Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh“ hazretleri buyurdular ki; (1 Kullanıcı)

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Mümin, tabîbi yanında olan hastaya benzer. Tabîbi, ona yarayan ve yaramayanı bilir. Hasta kendine zararlı bir şey isterse, mâni’ olur ve o şeyi alırsan ölürsün der. Müminin hâli budur. O birçok şeyleri arzûlar, ama tâ ölünceye kadar Allahü teâlâ mâni’ olur. Sonra Cennete gider.

Şaşılır şu kimseye ki, dünyâya hırsla sarılır, ama ölüm onu aramaktadır. Unutmuş ama unutulmuş değildir. Güler ama, bilinmez ki, Rabbi ondan râzı mıdır, yoksa değil midir?

Üç şey beni hayrete düşürdü. Bunlar:
1- Ölüm kendisini yakalamak üzere olduğu hâlde, dünyâlık peşinde olan kimselerin hâli.
2- Kendisi gaflete dalıp, kendini unuttuğu hâlde unutulmamış olup, hesâba çekilecek olan kimselerin hâli.
3- Rabbinin kendinden râzı olup, olmadığını bilemediği hâlde, ağız dolusu gülen kimselerin hâli.

İlim çoktur, Fakat ömür kısadır. O hâlde, önce dinde zarûrî lâzım olan ilimleri öğren! Kalp ile bedenin hâli kör ve topal bir kimsenin hâli gibidir. Kör, bir ağacın altına gider, Fakat onda meyve olduğunu göremez. Topal, ağaçtaki meyveyi görür, Fakat alamaz. İlâhî nimetleri, kalp bilmeli, inanmalı, beden de onunla âmil olmalı ki, ahiretteki sonsuz nimetlere kavuşmak nasîp olsun.

Sizler, mümkün olduğu kadar sabâh çarşıya ilk çıkan ve akşam en son dönen olmayınız. Çünkü bu iki vakit, şeytânların harp ettikleri zamânlardır.

Müminler de çok şeyler arzû ederler. Fakat, Allahü teâlâ onlara fâideli olanları yaratır, zararlı olanları yaratmaz. Müminler bu şekilde vefât ederler ve Allahü teâlâ’nın Cennetine girerler.

Bir kimse açık günâh işlerse; tövbesini açık, gizli olarak günâh işlerse, tövbesini gizli yapsın. Tövbe ettikten sonra: “Yâ Rabbî, bu tövbe ile günâhımı afv et”, diye duâ etsin.

Üç şey beni devâmlı ağlatır: Birincisi, Resûlullah’ın “sallallahü aleyhi ve sellem” vefâtı. Bu ayrılığa dayanamadım ve durmadan ağlıyorum. İkincisi, kabirden kalktığım zamân hâlim ne olur, onu bilemediğim için ağlıyorum. Üçüncüsü, Allahü teâlâ beni hesâba çektiği zamân, Cennetlik miyim, Cehennemlik miyim bilemiyorum. O zamân hâlim ne olur, bilemiyorum, onun için ağlıyorum.
HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
selamun aleyküm Rabbimiz razı olsun kıymetli bir paylaşım.Rabbimiz ibret nasip eylesin nefsimize..
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Bir zenginle arkadaş olduğun zamân, onun yanında dereceni düşürmek istemiyorsan, kendisinden bir şey isteme. Çünkü istemek, insanoğlunun yüzünde siyâh bir lekedir. Verileni ret eden kimse ise, verenin gözünde büyük ve ona karşı makâmını korumuş olur. Farzları tâm yapmadığı hâlde, nâfilelerle derecesini yükseltmeye çalışan kimsenin hâli, sermâyesi elinden çıktığı (iflâs ettiği) hâlde, kâr peşinde koşan bir tüccârın hâline benzer.

Müminin ölüm zamânında alnının terlemesi, gözleri yaşarıp, burun deliklerinin kabarması, Allahü teâlâ’nın rahmetine nâil olduğunun alâmetidir.

Namâz bir ölçektir. Kim dolu dolu ölçer, onu hakkıyla kılarsa, büyük ecr ve mükâfâta kavuşur. Kim ki, eksik ölçerse [âdâbına uygun kılmazsa] Allahü teâlâ’nın buyurduğu Veyli [Cehennemi] hâtırlasın.

Kendisine hakâret edip, kötü sözler söyleyen birisine, Eğer ahrette günâhlarım ağır, sevâplarım hafîf gelirse; senin söylediğinden çok dahâ kötüyüm. Yok günâhlarım hafîf, sevâplarım ağır gelirse; senin sözlerinin bana bir zararı olmaz, diye cevab verdi. Eline geçmediği hâlde geçmiş gibi nimetlere şükür edip râzı olan, eline geçmiş hükmündedir, buyurdu.

Dünyâda Allah için tevâzu’ ediniz. Dünyâda tevâzu’ sahibi olanları Allahü teâlâ kıyâmet günü yüceltir. Cehennemin zulmeti ve azâbı, dünyâda iken insanların kendilerine ve başkalarına yaptıkları zulümdür.

Kendisine niçin güzel elbise giymiyorsun diyenlere, buyurdu ki: Kölenin iyi ve güzel elbise ile ne münâsebeti olabilir. Âzât olduğu (Cehennemden kurtulduğu) zamân, hiç eskimeyen ve çok güzel elbiseler kendisine giydirilecektir.

Sa’d “radıyallahü anh” hazretlerine nasihatinde, bir şeyi yapmaya niyet ettiğin zamân, niyetinde ve azminde Allahü teâlâ’dan kork. Harâm ve günâh olan bir şeye azmetme, buyurdu.

Selmân-ı Fârisî “radıyallahü anh”, ölüm döşeğinde yattığı vakit ağladı. Sebebini soranlara, Dünyâdan ayrıldığım için ağlamıyorum. Ancak, Resûl-i Ekrem “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Dünyâdan ayrılırken sermâyeniz bir yolcunun yol azığından fazla olmasın), buyurmuştu. İşte buna ağlıyorum, dedi. Hâlbuki öldüğü vakit bıraktığı malın kıymeti on dirhem civârında idi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt