Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şartlar zorlaşınca namazı terk edenler misiniz? (1 Kullanıcı)

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Şartlar zorlaşınca namazı terk edenlerden misiniz?

Her nimet şükür ister. İmkân da bir nimettir. Çoğu zaman imkânın ne kadar önemli ve değerli bir nimet olduğunu anlayamayız. Onu ancak kaybettiğimizde farkına varırız. Bu anlamda imkânın şükrünü de unutmamak gerekir.
İbadetlerimizden namazın günlük hayatımızda imkânla bire bir ilişkisi vardır. Bu anlamda kimileri imkanlar içinde yüzer. Ama elindeki nimetin farkına varamaz. Fırsatların biri gelir, diğer gider; ama o, bunların kadir ve kıymetinden bihaber yaşar. Namaz kılmak için zamanı ve vakti müsaittir. İşi gücü buna engel de teşkil etmez. Namaz kıldığında onu horlayacak ya da sıkıntıya sokacak kimseler de yoktur. Mekân sorun da değildir. Namaz kılacak olsa kimse ona “Akşam kaza edersin!” de demez. Ama o sahip olduğu bu imkânı kullanmaz.

Namazını eda edenlerden bir kısım da vardır ki; normal şartların dışına çıkıldığında namazlarında aksamalar olmaya başlar. Namazını kaçıracakmış telaşına düşmez. Fırsatı varsa ya da onu namaza çağıran biri varsa ezana kulak verir. Ama bir seyahate çıktığında ya da işinde sıkıntılar yaşadığında ilk terk ettiği şey namaz olur. Önce birer birer gider vakitler. Sonra da eda edebildikleri çıkar gider hayatından. Hassasiyet soğuk bir duyguya dönüşür. Ve insan giderek kopar inandıklarından.

Namaz vakti girdiğinde içlerine kor düşenler de vardır ki; onlar için ilk fırsat, namaza gitme anlamına gelir. İşyerlerinde namaz kılmak için uygun yer yoktur. Yolculuklarında namaz kılacak yer de bulamayabilirler. Ama onlar için tek geçerli olan, “Nerede olursa olsun, vaktinde eda”ya niyettir. Bunun için kalpleri çarpar. Akılları namazdan geri duramaz.
Namazsızlığın bir domino taşı etkisi yaptığını unutmayın. Namaz, kesintisiz bir devamlılık ister. Namazı gönlünüzün nuru yapmayı ihmal etmeyin. Namazı şartlar zorlaşınca terk edenlerden olmayalım inşallah...(alıntı)
 

Leyla_Ebedi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Şub 2008
Mesajlar
331
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
18
Namaz vakti girdiğinde içlerine kor düşenler de vardır ki; onlar için ilk fırsat, namaza gitme anlamına gelir. İşyerlerinde namaz kılmak için uygun yer yoktur. Yolculuklarında namaz kılacak yer de bulamayabilirler. Ama onlar için tek geçerli olan, “Nerede olursa olsun, vaktinde eda”ya niyettir. Bunun için kalpleri çarpar. Akılları namazdan geri duramaz. Bazen namaz kılacak imkânı da bulamayabilirler. Ama o an yüreklerinde tarifi imkansız öyle derin bir ızdırap, öyle sarsıcı bir sıkıntı vardır ki; ilk fırsatta kaçırdıkları namazın edası için huzura dururlar.

NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR .. heyacanla beklenir bi an önce huzurda durmak secde zamanı ...

Allah c.c razı olsun kardeşim ..
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
mevlam sizden de razı olsun kardeşim.
konuyu okuduğunuz için teşekkür edrim.

selam ve saygılarımla.


Namaz vakti girdiğinde içlerine kor düşenler de vardır ki; onlar için ilk fırsat, namaza gitme anlamına gelir. İşyerlerinde namaz kılmak için uygun yer yoktur. Yolculuklarında namaz kılacak yer de bulamayabilirler. Ama onlar için tek geçerli olan, “Nerede olursa olsun, vaktinde eda”ya niyettir. Bunun için kalpleri çarpar. Akılları namazdan geri duramaz. Bazen namaz kılacak imkânı da bulamayabilirler. Ama o an yüreklerinde tarifi imkansız öyle derin bir ızdırap, öyle sarsıcı bir sıkıntı vardır ki; ilk fırsatta kaçırdıkları namazın edası için huzura dururlar.

NAMAZ MÜMİNİN MİRACIDIR .. heyacanla beklenir bi an önce huzurda durmak secde zamanı ...

Allah c.c razı olsun kardeşim ..
 

Y.e.K.M

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eki 2007
Mesajlar
116
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Allah hepinizden razı olsun kardeşim çok güzel bir paylaşım yapmışsınız allah hepimizden razı olsun...
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
selamün aleyküm ;

ilk bakışta çok güzel bir yazı gibi görünüyor., fakat biraz irdeleyince o kadar iyi olmadığı anlaşılıyor..

sebeb'ine gelince;

namaz'ın öneminden bahs ediliyor. fakat konuyu açtıkça işyeri'ni ve iş durumunu, namaz'ı kazaya bırakmaya geçerli bir mazeretmiş gibi sunuyor..

hemde istemeden namazlarını kazaya bırakan müslümanları bir kahramanmış gibi göstererek..

oysa ki gerçek bu değil;
fıkıhta namaz'ı kazaya bırakmayı gerektirecek durumlar belirtilmiştir..ve bunların içinde işyerinde namaza izin verilmemesi, veya iş durumunun namaz kılmaya müsait olmaması gibi maddeler yoktur..

hiç bir fıkıh kitabında; "bu sebeplerle kılamadığınız(kılmadığınız) namazları akşam kaza edersin" diye bir hüküm bulamazsınız..

iyi bilinmelidir ki; namaz Allah'ın emridir ve ahiret fiillerindendir...
bu itibar ile; kim beni rabbimin emrini yerine getirmekten men edebilir ki..?

ve hangi dünya işi.. benim ahiret hayatımın garantisi olan namazdan geri bırakabilir ki..?

teşvik olsun diye söylüyorum; bu fakir namaz kılmaya başladığından beri, iş,güç sebebi ile bir vakit namazı kazaya bırakmış değil...

işi dahada ileri götürürsek...(belki kaldıramayacaksınız ama)

normal zamanlarda namazlarını kılan bir müslüman'ın işveren(amir,patron) izin vermiyor diye namazını kılmaması.. iman'ını zedeler...zira la ilahe illallah derken allahtan başka bütün ilahlar reddedilmiştir.. ve ilah( hüküm veren, kanun koyan) olarak bir tek allah kabül edilmiştir...o halde allah'ın emrini dinlemeyip nasıl kul'unun emri dinlenir ki ...

islamda genel bir kaide'dir;

halık'a isyan olan yerde, mahluk'a itaat yoktur...

bunun izahı şudur; hiç kimsenin emri ile allahın emirleri dışına çıkılmaz..

selamün aleyküm..
 

arikurinshika

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Kas 2006
Mesajlar
79
Tepki puanı
0
Puanları
0
Selamunaleyküm ishakyakup kardeşim evet doğru bir konuya değişmisiniz aslında ama mekarim-i ahlak kardeşim de namazın kesintisiz devamlılık istediğini gönlümüzün nuru olması gerektiğini belirtmiş zaten.Namaz dinin direğidir,Allah dosdoğru namaz kılanlardan eylsin inşaallah...Allah'A EMANET OLUN..
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
aleykümselam ishakyakup kardeşim.

ben konuyu aslında sizin anlattığınız manada algılamadım.burada anladığım namazı kazaya bırakma da bizlerin bahaneleri,ve bu bahaneler ile vicdani olarak çok geçerliymiş gibi kendimizi kandırma olarak yorumladım.

sebeplerin peşine takılma ve bu sebepler aşılabilir olduğu halde tembellik ve üşengeçlik yapıp bir sonraki zaman dilimine ''yaparım,ederim'' ile aktarım anlık olarak gaflete takılma diye de düşünüyorum.

değerli yorumlarınız için mevlam razı olsun ishakyakup kardeşim.yüreğinize,ilmi bilginize sağlık.

selam ve saygılarımla kardeşim.


selamün aleyküm ;

ilk bakışta çok güzel bir yazı gibi görünüyor., fakat biraz irdeleyince o kadar iyi olmadığı anlaşılıyor..

sebeb'ine gelince;

namaz'ın öneminden bahs ediliyor. fakat konuyu açtıkça işyeri'ni ve iş durumunu, namaz'ı kazaya bırakmaya geçerli bir mazeretmiş gibi sunuyor..

hemde istemeden namazlarını kazaya bırakan müslümanları bir kahramanmış gibi göstererek..

oysa ki gerçek bu değil;
fıkıhta namaz'ı kazaya bırakmayı gerektirecek durumlar belirtilmiştir..ve bunların içinde işyerinde namaza izin verilmemesi, veya iş durumunun namaz kılmaya müsait olmaması gibi maddeler yoktur..

hiç bir fıkıh kitabında; "bu sebeplerle kılamadığınız(kılmadığınız) namazları akşam kaza edersin" diye bir hüküm bulamazsınız..

iyi bilinmelidir ki; namaz Allah'ın emridir ve ahiret fiillerindendir...
bu itibar ile; kim beni rabbimin emrini yerine getirmekten men edebilir ki..?

ve hangi dünya işi.. benim ahiret hayatımın garantisi olan namazdan geri bırakabilir ki..?

teşvik olsun diye söylüyorum; bu fakir namaz kılmaya başladığından beri, iş,güç sebebi ile bir vakit namazı kazaya bırakmış değil...

işi dahada ileri götürürsek...(belki kaldıramayacaksınız ama)

normal zamanlarda namazlarını kılan bir müslüman'ın işveren(amir,patron) izin vermiyor diye namazını kılmaması.. iman'ını zedeler...zira la ilahe illallah derken allahtan başka bütün ilahlar reddedilmiştir.. ve ilah( hüküm veren, kanun koyan) olarak bir tek allah kabül edilmiştir...o halde allah'ın emrini dinlemeyip nasıl kul'unun emri dinlenir ki ...

islamda genel bir kaide'dir;

halık'a isyan olan yerde, mahluk'a itaat yoktur...

bunun izahı şudur; hiç kimsenin emri ile allahın emirleri dışına çıkılmaz..

selamün aleyküm..
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
:evet aleyküm selam kardeşim.

mevlam razı olsun.

selam ve saygılarımla.


Selamunaleyküm ishakyakup kardeşim evet doğru bir konuya değişmisiniz aslında ama mekarim-i ahlak kardeşim de namazın kesintisiz devamlılık istediğini gönlümüzün nuru olması gerektiğini belirtmiş zaten.Namaz dinin direğidir,Allah dosdoğru namaz kılanlardan eylsin inşaallah...Allah'A EMANET OLUN..
 

ishakyakup

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2007
Mesajlar
549
Tepki puanı
21
Puanları
18
Yaş
45
Konum
Gebze
Şartlar zorlaşınca namazı terk edenlerden misiniz?

Her nimet şükür ister. İmkân da bir nimettir. Çoğu zaman imkânın ne kadar önemli ve değerli bir nimet olduğunu anlayamayız. Onu ancak kaybettiğimizde farkına varırız. Bu anlamda imkânın şükrünü de unutmamak gerekir.
İbadetlerimizden namazın günlük hayatımızda imkânla bire bir ilişkisi vardır. Bu anlamda kimileri imkanlar içinde yüzer. Ama elindeki nimetin farkına varamaz. Fırsatların biri gelir, diğer gider; ama o, bunların kadir ve kıymetinden bihaber yaşar. Namaz kılmak için zamanı ve vakti müsaittir. İşi gücü buna engel de teşkil etmez. Namaz kıldığında onu horlayacak ya da sıkıntıya sokacak kimseler de yoktur. Mekân sorun da değildir. Namaz kılacak olsa kimse ona “Akşam kaza edersin!” de demez. Ama o sahip olduğu bu imkânı kullanmaz.

Namazını eda edenlerden bir kısım da vardır ki; normal şartların dışına çıkıldığında namazlarında aksamalar olmaya başlar. Namazını kaçıracakmış telaşına düşmez. Fırsatı varsa ya da onu namaza çağıran biri varsa ezana kulak verir. Ama bir seyahate çıktığında ya da işinde sıkıntılar yaşadığında ilk terk ettiği şey namaz olur. Önce birer birer gider vakitler. Sonra da eda edebildikleri çıkar gider hayatından. Hassasiyet soğuk bir duyguya dönüşür. Ve insan giderek kopar inandıklarından.

Namaz vakti girdiğinde içlerine kor düşenler de vardır ki; onlar için ilk fırsat, namaza gitme anlamına gelir. İşyerlerinde namaz kılmak için uygun yer yoktur. Yolculuklarında namaz kılacak yer de bulamayabilirler. Ama onlar için tek geçerli olan, “Nerede olursa olsun, vaktinde eda”ya niyettir. Bunun için kalpleri çarpar. Akılları namazdan geri duramaz .yazı buraya kadar gerçekten çok güzel..fakat buradan sonrası sakata gidiyor Bazen namaz kılacak imkânı da bulamayabilirler. ama o an yüreklerinde tarifi imkansız öyle derin bir ızdırap, öyle sarsıcı bir sıkıntı vardır ki; ilk fırsatta kaçırdıkları namazın edası için huzura dururlar.buradan aşağısı ise; felakettir

Bir başka grup vardır ki; onların çalıştıkları ortam için namaz, yabancı bir terimdir. Namaza imkân bulmak neredeyse imkânsızdır. Çünkü böyle bir imkân olmadığı gibi namaz kılmak iş hayatının bitmesi ya da işinde süründürülmesi anlamına gelir.ne demek bu; işyeriniz namaz kılmanıza müsait değilse, işyerini değişirsiniz..mesleğiniz müsait değilse bırakırsınız hiç iş namazsızlığa mazeret olabilirmi? O da her fırsatı bir namaz fırsatı olarak görür. Ama her gün, kaçan vakit namazlarının acısını hisseder yüreğinde. Namazların kaçması, namazı tamamen bırakmasıyla sonuçlanacak bir netice de vermez. Ümitsizliğe kapılmaz. Duyguları da değişmez. Yaşadığı sıkıntı ve hissettiği burkuntu onu biraz daha yükseklere çıkarır. burası kırılma noktasıdır..zira sebebi ne olursa olsun namazı terk etmek haramdır...bu haramın neticesi olarak yaşadığı sıkıntı kişiye hiçbir yükseklik kazandırmaz...bilakis alçaltır..bir haramdan bu şekilde bir hayır ummak akıl kârı değildir.. bir harama düştükten sonra ki nedamet ve nasuh tevbe muhakkak günahlarını affettirir ..fakat tevbenin en önemli şartı bir daha işlememeye kesin karar vermektir..bu yazıda anlatıl dığı gibi mutat hale gelmiş bir haram'ın(namazı terk) tevbesi asla kabül değildir..bir örnek verirsek; her düğünde içki içen bir adamın, içki içtiği bir düğünden sonra bir daha ki düğünde tekrar içki içeceğini bilerek tevbe etmesi tabii ki kabül değildir...tevbesinin kabül olması için, önce bütün kalbi ile; bir daha ne düğünde nede başka bir zaman içki içmeyeceğine kesin kararlı olmalıdır..Allah ancak böyle bir tevbeyi kabül eder

Namazsızlığın bir domino taşı etkisi yaptığını unutmayın. Namaz, kesintisiz bir devamlılık ister. Namazı gönlünüzün nuru yapmayı ihmal etmeyin. Namazı şartlar zorlaşınca terk edenlerden olmayalım inşallah...(alıntı)


umarım daha açık olmuştur..

selamün aleyküm
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
aleykümselam kardeşim ishakyakup.
ALLAH biliyorki böyle bir açıklama bekliyordum.ishakyakup kardeşim boşa kürek çekip gereksiz laf etmez.

mevlam razı olsun.ilminize,yüreğinize sağlık olsun.konu içerik olarak çok kıymetli oldu.paylaşımın sonuna doğru farkedilen hatalı kısımlar yerli yerinde açıklamalar ile sağlaması yapılarak yönlendirme ve bilgilendirme olarak bizleri hatta yazan kardeşimizi vebalden kurtamış oldu bu benim şahsi düşüncem yazılanlara itimat ediyorum.

selam ve saygılarımla mevlama emanet olun kardeşim.


umarım daha açık olmuştur..

selamün aleyküm
 

barbaros58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ocak 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
ALLAHA itaat etmeme hususunda kimseye itaat etmek yoktur.selam ve dua ile
 

barbaros58

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ocak 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
67
beş vakit namazını kılanları affedeceğime dair vaadim vardır.namazını kılmayanlar için hiçbir vaadim yoktur.hadisi kutsi.namazlarını kılanlar için affedileceklerine dair cenabı hak söz vermiş ALLAH CC sözünden dönmez. sözü haktır.selam ve dua ile
 

Mekarim-i Ahlak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
515
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
yorumlarınız için teşekkür ederim.

selam ve saygılarımla.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt