SEN!
'' Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz,
iyiliği emreder,Kötülükten vazgeçirmeğe çalışırsınız.
Çünkü ALLAHa inanıyorsunuz.''
Fermanının sahibisin!
SEN!
Alemlere rahmet olarak gönderilen ve
Dehşetli mahşer günü herkesin Nefsi! Nefsi! Diye çırpınacağı bir zamanda,
Secdelere kapanıp; Ümmetimi isterim
Ya RAB! Ümmetimi bağışlamadıkça kalkmam diye feryat edecek olan
Habib’i Kibriya’nın ümmetisin!
SEN!
Resulullahın ashabına; Orduya yardim ediniz dediği zaman,
Bütün servetini alıp getiren ve
Peygamberin; Çocuklarına ne bıraktın?.. sorusuna
ALLAH’ı ve Resulünü bıraktım Ya Resullullah! cevabını veren
Hz. Ebubekirin yolundasın!..
SEN!
Devlet reisi olduğu halde,
içi su dolu bir tulumu sırtına yüklenerek
halk içinde dolasan ve oğlunun
Babacığım, niçin böyle yapıyorsun? sorusuna
Oğlum! Nefsimi biraz beğenir gibi oldum..
Onu zelil etmek, gururumu kırmak İstiyorum diyen
Koca Ömer’in izindesin!
SEN!
Müslümanlar arasında açlığın ve kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda
Sam’dan kendisine ait zeytinyağı, üzüm ve
buğday yüklü olarak gelen bir deveyi
yükleriyle beraber yoksullara tasadduk eden Hz. Osman’ın ardındasın!..
SEN!
Cebinde bulunan 4 dirhem servetin
1 dirhemini gizlice,
1 dirhemini açıkça,
1 Dirhemini gece ve
kalan 1 dirhemini de gündüz ,
kimsesizlere sadaka olarak veren ve
ALLAH Resulünün; Neden böyle yaptın? sualine
Belki ALLAH bunların birini olsun kabul eder düşüncesiyle diyen
Hz. Aliyi takip edensin!
SEN!
ALLAH yolunda cihada çıkan ve karsısında ATLAS Okyanusunu görünce,
Devesini dizlerine kadar denize sürerek, kılıcını çekip;
Ya Rabbi! Sahid ol! Önüme Şu uçsuz bucaksız derya çıkmasaydı
senin şanını daha ileriye götürürdüm! diyen
mücahidlerin peşindesin!..
SEN!
Resullullahin müjdesine nail olup,
küfrün doğu kalasını, istanbulu fethederek
İslama teslim eden, yeni bir cağ açan Fatihlerin,
Dünyayı müslümanlardan başkasına dar gören Yavuzlarin,
karaların- denizlerin Hakanı Kanunilerin neslisin!..
SEN!
İstanbulda okumaya basladığı Ezanı Muhammediyeyi,
çaldIran ovalarında bitiren,
Tuna’da aldığı abdestin namazını
Afrika çöllerinde kılan,
Hazer kıyılarında getirdiği tekbir seslerinin yankılarını
Viyana kapılarında duyan kahramanların evladısın!..
SEN!
Vatanını, mukaddesatını müdafaa ederken
Düşman kurşunlarının darbeleriyle
bağırsakları delik-deşik dışarıya fırlayan ve
Bir eliyle onları karnına iterken,
Diğer eliyle göğsünden bir başka kurşunu eliyle çıkarıp,
yanında bulunan arkadaşına; Al arkadaşım!
Sağ olur da dönersen,
şu kurşunu oğluma ver! Ve Ona de ki;
Bunu sana baban son nefesinde gönderdi ve O’da
Aynı şekilde oğluna aktarmazsa
hakkımı helal etmem! dedi diye
Ulvi ruh örnekleri veren şehitler kafilesinin çocuğusun!..
İŞTE SEN BUSUN!..
Bu altın halkalara eklenebilecek
Daha binlerce halka içerisinde
Senin cevherin, aslın astarın, esasın budur işte!..
Sen bu kapılar dışında başka bir kapını insanı,
Bu altın halkalar dışında başka bir halkanın esiri olamazsın!
Namazsız, niyazsız, maneviyatsız,
Ruhsuz, köksüz, kozmopolit, satılmış olamazsın!
ALLAH Yoksunu,
Peygambersiz,
Kitapsız olamazsın!
‘’Üzümünü ye bağını sorma’’
‘’Bana dokunmayan bin yıl yaşasın!’’
‘’Her koyun kendi bacağından asılır’’ gibi
Yahudi sözlerini ağzının sakızı yaparak,
Mücadele ve hizmet azmini yitiremezsin!
Komşun aç iken, sen tok gezemezsin!
islam’in yasak kıldığı günah yuvalarında vaktini öldüremez,
Aile fertlerini batının kokuşmuş hayat tarzına uyduramazsın!
Yavrularını çağdaş asrın zihniyetine terkedip,
Cehenneme talip olamazsın!
Sen kainatin en üstün varlığı olarak yaratıldın,
Buna layık olarak cennet bahçelerine talip olmalısın..
Hem burada...
Hem orada..
HER İKİ CİHANDA YOLUN AÇIK OLSUN
alıntı