Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Salih kimseler hakkında aşırı gitmek (1 Kullanıcı)

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Salih kimseler hakkında aşırı gitmek


Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Ev kitap ehli! Dininizde aşırı gidip ölçüyü aşmayın." (Nisa: 4/171)

"Dediler ki: 'Sakın ilahlarınızı bırakmayın. Hele Vedd, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nasr'ı asla terketmeyin." (Nuh: 71/23)

Bu ayeti kerime ile ilgili olarak İbn Abbas (r.a.) diyor ki:

"Vedd, Suva, Yeğus, Yeuk ve Nasr, Nuh kavminde yaşıyan salih kişilerin adları idi. Bunlar ölünce şeytan, insanlara bunların hatıralarını devam ettirmek için yaşadıkları yerlere heykellerini dikmelerini ilham etti. Onlar da bunu yaptılar ve diktikleri heykellere onların isimlerini verdiler. Önceleri bunlara tapan yoktu; fakat onları dikenler öldükten sonra zamanla haklarındaki bilgiler ve heykellerin dikiliş gayeleri unutuldu ve insanlar bunlara tapmaya başladılar." (Buhari Tefsir: 71/3)

İbni Kayyım sahabenin pek çoğunun bunlar hakkında:

"Bu salih kişiler öldükten sonra insanlar bunların kabirlerinde ibadet etmeye başladılar. Sonra unutulmasın diye heykellerini diktiler, resimlerini yaptılar. Bir süre sonra bunlara tapmaya başladılar." dediklerini naklediyor. Ömer (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Hristiyanların İbni Meryem'i batıl üzere övdükleri gibi siz de beni övmekte aşırı gitmeyin. Şüphesiz ki ben bir kulum. Öyleyse benim için Allah'ın kulu ve Rasulü deyin." (Buhari Enbiya: 48. Darımi Rıkak: 6S. Ahmed: 1/21-24. 47.)

İbni Mesud'un rivayet ettiği hadiste Rasulullah (s.a.v.):

"Aşırı gidenler mahvoldular" buyurmuş ve bunu üç defa tekrar etmiştir. (Nesai Menasık: 217. İbn Mace Menasik: 63. Ahmed Müsned: 1/215. 347. İbn Hıbban Mevarid. 1011. Hakim Müstedrek: 1/466. Elbani Ahadisussahiha: 1283.)

İbni Abbas'ın rivayet ettiği hadiste Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Sakın aşırı gitmeyin. Sizden öncekilerin helak olmalarının sebebi aşırı gitmeleri olmuştur." (Müslim İlim: 7. Ahmed: 1 386. Ebu Davud Sünnet: 5.)

İstifadeler...

1 - Bu ve bundan sonraki bölümleri anlayan kimseler bugün insanların İslam'ın esaslarına yabancı kalmalarının sebebini anlarlar. Kalplerinin İslamdan nasıl yüz çevirmiş olduğunu rahatlıkla görebilirler.

2 - Yeryüzünde meydana gelen ilk şirk, salih kişiler hakkında aşırı davranışlar sebebiyle ortaya çıkmıştır.

3 - İnsanlar kendilerine gönderilen rasullerin getirdiği dini, Allah'tan olduğunu bildikleri halde ya inkar ederek ya bazı şeyleri değiştirip ilk hali üzere bırakmayarak ya da rasullerini ilahlaştırarak tahrif etmişlerdir.

4 - İlahi emirlere ve fıtrata ters olmasına rağmen insanlar arasında yanlış inanışlar yerleşebilir.

5 - İnsanların yanlış işler yapmalarının sebebi, hakkı batıldan ayıramamaları, bunları birbirine karıştırmalarıdır. Bunun ilk nedeni de, salih kişilere duydukları temiz; fakat aşırı sevgidir. Sonrakiler, kendilerinden önceki kimselerin yaptıklarını anlayamadıkları için, onların amaçlarından saparak batıla sürüklenmişlerdir. Bunu bize İbni Abbas'ın rivayet ettiği, Nuh (a.s.) zamanındaki insanların şirke düşme sebepleri çok açık bir şekilde göstermektedir.

6 - Nuh süresindeki ayet sahabelerin sözleriyle açıklığa kavuşmuştur.

7 - Haktan uzaklaştıkça kalbin batıla daha çok sürüklenmesi insanın fıtratında var olan bir özelliktir.

8 - Alimlerin söyledikleri "Her bid'atte küfre giden bir yol vardır." sözü çok doğru bir sözdür.

9 - Şeytan iyi niyetle yapılan bid'atın bile küfre yol açabileceğini bilir.

10 - Genel kaide olarak şunu bilmek gerekir ki; İslam'da aşırı davranışlar menedilmiştir. Çünkü bunlar insanı mutlaka kötü bir sona götürür.

11 - Onlardan şefaat istemek gayesiyle olmayıp, sırf sevap olduğu düşüncesiyle bile olsa, salih kimselerin kabirlerini ziyaret etmek asla doğru değildir. (Belli bir kabir seçmemek şartıyla ölümü hatırlamak için şeriata uygun bir şekilde kabirleri ziyaret etmek ise caizdir.)

12 - Şirke sebep olabileceği için İslam'da heykel yapmak yasaklanmıştır.

13 - Nuh süresindeki ayet ve bu ayetle ilgili hadisler çok önemli olmasına rağmen günümüzdeki insanlar tarafından hala bilinmemektedir.

14 - Bu konu hadis ve tefsir kitablarında incelendiğinde; Allah'ın, salih kimselere ibadet etmeyi yasakladığı gibi, buna sebebiyet verebilecek şeyleri de yasakladığı görülür. Günümüzde de insanlar bazı kimselerin resimlerini yapıp heykellerini dikerek Nuh (a.s.) kavminin benzeri bir davranış sergilemektedirler. Oysa faziletli kabul ettikleri bu ameller onları ebedi cehennem ateşinden kurtaramayacaktır.

15 - Salih kimselerin kabirlerini ziyaret eden kimseler onların Allah katında şefaat etme yetkisine sahip olduğunu zannetmektedirler.

16 - İnsanlar, alimlerin resimlerini yapıp heykellerini dikerken, onların kendileri için şefaatçi olmalarını ummaktadırlar.

17 - Rasulullah (s.a.v.)'ın; "Hristiyanların İbni Meryem'i övdükleri gibi, siz de beni övmekte aşırı gitmeyin." ifadesi çok yüce bir tebliğdir.

18 - Rasulullah (s.a.v.) ümmetine aşırı gittikleri için mahvolanların durumuna düşmemeleri için nasihatte bulunmuştur.

19 - İbni Abbas'ın "Zamanla haklarındaki bilgiler ve dikiliş gayeleri unutuldu ve insanlar bunlara tapmaya başladılar." sözünden ilmin kıymeti ve yokluğunun getirdiği zararlar ortaya çıkıyor.

20 - İlmin yok oluşunun sebebi alimlerin ölümüdür.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
SALİH KİMSELERE TAPMAK, KABİRLERİ YANINDA ALLAH (C.C.)'A İBADET ETMEK


Aişe (r.a.)'den şöyle rivayet edilmiştir:

"Ümmü Seleme (r.a.) Rasulullah (s.a.v.)'a Habeşistan'da gördüğü bir kiliseden ve içindeki resimlerden bahsetti. Rasulullah (s.a.v.) da:

"Habeşliler öyle kimselerdir ki, bunlardan salih bir kişi öldüğü vakit hemen onun kabri üzerine bir mescid inşa eder ve o salih kimsenin resmini o mescide koyarlar. Bunlar Allah katında mahlukatın en şerlileridir." buyurdu. (Buhari Salavat: 48-54. Cenaiz: 70. Müslim Mesacid: 16. Fiten: 110 Nesai Mesacid:13, Ahmed: 6/51.)

Bu insanlar Tevhid akidesini bozan iki zararlı ameli bir arada yapmışlardır; kabirleri mescid edinmek ve buralara salih kimselerin resim ve heykellerini koymak.

Yine Aişe (r.a.) şu hadisi rivayet ediyor:

"Rasulullah (s.a.v.) ahiretine göçmesine sebep olan hastalığı sırasında siyah bir şal ile mübarek yüzünü örtüyor, bunalınca zaman zaman açıyordu. Bu halde iken:

"Allah Yahudi ve hristiyanlara lanet etsin. Çünkü onlar peygamberlerinin kabirlerini mescid edindiler." buyurdu.

Bununla Rasulullah (s.a.v.) onların yaptıklarından bizi sakındırıyordu. Böyle bir endişe olmasaydı, kabri açık bir yerde olurdu. Ancak mescid edinilmesinden korkuldu." (Buhari Enbiya 50, Müslim Mesacid: 22. Nesai Mesacid: 13, Darimi Salat 120. Ahmed: 6/229 275.)

Cundup b. Abdullah diyor ki:

"Rasulullah (s.a.v.)'ın vefatından önce şöyle dediğini duydum:

"Sizden bir halilim (çok fazla sevidiğim) olmasından Allah'a sığınırım. Allah İbrahim'i halil edindiği gibi beni de kendisine halil edindi. Şayet ümmetimden birini halil edinecek olsaydım Ebu Bekir'i halil edinirdim. Dikkat edin! Sizden önceki kavimler nebilerin ve salih kimselerin kabirlerini mescid ediniyorlardı. Sakın kabirleri mescid edinmeyin, sizi böyle yapmaktan menederim." (Müslim Mesacid: 23.)

Rasulullah (s.a.v.) hayatının son zamanlarında, kabirlerin mescid edinilmesini yasakladı. Vefatı esnasında da böyle yapanları lanetledi.

Kabir üzerinde mescid inşa edilmese bile orada namaz kılmak kabri mescid edinmek demektir.

Aişe (r.a.)'nin:

"Kabrinin mescid edinilmesinden korkuldu." sözü bunu ifade eder. Zaten sahabeler Rasulullah'ın kabri üzerine mescid inşa edecek değillerdi, (hem böyle bir teşebbüs kolay önlenirdi) korkulan husus orada namaz kılınması idi. Çünkü her namaz kılınan yer mescid sayılır ve temiz kabul edilir. Rasulullah (s.a.v.) bu hususta:

"Yeryüzü benim için tümüyle mescid ve temiz kılındı." buyurmuştur. (Buhari Teyemmüm. Müslim Mesacid: 521, Ahmed: 2/222)

İbni Mesud (r.a.)'dan Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"İnsanların en şerli olanları, kıyamet koptuğu zaman hayatta bulunanlar ve kabirleri mescid haline getirenlerdir." (Ahmed: 1/435. İbn Hibban Mesacid: 340. Ebu Hatim sahihinde.)

İSTİFADELER

1 - Rasulullah (s.a.v.). sadece Allah (c.c.)'a ibadet etme niyetiyle bile olsa, salih bir kimsenin kabri yanında ibadet etmeyi yasaklamıştır.

2 - Salih kimselerin öldükten sonra heykellerini dikmek şiddetle yasaklanmıştır.

3 - Rasulullah (s.a.v.), kabirlerin mescid haline getirilmesini önlemek için, bu mesele üzerinde ısrarla durmuştur. Ümmetinin bu konuda hataya düşmemesi için, gerek sağlığında, gerekse hayatının son günlerinde, hatta ölüm döşeğinde iken bile ümmetini bundan sakındırmıştır.

4 - Rasulullah (s.a.v.), ümmetinin kendisine olan sevgisinden dolayı kabrini mescid haline getirebileceklerini tahmin ettiği için, daha kabri ortada yokken ümmetini bundan sakındırmıştır.

5 - Kabirlerin mescid haline getirilmesi, yahudi ve hristiyanların adetlerindendir; zira, rasullerin kabirlerini mescid haline getirenler onlardır.

6 - Rasulullah (s.a.v.), nebilerinin kabirlerini mescid edindiklerinden dolayı yahudi ve hristiyanları lanetlemiştir.

7 - Rasulullah (s.a.v.)'ın onları bu şekilde lanetlemesinin sebebi ümmetinin de kendi kabrini mescid haline getirmelerini önlemek içindir.

8 - Mescid haline getirilmesinden korkulduğu için Rasulullah (s.a.v.)'ın kabri açık bir yerde yapılmamıştır.

9 - Kabirlerin mescid haline getirilmesi insanların İslam'dan sapmalarına sebep olabilir.

10 - Kabirleri mescid haline getiren kimseler kıyamet koptuğu zaman hayatta olan kimselerle bir tutularak "en kötü insanlar" olarak vasıflandırılmıştır. Bu da şirke sebep olan şeyleri yapanların Allah katındaki durumunu açıklamaktadır.

11 - Rasulullah (s.a.v.)'ın, vefatından beş gün önce irad ettiği hutbede, bid'at ehline ve bunların en şirretleri olan Rafıda ve Cehmiyye'ye reddiye vardır. Bir kısım alimler bu iki fırkayı yetmiş iki sapık fırkanın arasından dahi çıkarmışlardır. Bilhassa Rafıda fırkası yüzünden şirk ve kabirlere ibadet vuku bulmuştur. Kabirlere ilk mescid inşa edenler de onlardır.

12 - Aişe (r.a.)'den rivayet edilen hadisten anladığımıza göre Rasulullah (s.a.v.) vefatı esnasında çok şiddetli sıkıntılar çekmiştir. Allah'ın en sevgili kulu ve rasulü ölüm anında böyle sıkıntılara maruz kaldıysa, diğer insanların halinin ne olacağını ibretle düşünmek gerekir.

13 - Rasulullah (s.a.v.), Allah'ın halili olmakla şereflendirilmiştir.

14 - "Halil" dostluğun ve bağlılığın en yüksek mertebesidir.

15 - Rasulullah (s.a.v.)'ın "Şayet ümmetimden birini halil edinecek olsaydım Ebu Bekir'i halil edinirdim." sözünden, Ebu Bekir'in sahabelerin en faziletlisi olduğunu anlıyoruz.

16 - Bu sözde Ebu Bekir (r.a.)'in hilafetine işaret edilmiştir.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
SALİH KİMSELERİN KABİRLERİNDE AŞIRI DAVRANIŞLAR ONLARI PUTLAŞTIRIR

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Allah'ım! Benim kabrimin tapılan bir put haline getirilmesine müsaade etme. Allah'ın gazabı, peygamberlerinin kabrini mescid edinenlere çok şiddetli olur." (Malik Muvatta Sefer: 85. Ahmed Müsned: 2/246 Ebu Nuaym Hilye: 7/317.)

İbni Cerir de, Mücahid (r.a.)'in; "Şimdi haber verin Lat ve Uzza'dan ve üçüncü put Menat'tan..." (Necm:53/ 19) ayeti kerimesinde geçen Lat putu için şöyle dediğini bildiriyor:

"Lat, dağıtıcı manasına gelir. Hacc için gelenlere aş dağıtan salih bir kimse bu lakapla şöhret bulmuştu. O öldükten sonra insanlar onun kabrinde ibadet etmeye başladılar."

Ebu'l Cevza, aynı şeyi İbni Abbas'dan şöyle rivayet etti:

"Lat, aslında hacılara aş dağıtan bir kimse idi."

İbn Abbas diyor ki:

"Rasulullah (s.a.v.); kabir ziyaret eden kadınlara, kabirleri ibadet edilen yer haline getirenlere, orada mum yakanlara lanet etti." (Nesai Cenaiz: 104-106. Tirmizi Salat: 121. İbn Mace Cenaiz: 49. Ahmed: 2/337-356, 1/229. 287. 324. 337. 3/442-443. Hakim Müstedrek: 1/3,4. Elbani. İrvaul Ğalil: 761-774.)

İSTİFADELER

1 - Rasulullah (s.a.v); "Kabrimin tapılan bir put haline getirilmesine müsaade etme" sözünü, ümmetinin kabrini ibadet edilen bir yer haline getirmelerini Önlemek için söylemiştir.

2 - Ölümden ibret almak gayesi dışında kabirlerin ziyaret edilmesi buraların tapınılan bir yer haline gelmesine sebep olacaktır. Bu da put'a tapmak olacağından, şirktir.

3 - Rasulullah (s.a.v.), vuku bulmasından korktuğu İslam'a uygun olmayan durumlardan Allah'a sığınmıştır.

4 - Rasulullah (s.a.v.) kendi kabrinin tapılan bir put haline getirilmesinden Allah'a sığınmıştır.

5 - Nebilerinin kabirlerini mescid edinenlere Allah'ın gazabı çok şiddetli olur.

6 - Putların en büyüklerinden olan Lat'ın ne şekilde tapınılan bir put haline geldiği açıklanmıştır.

7 - Günümüzdeki insanların inandıklarının aksine Lat sadece bir tahta parçası değil, salih bir kimsenin kabridir.

8 - Lat'ın kabirde yatan salih bir kimsenin adı olduğu ve bu adın ona ne suretle verildiği açıklanmıştır.

9 - Rasulullah (s.a.v.) kabirleri ziyaret eden kadınlara lanet etmiştir.

10 - Aynı şekilde kabirlerde mum yakanlar da lanetlenmiştir.
 

Azerbaycan_li

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ocak 2010
Mesajlar
1,201
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
TEVHİDİN KORUNMASI VE ŞİRKE GİDEN YOLLARIN KAPATILMASI

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"And olsun ki içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli olan bir rasul gelmiştir." (Tevbe: 9/128)

Ebu Hureyre (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Evlerinizi kabir yapmayınız. Benim kabrimi de merasim yeri haline getirmeyiniz. Siz bana salat ve selam gönderiniz, nerede olursanız olun, sizin salatınız bana erişir." (Ebu Davud Menasik: 96, Ahmed: 2/367)

Hüseyin (r.a.)'in oğlu Ali (r.a.), orada bulunan bir aralıktan girerek Rasulullah (s.a.v.)'ın kabri yanında ibadet eden bir adam gördü. Ona mani oldu ve:

"Babamdan işittiğim, babamın dedemden, dedemin de Rasulullah (s.a.v.)'tan işittiği hadisi size nakledeyim:

"Benim kabrimi merasim yeri haline getirmeyin, evlerinizi de kabir yapmayın, bana salat ve selam gönderin, nerede olursanız olun salatınız bana erişir." dedi. (Bak. İsmail el Kadi Fadlussalati Alennebiyyi: 20, 30.)

İSTİFADELER

1 - Tevbe suresinden anlaşıldığı gibi Rasulullah (s.a.v.) ümmetine karşı son derece merhametlidir. Ümmetinin şirke düşmesi onu üzeceğinden onlar için şirke giden yolları kapatmıştır.

2 - Rasulullah (s.a.v.) ümmetine evlerini kabir yapmalarını ve kendisinin kabrini de merasim yeri haline getirmelerini yasaklayarak onları şirke düşmekten sakındırmıştır.

3 - Rasulullah (s.a.v.)'in ümmetini şirkten korumak için büyük bir çaba sarfetmesi onun ümmetine olan düşkünlüğünü ve merhametini gösterir.

4 - Rasulullah (.s.a.v.) şirke sebep olabileceği düşüncesiyle, sırf kendi kabrini ziyaret maksadıyla yolculuğa çıkılmasını yasaklamıştır.

5 - Rasulullah (s.a.v.)'ın kabrinin merasim havası içerisinde ziyaret edilmesi yasaklanmıştır.

6 - Rasulullah (s.a.v.)'ın "Evlerinizi kabir yapmayınız" sözü, namazları mescitlerde kılma alışkanlığından dolayı, evlerde namaz kılmanın tamamen terkedilmesini önlemek içindir. Çünkü içinde namaz kılınmayan, dolayısıyla Allah'ın zikrinden uzak kalan evler donuk, cansız ve hareketsizdir. Bu şekliyle adeta ölülerin bulunduğu kabirlere benzer. Böyle olmaması için nafile namazların evlerde kılınması gerekir.

7 - Kabirlerde ibadet yapılamayacağı sahabe tarafından bilinmekteydi.

8 - Rasulullah (s.a.v.)'a salat ve selam göndermek için onun kabrinin yanına gitmek şart değildir. Kişi nerede olursa olsun, salat ve selamı Allah tarafından ona ulaştırılır.

9 - Rasulullah (s.a.v.) Allah katında, ümmetinin salatının kendisine erişeceği bir makamda bulunmaktadır.
 

leon.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2010
Mesajlar
131
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
bir mezar ziyaretinde boş yeni kazılmış mezarın yanından geçerken yanımdaki arkadaşım birden irkildi ve hihhh dedi

ne oldu arkadaşım dedim dediki mezarda hazırlık var ya ne hazırlığı daha boş mezar dedim dediki... buraya birazdan defnedilecek vatandaşa azap melekleri şevkle hazırlık yapıyor mevta geldiğinde azaba başlıycaklar hazırlığa göre gelen çok günahkar biri dedi ilçemiz 18..21 bin nüfuslu ydu 1 saat önce sela verilmiş ölen in cenazesi öğle namazına mütakip kaldırılacak demişti saat daha 10 civarıydı ilçemizde herkesi tanımak mümkündü merak ettim ölenin kimliğini bu azaba nasıl düçar olduğunu ölen vatandaş kahvecilik yapıyormuş yaşlı sayılır yanında bir zaman çalışmış bir tanıdığım vardı ona sordum senin ............ustan nasıl biriydi dediki ölen ustam kumar oynatmayı pek severdi oğluna kızar çabuk bu kahvede kumar oynuyanları topla onlardan çay kahve süt meşrubat parası alma kumar oynat bizde yüzdemizi alalım
derdi bunları duyunca başka amellerini soruşturmaktan vazgeçtim kalp gözü açık arkadaşıma inanmaktan başka çare kalmamıştı cenabı allah kalp gözü açık arkadaşımın sırrının kutsiyetini artırsın
amin
CENABI ALLAH ALİM VE EVLİYA KULLARININ SAYISINI ARTIRSIN amin
leon
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
31
Allah razı olsun.din adına iş yaptığını sanan bazı kimseler türbeden türbeye koşuyorlar.
inşallah birgün onlarda bunları idrak ederler.
 

_SeNaToR_

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2008
Mesajlar
1,220
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allah razı olsun kardeş...
Bu arada leon konuyla alakasız saçma sapan şeyleri konunun altına mesaj diye yazma.Forum kurallarına saygı duy.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt