Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

şemail-i şerif (1 Kullanıcı)

hüseyin coşgun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Eyl 2010
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
ŞEMAİL-İ ŞERİF
Peygamberimiz, görenlerin nefesini kesecek kadar güzel yüzlüydü.yüzü ayın ondördüncü gecesindeki bedir hali gibi nurani ve parlak idi.hatta Cabir(ra) mehtaplı bir gecede resulullaha s.a.v baktım sonra aya baktım vallahi resulullah s.a.v daha beyaz daha parlaktı demiştir.mübarek boyları orta boyun uzuna yakın hali gibi fakat ince ve zayıf kimseler gibide değildi.böyle olduğu halde ömer(ra)ve sa’d ibni muaz(ra) gibi uzun boylu kimselerin yanında bile onlardan el ayası kadar uzun görünürdü.
Başı büyükçeydi, çok kibardı. Yüzü dolgun veya şişman olmadığı gibi kuru ve zayıf da değildi. Yanakları ne etli, ne de çöküktü. Yüzünün aklığı içinde yanaklarının kırmızılığı belli olurdu.terlemeleri çok idi. Terlediği zaman üzerine çiğ taneleri düşmüş gülü andırırdı.
Rengi açıktı; ne kireç gibi beyazdı, ne de kara yağızdı, ikisi ortası gül gibi kırmızıya çalar şekilde beyaz, nurlu ve berraktı. Yüzünden sürekli nur yayılırdı. Güneş gibi aydınlık, ay gibi parlaktı.bakanların gözleri kamaşır,nuru duvarlara aks ederdi.imam kurtubi naklediyor,efendimizin s.a.v güzelliğinin tamamı ortaya konmamıştır.eğer zahiri güzelliği tamamıyla görülse sahabe-i kiram ona bakmaya takat getiremezlerdi.
Alınlarının iki yanı açık ve genişti. Kirpikleri siyah sık ve uzundu.Hilâl kaşlıydı.kaş uçları göz uçlarına kadar uzardı. İki kaşının arası açıktı, fakat kaşları birbirine yakındı.iki kaşı arasında bir damar vardıki öfke anında kabarır ve ortaya çıkardı.burunları ince ve çekme,üst kısmı yüksekce idi.dikkat etmeden bakan bir kimse onun burun kemiğinin üstü yüksek,ortası düz,uç kısmı basıkca zannederdi fakat öyle değildi.mübarek kulakları küçük ve zarif idi.kimsenin duyamadığı uzak mesafelerdeki sesleri duyar idi.
Gözleri yaratılıştan sürmeliydi.gözleri siyahtı,çok güzeldi ve büyükçe idi. Gözünün beyazı tam beyaz; siyahı da tam siyahtı. Gece vakti gündüz gibi görürdü. İlahî aşkın eseri, bazen gözlerinde kızarıklık oluştururdu.
Dişleri inci gibi parlaktı, beyaz bulut gibi akdı, üstden iki,altdan iki dişinin arası açık dişleri hafif seyrekçeydi, çok sık, üst üste değildi. Konuşurken ön dişlerinden nur saçılır, gülerken mübarek ağzı hafif bir şimşek gibi ışıklar yayarak açılırdı.
Ağzı ne çok büyük, ne de çok küçüktü. Her iki dudağı benzersiz biçimde güzeldi.mübarek sesleri kalın idi.bıyıkları gür,kaş gibi,dudak çizgisi görünecek şekilde kısa,sakalı şerifleri sık ve büyükce idi.bir tutam boyunda bulunurdu.saç ve sakalının rengi siyahtı,fakat resulullah saç ve sakalına koku sürmeyi adet haline getirdiğinden kızılımsı görünürdü.saçları hafifçe dalgalıydı.sert değildi.ne kıvırcık nede dümdüzdü.kendiliğinden ikiye bölünebilirdi.saçları uzunken omuz başlarına kadar, kısayken kulaklarına kadardı.resulullah s.a.v son zamanlarında saçlarını ortadan ikiye ayırırlardı.saç ve sakalındaki kıl sayısı yirmi kadar yoktu,tümü onyedi beyaz kılı vardı.boyunları uzun,levha gibi gümüş parlaklığında idi.bütün azaları irice ama birbirine mütenasibti.karınları ile göğüsleri düz ve birbiriyle müsavi idi.göğüsleri ve iki omuzları arası genişti.omuzları ortasında,sağ tarafa daha yakın güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızıya yakın üzerinde koyu yeşil siyaha çalan kıllarla lailahe illallah muhammedür rasulullah tevecceh haysu şi’te feinneke mansur yazılı hatem-i nübüvvet olan bir ben vardı.mafsal kemikleri irice idi.soyundukları vakit vücutları gayet nurlu ve parlaktı.münevver cildi ipekten yumuşaktı.mübarek vücudunun gölgesi yoktu.bedenine sinek ve benzeri haşerat konmazlardı.latif cisminin kokusu fevkalade güzel gül kokusunu andırırdı.okşadığı şeylerden,hatta yürüdüğü yollardan günlerce kokusu duyulurdu.iki memesi üzerindeki,karnındaki ve göğsünden karnına kadar inen ince hattan başka vücudunun ön kısmında kıl yoktu.omuzlarında,kollarında ve göğüsleri üzerinde kıllar vardı.bilek kemikleri uzun idi.avuç içleri genişti.omuz başları kol ve pazuları iri yapılı el ve ayak parmakları kalın,büyükçe idi.ayaklarının üstü düz olup bir yarık olmadığı için ayağına su döküldüğünde su üzerinde kalmaz etrafa dökülürdü.kendisini birdenbire görenler manevi vakar ve heybetinden sarsılırlar kendini tanıyıp sohbetlerini dinledikten sonra onsuz olamazlardı. Beden olarak bir benzeri daha yaratılmamıştı.yürürken ayaklarını yüksekçe kaldırır,sağ ve sola meyletmeden gidecekleri yöne hafifçe eğilerek yürürlerdi.ayaklarını yere yumuşakça basarlardı.adımlarını süratle,uzunca atarlardı.yürürken sanki yüksek bir yerden iniyor gibi yürürlerdi.bir tarafa döndükleri zaman bütün vücudu ile dönerlerdi.çoğu zaman gözleri etrafa değil,önlerine bakarlardı.yere bakışları gökyüzüne bakışlarından daha fazla idi.mübah olan şeylere göz ucuyla bakarlardı.sahabesinin arkasından yürürlerdi.karşılaştığı kimselerden önce davranarak onlara selam verirlerdi.
Yüce Allah onda bütün insan güzelliğini toplamıştı.hasılı o bir letafet ve mükemmeliyet harikası idi.sallallahu aleyhi ve sellem.

istifade ettiğim eserler:

kadı ıyaz,şifa-i şerif
kamil miras,tecridi sarih tercemesi
Ahmet şahin,sünnet ışığında hayat
Harun Yahya,hazreti Muhammed s.a.v
imam tirmizi,şemail-i şerif
ali yardım,peygamberimizin şemaili
imam kastalani,mevahibü ledünniye
Ahmet ziyaüddin gümüşhanevi,ramuz-el hadis
ibni kayyim,zadül mead
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt