Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şehadet şerbeti içenler (1 Kullanıcı)

rumuzgüller

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Tem 2008
Mesajlar
264
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Konum
istanbul

Dumanlar içinde hasıra sarılmış gencecik bir beden.
Adı; Zübeyr bin Avvam (ra)
Suçu: Müslüman olmak
Yaşı: Henüz onbeş
İşkence yapan:
Öz bir amca


Kesik kesik öksürükler içinde zulüm kokan bir ses yayılıyor etrafa.
- Muhammed'in Rabbini inkar et! Seni bu işkenceden kurtarayım.
Cevapbir meydan okumadır sanki:
- Hayır. VAllahi asla küfre dönmem.

Bir şehâdettir bu ölümü hiçe sayan.
Bu şehâdet dumanla birlikte yükselirken semaya ateş bir kez daha körüklenir zalimce.
Bir zülümdür bu amca merhametinin de üstünde olan
***
İdam sehpasında bir kahraman.
Adı: Hubeyb bin Adiy (ra)
Suçu: Müslüman olmak
Allah Resûl'ü Kureyşle ilgili bilgi toplamak istiyor. Âsım bin Sâbit (ra) başkanlığında on kişi toplanıyor. İçlerinde O da var. Hassan bin Sâbit (ra) şiirinde şöyle sesleniyor ona:Ey ensarın ortasındaki şahin! Yumuşak huylulukta pırıl pırıl olan.Asım bin Sabit ve sekiz arkadaşı yolda yüz okçunun hedefi olup şehit oluyorlar.Hubeyb bin Adiy ve arkadaşı Mekke de esir pazarında.İntikam ateşleri içinde yanan el Haris oğulları bu isme hiç de yabancı değiller.
Karar: Ateşle işkence El Haris'in kızı telaş içinde Mekke sokaklarında bağırıyor.-VAllahi Onu elinde büyük bir salkımdan üzüm yerken gördüm. Halbuki o zincirle bağlı hem Mekke'de bir üzüm tanesi bile yok.Her şeye rağmen gözleri önünde idam sehpaları hazırlanıyor Hubeyb bin Adiyy'in. Mızraklar bilenmiş her şey hazır.Dilinde bir duâ:Allah'ım biz peygamberin risaletini tebliğ ettik. Bize yapılanları Ona ulaştır.Ve mızraklar Hubeyb'in vücudunda

***

Müslüman olacağını rüyasında gören bir genç.
Adı: Hâlid bin Said (ra)
Suçu: Müslüman olmak
Ay ışığının aydınlattığı karanlık bir oda.
Köşeye sinmiş aç susuz ve dövülerek işkence edilmiş bir beden.
İşkenceyi yapan: Bir baba
Üzerine kapatılan kapılar Onu Rabbiyle baş başa bırakıyor. Şimdi ne odanın karanlığı acıtıyor içini ne de yaralarından akan kanlar. İmanın teselli etmediği yer mi var? !

Fakat bu kadar işkence kafi değil bu baba için. Mekke'nin kızgın kumlarına yatırıyor oğlunu. Yetmiyor ağır taşlar koyduruyor üzerine.

Habeşli siyahi bir köle.

Adı: Bilal-i Habeşi (ra)
Suçu: Müslüman olmak.
İşkenceyi yapan: Efendisi Umeyye bin Halef
Kölesinin Müslüman olması çileden çıkartıyor onu:
-Andolsun sen ölmedikçe yahut Muhammed'i ve onun dinini inkar etmedikçe bu azabı üstünden eksik etmeyeceğim.
Ücretle tutulmuş müşrik çocukları tarafından boynundaki iple aç susuz Mekke sokaklarında gezdiriliyor.
Önce kızgın kumlara yatırılmış olacak ki izleri hala sırtında.

Allah ve Rasulünün aşkıyla yanan bir kalbe sahip bedeni kızgın kumlar ne kadar yakabilir ki! ?
***
Urganla direğe bağlanıp bayılana kadar dövülen edep ve haya timsalidir O
Adı: Osman bin Affan (ra)
Suçu: Müslüman olmak.
İşkenceyi yapan: Amcası Hakem bin Ebu-l As
Melekler bile haya ediyor On'dan
***

Yeryüzünde yürüyen bir şehit.
Adı: Talha bin Ubeydullah (ra)
Suçu: Müslüman olmak
İşkenceci: Nevfel bin Adviye
İple bağlanıp işkence edilen bir sahabi de O.
Ama Allah Rasul'ü Ondan bahsederken Yeryüzünde yürüyen bir şehide bakmak isteyen Talha'ya baksın buyuruyor.
***
Ve Habbab bin Eret. (ra) İşkencenin beklide en ağırı Onaydı.
Efendisi Ümmü Ammar Onu ateşe yatırır vücudu ateşi söndürmeden kaldırmazdı.
***
İşte.

Bir yanda cahiliye bataklığının tam ortasında bir devir ve kalplerindeki yaratanına sığınma arzusunu kendisine bile faydası olmayan taşlarda arayan zavallı bir beşeriyet.
Diğer yanda hidayet güneşinin aydınlığında asr-ı saadet denilen ve içlerinde daha dünyadayken cennetle müjdelenen nice hidayet erlerinin çıktığı bir insanlık.

Peki neydi onları karanlık kuyuların güzel Yusufları yapan?

Yusuf'un güzelliğine bir sebep kuyunun karanlığıydı belki de.

Ya neydi onları secdelerin sultanı yapan?

Sultanlığa sebep secdedeki zillet tacını giymekti belki de.

Atalarının dininden ayrılıp Hak'kı dolayısıyla işkenceyi zulmü kabul ve tasdik edenler.

İşte onlar. işte biz

Onların çektiklerini çekmeye hangimiz hazırız biz? !

Onlar neler çekti biz neler gördük?

Her birimiz cahiliye kuyularında boğulmayan Yusuf'ların aksine ahir zaman kuyularında boğulmaya talip olmuş gibiyiz!

Düşünebildiği kadar insan olan insana Nebiy-yi Zişan'nın bu sözü kafi gelir herhalde:

Sizden öncekiler âhiret işlerinden arta kalan vakitlerini dünyaya harcarlardı. Sizler
ise dünya işlerinden artan vakitlerinizi âhirete sarf ediyorsunuz.

İşkence edenler ve edilenler
Dünya lezzetlerini tercih edenler ve âhireti özleyenler
Büyük bir göç var herkes gidiyor. Zulmedenler de zulme uğrayanlar da zulme seyirci kalanlar da bu sevkiyata karşı koyamaz. Göç muhakkak.

Bu göçte secdedeki zilleti tercih eden sultanların önderliğiyle ahir zaman kuyularında boğulmayan Yusuf'lar olmak duâsıyla
img412.imageshack.us/img412/9637/dsalam0ivwx7pz3so6.gif
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt