Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

'Sen benim sadece eşimsin!' (1 Kullanıcı)

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
aile.jpg
aile.jpg
aile.jpg
aile.jpg


Evlilik hayatında en büyük hayal kırıklıklarını eşine "Sen benim her şeyimsin!" diyen kişiler yaşıyor. Psikolog Yasemin Uçal, "Kimseye taşıyamayacağı bir rol yüklenmemeli." diyerek, "Her şeyimiz ancak Rabbimiz olabilir." şeklinde konuşuyor.

Bir insanın sevdiği birine 'sen benim her şeyimsin' demesi, ilk başta verilen kıymeti ifade etmek açısından çok güzel gelebilir. Ancak, bu sözün fiil olarak karşılık bulmasını beklemek muhatabında aynı hoş duyguları uyandırmıyor. Çünkü, bir kişinin "anne-baba, eş, arkadaş, evlat" rollerini aynı anda karşılaması çok zor. Bu imkânsızlık, beklentileri karşılanamayan tarafı üzdüğü gibi, kendisinden çok şey beklenen tarafta da boğucu bir etki yapabiliyor. Hayatımızda sadece bir tane rolü olabileceği halde 'her şeyimizi' üstüne yüklediğimiz kişiden 'ben senin beklentilerini karşılamak zorunda değilim' cevabını aldığımızda yıkılabiliriz. O, bunu diliyle ifade etmeyip hiçbir beklentimizi vermeyerek de gösterebilir. Özellikle eşler arası ilişkide makul olan, herkesi kendi konumunda kabullenmek ve fazla beklenti içine girmemektir. Psikolog Yasemin Uçal'a göre, bu idrak seviyesine ulaşmanın yolu 'karşımızdakinin de kendimiz gibi birçok konuda aciz, eksikleri olan, mükemmel olmayan' bir insan olduğunu kabullenmekten geçiyor. Bir tane rolü olan insana, başka görevler de yükleyip onu her şeyimiz yapma isteğinin altında sorumluluktan kaçma arzusu yatıyor. Çünkü biri her şeyimiz olursa kendi işimizin azalacağını düşünüyoruz.

Mesela, 'eşim benim her şeyim' diye düşünen kişi için eşinin varlığı, hayatta çok şeye sahip olmak demektir. Onu sadece eş olarak görse birçok şeyi kaybediyor ve kendisine daha çok iş düşüyor. Kendini geliştirmesi ve daha güçlü olması gerekiyor. Çünkü, hayatta huzurlu ve mutlu olmak için herkesin sorumlulukları vardır. Eksikliğini hissettiği maddi ve manevi ihtiyaçları gidermesini tek bir kişiden beklemek kişinin kendi üzerinde değişim ve gelişim yapmasını da engelliyor.

Hiç kimsenin mutlak güç sahibi olmadığını hatırlatan Yasemin Uçal, eşimizin her şeyimiz olmasını beklemenin inancımıza da ters düştüğünü söylüyor. Evlenen insanların bir taşla sayısız kuş vurmak istediğini belirten Uçal şöyle konuşuyor: "Biri her şeyimiz olacağına, sadece rolü neyi gerektiriyorsa o olsun. Eşimiz eş, çocuğumuz çocuk, annemiz anne, babamız baba olarak kalsın. Onlardan farklı roller beklemek hayatımıza birçok olumsuzluk getirir. Eş de şefkat gösterebilir; ama anne-baba yerine konulamaz. Eşimizle bütünleşiyoruz; ama dünyaya tek gelip tek gittiğimizi unutmayalım. Herkes yaptığından kendisi sorumlu. Bizi yaratan ve huzuruna dönecek olduğumuz Allah (cc) ancak her şeyimiz olabilir. Karşımızdakinin sadece kendine düşen sorumluluğu bilmesi ve ona göre davranması hayatı düzenleyen bir durumdur."

Yasemin Uçal, psikoterapi öykülerine yer verdiği 'Kendinize Hoşgeldiniz' (Timaş Yayınları) kitabında bu ve buna benzer çelişkilerimizi ele alıyor. Herkesin yaşayabileceği sorunlara dair gerçek öyküleri ve yaşanan değişimleri anlatıyor.

Şemsinur Özdemir
Zaman Aile Sağlık
24 Kasım 2007, Cumartesi
 

Pıtırcık

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Kas 2007
Mesajlar
113
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Sen benim herşeyimsin sözü duyguların yoğun yaşandığı dönemde söylenen bir söz..Ama bu söz hem yanlış..Hem de söylediğimiz pek çok söz gibi..hakkını verebileceğimiz bir şey değil..Bende yazının sahibi hanıma katılıyorum.Bu sadece karşındakini sömürmek,baskı altında tutmak ve kendi içini rahatlatmak için söylenen bir sözdür.Bu dünyada tekiz.Sevdiklerimiz elbette var ama hesabımızı tek vericez Rabbimize kavuştuğumuzda.Tek doğarız..Tek ölürüz..Herşeyim sensin dediğimiz kişi bizimle gelemez..Güzel paylaşım.sağol:H
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,260
Tepki puanı
3,630
Puanları
163
Yaş
47
selamün aleyküm kardeşim.evet herkes bu dünyaya tek geldi tek gidicek.çok doğru bir yorum.özellikle ben eşim için ölürüm diyenlerede hayret ediyorum.hatta intihar edenler bile var allah korusun.allah razı olsun.rabbime emanetsiniz.:H
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Amin

Amin

Sen benim herşeyimsin sözü duyguların yoğun yaşandığı dönemde söylenen bir söz..Ama bu söz hem yanlış..Hem de söylediğimiz pek çok söz gibi..hakkını verebileceğimiz bir şey değil..Bende yazının sahibi hanıma katılıyorum.Bu sadece karşındakini sömürmek,baskı altında tutmak ve kendi içini rahatlatmak için söylenen bir sözdür.Bu dünyada tekiz.Sevdiklerimiz elbette var ama hesabımızı tek vericez Rabbimize kavuştuğumuzda.Tek doğarız..Tek ölürüz..Herşeyim sensin dediğimiz kişi bizimle gelemez..Güzel paylaşım.sağol:H


selamün aleyküm kardeşim.evet herkes bu dünyaya tek geldi tek gidicek.çok doğru bir yorum.özellikle ben eşim için ölürüm diyenlerede hayret ediyorum.hatta intihar edenler bile var allah korusun.allah razı olsun.rabbime emanetsiniz.:H

Aleyküm sealm kardeşler
Allah (c.c.) razı olsun
Bilmukabele
 

efzairem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Kas 2007
Mesajlar
758
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
s.a.evet katılıyorum bide konunun öbür tarafı var bir insan herşeyiniz olursa fani dünyadayız onu kaybettiginizde hiçbişeyiniz kalmıyabilir.genelde bu tip insanlar herşeyim dedikleri insanı kaybettiklerinde dibe vuruyolar malesef sonu depresyon hatta intihara kadar gidebiliyo allah korusun..
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
s.a.evet katılıyorum bide konunun öbür tarafı var bir insan herşeyiniz olursa fani dünyadayız onu kaybettiginizde hiçbişeyiniz kalmıyabilir.genelde bu tip insanlar herşeyim dedikleri insanı kaybettiklerinde dibe vuruyolar malesef sonu depresyon hatta intihara kadar gidebiliyo allah korusun..

Amin
Sağol kardeş
 

keltepe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,305
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Konum
BuR$A
Evlilik hayatında en büyük hayal kırıklıklarını eşine "Sen benim her şeyimsin!" diyen kişiler yaşıyor. Psikolog Yasemin Uçal, "Kimseye taşıyamayacağı bir rol yüklenmemeli." diyerek, "Her şeyimiz ancak Rabbimiz olabilir." şeklinde konuşuyor. ...


.....HER ŞEYİMİZ ANCAK RABBİMİZ OLMALI......

KATILIYORUM TÜM KALBİMLE....

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM,PAYLAŞIMINIZ ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI...

A.E.OLUN DUA İLE.....
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Evlilik hayatında en büyük hayal kırıklıklarını eşine "Sen benim her şeyimsin!" diyen kişiler yaşıyor. Psikolog Yasemin Uçal, "Kimseye taşıyamayacağı bir rol yüklenmemeli." diyerek, "Her şeyimiz ancak Rabbimiz olabilir." şeklinde konuşuyor. ...


.....HER ŞEYİMİZ ANCAK RABBİMİZ OLMALI......

KATILIYORUM TÜM KALBİMLE....

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM,PAYLAŞIMINIZ ÇOK GÜZEL VE ANLAMLI...

A.E.OLUN DUA İLE.....

Ecmain
Amin
Bilmukabele
 

~Elçi~

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2007
Mesajlar
2,893
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Esselamun aleyküm Allah razı olsun kardeşim.
Malesef bu tür hataları yapan şahıslar oluyor.
Rabbim şahıslarımızı birer şuurlu birey kılsın inşaallah.
Selam ve dua ile...
 

turkerweb

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ara 2007
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Sen benim herşeyimsin cümlesini duyduktan sadece 1 hafta sonra ayrıldığım insan oldu.. :evet 1 sene sonra annesiyle ve kendisiyle karşılaştım ve ayrılmayı neden istediğini sormuştum. Ne hata yaptım diye sormuştum..

Cevap : Hatan,Hata yapmayışın :)

Bayanları anlamak zor..
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Sen benim herşeyimsin cümlesini duyduktan sadece 1 hafta sonra ayrıldığım insan oldu.. :evet 1 sene sonra annesiyle ve kendisiyle karşılaştım ve ayrılmayı neden istediğini sormuştum. Ne hata yaptım diye sormuştum..

Cevap : Hatan,Hata yapmayışın :)

Bayanları anlamak zor..

İşte bu cevaba şaştım doğrusu. " Cevap : Hatan,Hata yapmayışın :) "
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
esselamunaleyküm verahmetullahi veberekatuhu.
birzamanlar herşeyimsin derdi..
ama şimdi kendi hayatının düzensiz olması sebebiyle,
beni arayıp-soramıyor..
kendimizi fazla kaptırmamamız gerekir ve söylediğimiz sözlere dikkat etmeliyiz ve sonunu düşünmeliyiz..
paylaşım için RABBİM RAZI OLSUN İNŞALLAH..
geçmişi hatırlamak,hüzün verse de..
selam ve dualarımla..

Aleyküm selam,
Sayın firdes kardeş "geçmişi hatırlamak,hüzün verse de." sözü beni hüzünlendirdi :A
A.r.o.
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
Avucunuza Bakin....

Avucunuza Bakin....


Ne zaman eşinizle bir sorun yaşasanız avucunuza bakın.

Sorunların olabilirliğini kabul ederseniz Çözümlerinizde hemen elinizin altında, avucunuzun içinde.... sevildiğinizden ve sevdiğinizden şüpheye düşerseniz avucunuzu açıp parmaklarınızı sayın.

Baş parmağınıza bakın önce. Size en yakın olan parmağınız. Diğer dört parmağın hareketlerini anlamlı kılan o. Gerektiğinde her parmağın yanında hazır oluyor, yardımına koşuyor. Vazgeçebilir misiniz başparmağınızdan?

Peki ya eşinizden? Size en yakın o iken kesip atabilir misiniz onu hayatınızdan? Her halinizde hemen yanı başınızda olmuşken ve olmaya hazırken, gözden çıkarır mısınız eşinizi? Hayatınızda başka her şey onun yakınlığı ile sevimli geliyor değil mi size? Bütün akrabalarınızla ilişkilerinizi eşinizin yakınlığı anlamlı kılıyor değil mi?
Şimdi de işaret parmağınıza bakın. Güzel bir şey görseniz hemen onu uzatırsınız. Beğendiklerinizi gösterirsiniz onunla. Doğru olanı onunla işaret edersiniz.

Eşinizi de onca insan arasından parmakla gösterilir bulmuyor musunuz? İlk gördüğünüzde, ilk sevdiğinizde, yüreğiniz ilk ısındığında, kalbiniz tıpkı işaret parmağınız gibi onu göstermişti size. Şimdi nasıl yalancı çıkarırsınız kalbinizin işaretini? Nasıl güvenmezsiniz kalbinizin seçimine? Hem sonra işaret parmağınızın göstermeye değer bulduğu güzel şeyler yaşamadınız mı onunla? İşaret parmağınızın göstermeye değer bulduğu doğruları paylaşmadınız mı onunla? Şimdi kesip atacak mısınız işaret parmağınızın size gösterdiğini? Elinizin tersiyle itecek misiniz kalbinizin işaret ettiğini?

Orta parmağınıza bakın şimdi. En uzunu o parmaklarınızın arasında. Yüksekte duruyor. Hepsinden öteye uzanıyor. Vazgeçebilir misiniz orta parmağınızdan? Hepsinden uzun diye lüzumsuz görürü müsünüz onu?

Peki ya eşiniz? Bütün kadınlar yada erkekler arasında kalbinizin sırlarına aşina olacak kadar farklı değil mi o? Bütün kadınlar ve erkekler arasından sizin için özel olarak sıyrılıp gelmiş değil mi? O sizin için en yüksek konumda değil mi? Sizi başka bütün erkekler ve kadınların üzerinde tutmadı mı? Vazgeçebilir misiniz ondan şimdi? Onu herhangi bir kadın yada erkek gibi görebilir misiniz?

Şimdi de yüzük parmağınıza bakın. Parmağınızı ne zamandır çevreleyen o altın yada gümüş halkayı ilk taktığınız günü düşünün. Ne kadar heyecanlıydınız değil mi? Hayatınızın kadınını yada erkeğini bulduğunuz o günü yeniden yaşayın. Tekrar bakın eşinizin gözlerinin içine. Onu kendinize biricik yapan sırrı yeniden hissedin. Eşinizin sırf size razı olması onu sizin için biricik yapmaya değmiyor mu? Şimdi yüzük parmağınızı atabilir misiniz elinizden?
Ve son olarak serçe parmağınıza bakın. Ne kadar da incecik ve zayıf değil mi? Eşinizin kalbi gibi. Size sırlarını açmış, sizin sırlarınız paylaşmış bir kalp sizin için süslenip bezenmiş paha biçilmez bir ayine gibidir.

Bakınca kendinizi gördüğünüz bu ayna, öylesine kırılgandır ki, sizden gelecek küçük bir fiske parçalayıp köreltebilir onu. Özellikle size karşı savunmasızdır ve özellikle sizden gelecek darbeler onu en hassas yerlerinden çatlatabilir. Başkası karşısında bu kadar kırılgan değildir eşiniz. Tıpkı serçe parmağınız gibi... şimdi dilerseniz vazgeçin serçe parmağınızdan. Nasılsa ince ve zayıf diye koparıp atın onu elinizden. Hiç olur mu?
SENAİ DEMİRCİ..

Not: Ayrı bir konu olarak açmak istemedim. Sanırım bu konu da paylaşmak daha doğru olur
Saygılarımla ...
 

firdes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 May 2007
Mesajlar
1,974
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
17
Konum
½ $@K@RY@'dannn:D *1984*
RABBİM
EŞİNE TAHAMMÜL EDEMEYENLERE,SABREDEMEYENLERE,
bu makaleyi okuduktan sonra huzur ve sabır versin inşallah..bu örneklendime,bu karşılaştırma gerçekten anlamlı..
paylaşım için Rabbim razı olsun..inşallah faydalanabilenler olur..
selam ve dualarımla..
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
RABBİM
EŞİNE TAHAMMÜL EDEMEYENLERE,SABREDEMEYENLERE,
bu makaleyi okuduktan sonra huzur ve sabır versin inşallah..bu örneklendime,bu karşılaştırma gerçekten anlamlı..
paylaşım için Rabbim razı olsun..inşallah faydalanabilenler olur..
selam ve dualarımla..

Amin Amin İnşallah.
Allah (c.c.) razı olsun kardeş
 

sivetok

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,251
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Web Sitesi
img141.imageshack.us
İffet, meşru dairede yaşamayı gerektirir

İffet, meşru dairede yaşamayı gerektirir


fethullahgulen.jpg


İffet, umumî manasıyla, iradenin gücünü kullanarak cismanî ve behimî arzuları kontrol altına almak, zinadan ve sefihlikten uzak durmak demektir.

Kur'an-ı Kerim, iman edenlerin iffetli, hayâlı ve edep yerlerini koruyan insanlar olduklarını nazara vermiş (Mü'minûn Sûresi, 23/5-7); iffetli yaşamanın mükafatı olarak Allah'ın mağfiretini ve ahiret sürprizlerini müjdelemiş (Ahzâb Sûresi, 33/35); mevzunun önemine binaen kadınları ve erkekleri ayrı ayrı zikrederek bütün mü'minlere iffetli olmalarını ve iffetsizlik için bir giriş kapısı sayılan haram nazardan kaçınmalarını emir buyurmuştur (Nur Sûresi, 24/30-31). Ayrıca, Hazreti Yusuf ve Hazreti Meryem gibi iffet abidelerini misal vererek inananlara hayâ ve ismet ufkunu göstermiştir.

Evet, Hazreti Yusuf aleyhisselam, vezirin hanımından gelen bir günah çağrısı karşısında "Ya Rabbî! Bu kadınların beni dâvet ettikleri o işten zindan daha iyidir." (Yusuf Sûresi, 12/33) diyerek, iffetine toz kondurmaktansa senelerce hapiste yatmayı göze almış ve kıyamete kadar gelecek olan bütün ehl-i imana bir hayâ timsali olmuştur.

İffetin bu umumî manasını hatırda tutmakla beraber, onu daha geniş ve şümullü olarak ele almak da mümkündür. Bediüzzaman Hazretleri'nin, "Helal dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur." şeklinde dile getirdiği ölçüye göre iffet, meşru daire içinde yaşayıp gayr-i meşru sahaya nazar etmeme, el uzatmama, adım atmama demektir. Dolayısıyla, iffetli bir insan, göz, kulak, el, ayak gibi bütün âzâların helal dairedeki lezzetleriyle iktifâ etmeli, hiçbir şekilde ve hiçbir yolla haram işlememeli, izzet ve haysiyetine dokunacak durumlardan da sakınmalıdır.

Bu açıdan, insanın kendi el emeği ve alın teriyle kazandığına razı olması, başkasının malına göz dikmemesi, daha çok kazanma ve daha rahat yaşama hırsıyla gayr-i meşru daireye el uzatmaması ve dilencilik yapmaması da iffetin ayrı bir yanıdır. Evet, insan kendi emeği ve alın teriyle geçimini sağlamalı, gerekirse inşaatlarda taş kırmalı, hamallık yapmalı ama asla başkalarına el açmamalıdır.

Kur'an-ı Kerim, ihtiyacı olduğu halde dilenmeyenleri takdirle anmış ve onların durumunu da iffet çerçevesine dâhil etmiştir. "Bu yardımlar, kendilerini Allah yoluna vakfeden yoksullar içindir. Bunlar yeryüzünde dolaşma imkânı bulamazlar. Halktan istemekten geri durmaları sebebiyle, onların gerçek hallerini bilmeyenler, onları zengin sanırlar. Ey Resûlüm, sen onları simalarından tanırsın. Onlar yüzsüzlük ederek halktan bir şey istemezler. Hem hayır adına her ne verirseniz mutlaka Allah onu bilir." (Bakara Sûresi, 2/273) mealindeki ayet-i kerime işte bu manadaki iffeti ve iffetlileri anlatmaktadır. Sadakaların kimlere verileceğini belirten bu ayet, Peygamber halkasının Allah yoluna adanmış talebeleri olan, mescitte yatıp kalkan, Resûl-ü Ekrem'in sohbetlerini dinleyip öğrenerek sonraki nesillere nakletmeye çalışan, vakitlerini ibadetle, ilimle değerlendiren ve iaşeleri de Allah Resûlü tarafından karşılanan "Ashab-ı Suffe" başta olmak üzere, kendini öğrenip öğretmeye vakfeden, dolayısıyla malı-mülkü olmayan, başka bir meslekte çalışmaya vakit bulamayan ya da güç yetiremeyen, ama her şeye rağmen başkalarına da el açmayan, hayâ ve iffetlerinden ötürü dilencilikte bulunmayan her devirdeki fakir fakat afif Müslümanları takdir etmektedir.

Haddizatında, Peygamber Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) hakiki fakiri bu çerçeve içinde zikretmiş; "Fakir, kapı kapı dolaşan ve bir iki lokma veya bir iki hurma ile baştan savılan kimse değildir. Gerçek fakir, durumu bilinmediği için kendisine sadaka verilmediği halde, ihtiyaç içerisinde olmasına rağmen iffetinden dolayı başkalarına el açmayan ve halktan hiçbir şey istemeyen insandır." buyurmuştur.

Ashab-ı Suffe'den olan Ebu Hüreyre gibi sahabe efendilerimiz açlıktan kıvrım kıvrım kıvrandıkları halde kimseden bir şey istememeyi ahlâk haline getirmişlerdir. Öyle ki, Hazreti Sevban ve Hakîm b. Hizam'ın da aralarında bulunduğu bazı sahabiler, insanlardan bir şey istememe konusunda Allah Resûlü'ne söz vermiş ve ömürlerinin sonuna kadar sadık kaldıkları bu vaadlerinden dolayı asla sadaka kabul etmemiş; hatta deve üzerindeyken kırbaçları yere düşse onu bile kimseden istememeleriyle meşhur olmuşlardır. İşte, "Her kim iffetli olmaya çalışır, yüzsüzlükten sakınırsa Allah da onun iffetini korur ve artırır. Bir insanın bir ip alıp sırtında odun taşıyarak onu azıcık hurmaya satması, dilenmesinden daha hayırlıdır." buyuran Peygamber Efendimiz'in bu tavsiyesine uygun yaşamak da iffetin önemli bir derinliğini teşkil etmektedir.

Resûl-ü Ekrem Efendimiz'in (aleyhi ekmelü't-tehayâ) sabah-akşam tekrar ettiği dualardan biri, "Allah'ım! Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliğiyle beraber başkalarına muhtaç olmayacak kadar rızık istiyorum." niyazıdır. Her söz, hal ve tavrıyla hidayet üzere olan, muttakilerin imamı ve iffetlilerin en afîfi Allah Resulü'nün hidayet, takva, iffet ve gönül tokluğu istemesi, hem bu hususlardaki temadî ve derinlik talebi şeklinde anlaşılmalı hem de ümmet-i Muhammed'in (aleyhissalatü vesselam) neler istemesi gerektiğine bir işaret olarak kabul edilmelidir.

Zaman
28 Aralık 2007, Cuma
 

_ZÜMRA_

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
9,962
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
46
doğru yazmış. biz bayanlar çoğumuz inanıyoruz zaten böyle sözlere. Halbuki tek dostumuz Rabbimiz. herşeyimiz Rabbimiz.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt