Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

sen olmasaydın kainatı yaratmazdım (1 Kullanıcı)

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Sual: (Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) kudsi hadisine, kim niye karşı çıkıyor?
CEVAP
Resulullahın üstünlüğünü anlamayan veya ona düşman olan yahut hadis-i şeriflere rast gele uydurma diyenler, karşı çıkar.

Âdem aleyhisselam, Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine hadis-i kudsilerde buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hâkim]

(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, “Arşta, la ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına, ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün” dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım.”) [Taberani]

(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [M. Ledünniyye] (Demek ki Resulullah, hem habib, hem halildir.)

(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır. Mektubat’ın farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin Firdevs’inde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir. Mektubat-ı Rabbani’nin 3. cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Miracda Allahü teâlâ, Resulullaha, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi, senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat)
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
salam aleykum...deminden bu hadis hakkında araştrıyorum...

ben uydurma oldugunu duymuştum...

"Sen Olmasaydın (Sen Olmasaydın) Alemleri Yaratmazdım"
Uydurmadır
Hadis Ulemasından;
İmamı Abdul Fettah Ebu Gudde,Acluni,Aliyyul kari,Hac Ahmet,Kavukcu,Sagani ve Şevkani bu sözün hadis olmadığını söylerler
Bu sözün iki rivayeti vardırBirinde levlake lafzı iki kere kullanılmıştırİkisi de uydurmadır Fevaid-Şevkani-sy326-hdno(18 Keşfül hafa-Acluni-c2-sy214-hdno(2124) Lülü-Kavukcu-sy154hdno(452) Masnu-Aliyyul kari-sy150-hdno(255) Mevzuat-Aliyyul kari-sy295-296-hdno(385) Münteka-Hac Ahmet-sy609-hd no(914) Risaletül Mevdua-Sagani-sy7


ve bir de mesela Allah ayette İnsanlari ve cinleri yalnız bana ibadet etsinler dige yarattim buyuruyor...yani yaratma sebebi belli?

sen olmasaydin yaratmazdim bu ayete zitt düşüyor sanırım kardeşim...

ben gene de soracam ve araştıracam inşallah...
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
uydurma falan değil kardeşim peygamber efendimizle ilgili her kitapta mutlaka bu hadise yer veririlir, hatta çöle inen nur adlı bir kitabı var necip fazılın onda da ayrıca bu hadis başlı başına bir konu, böyle herşeye uydurma diye yaklaşmayın amacınız ne anlamıyorum sizin gibi birkaç arkadaş daha var herşeye muhalefet, uydurma bir hadis olsa son derece önemli kaynaklarda yer almaz dikkatli araştırın kardeşim sizden duydum uydurma olduğunu, hayırlısı bakalım...
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
uydurma falan değil kardeşim peygamber efendimizle ilgili her kitapta mutlaka bu hadise yer veririlir, hatta çöle inen nur adlı bir kitabı var necip fazılın onda da ayrıca bu hadis başlı başına bir konu, böyle herşeye uydurma diye yaklaşmayın amacınız ne anlamıyorum sizin gibi birkaç arkadaş daha var herşeye muhalefet, uydurma bir hadis olsa son derece önemli kaynaklarda yer almaz dikkatli araştırın kardeşim sizden duydum uydurma olduğunu, hayırlısı bakalım...

kardeş sakin ol...kimsenin bir şeye muhalefet ettigi yok..ama koru korune de baglanmak olmaz ...ben sadece araştıralim dedim...ve goruş bildirmedim.

sen git once benim orada uydurma diye yazdigim ali el kari kim onu araştır sonra siz herşeye muhalefet ediyorsunuz de olur mu kardeşim...
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
diger bir araştırmada şunları buldum...

'Sen olmasaydın Ya Muhammed! kainatı yaratmazdım'


bu hadisin uydurma olduğunda ve sufilerin yunan felsefesindeki "logos" kavramından uydurdukları hakikatı muhammediye adı altında pazarlanan şirke delil olması için söylendiğinde şüphe bile yoktur. bu düpedüz Allah ve rasulüne s.a.v iftira hatta tek kelimeyle cahiliyede son noktadır.


El-Sagani “uydurulmuş” dedi. ( El-Sagani El-Hadis El-Mevzuat sy.7) Elbanide aynı şeyi söylemiştir. (Silsile el-Zayif 1/450 no 282) İbni Cevzi şöyle der ”uydurulmuştur” (İbni Cevzi El-Mevzuat 1/288) ve Suyuti’de aynı şeyi söylemiştir. (Suyuti El-Laai 1/272)

Deylemi’den nakledilen bir hadis ”Ya Muhammed! Sen olmasaydın Bahce (cennet) yaratılmış olmazdı ve Sen olmasaydın ateş (cehennem) yaratılmış olmazdı.” ElBani derki ”Deylemi’den hadisin sahih olduğunu ortaya koymadan gerçekliğini onaylamak doğru olmaz ki Hiç bir alimin bu konu üzerinde durmuş olmasına rastlamış değilim… Deylemi’nin bunu aktaran tek kişi olması benim için bu hadisin zayıf olduğuna inanmak için yeterlidir, dahası Musned’inde Deylemi Müsned 1/41/2) rastladığımda zayıf olduğuna inandım. (El Elbani Silsile El-Zayıf 1/451 no.282)



ve kardeşim necip fazıl kitabında deginmiştir demişsiniz şair kendisi bildigim kadrıyla...bu nakil yaptıklarım muhaddis hadis alimi kardeşim...

ve lutfen herseye muhalefet deme...Allah dan korkalim, araştiralim ole ogrenelim...
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Lütfen sonuna kadar okuyun...
Bu sözlerle ilgili açıklama yapmadan önce, bir Müslüman'ın inancını ilgilendiren konularda nasıl bir yol izlemesi gerekir? Öncelikle bu konuda bilgi sahibi olmamızın bizi bu tür yanlışlardan koruyacağına inanıyoruz.
İnanç konuları dinin sahibi tarafından belirlenir, açık, anlaşılır ve kesin deliller ile ortaya konularak herkesin inanması istenir. İnanç konusunda zanna ve zanni delile yer yoktur. Müslümanlar zandan şiddetle sakındırılmış ve "zan gerçekten hiçbir şey ifade etmez "(53/28) buyurulmuşturHadis adı altında nakledilen bu rivayetler, peygamber sözü olmaya mani illetler taşımaktadır. Adına Kutsilik eklemekle bir söz kutsi olmaz. ALLAH'ın elçisine vahyettiği Kur'an'a uygun olmayan bir anlayışı Kur'an-dışı bir yolla söylemesini düşünmek mümkün değildir. Öncelikle, "sen olmasaydın, alemi yaratmazdım" sözünün hadis bile olmadığını söyleyen Molla Aliyyü'l-Kari, "Mevzuat'ül-Ulum" isimli eserinde "levlake lemma halaktül eflak" (sen olmasaydın eflaki/alemi yaratmazdım) metniyle zikretmekte ve "böyle bir hadis metnine rastlanmamıştır" kaydını ilave etmektedir. Yani sözün aslı mevzudur. "Ey Resulüm! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik." (21/107) Bu ayet "Sen olmasaydın alemi yaratmazdım" anlayışı ile bağdaşmaz, aksine çelişki arz eder. ALLAH bütün elçilerini insanlık alemine olan merhametinden göndermiştir. Bu nedenle bütün elçiler onun rahmetinin eseri ve gönderildiği aleme rahmettir. Bu konuda hepsi eşittir ve aralarında bir fark yoktur. (2/136) "Onlara deyin ki; 'Biz ALLAH'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene; Musa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer peygamberlere Rabbleri tarafından verilene inanırız. Onlar arasında ayırım yapmayız. Biz ALLAH'a teslim olanlarız.' " (2/136) Bu konuda peygamberler ve müminler de farklı değildir. İman edenlerin hepsi aynı inancı paylaşırlar:
"Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de, hepsi ALLAH'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz ALLAH'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır." dediler." (2/285)
Bunlarla beraber Muhammed (as)'ın da bu elçilerden bir elçi olduğunun, muhtelif ayetlerle anlatıldığını görüyoruz: "De ki: 'Ben kendi kendime ALLAH'ın dilediğinden başka herhangi bir yarar ya da zarar sağlamaya malik değilim. Eğer ben bütün gaybı bilseydim, daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı. Ben ancak iman edecek bir kavmi uyarmak ve müjdelemek için görevli bir peygamberim.' " (7/188) "De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım.' " (46/9) Eğer (Peygamber) Bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı, elbette onu kıskıvrak yakalardık. Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık). Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız." (69/44,45,46,47)
"Biz, senden önce de peygamberleri başka türlü göndermedik, kuşkusuz onlar da yemek yiyorlar ve çarşılarda yürüyorlardı. Bir de kiminizi kiminize bir imtihan aracı yaptık ki, bakalım sabredecek misiniz? Rabbin, her şeyi hakkıyla görendir." (25/20)

Bu ayetlerin sunumundan sonra mevzu bahis olan anlayışları irdelemek istiyoruz.
"Âdem (as) Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak Teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) Kur'an'ın gaybi konuları anlatırken "bu sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Sana vahyetmeseydik sen bunu nereden bilecektin" şeklinde bir usulü hatırlatmaktadır.
"Bu, sana vahy ile bildirdiğimiz gayb haberlerindendir, Ey Muhammed, yoksa, Meryem'i hangisi himayesine alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken de çekişirlerken de sen yanlarında değildin." (3/44)
"İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin)." (12/102) Bu ifadeler yaratanı yarattığına mahkum etmektedir. Akıl ve insaf sahibi bir insanın bunu söylemesi ve kabul etmesi mümkün değildir. ALLAH bu kadar aciz midir ki, yarattığı bir kuluna mahkum olsun da kainatı yaratmak zorunda kalsın? ALLAH dilerse kainatı yok edip dilediği gibi yeniden yaratmaya, milyonlarca 'Muhammed' yaratmaya kadirdir. O insanların özelliği olan acizlikten ve bütün noksanlıklardan beridir.
ALLAH bütün varlıkları yaratmış ve onlara çeşitli görev ve sorumluluklar vermiştir. Bu ve benzeri anlayışlara tevessül ederek Müslümanların da Ehl-i Kitab'a benzediklerini görüyoruz. Onlar Peygamberlerini yüceltmek için "ALLAH'ın oğlu" diyerek ilahlaştırıp örnek olmadan çıkardıkları gibi, Müslümanlar da Muhammed (as)'a olağanüstü özellikler vererek normal bir insan olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar. Bunun sonucu olarak da peygamberi örnek bir insan olmaktan çıkardıklarının farkında olmuyorlar.

Bir şey iki şekilde örnek olmaktan çıkartılır: Birincisi onu değersiz bularak yani örnek alınamayacak kadar değersiz göstererek; ikincisi de insan üstü bir varlık haline getirecek kadar yüceltilerek, örnek alınamaz konuma yükselterek yapılır. Bu halin her ikisi de peygamber için kabul edilemez bir durumdur. ALLAH onu örnek bir insan olarak gönderdiğini onlarca ayette ifade edereken güzel örnek insanilan etmiştir. "Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir." (9/128) "(Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: ALLAH bana yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanırım. O yüce Arş'ın sahibidir. (9/129) Kur'an'daki peygamber: Emredileni yapan, kendisine vahyedilenden başkasını bilmeyen, dini ALLAH'a has kılan, insanların kalbinden geçenleri bilmeyen, yerin göğün hazineleri yanında olmayan, arpa ekmeği ile bile üç gün arka arkaya karnı doymayan, açlıktan karnına taş bağlayan, Uhud'ta müşriklerin attığı taş ile yanağı yaralanıp dişi kırılan, zırhını giyip savaşa çıkan, tebliğ dönemlerinde her türlü hakarete hedef olan, üzülen-sevinen-mutlu ve huzursuz olan, yiyen, içen, uyuyan, baba, koca ve dede olan, hayatın her türlü mihnetini çeken ve bunların hepsine ALLAH için katlanan, bizden biri olan ve bizim gibi insan bir elçidir. Abdullah'ın ve Amine'nin oğlu, dedesinin ve amcasının himayesinde yetim ve öksüz büyümüş Muhammed'ül-Emin olmuş, nihayet Rasulullah olmuş bir elçidir.
"De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâh'ınızın, sadece bir tek İlâh olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın." (18/110)
"De ki: 'Ben, ALLAH'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.' " (7/188)
İşte biz böyle bir elçiye iman ediyoruz….

 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
kardeşim bu yazdığında delile dayali bir şey yok inşallah...neyse bu konuyu fazla uzatmayalım hakkı araştırmak isteyen bir kimse araştırır ve bulur...ben hiç bir delili bulmadan bile ..ben cinleri ve insanları yalnız bana ibadet etsinler ayetini düşnerek, bu sözüun hadis olmadığını düşündüm...çünki rasulullah sav de bir beşerdir...neyse...hadis ilmi hakkında bir ilme sahib olmadığımız için susmak en iyisi...
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
kardeşim bu yazdığında delile dayali bir şey yok inşallah...neyse bu konuyu fazla uzatmayalım hakkı araştırmak isteyen bir kimse araştırır ve bulur...ben hiç bir delili bulmadan bile ..ben cinleri ve insanları yalnız bana ibadet etsinler ayetini düşnerek, bu sözüun hadis olmadığını düşündüm...çünki rasulullah sav de bir beşerdir...neyse...hadis ilmi hakkında bir ilme sahib olmadığımız için susmak en iyisi...
hakkınızı helal edin lütfen.diğerini ekleyecektim.buna cevap olarak verileni.yanlış bir ekleme yaptım.yazdığımı değiştiriyorum.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37


Bir şey iki şekilde örnek olmaktan çıkartılır: Birincisi onu değersiz bularak yani örnek alınamayacak kadar değersiz göstererek; ikincisi de insan üstü bir varlık haline getirecek kadar yüceltilerek, örnek alınamaz konuma yükselterek yapılır.

okudum...anlatmak istedigim tam olark bu...yani Rasulullah sav bizim onderimiz, yol gostericimiz, bize Allahin emir ve yasaklarini bildiren, herkesden cok sevdgimiz (ailemiz, evladimiz ve s) ...ama en ustun sevgi Allah dır...mesela adam hukm etmede ALlah a ortak koşar, zora düştümü şeyhini yardima cagirir, Allah in dusmanlarina sevgi besler...ama muhammed muhammed diye deli divane oldgunu gorursun...Allah rasulu sav onu koru korune sevmek icin, yuceltmek icin degil bizi karanliklardan aydinliga kuran ve sunnetle cikarmak için gonderildi...

neyse...benim amacım muhalefet etmek, ustun gelmek, kendi fikrini ustun tutmak degil...Allah dan korkup, Ona hic bir şeyi ortak kosmadan dinimizi dogru bir sekilde ogrenip amael etmekdir..sizin ve tum kardeşlerin de niyyeti budur...

o yuzden en ufak olayda direk muhalefet ediyorsunuz demiyelim..zaten bole diyerek sizler muhalefet ediyorsunu da farkinda degilsiniz...

Allah hepinizden razi olsun...
 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
bu internet ortamında ne kadar islama hizmet etmek isteyen kardeşlerimiz olsada islama karşı yaratıklarda var.

İnternet yüzünden okumayı da unutuyoruz. Güvenli kitap bulunuyor ama güvenlice internet de bilgi almak imkansız.

Hadi ALLAH a emanet olun
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
Sual: (Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) kudsi hadisine, kim niye karşı çıkıyor?

CEVAP
Resulullahın üstünlüğünü anlamayan veya ona düşman olan yahut hadis-i şeriflere rast gele uydurma diyenler, karşı çıkar.

Âdem aleyhisselam, Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine hadis-i kudsilerde buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hâkim]

(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, “Arşta, la ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına, ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün” dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım.”) [Taberani]

(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [M. Ledünniyye] (Demek ki Resulullah, hem habib, hem halildir.)

(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır. Mektubat’ın farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin Firdevs’inde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir. Mektubat-ı Rabbani’nin 3. cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Miracda Allahü teâlâ, Resulullaha, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi, senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat)

bunlar kâfi ;)

Aallah razı olsun kardeşim
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
amin kardeşim Rabbim hepimizden razı olsun inşaallah, selam ve dua ile.. :a03:
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
43
Sual: (Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım) kudsi hadisine, kim niye karşı çıkıyor?
CEVAP
Resulullahın üstünlüğünü anlamayan veya ona düşman olan yahut hadis-i şeriflere rast gele uydurma diyenler, karşı çıkar.

Âdem aleyhisselam, Arşta gördüğü nurun mahiyetini sual etti. Hak teâlâ buyurdu ki:
(Bu nur, gökte Ahmed, yerde Muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. O olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Allahü teâlâ yine hadis-i kudsilerde buyuruyor ki:
(Ya Âdem, Muhammed aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım.) [Hâkim]

(Ey Resulüm, İbrahim’i halil [dost], seni de habib [sevgili] edindim. Senden daha sevgili hiç bir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım.) [Mevahib-i ledünniyye]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, “Arşta, la ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına, ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün” dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım.”) [Taberani]

(Allahü teâlâ, İbrahim’i halil edindiği gibi beni de halil edindi.) [M. Ledünniyye] (Demek ki Resulullah, hem habib, hem halildir.)

(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname’nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13. sayfasında ve İmam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat’ının 122. mektubunda vardır. Mektubat’ın farsça haşiyesinde, bu hadisin Deylemi’nin Firdevs’inde bulunduğu bildirilmektedir. Deylemi de, Buhari ve diğer muhaddisler gibi, meşhur ve muteber bir hadis âlimidir. Mektubat-ı Rabbani’nin 3. cildinde, (Sen olmasaydın Cenneti yaratmazdım) ve (O olmasaydı kâinatı yaratmaz, rububiyetimi izhar etmezdim) kudsi hadisleri de bildirilmektedir.

Miracda Allahü teâlâ, Resulullaha, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi, senin için terk ettim) dedi. (Mirat-i kâinat)


Selamün aleyküm...
Bir Umut kardeşimizin dediği gibi ben de altını çizerek sölüyorum.

BUNLAR KAFİ...ve YETERLİ....

selam ve dua ile
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ve aleykümselam okuyan gözlerine güzel yüreğine sağlık..
selam ve dua ile kal inşallah :a03: :a12:
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
MEZHEPSİZ,HADİS İNKARCILARI,MUHADDİS TASLAKLARI DEVREYE GİRMİŞ YİNE..
SİZİN ZORUNUZ NE DİNİMİZLE...
SİZİN ZORUNUZ NE HADİSLERLE..
SİZİN İŞİNİZ GÜCÜNÜZ İSLAMA ŞÜPHE TOHUMLARIMI EKMEK...
SİZİN UYDURMA UYDURMALARINIZI HANGİ EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT ALİMİ SÖYLEMİŞ...
SİZ KENDİNİZİ HADİS ALİMİMİ SANARSINIZ,YANARSINIZ...
DALALETÇİLİK VE NİFAKÇILIĞINIZLA BAŞBAŞA KALIRSINIZ..
HARİÇTEN GAZEL OKUMAYINIZ...
HANGİ İTİKATTAN OLDUĞUNUZU SÖYLEYİNİZ,HERKES BİLSİN...
BİLDİĞİMİZ BİRŞEY VARKİ SİZ EHLİ SÜNNET DEĞİLSİNİZ...
Vesselam...
%C4%B0LK.jpg

Konuyu açan kardeşimizden Allahcc razı olsun...
PEYGAMBERİMİZ BİZİM HERŞEYİMİZ...
O OLMASA ALLAHCC KAİNATI YARATMIYACAKTI...
GAYE İNSAN UFUK PEYGAMBERDİR O....
Besmele...Selam...Dua...
ÇÖLE İNEN NUR......

Sofra… Etrafında Allah Rasullerinin dizildiği sofra… Ve bu sofrada başköşe…Sen!

İnsanın hakikati… Sır…Kâinatın en çetin sırrı… Bir de misilsiz insan ki, onun hakikatinde, mahlûk, artık, son haddine ulaşır Onun hakikatinde, mahluk tükenir, fakat Allah başlamaz O da sen!

Yaradan…Ve O’nun en güzel eseri…Zâtiyle tek olan Yaratıcı’nın koskoca insan ehrâmında ve en yüksek noktada halkettiği insan Sen!

Evet, Sen!

Senin bana inandırdığın ve seni bana inandıran Allah, öz dilinle hitap etmiş ve Sana demişti ki:

“Sen olmasaydın, sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım!”
1232616254normalpinkrosemuhammadrz5.jpg

Sana, işte bu Allah kelâmının sonsuz kılavuzluğu içinde inanıyorum!

Sana inanmış, inanmakta ve inanacak olanlar, deniz kıyılarında kum misâli… Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim

Sana inanan herkes, göz alabildiğine geniş bir sed üzerinden eşsiz bir manzara seyreder gibi, Seni, oldukları yerden, yerlerinin görmek ve bilmekte verdiği imkanların gözlüğünden seyrediyor Bense Allah’a hamd ediyorum ki, seni, o kum tanesine, uzun zaman çilesini çektiğim birtakım idrak mahremiyetlerinin “Yakın”a açılmış yakıcı penceresinden gösterdi

Keşke sahiden, topuğunu bir kere öpebilmiş bir kum tanesi olsaydım!…

Evet!…

Ben Seni, Allah’ın yalnız habercisi ve ana yola çağırıcı Rasûlü olarak değil; boşluğu ve yıldızları, zamanı ve mekanı, mesafeleri ve istikametleri, canlı ve cansız maddeleri ve maddesiz her şeyiyle bütün kainatı, bu en güzel eser etrafında halkalanması ve onun yüzü suyu hürmetine yaratılmış olması için yarattığına inanıyorum!

Sen; var oluşunun şerefine, Allah’ın topyekün varlığı hediye ettiği ilk ve son Varlık Nuru!

Ben bir Şairim…

San’ata, yalnız Allah’ı aramak, O’nun mahrem ülkesi meçhuller aleminin karanlıkları içinde rüyalardan daha zengin fener alayları tertiplemek ve eşyanın takındığı duvakları birer birer kaldırmak gayesini biçtiğim gün, sanki boynumda “mutlak hakikat”ten bir kement sezer gibi oldum Bu kement beni çekti ve Senin önünde durdurdu

- Kapı burasıdır, başka her kapı kapalı!

Vakta ki, böyle oldu, Sen benim her şeyim oldun
Ey, bütün mucizeleri içinde en hayran olduğum mucizesi diye, ömründe bir defa bile kahkahayla gülmemiş olmasını gösterebileceğim mahzun Peygamber!

Ey, Allah’ın Kur’an’da has ismiyle ve nida edatıyla bir kerecik bile hitap etmediği haya ve edep kaynağı!
Ey tek katresinin hacminde bir umman çalkalanan ve tek zerresinin menşurunda bir kâinat yüzen Kevser Havuzu’nun sahibi!

Ey ufuk; insanoğlunun ufku!
Sen de bizim gibi insansın! Sen bir derece daha fazlası olmayan bir insansın da, biz senden eksik olduğumuz kadar insanlığa uzak insanlarız
kutu_necip_fazil_son.jpg

Öyleyse hangi manasıyla olursa olsun, seni tekrarlamak, aldığımız nefesleri tekrarlamaktan bin kat daha aziz…Zaten Sensiz ve Senden habersiz alınan nefes, varlığın değil, yokluğun soluğu…

Ne kürenin devri, ne rakkasın köşe kapmacası, ne ağacın giyinip soyunması, ne de tek nokta etrafında sayısız noktanın, her biri o noktaya müsavi mesafelerde sıralanışındaki yusyuvarlak devam ahengi, mücerret vazife sırrı bakımından, senin tekrarlanışındaki hikmeti şekillendirebilir
Ben, Senin esirinim! Ve benim için hürriyetin son kemal haddi, hakikate esarettir

İnsan olarak, hürriyetini bulmak isteyen, hakikate esir olsun! Ve Sen benim için bizzat hakikatsin!

Nihayet varılmaz olan Sana, en çok yaklaşmanın, görülmez olan Seni en aydınlık görmenin biricik usulü, şu noktada toplanıyor:

Tepeden inme aşk yıldırımları altında büsbütün meflûç, büsbütün kör hale gelmek ve ondan sonra her vücut zerresine bir çift kanat ve bir çift göz hediye eden bir hafiflik ve kolaylıkla uçmak ve görmek

Aklın son kertesini temsil eden melek “Sidretü’l Münteha”da Sana demedi mi?

- Buradan ileriye yol yoktur! Geçersem yanarım!

- Ya buradan ileriye nasıl geçilir?

- Aşkla!Ve Sen uçtun ve ilâhî visalin en mahrem bucağına ulaştın
Senin ulaşılmaz olan Allah’a yine O’nun izniyle ulaşmandaki usulledir ki, biz Sana, ulaşılmaz olan Sana ulaşmaya çabalayabiliriz Sana yaklaşmanın biricik şartı bu!
Bu bakımdan Sen, yeryüzünün her noktasında, belli başlı noktalardan doğan güneş kadar sabit ve mutlaksın Fakat yine Sen, herkesin kendi ruh menşurundan aksettireceği her ân yeni ve değişik pırıltılarla da, muvâzi aynalar arasındaki mum gibi sonsuz ve hudutsuzsun!

Sen, Sen, Sen; eskimeyen biricik yeni ve solmayan biricik renk!

Sen; verâların verâsının, verâ ihtimalini bile çıldırtıcı nihai verâsındaki sır hazinesi anahtarını taşıyan en büyük esrar çözücüsü!

Senin esrar alemin içinde kendisini büsbütün kaybetmekten, yani en büyük sanatkârlığın ne demek olduğunu göstermekten başka gayesi olmayan bu sanat çilekeşinin duasını kabul etmesi için, Sana “Sevgilim!” diyen Allah’a yalvar!
Sen; Allah’ın iradesiyle, bütün insanlığın şefaat tacını taşıyan ve kabul edenleri ve etmeyenleri bir arada, bütün beşeriyet, ümmet topluluğu tahtında oturan!

NECİP FAZIL KISAKÜREK...
01341506082005.jpg
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
%C4%B0LK.jpg

Konuyu açan kardeşimizden Allahcc razı olsun...
PEYGAMBERİMİZ BİZİM HERŞEYİMİZ...
O OLMASA ALLAHCC KAİNATI YARATMIYACAKTI...
GAYE İNSAN UFUK PEYGAMBERDİR O....
Besmele...Selam...Dua...
ÇÖLE İNEN NUR......

Sofra… Etrafında Allah Rasullerinin dizildiği sofra… Ve bu sofrada başköşe…Sen!

İnsanın hakikati… Sır…Kâinatın en çetin sırrı… Bir de misilsiz insan ki, onun hakikatinde, mahlûk, artık, son haddine ulaşır Onun hakikatinde, mahluk tükenir, fakat Allah başlamaz O da sen!

Yaradan…Ve O’nun en güzel eseri…Zâtiyle tek olan Yaratıcı’nın koskoca insan ehrâmında ve en yüksek noktada halkettiği insan Sen!

Evet, Sen!

Senin bana inandırdığın ve seni bana inandıran Allah, öz dilinle hitap etmiş ve Sana demişti ki:

“Sen olmasaydın, sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım!”
1232616254normalpinkrosemuhammadrz5.jpg

Sana, işte bu Allah kelâmının sonsuz kılavuzluğu içinde inanıyorum!

Sana inanmış, inanmakta ve inanacak olanlar, deniz kıyılarında kum misâli… Ben de bu hudutsuz yığında bir kum tanesiyim

Sana inanan herkes, göz alabildiğine geniş bir sed üzerinden eşsiz bir manzara seyreder gibi, Seni, oldukları yerden, yerlerinin görmek ve bilmekte verdiği imkanların gözlüğünden seyrediyor Bense Allah’a hamd ediyorum ki, seni, o kum tanesine, uzun zaman çilesini çektiğim birtakım idrak mahremiyetlerinin “Yakın”a açılmış yakıcı penceresinden gösterdi

Keşke sahiden, topuğunu bir kere öpebilmiş bir kum tanesi olsaydım!…

Evet!…

Ben Seni, Allah’ın yalnız habercisi ve ana yola çağırıcı Rasûlü olarak değil; boşluğu ve yıldızları, zamanı ve mekanı, mesafeleri ve istikametleri, canlı ve cansız maddeleri ve maddesiz her şeyiyle bütün kainatı, bu en güzel eser etrafında halkalanması ve onun yüzü suyu hürmetine yaratılmış olması için yarattığına inanıyorum!

Sen; var oluşunun şerefine, Allah’ın topyekün varlığı hediye ettiği ilk ve son Varlık Nuru!

Ben bir Şairim…

San’ata, yalnız Allah’ı aramak, O’nun mahrem ülkesi meçhuller aleminin karanlıkları içinde rüyalardan daha zengin fener alayları tertiplemek ve eşyanın takındığı duvakları birer birer kaldırmak gayesini biçtiğim gün, sanki boynumda “mutlak hakikat”ten bir kement sezer gibi oldum Bu kement beni çekti ve Senin önünde durdurdu

- Kapı burasıdır, başka her kapı kapalı!

Vakta ki, böyle oldu, Sen benim her şeyim oldun
Ey, bütün mucizeleri içinde en hayran olduğum mucizesi diye, ömründe bir defa bile kahkahayla gülmemiş olmasını gösterebileceğim mahzun Peygamber!

Ey, Allah’ın Kur’an’da has ismiyle ve nida edatıyla bir kerecik bile hitap etmediği haya ve edep kaynağı!
Ey tek katresinin hacminde bir umman çalkalanan ve tek zerresinin menşurunda bir kâinat yüzen Kevser Havuzu’nun sahibi!

Ey ufuk; insanoğlunun ufku!
Sen de bizim gibi insansın! Sen bir derece daha fazlası olmayan bir insansın da, biz senden eksik olduğumuz kadar insanlığa uzak insanlarız
kutu_necip_fazil_son.jpg

Öyleyse hangi manasıyla olursa olsun, seni tekrarlamak, aldığımız nefesleri tekrarlamaktan bin kat daha aziz…Zaten Sensiz ve Senden habersiz alınan nefes, varlığın değil, yokluğun soluğu…

Ne kürenin devri, ne rakkasın köşe kapmacası, ne ağacın giyinip soyunması, ne de tek nokta etrafında sayısız noktanın, her biri o noktaya müsavi mesafelerde sıralanışındaki yusyuvarlak devam ahengi, mücerret vazife sırrı bakımından, senin tekrarlanışındaki hikmeti şekillendirebilir
Ben, Senin esirinim! Ve benim için hürriyetin son kemal haddi, hakikate esarettir

İnsan olarak, hürriyetini bulmak isteyen, hakikate esir olsun! Ve Sen benim için bizzat hakikatsin!

Nihayet varılmaz olan Sana, en çok yaklaşmanın, görülmez olan Seni en aydınlık görmenin biricik usulü, şu noktada toplanıyor:

Tepeden inme aşk yıldırımları altında büsbütün meflûç, büsbütün kör hale gelmek ve ondan sonra her vücut zerresine bir çift kanat ve bir çift göz hediye eden bir hafiflik ve kolaylıkla uçmak ve görmek

Aklın son kertesini temsil eden melek “Sidretü’l Münteha”da Sana demedi mi?

- Buradan ileriye yol yoktur! Geçersem yanarım!

- Ya buradan ileriye nasıl geçilir?

- Aşkla!Ve Sen uçtun ve ilâhî visalin en mahrem bucağına ulaştın
Senin ulaşılmaz olan Allah’a yine O’nun izniyle ulaşmandaki usulledir ki, biz Sana, ulaşılmaz olan Sana ulaşmaya çabalayabiliriz Sana yaklaşmanın biricik şartı bu!
Bu bakımdan Sen, yeryüzünün her noktasında, belli başlı noktalardan doğan güneş kadar sabit ve mutlaksın Fakat yine Sen, herkesin kendi ruh menşurundan aksettireceği her ân yeni ve değişik pırıltılarla da, muvâzi aynalar arasındaki mum gibi sonsuz ve hudutsuzsun!

Sen, Sen, Sen; eskimeyen biricik yeni ve solmayan biricik renk!

Sen; verâların verâsının, verâ ihtimalini bile çıldırtıcı nihai verâsındaki sır hazinesi anahtarını taşıyan en büyük esrar çözücüsü!

Senin esrar alemin içinde kendisini büsbütün kaybetmekten, yani en büyük sanatkârlığın ne demek olduğunu göstermekten başka gayesi olmayan bu sanat çilekeşinin duasını kabul etmesi için, Sana “Sevgilim!” diyen Allah’a yalvar!
Sen; Allah’ın iradesiyle, bütün insanlığın şefaat tacını taşıyan ve kabul edenleri ve etmeyenleri bir arada, bütün beşeriyet, ümmet topluluğu tahtında oturan!

NECİP FAZIL KISAKÜREK...
01341506082005.jpg

eyvallah abisi fevkalade katkıların için ;)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
BÜTÜN İNSANLIK TARİHİNDEKi DERİNLİĞİNE VE GENİŞLİĞİNE İNSAN OLUŞLARI, TEK FERT'TE TECELLİ EDEN HAKİKATİN VE ZAMAN GAYESİNİN TEMSİLCİLERİ OLARAK, TEK FERDİN KADROSUDURLAR. Bu tek fert, topyekûn zaman ve mekânın emrine verildiği, varlığın yüzüsuyu hürmetine yaratıldığı "Gaye İnsan-Ufuk Peygamber" olarak Allah'ın Sevgilisi'dir; Hakikat-i Ferdiyye, Ferdin Hakikati... Allah'ın, "Sen olmasan, sen olmasan âlemi yaratmazdım!" buyurduğu, tek tek bütün insanlardaki, "varlık ve oluş", "sebep ve netice", "baş ve son", "süreklilik ve süreksizlik" ve bütün bunları toplayan "ân-hâl"in de içinde olduğu tek "ân-hâl"in "sırra ilişik"liğindeki mihrak O; mânâlar âleminin merkezi olmak gereken ruhun mihrakı ve varlığın Allah'a giden yoldaki kemâl ufku O... İşte, bütün işlerin "neye göre"si, "nasıl"ı, "ölçü ne"sinin cevabı burada; yoksa ölçü yok... Zaman ölçüsü, medeniyet ölçüsü, iş ölçüsü, kurtuluş ölçüsü, hakikat ve hürriyet ölçüsü, gaye, hedef, araç; her şeyin ölçüsü!..
S Mirzabeyoğlu...
ibdaokul.jpg
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt