Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sayın idarecilerimiz lütfen kiminle dans! ettiğinize dikkat edin… (1 Kullanıcı)

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Sayın idarecilerimiz lütfen kiminle dans! ettiğinize dikkat edin…

Tüm dünyada taş çatlasa 12-15 milyon Yahudi yaşamaktadır. dünya nüfusuna oranla, devede kulak değil, pire bile sayılacak kadar az olan bu güruh neden her taşın altından çıkıyor. Nerede bir kan, gözyaşı, feryat, çığlık, açlık, savaş, terör, örgüt, çete, derin devlet, mahfil, loca, kulüp vb gizli aşikar klik varsa; orada Siyonizm var, Yahudi var.
Bunun elbette birden fazla sebebi var. Ancak en büyük sebep bunların tahrif ettikleri Tevrat kaynaklı bozuk akideleri olsa gerek. İşte bazı örnekler:
Ve o kralların günlerinde göklerin Allah'ı (Yehova) ebediyen harap olmayacak bir krallık kuracak ve onun hakimiyeti başka bir kavme bırakılmayacak; ancak bu krallıkların (devletlerin) hepsini o parçalayacak ve bitirecek. (daniel bab 2 ayet 44)
O zaman Rab Yehova bütün bu milletleri önünüzden kovacak ve sizden büyük bir kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın basacağı her yer sizin olacak. (tensiye bab 11 a. 23-24)
Eğer kendi yüreğinde bu milletler benden çokturlar nasıl onların mülkünü alabilirim dersen onlardan korkmayacaksın... (tensiye bab 7 a 17-18)
Ve Allah'ın Rab (Yehova) o milletleri senin önünden azar, azar kovacak, onları çabukça bitiremezsin yoksa senin üzerine kir hayvanları çoğalır ve Yehova onları krallarını senin eline verecek. (tensiye bab 7 a 22-24)
Temelde şiddetli bir ırkçılığa ve maddeciliğe dayanan bu inançla yüzyıllardan bu yana Siyonist zihniyetteki Yahudiler , Hz.Adem'in oğullarının elinden kendilerinin "tabii hakkı" olan bu mali geri almaları yolunda gerek sosyalizm, gerek kapitalizm sahalarında mücadele etmektedirler. Ancak kendilerinden sayıca çok daha güçlü olan diğer milletlerin devletlerini ve mülklerini ele geçirmek için kaba gücün ve açıkça onlarla karşı karşıya gelmenin fayda sağlamayacağını çok iyi bilen Siyonistler - Masonluk - Felsefe - Siyaset - Basın - Propaganda - Ekonomi - Bankacılık - Anarşiler - Savaşlar ve Ahlakı ifsat gibi stratejik silahlar kullanarak bu görünmez istila hareketini sürdürmektedirler.
“1837 Yılında yapılan bir sayıma göre Filistin'de 9000 yahudi yaşamaktadır hepsi de topraksızdır.1840 yılında Britanya İmparatorluğu Küdüs'te bir elçilik kurduğunda İngiliz Lord Palmerston "Britanya İmparatorluğunun yüksek çıkarlarını korumak üzere" burada bir Avrupalı Yahudi yerleşim kolonisi kurma fikrini ortaya attı. Filistin de kurulacak müslüman olmayan bir devlet ingiliz emperyalizminin ortadoğuda ileri karakolu olacak hem de Avrupa'daki yahudi nüfus azaltılmış olacaktı.. Zaten tevrata göre Nil nehri ile Fırat nehri arasındaki topraklar tanrının(yahova)israil oğullarına vadettiği topraklardı..Yahudiler ikibin yıldır dini törenlerinden sonra 'gelecek baharda Kudüs'te buluşacağız' diye sayıklıyorlardı.Avrupa ve Amerika basınında kampanyalar düzenlendi: "Vatansız halka, halksız vatan". Yahudiler vatansızdılar ve Filistin halksız bir vatandı..Filistin siyonistlere verilmeliydi.Halbuki Osmanlı Devletinin elindeki bu topraklarda araplar ve türkler yaşamaktaydı.1800'lü yılların başlarında Filistin'de bini aşkın köy vardı. Kudüs, Hayfa, Gazze, Yafa, Nablus, Akre, Eriha, Ramle, Hebron ve Nasıra gelişmekte olan kentlerdi. Arazi baştan başa sulama kanalları ile örtülüydü. Filistin'de yetişen turunçgil, zeytin ve hububatın ünü dünyayı sarmıştı.” (Ralph Schoenman,Siyonizmin Gizli Tarihi,KardelenYayınları,1992,s 19)
Filistin'de Yahudilerin oturduğu ilk yerleşim yeri 1860 ta kuruldu.Filistine Yahudi göçü Rus çarı II.Aleksendr'in öldürülmesi ile hızlandı.Ruslar çarlarının öldürülmesinden Yahudileri sorumlu tuttular.Rusya'da zaten güçlü olan Yahudi düşmanlığı suikasten sonra iyice arttı.Rusya'da Yahudiler kendilerine ait mahallelerde oturuyorlardı.Ruslarla karışmıyorlardı.Yahudi mahallelerine karşı 'pogrom' denilen baskın ve öldürmelerin artması yahudilerin Amerika,Avrupa ve az bir kısmının Filistin'e göçünü başlattı. Rusya'da o tarihlerde 3 milyon yahudi vardı. Esasen hitlerin katliamı da almanyadan filistine Yahudi göçünü hızlandırmak için yapılan Yahudi kaynaklı bir plandır.
Osmanlı devletinde Yahudilerin toprak satın alması yasaktı.Ticaret,tefecilik, bankerlik,kuyumculuk ve gümrüklerle ilgili işler yapabiliyorlardı.1882 yılında, Osmanlı Devleti hacılar hariç tüm Yahudilerin Filistin'e girişini yasakladı. Fakat bu önlem Yahudi göçünü durdurmak için yeterli değildi. Kendilerini hacı gibi gösterip giriş yaptıktan sonra kolonileştirme faaliyetlerine devam ettiler ve geri dönüş yapmadılar. 1884 yılına gelindiğinde Dâhiliye Nazırı yeni bir yasa çıkardı. Yasaya göre, hacılar da dâhil olmak üzere vizelerini yetkili Osmanlı şubelerine onaylatmayan Yahudiler, Filistin'e kabul edilmeyecekti. Fakat bu önlem de soruna tam bir çare olmadı. Yahudiler sahte pasaport kullanmak suretiyle bu engeli de aşmayı başardılar. 1887 yılına geldiğimizde Osmanlı Devleti daha ciddi önlemler alma yoluna gitti. Yeni kanunlara göre, Yahudiler Filistin'de sadece bir ay kalabileceklerdi ve Filistin'e girerken depozit olarak büyük bir meblağ ödemek zorundaydılar. Ödemiş oldukları depozit ise Filistin'den çıkarken kendilerine iade edilecekti. Fakat bu önlemlerle de istenen sonuç elde edilemedi. Yahudiler Almanya, Avusturya-Macaristan ve İngiltere gibi ülkelere başvurarak bu ülkelerin vatandaşları haline geliyorlardı. Daha sonra ise Osmanlı Devleti Yahudilerle değil de yabancı ülkelerin vatandaşlarıyla uğraşmak zorunda kalıyordu.Bütün bu yasak ve tedbirleri yahudiler azimle deldiler. Kudüs mutasarrıflarını, kaymakamları,tapu müdürlerini satın aldılar.

Yahudiler satın aldıkları toprakları kendi adamları olan yerli halktan kimselerin üzerine tapu çıkararak alıyorlardı.Tıpkı bugün GAP ta ve diğer bölgelerde yaptıkları gibi.Yahudi göçmenlerin bazı engellere rağmen kolayca toprak satın almaları yahudi milyarderleri ve yahudi dünyasında ilgiyle karşılandı. (burada şunu unutmayalım ki bu toprak satanlar Filistindeki hristiyan araplardır Müslümanlardan bu hiyaneti yapanlar yok denecek kadar azdır. Yahudinin korsan devlet vasıtasıyla istimlak! Adı altında el koyduğu topraklar zaten çoktur.)
Siyonist hareket yahudi sayısının ve toprağının artması ile güçlenmeye başladı.Siyonistler bölgede bir Yahudi devleti kurma planlarında Osmanlı İmparatorluğu, Britanya, İmparatorluk Almanyası gibi tüm egemen güçlerle ilişki kurdu ve destek aramaya başladı. 1896 yılında Filistin'i Siyonist harekete bağışlaması yolunda Osmanlı İmparatorluğunu ikna etmeye yönelik bir plan ortaya atıldı. 1854 te Osmanlı Devleti Kırım Harbine girerken ilk dış borcunu alıyordu.Otuz sene içinde Osmanlı Maliyesi borç ve faiz ödemelerine dayanamayarak aynen bugünkü gibi iflas etti. Duyun-Umumiye'yi yani bir çeşit bugünkü İMF yi kabul ederek maliyesini,iktisadi idaresini Avrupalılara teslim etmişti.
Teodor Herzel 1896 yılında Osmanlı İstihbaratının Avrupadaki ajanlarından Newlinski ile İstanbula gelerek II.Abdülhamit'le görüştü.Yirmi milyon altın karşılığında Filstin'e yahudi göçünün serbest bırakılmasını yani Filistin'i satınalmak istedi.Abdülhamit şiddetle Teodor Herzl'in teklifini reddetti. Newlinskiy'e Herzl'e iletmesi için şu cevabı verdi: 'Eğer Bay Herzl senin benim arkadaşım olduğu gibi arkadaşın ise, ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın.Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir.Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz.Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana ait değildir,Türk milletinindir.Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler.Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilr. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade edemem.'(Doç.Dr.Yaşar Kutluay,Siyonizm ve Türkiye,s 108-109)

Tahttan indirilmesinde birinci derecede Yahudilerin rolü vardı. Çünkü daha o zamanlar Yahudiler Filistin'den toprak istemişler, Sultan Abdülhamidde reddetmişti.

Sonuç olarak:
• Sayın cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve tüm vekillerimiz. İyi biliyorsunuzki siyaset dehası abdulhamit han, arkasındaki imparatorluk gücüyle bu yahudilerin desiseleriyle baş edememiştir.
• Tarih boyu bu lanetli kavim bir çok ülkenin başına bela olmuş ve halada olmaktadırlar. Turuncu devrimler vs…
• Nice ülkelerdeki derin devlet planları gibi bizdeki; “kontrgerilla” “özel harekat” “Ergenekon” vb nice hain yapılanmalarda yine yahudinin parmağı vardır.
• Birleşmiş milletlerin 150 den fazla kararını takmayan terörist İsrail korsan devleti bizimle yaptıkları anlaşmaları takarmı?..
• Bu ümmeti elli küsür parçaya bölen bunlar değimli? Osmanlının yıkılmasının üzerinden kaç yıl geçti ki? O günleri canlı yaşayanlar hala aramızdayken neden biz bu siyonist deliğine elimizi, kolumuzu sokup duruyoruz. Kaç kere siyon yılanı tarafından ısırıldık yetmez mi?
• Bu mayınları döşeyen TSK pekala geri temizleyebilir. Ekip, ekipman yetersizmiş falan… bilesiniz ki halk “gel sen onu külahıma anlat” şeklinde karşılamaktadır. Benden söylemesi…
• Hakkat sayın başbakanım! Davos ruhuna ne oldu?
Sayın idarecilerimiz işte size tarihten okkalı bir nasihat.
Ulu Hakan Abdülhamit Han'ı dinleyelim:
“Bana en çok dokunan, bu Mason taslağı Yahudi'nin hâl (tahttan indirme) kararını tebliğ edişi olmuştur. Yıldıza gelen mebus heyetinde Emanuel Karaso'yu hiç unutamıyorum. Bu sûretle Makam-ı Hilafete hakaret edilmiştir. Yahudilerin Hz. Peygamber zamanından beri Sadr-ı İslama ve Makam-ı Hilafet’e karşı duydukları kin ve nefret cümlenin malûmudur. Ben Osmanlı tahtında iken Siyonistlik davası için bir gün huzuruma, beynelminel Yahudi teşkilatının kurucusu Teodor Hertzel ile hahambaşı gelmişlerdi. Bunları Yıldız Sarayı’nda kabul etmiş ve maksatlarını dinlemiştim. Her ikisi, Yahudiler için bir yurt dileğindeydiler. Bunun için de Kudüs'ü gösteriyorlardı. Hattâ utanmadan Teodor Hertzel:
-Zat-ı Haşmetpenahilerine arzederim ki, Kudüs için bir kaç milyon altın tensip buyurursanız, derhâl takdime amadeyiz, demez mi? Kan beynime çıkmıştı. Düşün ki, Makam-ı Saltanatımız’a bu iki Yahudi rüşvet teklifi cesaretinde bulunmuşlardı.
-Terkedin burayı, vatan parayla satılmaz, diye bağırmıştım. Işte bundan sonra Yahudiler, bana düşman olmuşlardı.”

Şimdi bu düşmanlık bittimi sizce?!!!...


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Saadet Partisinin Şanlıurfa'da düzenlediğimayın mitinnginde Genel Başkan Kurtulmuş Cumhurbaşkanına seslendi: Sayın Cumhurbaşkanım, lütfen bu yasa tasarısını veto ediniz!

Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi ile ilgili, "Sayın cumhurbaşkanım, lütfen bu yasa tasarısını veto ediniz ve parlamentoya düzeltilmek üzere geri gönderiniz" dedi.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kurtulmuş, Urfa'dan seslendi


Şanlıurfa'da partisince düzenlenen "Mayından Temizle-Ver Millete" mitingine katılmak üzere kente gelen Kurtulmuş, GAP Uluslararası Havaalanı'nda Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba ve partililer tarafından karşılandı. Kurtulmuş ve beraberindekiler buradan kutsal olduğuna inanılan ve Hazreti İbrahim Peygamberin makamının bulunduğu mağaraya geçti. Dua edip 2 rekat namaz kılan Kurtulmuş, daha sonra Balıklıgöl'ü gezerek sudaki balıklara yem attı.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi ile ilgili, "Sayın cumhurbaşkanım, lütfen bu yasa tasarısını veto ediniz ve parlamentoya düzeltilmek üzere geri gönderiniz" dedi.

Saadet Partisi'nin merakla beklenen "mayın" mitingi 17.30'da başladı. Topçu Meydanı’nda düzenlenen ve onbinlerce kişinin katıldığı ’Mayından Temizle, Millete Ver’ mitinginde sık sık AK Parti aleyhine sloganlar atıldı. Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Malatya ve Mardin ile değişik illerden gelen partililerin katıldığı mitinde, bir kadın oturduğu yerde Kuran-ı Kerim okudu. Partisinin genel başkan yardımcıları, eski milletvekilleri ve belediye başkanlarının katıldığı mitingde,
Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba da yer aldı.

Mitingde konuşan SP Genel Başkanı Kurtulmuş, "Buradaki araziler memleketin herhangi bir yerindeki arazilere benzemiyor. Bu bölgede yıllardır tarım yapılmamış. Dolayısıyla bu kadar verimli topraklar GAP Bölgesi’nde. Bunları siz devretmiyorsunuz; başkalarına kiralıyorsunuz. Bu bölgeyle ilgilenenlerin İsrailliler olduğunu biliyoruz. Yine İsrail’in organik tarımcılıkla ilgilendiğini de biliyoruz. Buraya yüz binlerce insan gelecek. Yıllardır su yüzünden Suriye ile tartışıp kavga ettik. Bakınız; 7 yıldır AK Parti’nin yapmış olduğu önemli işlerden biri, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin düzeltilmesidir. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.

İsrail’in Filistin’i işgal ettiği yöntemle Türkiye’ye de işgal edeceğini öne süren Kurtulmuş, "Sizler toprağın çocuklarısınız. 650 bin dönüm mayınlı arazi, 6 tane Gazze büyüklüğünde topraktır. İsrail, Filistin topraklarını bu şekilde işgal etmiştir. Ben ilk basın toplantısında ’Bu mayın elinizde patlar’ demiştim. Ama anlaşılıyor ki; AK Parti mayının tam üstüne basmış, ne sağa gidebiliyor ne de sola" ifadelerini kullandı.

Hükümetten beklentilerini sıralayan Kurtulmuş, Oktava Sözleşmesi’ni hatırlatarak, "Biz mayını en kahpe savaş aracı olarak görüyoruz ve mayınların temizlenmesini istiyoruz. Binlerce kardeşimiz mayından dolayı sakat kaldı; elini kaybetti, gözünü ve ayağını kaybetti. Biz kardeşlerimizin arasına konulan mayınların temizlenmesini ve kardeşlerimizin birbirleriyle kucaklaşmasını istiyoruz. Bu bölgedeki toprakların organik tarıma açılmasını ve bu bölgedeki topraksız insanlara verilmesini istiyoruz.

Burası Organik tarım cenneti haline getirilebilir. Parlamentodan ne yazık ki mayın tasarısı geçmiştir. Burada şunu da açıkça ifade etmek istiyorum; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de bu konuda net bir açıklama yapması gerekiyor" diye konuştu.

Yasa tasarısını veto etmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çağrıda bulunan Kurtulmuş, "Burada sayın cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Biz Anadolu’nun nabzını tutuyoruz. Sayın cumhurbaşkanından randevu talep ettik. Eğer kabul ederlerse, kendisi ile görüşeceğiz. Ben milletim adına sesleniyorum; sayın cumhurbaşkanım lütfen bu yasa tasarısını veto ediniz ve parlamentoya düzeltilmek üzere geri gönderiniz" dedi.

Türkiye’nin bundan sonraki muktedir partisinin Saadet Partisi olduğunu savunan Kurtulmuş, GAP Projesi’nin de çok önemli olduğuna dikkat çekerek, projenin bir an önce bitirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba da konuşmasında arazilerin başkalarına temizlettirilip, işletme hakkının bir süreliğine de olsa yabancı bir firmaya verilmesinin, ''Türkiye'ye yakışamayacağını'' savundu ve yasanın Cumhurbaşkanı tarafından veto edileceğine inandığını dile getirdi.


haber5.com
 

kaniirfan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ocak 2009
Mesajlar
647
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ALINTI BÖLÜM:İsrail’in Filistin’i işgal ettiği yöntemle Türkiye’ye de işgal edeceğini öne süren Kurtulmuş, "Sizler toprağın çocuklarısınız. 650 bin dönüm mayınlı arazi, 6 tane Gazze büyüklüğünde topraktır. İsrail, Filistin topraklarını bu şekilde işgal etmiştir. Ben ilk basın toplantısında ’Bu mayın elinizde patlar’ demiştim. Ama anlaşılıyor ki; AK Parti mayının tam üstüne basmış, ne sağa gidebiliyor ne de sola" ifadelerini kullandı.


aynen katılıyorum..fakat Tayyip Erdogan gecen hafta bir açıklama yaptı.Bu açıklamasında İHALENİN ÖNCELİKLE ''HİZMET ALIMI'' OLARAK YAPILACAĞINI.EĞER TALEP OLMASSA ''ARAZİ KİRALAMA'' YOLUNA GİDİLECEĞİNİ VURGULADI.ama bu iş döner dolaşır israilin kucağına düşer.Çünkü 45 yıllık kiralama durumunda ihaleyi alan şirketin İSRAİLE KİRALAYARAK paraya çevirmeyeceğini kim bilebilirki...ayrıca MAYIN ŞİRKETİ DURUP DURURKEN ÇİFTÇİLİK YAPACAK DEĞİL O YÜZDEN MUTLAKA O ARSAYI BAŞKASINA KİRAYA VEREBILIR
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
MAYINLI BÖLGE İÇİN 6 İSRAİL ŞİRKETİ BAŞVURMUŞ!


Mayınlı arazilerle İsrail'in veya Yahudi firmaların ilgilendiğine ilişkin iddialarını doğrulayan açıklama AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'tan geldi.


Elitaş, özel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Genelkurmay'ın yaptığı ilk araştırmada teklif alınan 14 firmadan 6'sının İsrail firması olduğunu açıkladı. Hükümet yetkilileri, bu firmaların uyruğu ve isimlerini açıklamaktan sürekli kaçınıyordu. Başbakan Erdoğan da, "'Bu tasarının neresinde İsrail var?" diyerek sert tepki göstermişti.
Mayınlı arazilerle İsrail'in veya Yahudi firmaların ilgilendiğine ilişkin iddialarını doğrulayan açıklama AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş'tan geldi. Elitaş, özel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Genelkurmay'ın yaptığı ilk araştırmada teklif alınan14 firmadan 6'sının İsrail firması olduğunu açıkladı. Hükümet yetkilileri, bu firmaların uyruğu ve isimlerini açıklamaktan sürekli kaçınıyordu. Başbakan Erdoğan'da, "'Bu tasarının neresinde İsrail var?" diyerek sert tepki göstermişti.
Mustafa Elitaş ise, önceki gün bir televizyon kanalında katıldığı programda, İsrailli firmaların bu işle hangi aşamada ilgilendiği sorusuna cevap verirken, "İsrailli firmanın yayılmasının sebebi, Genelkurmay Başkanlığı'nın NAMSA vasıtasıyla yaptırdığı araştırmadaki 14 firmadan dolayı ortaya çıkıyor. Bu firmalardan 3'ü İsrail firması, 3'ü İsrail asıllı İngiliz firması" dedi.
Bakanlar Kurulu kararıyla mayın temizleme görevi verilen Genelkurmay Başkanlığı'nın NAMSA'ya başvurduğunu kaydeden Elitaş, " Yapabilecek firma sayısı 14 tane değil daha fazla. NAMSA diyor ki, bu firmalar dünyada bu işi iyi yapmışlar. Bunlara verdiğiniz takdirde, ben bunları sertifike edebilirim. Ama diğer firmaları araştırıp bunu sertifike etme imkanı olmadığını söylemiyor. 500 tane de firma çıkabilir"
Elitaş, "Şimdi biz de getirdiğimiz tasarıda mayın temizleme işini Milli Savunma Bakanlığı yapmalıdır. Nasıl yapmalı? NAMSA'ya anahtar teslimi verebilir. Başka kurum ve kuruluşlara anahtar teslimi verebilir. Önce temizlenmesi Milli Savunma Bakanlığı'nın görevidir. Eğer Milli Savunma Bakanlığı veya Genelkurmay Başkanlığı veya NAMSA ben bunu bu süre içinde temizleyemem derse, o zaman ikinci ihtimal ortaya gelir. Maliye Bakanlığı aynen TCDD'nin yaptığı biçimde, parça parça verebilir. Yaptığı usulle mayın mayınların temizliği işini yapacak. Bunun olmama ihtimali de yok. Velev ki olmadı, o zaman yine parça parça halinde 10-50-100'e bölünebilir. Parçalar halinde yap-işlet-devret modeliyle süreç işleyecek. Ama yap-işlet-devret modelinin ortaya gelebileceği en kötü ihtimali konuşuyorum ben" dedi.
Elitaş, ihaleye girecek firmaların yeterlilik incelemesi ve şartnamenin hazırlanmasını Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı'ndan oluşan bir komisyonun yapacağını kaydetti. Danıştay'ın 2009'da Mardin ve Şırnak ihaleleriyle ilgili verdiği kararda 60 milyon Euro olan fiyatın, Genelkurmay Başkanlığının araştırmasında ortaya çıkan minimum 350 milyon dolar maksimum 3,2 milyar dolara çıktığını kaydeden Elitaş, "Fiyatın 60 milyon Euro'dan birden bire ortalama 2 milyar dolara çıkması, açıkçası burada iyi niyetli olmayan mayın lobisinin ortaya girip Türkiye'deki kaynakları birilerinin menfaatleşmek istediği bir süreç olduğunu gösteriyor. 60 milyon Euro nerde 3,2 milyar dolar nerede?" diye sordu.
İŞTE O 14 FİRMA

Türkiye'nin Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için teklif veren ancak hükümetin açıklamaktan kaçındığı 14 şirketin isimleri ise şunlar: İsrail firmaları Quadro Ltd., Maavarim Civil Engineering Ltd., International Explosive Ordnance Disposal Engineering Ltd. (IEOD) ve İngiliz-İsrail ortaklığı olan Red Wings Ltd.; İngiliz firmaları Armtrac Ltd., Bactec International Ltd., Aardvark Clear Mine Ltd., Specialist Gurkha Inc. ve MineTech Internationa; Fransız Geomines SAS; Hırvat Doging; Ukraynalı RYBD; Ukrayna-Danimarka konsorsiyumundan oluşan Scandinavian Demining Group, Ukrabarone Exp. ve Damacon Company ile Alman Reinmetall.


 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt