Mustafa Cilasun
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 4,488
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 67
- Konum
- Kayseri
- Web Sitesi
- www.facebook.com
Nasıl candı
Kendi halinde
alışkanlığını icra eden
Kimseye derdini söylemeyen
gariban bir zavallıydı
Her gün
belirli saatlerde
Aklı erdiğince,
kendi içtenliğindeydi,
Akortsuz bir sazı, nazsız olan
canı sanki anlatıyordu
Halin
içinde coşmayı
Kelamı edebince
konuşturmayı biliyordu
Saz elinde olmadığı vakit
sukut hal en güzel varlığıydı
Çok
anlamlı bakardı
İçe işleyen
nazarlarında korku saklardı
Oysaki nihayetinde oda bir
adam görünümünde insandı
Bir
mahareti vardı
Her zaman ilkindi
vaktinde çıkardı
Mutat olduğu üzere duraktaki
banka oturur ve çalardı
Ne çaldığı
pek anlaşılmazdı
Fakat öyle manidar
bakardı ki akardı
Onun bu halini anlamayan
çok nefesler kahkaha atardı
O ise bu
duruma aldırmazdı
Sadece melül melül
balıklarıyla anlatırdı
Yine her zaman olduğu veçhile
otobüs durağa yanaşmıştı
Kapıları
açtı ve şoför
Sert bir bakış atarak
zavallı adamı azarladı
Ve kesbe şu anlamsızca çalan
sazını diyerek sanki kükredi
Zavallı
adeta donmuştu
Öylece duygularını
yudumladı ve parladı
Sazın ağzına ve adamlık kimliğini
terk ederek kime ne ettin
Bu fakir
halimden ne istedin
Nefsinden tufan estirdin
halimi harap ettin
Şimdi artık serinlersin, keyif içinde
nefeslenip ne gösterirsin
Ne
hakkı bilisin
Ve ne de bahşedilen
güzelliği idrak edensin
Sen ne kadar varlık sahibi olsan da
ruhun fakirliğinde sefilsin
Aşkı
nereden bileceksin
Vefayı hangi tefekkürle
teneffüs edeceksin
Hareket ve kuvvetin yegâne
sahibine şimdi sen ne diyeceksin
Mustafa CİLASUN
Kendi halinde
alışkanlığını icra eden
Kimseye derdini söylemeyen
gariban bir zavallıydı
Her gün
belirli saatlerde
Aklı erdiğince,
kendi içtenliğindeydi,
Akortsuz bir sazı, nazsız olan
canı sanki anlatıyordu
Halin
içinde coşmayı
Kelamı edebince
konuşturmayı biliyordu
Saz elinde olmadığı vakit
sukut hal en güzel varlığıydı
Çok
anlamlı bakardı
İçe işleyen
nazarlarında korku saklardı
Oysaki nihayetinde oda bir
adam görünümünde insandı
Bir
mahareti vardı
Her zaman ilkindi
vaktinde çıkardı
Mutat olduğu üzere duraktaki
banka oturur ve çalardı
Ne çaldığı
pek anlaşılmazdı
Fakat öyle manidar
bakardı ki akardı
Onun bu halini anlamayan
çok nefesler kahkaha atardı
O ise bu
duruma aldırmazdı
Sadece melül melül
balıklarıyla anlatırdı
Yine her zaman olduğu veçhile
otobüs durağa yanaşmıştı
Kapıları
açtı ve şoför
Sert bir bakış atarak
zavallı adamı azarladı
Ve kesbe şu anlamsızca çalan
sazını diyerek sanki kükredi
Zavallı
adeta donmuştu
Öylece duygularını
yudumladı ve parladı
Sazın ağzına ve adamlık kimliğini
terk ederek kime ne ettin
Bu fakir
halimden ne istedin
Nefsinden tufan estirdin
halimi harap ettin
Şimdi artık serinlersin, keyif içinde
nefeslenip ne gösterirsin
Ne
hakkı bilisin
Ve ne de bahşedilen
güzelliği idrak edensin
Sen ne kadar varlık sahibi olsan da
ruhun fakirliğinde sefilsin
Aşkı
nereden bileceksin
Vefayı hangi tefekkürle
teneffüs edeceksin
Hareket ve kuvvetin yegâne
sahibine şimdi sen ne diyeceksin
Mustafa CİLASUN