir modeldi, kendine özgü bir süreçti ama yaratılan kar, sistemi sürdürmeye yetmedi ve 1970'lerde tıkandı; bu tıkanıklık da 2008 krizini doğurdu.

Kar hırsı sürdükçe krizler bitmez
ASLINDA 1990'larda sosyalizm çökünce kapitalizmin ilk yıllarına, vahşi dönemine döndü. Artık yeni sömürü merkezleri var, Sahra altı Afrika gibi...
2. Dünya Savaşı sırasında kazanılan iş güvencisi gibi sosyal hakların çalışanların elinden alınacağı acımasızca bir sömürüye doğru bir süreç başlıyor. Dolar milyonerlerinin arttığı öbür tarafta 14 saat çalışanların olduğu iki kutuplu bir dünya kabul görmez. Böyle bir dünyanın yaratacağı cemaat, etnik milliyetçi unsurlara dayalı ayrışmalar bölgesel savaşlara çatışmalara yol açması muhtemel...Kar hırsı olduğu sürece bu sorunlar olacaktır.

Duran talebi savaşla canlandırmak istiyorlar
l Mustafa Sönmez-Ekonomist: Kapitalizmin sonunun geldiğine dair bazı söylemler var, buna da bir türlü aşılamayan kriz yol açıyor. Kapitalizm böyle krizlerle köşeye sıkışır tam 'sonu geldi' dersiniz başka bir çıkış bulup hayatını devam ettirebilir. Ekonomi de tek başına kapitalizmin sonunu getirecek bir neden değildir. Kapitalizmin sonunun gelmesi için toplumsal bir hareket olması gerekir; doğayı çürüterek, insanları çürüterek hayatını sürdürüyor. Daha önce de yaptığı gibi köşeye sıkıştığında savaş çıkarıyor, şimdi de bölgesel düzeyde de olsa böyle bir savaş ihtimali belirliyor. Krizin ortaya çıkardığı talep yetersizliğini ve kur savaşlarını sıcak bir savaşla dengelemek ihtimali belirliyor.

Daha fazla demokrasi şart
Doç. Dr. Öztin Akgüç: Krizler kapitalizm doğasında var, son 5-6 yıldır da bir türlü bu krizden çıkamıyor. Kapitalizmin alternatifi ne olur? Yeniden sosyal devlet dönemine geçilir, çalışanlar ve zenginler açısından bir orta yol bulunabilir. Belki tam bir sosyalizme geçilmesi zor olabilir ancak 1960'larda ki gibi sosyal devlet uygulaması mantıklı görünüyor. Zaten krizlerin en büyük nedeni demokrasinin olmaması, kemer sıkmak gerekiyor denildiğinde dünyanın her tarafında maaşla geçinen, emekçilerin kemer sıkması anlaşılıyor, bekleniyor, krizlerin yükü emekçilerin üzerine yıkılıyor. Sistem her zaman büyükleri kurtarıyor, bu yaklaşım devam ederse var olan sorunlar çözülmez...

Çekirge kaç kez zıplayacak?
Uğur Civelek-Ekonomist: Bugün yaşadıklarımız, içinde bulunduğumuz koşullar var olan sistemin sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. Merkez bankalarını likidite silahını devreye sokmasıyla, varlık değerlerini tekrar şişirmesiyle bugüne geldik, yani çekirge bir kez daha sıçradı. İkinci bir sıkıntıda belki bir kez daha zıplayabilir ama 3 kez, 4 kez zıplamaz, zıpyamayaz. Bugün de merkez bankaları yine aynı silahı kullanıyor, likidite vererek ağrıları dindirmeye çalışıyor. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek anlamına gelir. Dünyada piyasalar 'sadece beni kurtar, başkası önemli değil' diyor, bu mesajı veriyor ancak bu periyot devam ederse kimse kimseyi kurtaramayacak!

Kaynak: Akşam
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt