Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

***şehirde Evliya Olabilmek*** (1 Kullanıcı)

ozlem_37

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
Şehirde evliya olabilmek



İki kardeşten biri köyde çobanlık yaparken diğeri şehirde yaşıyordu. Köyde yaşayan “Bu zamanda şehre gitmek, oranın günahlı hayatına karışmak çok kötü. Ben köyün çobanlığını yapayım, günahlardan uzak kalayım” düşüncesi içerisindeydi.

Çoban, dağda koyunları, keçileri otlatıyor, bütün namazlarını vaktinde kılıyor, namahreme nazar etmiyordu. Bütün gün zikirle, fikirle, şükürle yaşıyordu. Bir süre sonra manen bir hayli ilerledi, kerametlere bile mazhar oldu.

Çoban, şehirde yaşayan kardeşini ziyaret etmek istedi. Otlattığı koyunlarından bir miktar süt sağarak bir bez torbaya doldurup ağzını bağladıktan sonra şehrin yolunu tuttu. Ayakkabı tamircisi olan kardeşinin dükkânına varınca torbadaki sütünü duvardaki bir çiviye asıp oturarak sohbet etmeye başladı.

Bu sırada bir bayan gelerek ayakkabısını çıkarıp topuğunu gösterdi. Kardeşi ayakkabıyı tamirle uğraşırken bayan çıplak ayakla beklemeye başladı. Kadın az sonra ayakkabısını giyip giderken ormanda görmediğini gören çobanın zihninde değişik düşünceler oluşmaya başladı. İşte o sırada yukarıdan bir şeyler dökülmeye başladı. Başlarını kaldırıp yukarıya baktıklarında bunun süt damlası olduğunu anladılar. Çobanın zihni bulanıklaşmaya başladığı anda torbadaki süt de damlamaya başlamıştı.

Ayakkabı tamircisi kardeş “İnsanlardan kaçarak dağ başında veli olmak kolay şey. Bütün mesele işte bu insanların içinde veli olabilmekte” dedi. Çoban, “Haklısın kardeşim. Demek senin manen yükselmene mani bu gibi manzaralar” dedi. Ayakkabıcı kardeş, “Nereden çıkardın bende manen yükselme olmadığını?” diye sordu.

Çoban, “Baksana, bir anda düştüm senin yanında. Sen ise her gün bunlarla yüz yüzesin. Yükselmen mümkün mü?” diye cevap verdi.

Ayakkabı tamircisi, “Asıl mesele bunların içinde kendini muhafaza etmektedir. Rabb’ime şükürler olsun ben kendimi şimdiye kadar muhafaza ettim, bundan sonra da muhafaza ederim, inşallah” dedi.

Bundan sonra ayakkabı tamircisi kardeş, şehadet parmağını ağzına götürüp dilinin ucuyla ıslattıktan sonra doğruca torbanın süt akan yerine Bismillah diyerek bastırdı. Şıp şıp diye akan süt anında kesildi. Bir anlık sessizliği çobanın feryadı bozdu. Kucakladığı kardeşine “Sen haklıymışsın kardeşim! Asıl mesele, dağ başına kaçmak değil, insanlar içine girmek, onların arasında durumunu muhafaza etmekmiş” dedi.

ALINTIDIR.
Gerçekten öyle bunu hepimiz bir zamanlar düşündük değil mi?Ya aslında sesiz sakin bir yere gidip hep ibadetle meşgul olacaksın demişizdir.Ama aslında bunu şu şartlarda uygulamak daha kıymetli değil mi?Selam ve dua ile kalınız...
 

likaye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
32
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
ellerine sağlık kardeşim güzel bir paylaşım allaha emanet ol.
 

ozlem_37

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2007
Mesajlar
140
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
S.A.ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE.EVET İBADETLER ZORLUKLAR KARŞISINDA YAPILINCA DAHA BÜYÜK BİR DEĞER KAZNIYOR KAZANIYOR.SELAM VE DUA İLE KALIN
Allah razı olsun zorluklar tatlıda olur.Keyfini hiçbir şey vermez.İnşallah zorluklarımızda Cenneti kazanmak duasıyla.Selametle...
 

PASALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
9
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah hepimize bu şartlarda imanlı kalabilmeyi imanla coşabilmeyi nasip etsin..........amin
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt