Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Salih Mirzabeyoglu kimdir? (3 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan ceylin2009
  • Başlangıç tarihi
C

ceylin2009

Salih Mirzabeyoğlu Kimdir?

Aslen Bitlis'li... 10 Mayıs'ta Erzincan'da doğdu. Eskişehir'da Fatih İlkolulu (1962), Mehmetçik Ortaokulu (1965) nu bitirdi (1968). 15 yaşında, Eskişehir'de lise öğrencisi iken Necip Fazıl'la tanıştı. Bu yaşlarda davasına gönül verdi ve eserleri (Yazı ve şiirleri ) yayınlanmaya başladı. Babıali'de Sabah (1965)... Atatürk Lisesi 1968 de biter.


Akinci Güc...

AKINCI GÜC hareketini kurdu. Daha sonra yayıncılık ve yazarlıkla uğraştı. Gölge (1975-78), Akıncı Güç (1979), Büyük Doğu-Rapor ( 1979-80), geniş gençlik kitlelerinin onu tanımaya başladığı yayınlardır. 1979-1980 yıllarında, Necip Fazıl'ın Rapor isimli dergilerinde ideolojik-politik perspektiflerini yazdı. Selefi’nin ‘halef’i olacağının işaretlerini verdi.


Necip Fazıl Sonrası:

Mayıs 1983 de Kısakürek ‘Azrail’e Hoşgeldin’ dediğinde Salih 33 yaşlarındadır. ‘33 yıl işleyen saatler’ kesişir onunla... Necip Fazıl'ın vefatından sonra, 1984 yılında İBDA'yı kurdu. 1999 yılına kadar kırktan fazla eser vererek İbda Külliyatı'nı oluşturdu...


O’nun Cinnet Müstail’i: /5 Aralık 1999:

‘3500 civarinda asker karsisinda eli kolu bagli bir esir huviyetiyle 67 kisiyle kazanilan ve tarihte esine belki birkac kez rastlanan yahut hic rastlanmayan meshur 5 Aralik 1999 zaferi!.. ki 25 Ocak 2000'de ikinci ve sahsimizin da (H.S) yaralandigi saldiridan once askerlere silahini cekerek bir tehdid konusmasi yapan subay soyle demistir: "150 yillik jandarma, tarihi boyunca 5 Aralik'taki gibi bir hezimet yasamadi, onlari iceriden ya olu ya diri mutlaka cikaracaksiniz, yoksa sizi ben gebertecegim!"...

SM Kartal'da yatarken ugratildigi suikastin niteligi artik "tamamen" tesbit ve teshir edilmistir... Mutefekkir, Kartal F Tipi'nde bir NSA-Genelkurmay ortak operasyonu olarak bu suikaste ugratildiginda bulundugumuz hucrede biz sadece sunu dusunduk: Acaba kendisine bunu nicin yaptilar?.. Ve buldugumuz cevab kesindi: Islamin Dünya hakimiyetini saglayacak "potansiyel"i besbelli; bu "yilan"in basini daha kucukken ve henuz bircogu bu niteligini farkedememisken "hemen" ezmek!.. Cildirtmak, intihar ettirtmek ve etrafa donup: "Siz de bunu kurtarici saniyordunuz, bakin yalnizca bir usutuk, bir meczub bu!"... Ve onun intihari, aslinda bir "intihar" degil bir "intihar eylemi"dir ki zamani gelince "tarih" bunu olanca berrakligiyla yazacaktir!.. Ve bu tum bu hususlar bizim icin o kadar asikardir ki, icracilarinin ham hayallerinin tersine (bugun 2003) Irak'ta da olduğu gibi!) bu akilalmaz suikasttten sonra "tek" bir fikir baglimiz bile davasindan vazgecmemistir!.. Davalarinin azametini ugradiklari saldirinin azametiyle "tahkik" etmis olarak daha bir bilenmis, benzersiz bir gayret ve sadakatle birbirlerine kenetlenmislerdir!..

Bir döneme damgasını vuran "İbda-C"lerden tamamen ayrı bulunmasına ve illegal hiçbir eylemde rolü olmadığı ifade edilen, fikir-sanat-aksiyon mihrakı "İbda"yı temsil eden Mirzabeyoğlu, engizisyon mahkemelerini geçen bir barbarlıkla idamla yargılanmıştır. Bir grup arkadaşiyla birlikte Bolu F Tipi Cezaevi'nde ömür boyu hapse mahkum.


Misyonu:

Salih kendisini, Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu kanatları ile uçan bir su kuşuna benzetir. 42 eserden oluşan İbda Külliyatı, entellektüel bir çabanın ürünü.. O klasik "ulema" şablonunun dışında olduğu kadar, Batı'nın kavramlarına teslimiyetçi "modern müslüman aydın" tipolojisine de aykırıdır. Taraftarları onu böyle anarlar. Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu kanatları arasında kendi kavramlarını üretebilmiş orjinal bir mütefekkir ve ideolog. En önemli bir özelliği de, sadece yazan değil, yazdıklarını hayata geçirme mücadelesi veren bir aydın.


Çeşitli Görüşleri:


BÜYÜK DOĞU OKULU

"İdeali aramayla toprağa bağlanma arasındaki bir berzahta kıvranan insanoğlunun "oluş" ıstırabını, İslâmın hakikatine nisbetle heykelleştiren adam!.." S.M.

İBDA OKULU

"Nasıl ki doyurulmayan açlık bir müddet sonra, açlık hissinin iptali ve neticede ölüme yol açıyorsa, okuma ve fikretme davası için de aynı şeyler sözkonusu. Açlık bir yana, hiç olmazsa böyle olabilmenin özencinde olsa gençler. İnsan olma özenci." S.M.

BASYÜCELİK DEVLETİ

"İslâm dünyasının bugün derece derece benimsemesi, benimsetmesi ve kavgasını yapması gereken husus, Birleşmiş Milletler Teşkilâtı’nı reddetmek; bizim için de buna ek olarak Avrupa Ortak Pazarı’na girilmesine şiddetle karşı çıkmaktır... Bunun, başkasının “ol!” dediği şeye sadece “olmam!” demekten ibaret aciz bir tavır belirtmemesi için tek tezi de, bizim “Başyücelik Devleti” modelimizdir; yani, Büyük Doğu-İbda anlayışının otoritesini benimsemek ve hâkim kılmak!.." S.M.

KÜLTÜR-İRFAN

"Hikmet planındaki düşünce, hakikatin sürekli hizmetine adanmış olan bir hizmet türüdür." S.M.

SANAT-EDEBİYAT

"Eğer, şuur seviyesinin her değişiminde gerçeklik seviyesinin de değişmesi ve sanatın görünümlerinin “sıradan varoluş”a nisbetle daha yüksek bir varoluşa karşılık olmasını gözönünde tutarsanız, sanatçı, hamurunu veya çamurunu istediği yerden alabilir, bütün kıymet, ona üflediği ruh ve nefeste..." S.M.

KADIN-AŞK-AİLE

"Kadın ve Erkek “insan”ın temsilcileri olarak, kadın ve erkek olma keyfiyetinin istidadına sahib olarak, bunun gerektirdiği vücut biçimiyle dünyaya gelir; ve, KADIN ve ERKEK OLUNUR." S.M.

DEVLET VE TOPLUM

"İslâm'da devlet, Hakk'ın fertlere biçtiği hakları dağıtmak bakımından kölelerin en zayıfı, yine Hakk'ın fert üzerindeki haklarını toplamak bakımından da ağaların en kuvvetlisidir." S.M.

FELSEFE

"Düşüncenin, insanlara, yaşamaya başlarken de, ölüme doğru giderken de söyleyecekleri vardır." S.M.

MİTOLOJİ-DİNLER TARİHİ

"...hangi soydan olursa olsun her türlü hadise, kaba inkar ve kaba kabule düşmeden ve en hassas imbiklerden süzülmek şartiyle, sadece Şeriat içinde gerçek yerini, değerini ve hakikatini bulur..." S.M.

İLİM VE FEN

"Madde mevzuunda yalnız tasavvurlar var; yani tarifler, tek kelimeyle işaretler. Bir süre tariflerine uygun olarak var sayılıyorlar, ardından bir önceki kavramı yere çalan bir buluş geliyor. Madde mi değişmiş oluyor, yoksa gerçekliği mi zayıflıyor?" S.M.

DIŞ POLİTİKA

"Açıkça söylemek gerekirse biz, Amerika ve Batı'nın güçlü devletleri karşısında iktisadî, askeri ve tabiî ki siyasî mahkumiyetleri olan her ülke gibi, onların kararlarında sadece figüran roller alma durumundayız..." S.M.

SİYASET

"Bütün faaliyetler, iktidarı hedef alması ve kendini sosyal-siyasi bütün içinde izah edebilmesi ile mânâ kazanır." S.M.

EHL-İ SÜNNET

"Güya İslâm adına çırpıştırılmış fikirlerden kurulu köpek kulübesi cinsinden uyduruk oluşumlar bir yana, kelimenin gerçek anlamıyla insan ve toplum meselelerini kuşatıcı İslâmî bir dünya görüşü, ancak "Ehl-i Sünnet" itikadıyla mümkündür; Büyük Doğu-İbda, bu davanın hem tespitçisi ve hem de dünyada "İslâm'ı eşya ve hadiselere tatbik" mevzuundaki tek "sistem" terkibidir!.." S.M.

"DOST STRATEJİ"DEN

"Batının demokrasiyi dayatması, herkesin eşit olarak haklardan istifade edeceği bir dünya bütünlüğü için değil, George Orwell'in ünlü eseri "Domuzlar Diktatoryası"nda geçtiği gibi, "hepimiz eşitiz ama, bazılarımız biraz daha eşit" anlayışı çerçevesinde bir düzene boyun eğdirme zorbalığıdır. Birleşmişler Milletler Teşkilatı, bizzat Güvenlik Konseyi'nin yapısı ile bir "Domuzlar Diktatoryası" olduğunu göstermektedir. Güvenlik Konseyi'nin "veto hakkı" olan üyeleri arasında niçin bir tane bile halkı müslüman ülke yok?.. Rejimi İslâmî olmadığı halde bile, halkı müslüman ülkelerin yeri pabuçluk!.." S.M.







(...)(Allah'a) teslim olmuş nebiler onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb'e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah'ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat'ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu halde siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEYENLER KAFİRLERİN TA KENDİLERİDİR.. Maide suresi 44. ayet
[/B]
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

Yeşilırmak

Gözyaşı yüklü bulut toprak altında kaynak
Sakarya`nın derdine kıvrılır Yeşilırmak

Bizdendir onun âşkı emanet ve anahtar
Benzerler benzeşirler zamanı işte akar

Nasıl ki ALLAH emri O ol deyince olur
Yeşilırmak nefsinde emre uyarken budur

Fikir aşk ve hürriyet ayrılmazlar güzelden
Sırrı malûm sırrında sözleşmişler ezelden

O ki güneşe ayna akis kapan bir görgü
Yıldız yıldız kıvılcım yeni çağda bir örgü

İşte düğümün ucu işde insan ve toplum
Sakarya`nın kalbinde zaman ölçümü buldum

Ne varlık ne de oluş yok da yoktu bir zaman
Ruhum eşyadan gafil ne zaman ne de zaman

Hayat dediğin masal çırpınan suyun sesi
Tek marifet dünyada harcamamak nefesi

İmân sahici imân ateş hattında koşu
Bir günü bir gününe eş olmama buluşu

Yeşilırmak`da hamle sahibi ona kefil
Sakarya`nın ruhunu lif lif açan yeni dil

Fikir fiil ve sanat tek gaye gerçek emek
Bütün dava olmakta ALLAH`a görünerek

Budur insan rüyâsı gecenin yarısında
Karayılan yelkovan ve akrep arasında

İnkılâba dayanmış saatler döne döne
Büyük Doğu bayrağı İBDA ile en öne

Mânâsını öğrenmiş kurtuluş alayları
Hakikat çevresinde şehitlik adayları

Toplum nedir bilmişler inananlar elele
Sümüklüler kovulmuş ayıklanmış hergele

-`Selam size akıncı!`-`Size selam!` iâde
Doğruyu ALLAH bilir bizce tamadır vâde


1984

Salih Mirzabeyoğlu

Sakarya
SAKARYA TÜRKÜSÜ

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: ALLAH bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık ALLAH yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

N.Fazıl KISAKÜREK
Allahcc yar ve yardımcınız olsun ceylin gönüldaş...
Allahcce emanet olasınız...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM....DUA...
 

Emanet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
3,573
Tepki puanı
32
Puanları
48
Yaş
38
ALLAH razı olsun kardeşim..
bu şahısı tanımıyordum..kimkimdir kardeşimin adını kullanmasından sonra merak ettim ama hiç araştırma fırsatım olmamıştı..çok merak ediyordum..sende özetlemişsin hayatını...en çok etkilendiğim kısım Üstad necip fazılla beraber aynı yolda olması...bağlantıları olması...
değerli bir şahsiyet...
paylaşımın için teşekkürler...
RABBE emanetimsin...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

AYDINLIK SAVAŞÇILARI
düşmanın üstüne gidemiyorsan eğer
eğer "yaradandan" çok korkuyorsan ondan
kölece de olsa yaşama tutkun
aşkınsa yaradana sevginden

ve fikir dediğin eğer
kaçanın can simidi
kuş tüyünden bir yataksa
öfkeden ıraksa
sığınaksa
ve inanç dediğin
yürüyeni durdurmaksa

sen! kötü kadından beter
git kuyruk salla düşmanına
yaran, zararsızlığını göster
ve seyret elde silah döğüşeni

SALİH Mirzabeyoğlu..
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ibdaokul.jpg

gokbayrak_sm.jpg

ustadkirmizi.jpg
273886.jpg
273863.jpg
273884.jpg

284415.jpg
284415.jpg

279163.jpg
smir.jpg
255573.jpg
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
SAKALINI ZORLA KESMEKLE OLMAZ YİĞİTLİK...
ZİNDANDA MÜCAHİDE, KÖPEK GİBİ SALDIRMAKLA OLMAZ...
YARA-BERE İÇİNDE BIRAKMAKLA OLMAZ...
BU DAVA HZ MUHAMMEDDEN MİRAS KALDI BİZLERE...
DÖNMEYİZ CANIMIZI FEDA EDERİZ...
SADECE VE SADECE ŞERİAT HÜKMEDENE DEĞİN SÜRECEK BU CİHAD...
VATANIMDA İSLAM DÜŞMANI BAYKUŞLARIN DİLİ KESİLENE DEĞİN...
AKIN BAŞLADI SÜRER..
HANGİ KAHPE DÜŞLERİ SAKLARSA SAKLASIN GECE...
NE ZINDAN KORKUSU...
NE ÖLÜM KORKUSU...
1999 DAN BERİ CEZAEVİNDE O...SUÇU İSLAMIN HAKİM OLMASINI İSTEMEK...
O SUÇA CAN KURBAN...
Allahım..
Yolun üzerinde ayaklarımızı sabit eyle...
ŞEHADETİ NASİP EYLE...
DÜŞÜRME NEFSİN PUSUSUNA...
 
C

ceylin2009

Bende kim oldugunu bilmiyordum burda duydum,arastirdim ismini okudugumdada ilk sorum S. Mirzabeyoglu Kim dedim ve inaniyorumki benim gibi tanimayan cok kisi aynisini sormustur ,umarim biraz olsun katkida bulunmusumdur..bu arada ne alaka denilcek ama bir SAKARYALI olarak siirleri okuyunca daha bi duygulandim...yorumlariniz icin tesekürler




Allah yar ve yardimcimiz olsun
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
:a29:
Bende kim oldugunu bilmiyordum burda duydum,arastirdim ismini okudugumdada ilk sorum S. Mirzabeyoglu Kim dedim ve inaniyorumki benim gibi tanimayan cok kisi aynisini sormustur ,umarim biraz olsun katkida bulunmusumdur..bu arada ne alaka denilcek ama bir SAKARYALI olarak siirleri okuyunca daha bi duygulandim...yorumlariniz icin tesekürler




Allah yar ve yardimcimiz olsun
cicek1_jpg.jpg
gencanadolu_1237460457.jpg

BESMELE...SELAM...DUA...
Katkınız için candan teşekkürler gönüldaş...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Bizim Şarkımız

Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim

Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim

Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...

Necip Fazıl Kısakürek
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yaran kabuk tutmasın her an deş tazelensin!
Sen ağla gafil gülsün, nadan yelpazelensin!NFK
 

Aşk Kadar siyah

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Haz 2009
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
"Aslen Bitlisli" mi? bu bilgi doğru mu acaba cevab verirseniz memnun olurum.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"Aslen Bitlisli" mi? bu bilgi doğru mu acaba cevab verirseniz memnun olurum.
Doğum yeri Bitlis olmakla birlikte HZ Halid Bin Velid ra hazretlerine dayanan bir silsilesi var...
İsmini Said-i Nursi hazretleri vermiş....
Ayrıca bir koldan da seyyid veya şeriflere varan bir silsilesi mevcut...
BESMELE...SELAM...DUA...
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Selamun aleyküm, emeğinize sağlık.

Bir gönül dostuydu bize hatırlattığınız. Ben o'na ''gönül dostu'' diyorum.

Selametle..
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Selamun aleyküm, emeğinize sağlık.

Bir gönül dostuydu bize hatırlattığınız. Ben o'na ''gönül dostu'' diyorum.

Selametle..
Aleykümselam kardeşimiz...
Gönüldaşıma gönülden selamlar...
İŞİMİZ GÖNÜLDEN GÖNÜLE...
BİZİM PEYGAMBERİMİZ GÖNÜL PEYGAMBERİ...
ALLAHIMIZ YERE GÖĞE SIĞMAM-KULUMUN GÖNLÜ MÜSTESNA BUYURUYOR...
Allahcc ferasetinizden bizlere pay nasip eylesin kardeşimiz..
Allahcc yar ve yardımcınız olsun gönüldaşımız...
Allahcce emanet olasınız...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM...DUA...
mirzabeyo%C4%9Flu.jpg
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Aleykümselam kardeşimiz...
Gönüldaşıma gönülden selamlar...
İŞİMİZ GÖNÜLDEN GÖNÜLE...
BİZİM PEYGAMBERİMİZ GÖNÜL PEYGAMBERİ...
ALLAHIMIZ YERE GÖĞE SIĞMAM-KULUMUN GÖNLÜ MÜSTESNA BUYURUYOR...
Allahcc ferasetinizden bizlere pay nasip eylesin kardeşimiz..
Allahcc yar ve yardımcınız olsun gönüldaşımız...
Allahcce emanet olasınız...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM...DUA...
mirzabeyo%C4%9Flu.jpg



Aleyküm selam gönül dostu, gönlümün dostuna selamlar olsun kucak dolusu...
Gönüllerimizi aşkı ile dolduran, dilimizi zikri ile süsleyen, alnımızı secde ile şereflendiren Allah'a c.c. her hal üzere hamd olsun.
Rabbim c.c. Gönül dostlarımızın hedeflerine son sürat ile koşmalarını nasip etsin inşallah.
Dualarımdasınız.. Selametle..

İdrak konforu şiir zevke ifâde imkân
Size kirâya verdim bu hâneyi tüttürün
Umarım ki sevilir ucuz sunduğum mekân
Güzel güzel yerleşin berbat olmasın mülküm

S.Mirzabeyoğlu
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Aleyküm selam gönül dostu, gönlümün dostuna selamlar olsun kucak dolusu...
Gönüllerimizi aşkı ile dolduran, dilimizi zikri ile süsleyen, alnımızı secde ile şereflendiren Allah'a c.c. her hal üzere hamd olsun.
Rabbim c.c. Gönül dostlarımızın hedeflerine son sürat ile koşmalarını nasip etsin inşallah.
Dualarımdasınız.. Selametle..

İdrak konforu şiir zevke ifâde imkân
Size kirâya verdim bu hâneyi tüttürün
Umarım ki sevilir ucuz sunduğum mekân
Güzel güzel yerleşin berbat olmasın mülküm
S.Mirzabeyoğlu
ALLAHCCe emanet olasın kardeşimiz...
O EN GÜZEL VEKİLDİR...
BESMELE...SELAM...DUA..
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
hasgül gönüldaş ve dahi kardeşime...

GENÇLİĞE HİTABE

Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik...

"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...

Devlet ve milletinin 7 asırlık hayatında dört devre...

Birincisi iki buçuk asır... Aşk, vecd, fetih ve hakimiyet...

İkincisi üç asır... Kaba softa ve ham yobaz elinde sefalet ve hezimet...
Üçüncüsü bir asır... Allahın, Kur'an'ında "belhümadal - hayvandan aşağı" dediği cüce taklitçilere ve batı dünyasına esaret... Ya dördüncüsü ?...

Son yarım asır!.. İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde plânında kurtarıldıktan sonra ruh plânında ebedi helake mahkumiyet...

İşte tarihinde böyle dört devre bulunduğunu gören... Bunları, yükseltici aşk, süründürücü satıhçılık, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi...

Beşinci devrenin kapısı önünde nur infilakı yeni bir şafak fışkırışını gözleyen bir gençlik...

Gökleri çökertecek ve son moda kurbağa diliyle bütün "dikey"leri "yatay" hale getirecek bir çığlık kopararak "mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...

Dininin, dilinin beyninin, ilminin, ırzının,evinin, kininin, kalbinin dâvacısı bir gençlik...

Halka değil, Hakka inanan, meclisinin duvarında "Hakimiyet Hakkındır" düsturuna hasret çeken, gerçek adâleti bu inanışta bulan ve halis hürriyeti Hakka kölelikte bilen bir gençlik...

Emekçiye "Benim sana acıdığım ve seni koruduğum kadar sen kendine acıyamaz, kendini koruyamazsın.! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başı boş bırakılamazsın!" diyecek...

Kapitaliste ise "Allah buyruğunu ve Resul emrini kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecek...

Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...

Bir buçuk asırdır türlü buhranlar içinde yanıp kavrulan ve bunca keşfine rağmen başını yarasalar gibi taştan taşa çalarak kurtuluşunu arayan batı adamının bulamadığı, Türk'ün de yine bir buçuk asırdır işte bu hasta batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını, her sistem ve mezhebe ortada ne kadar illet varsa devasının ve ne kadar cennet hayâli varsa hakikatinin,İslâmda olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslâm âlemine ve bütüıı insanlığa model teşkil edecek bir gençlik...

"Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakmadan fert fert "ben varım!" cevabını verici, her ferdi "benim olmadığım yerde kimse yoktur!" fikrini besleyici bir dâva ahlakına kaynak bir gençlik...

Can taşıma liyakatini, canların canı uğrunda can vermeyi cana minnetsayacak kadar gözü kara ve o nispette usule, stratejiye uygun bir gençlik...

Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik...

Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, demagog politikacısı,çıkartma kâğıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, takma diş fabrikası, fuhuş albümü gazetesi,mümin zindanı mâbedi, temeli yıkık ailesi, hasılı kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldağı zehirli tesiri üzerinden atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, destanlık bir meydan savaşı içinde ve bu savaşı mutlaka kazanmakla vazifeli bir gençlik...

Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski mümin nesillerden hiçbirini beğenmeyecek, onlara "siz güneşi ceplerinizde kaybetmiş marka müslümanlarısınız !

Gerçek müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek müslümanlığın "nasıl" ını ve "ne idüğü" nü her haliyle gösterecek bir gençlik...

Tek cümleyle, Allahın, kâinatı yüzü suyu ,hürmetine yarattığı Sevgilisinin fezâyı bütün yıldızlariyle manto gibi saran mukaddes eteğine tutunacak, ve O'ndan başka hiçbir tutamak,dayanak, sığınak tanımayacak ve O'nun düşman larını ancak kubur farelerine lâyık bir muameleye tâbi tutacak bir gençlik...

İşte bu gençliği, bu gençliğin ilk filizlerini karşımda görüyorum.Şekillenmesi,billurlaşması için 30 küsur yıldır, devrimbazlık kodamanların viski çektiği kamış borularla kalemime ciğerîmden kan çekerek yırtındığım, paralandığım ve zindanlarda süründüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allaha hamd etme makamındayım.

Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim şudur:

Tabutumu öz ellerinle musalla taşına koyarken, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymayı unutma ve bunu tek vasiyetim bil!

Allahın selâmı üzerine oIsun...

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!..

Necip Fazıl
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

GenÇlİĞe Hİtabedİyorum - Salİh MİrzabeyoĞlu
Belli başlı bir ideolocya temeli üzerine oturtulmuş, her ferdinin tek kıbleye dönük olduğu, bütün iş bölümlerinin bir saat nizamiyle çalıştığı, herkesin ve her işin maddî ve manevî hakkını tam aldığı, mükemmel ve müesses cemiyet; kısaca, fildişi kaldırımlarda, fildişi sokaklarda giden, hiç birbirine çarpmayan, herbiri birbirinin emrinde ve Allah korkusu altında, herbiri bugün ölecekmiş gibi iki büklüm ve yine herbiri hiç ölmeyecekmiş gibi dimdik insanların cemiyeti...

Sen, bu ideali gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâ mahkűmsun!

Büyük fikir, İslâmın saffet, asliyet ve tamamiyetinden zerre feda etmeksizin bizzat İslâmı anlama ve anahtarın kumdaki yatağı gibi ona uyma mânâsına yepyeni bir idrake kavuşmak, "İslâma muhatap anlayış" davasıdır. Bunu anlamak, öz keşifleri içinde müflis ve yeni bir din arama yolunda perişan insanlığa anlatmak; cihanı kaldıracak manivelânın dayanak noktasını Türkiye kabul etmek, oradan İslâm âlemine, oradan da topyekûn beşeriyete el atıcı muazzam bir plâna sahip olmak...

Sen, ideali aksiyona döndürmek ve aksiyonu idealleştirmek gibi zorların zoru bu içiçe işi gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâ mahkűmsun!

Bu dava etrafında saflarını halkalayabilmen için mutlaka iki müessire ihtiyaç var:

RUH VE ONUN EMRİNDE KOL!.. DÜĞÜM BURDA!..

Her oluşa hakim kanun olarak belirtebiliriz ki, suyun oksijen ve hidrojeni gibi, fikir ve hareket cevherlerinin birleştiği yerde gökler bir anda suyla dolar ve yeryüzü feyzle taşar.

Allah Resűlünün kötülüklere karşı mücadelede kademe kademe aletlerini işaret buyurdukları emri hatırlayınız... Birinci derecede el; yani fiil... İkinci derecede dil; yani ihtar... Üçüncü derecede kalb; yani nefsini muhafaza... En aşağı derece de üçüncü derecede gömülüp orada mahfuz kalmak...

İyiyi yapmak ve getirmek, kötüye mani olmak ve defetmek mükellefiyeti, bu iki müessiri teşkilâtlandırmak zaruretini izaha yeter!

Tarihin çöküntü sahifelerinde kendisine misâl aramanın değil, tarihe destanlık çapta yeni bir felâket örneği vermenin mevzuu şartlar içinde, takip edeceğin strateji şudur:

Davayı, estetik, diyalektik, ideolojik ve politik sahalarda beslemek ve ocaklaştırmak... Meydana gelemeyişlerin sırrını kendi "antitez"inde göstermek ve ortada ne kadar zaaf varsa davan lehinde semerelendirmek... Asla küçük ve bücür oluşlara ve erişlere yanaşmamak, sahte tesellilere miskinliğe kapılmamak... "Hepçilik"ten vazgeçmemek ve zerrece taviz vermemek... Strateji ve taktik dilinden anlamak ve taviz vermemeyi öküzlük etme sanmamak... Millet tarlasını, ünüformalı ve ünüformasız genç fidanlar ve yeni ekinler halinde donatmak... Yepyeni bir diyalektikle muazzam bir kültür ve telkin savaşına girişmek, gerektiği yerde gerekeni yapmak, sır dolu bir strateji yolundan istikbalini hazırlamak...

Sormak makamındayım ki, aynada çehresini seyreden ve zamanda gayesini işleyen BÜYÜK DOĞU, aslın gölgeye kendisinden daha yakın olması hikmetiyle her sahada muhatabından neyi ister? Büyük Doğu'nun muradı ve İslâmcı mücadelenin hayatî suali budur... Her sahada bunun cevabını ver!
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
GENÇLİĞİN CEVABI





[FONT=times new roman,serif]İnsanımızın iptal edilmiş hislerini iade etmek üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]İnsanımızın mefluç ruhuna ve maddesine hayat nefhasını üflemek üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Tepetaklak devlet ehramını yerli yerine oturtmak üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]İnsanımızın muhtaç olduğu ahlâkı bir şahmerdan baskısiyle dışardan içeriye doğru mühürlemek üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Devlet ve mahkemede insanı bileklerden kelepçelerken, mektep ve ailede vicdanından kelepçeleyici adalet sistemini mahyalaştırmak üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Bütün insanlığın, farkında olmadan beklediği devlet ve cemiyet nizamını, münadilerle meydan meydan haykırmak üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]İnsanımızı çiğköfte yaparcasına düşünce teknesinde pişinceye kadar yoğurmak üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]İlimde, fende, fikirde, sanatta, her şeyde, Peygamber ne dediyse gerçeğin ve toplamın onda olduğunu ve sayıları o yekûne uydurmak gerektiğini öğretmek üzere...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Tarihimizi lif lif ayıklamış ve sahte kahramanları gerçeklerinden ayırmış olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Allah için buğz ve Allah için aşk ölçüsüne uygun şekilde, baş nefret kutbu ile baş muhabbet kutbunu tayin etmiş olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Batı dünyasını bütün oluş sırları ve olamayış hikmetleriyle süzgeçten geçirmiş olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Bâtıl olanı güzelleştirmeyi bilen Batıya karşılık, Hakkı çirkinleştirmeyi beceren kaba softa ve ham yobaz tipini, kökünden budayıcı idrake ulaşmış olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]En çarpıcı ve cezbedici estetik ölçüleriyle pırıldamak zevk ve gayesine ulaşmış olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Batının baş çilesi, insanoğlunu Homongolos'a çevirici makine bilmecesini en derinden çözmüş olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Bir kuzu öksürse ağlayacak kadar rikkat sahibiyken, binlerce insanı gözünü kırpmadan ipe çekmeyedek prensip iradesine ve irade prensibine malik olarak...[/FONT]


[FONT=times new roman,serif]Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü bir nesil istiyordun...[/FONT]



[FONT=times new roman,serif]GELİYORUZ... BUNA MEMURUZ!.. MECBURUZ BUNA!..[/FONT]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt