Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Salâvatın Anlam ve Önemi (1 Kullanıcı)

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
Salâvatın Anlam ve Önemi
Bir günde ne kadar konuşuyoruz?
Bu konuşmalarımızın ne kadarı
malayani dediğimiz şeylerdir? İş
dünya ve ahirete lüzumlu konuşmaya
gelince dillerimize ağırlıklar çöküyor.
Bana ahrette en yakın olanınız bana
en çok salâvat-ı şerife okuyanınızdır
hadisi şerifince günde kaç salâvat
okuyarak efendimizi yâd ediyoruz? Ya
da kaç salâvat okumalıyız? Salâvatın
anlamı nedir? Bu soruları merak edip
araştırıp, öğrenmeliyiz.
SALÂVAT’IN ANLAMI
" Allahumme salli ala Muhammed"
sözümüz şu anlama gelir:
Ya rabbi, Peygamber efendimizi
(s.a.) dünyada o’nun adını/şanını yücelterek,
davetini iyice ortaya çıkarak
ve şeriatını/dinini kalıcı kılarak yücelt.
Ahirette de ümmetine şefaat ettirerek
ve ecrini ve sevabını kat kat artırarak
onu yücelt. (İbnü’l-Esir, en-Nihaye fi
garibi’l-eser, 3/95 ) Salvat kuru kuruya
söylenilen anlamsız bir söz değildir.
Bir ahid, bağlılık, dua ve sevgi ifadesidir.
İmam Gazali rahmetullahi aleyh
diyor ki:
"Şüphesiz dualar Allah Teâlâ’nın
rahmetinin gelmesine vesiledir. Salâvat-
ı şerife hem duadır, hem de Allah'ın
rahmetinin gelmesine ve
Rasulün'ün iltifatına vesiledir. Mesela
hadis-i şerif de:
"Kim -Allahumme salli ala Muhammedin
ve enzilh-ul-mak'ad-elmukarrabe
ındeke yevm-el
kıyameti.- derse şefaatim ona hak
olmuştur." buyrulmuştur. Bizden birimiz
normal hallerde ruyasında kudsi
âleminde olan zevatın ruhlarını görüp
onunla şereflendiği gibi, kudsi ruhların
da bizden birimizi görmeleri, şefkat ve
marhametlerinin, feyz ve bereketlerinin görülene aksedilmesine vesile olur. Şüphesiz
bu şerefe ulaşmanın en kuvvetli vesilesi salâvat-ı
şerifedir ki onunla şefaat hak olur. Kaldı ki hadis-i
şeriflerde bir salâvata on sevab va'dedildiği gibi on
faydası da vardır:
Birincisi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in
şefaatidir. Onun için Peygamber Efendimiz
ümmetini, kendisine salâvat okumalarına teşvik buyurmuşlardır.
İkincisi, salâvat-ı şerife Allah'a ve O'nun Rasulüne
imanın yenilenmesinin ifadesidir.
Üçüncüsü, Peygamber'e tazimin ifadesidir.
Dördüncüsü, kıyamet gününe iman etmenin
tecdididir(yenilenmesidir).
Beşincisi, Peygamber'in zikriyle rahmetlerin
gelmesine sebebdir.
"Büyüklerin isimlerini söylemekle Allah'ın rahmetleri
iner." hikmetli sözüne mebni salâvat, okuyana
en büyük rahmetin gelişine vesile olur. Çünkü
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, en büyük,
en seçkin ve en üstün bir zattır; vesileyle inen rahmet
de o nisbette büyür.
Altıncısı, Allah ve O'nun Rasulu'nün sevgisi,
ümmete vacib olan bir husustur; salâvatın okunması
işte bu sevginin varlığının ifadesidir. Şüphesiz
Peygamber ve Ehl-i beytinin sevgisi gibi insanı Allah'a
kavuşturacak hiçbir amel yoktur.
Yedincisi, salâvat-ı şerife duadır. Dua ise
ibadetin beynidir.
Sekizincisi, her işin tedbirinin Allah'a mahsus
olduğunun, Peygamber'in dahi en sevgili kulu
olmasına rağmen Rabb'ine muhtac olduğunun itirafıdır.
(Şirkin bütün damarlarını kökünden koparan
da bu inançtır.)
Dokuzuncusu, insanın öz cevheri, ulvi ve
kudsi âleme fıtraten meyyaldir, salâvat-ı şerife bu
meyli arttırır. Artık insanın kemalata ermesi için salâvat-
ı şerife tek başına dahi kâfi gelir.
Onuncusu, hem ALLAH'ı ve hem Peygamber'i
zikretmektir. Şüphesiz bunlar salâvat-ı şerifede
birer hasenedir."

Hâsılı salâvat-ı şerifeyle mü'min, Peygamber
sallALLAHu aleyhi ve sellem'in duasına mazhar
olur; bundan daha üstün bir ibadet olamaz.
Özellikle cuma gününde salâvat-ı şerife okuyan,
okumasındaki ihlâs ve muhabbeti nisbetinde
Peygamber'e görülür.
Nitekim hadis-i şerif de: "Gerçekte sizin günlerinizin
en hayırlısı cuma günüdür. O günde Âdem
yaratıldı, o günde kabzedildi, o günde birinci Sur'a
üfürülüş olacak, o günde ikinci sa'k nefhası (Sur'a
üfürülüş) olacaktır. Binaenaleyh o günde Benim
üzerime salâvatları çoğaltın. Gerçekte sizin salâvatınız
bana açık görülmektedir."
Bu arada Ashab-ı kiram'dan bazıları: "Sen çürümüş
olduğun halde nasıl bizim salâvatlarımız
Sana arz olunur = açık görülür?" dediler. Bunun
üzerine: "Gerçekte ALLAH Teâlâ Enbiyanın cesedlerini,
yerin yemesine haram kılmıştır." buyurdu.
Onun için cuma günlerinde daha fazla zikir,
tesbih ve özellikle salâvat-ı şerifelere, dualara
ehemmiyet vermelidir.
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed
 

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45
Yokluğunda seni özledik

Yokluğunda seni özledik

Yokluğunda seni özledik.

Sana değen rüzgarı, seni örten bu*lutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.

Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ah*lakı, adabı, ihsanı, irfanı, iz'anı, fe*raseti, basireti, şecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özle*dik. .

İzzeti, hikmeti, fıtratı, şefkati, hür*meti, devleti özledik.

Senden sonra tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fıtratımız, hamakat şöhretimiz, ihanet sıfatımız, küffar velinimetimiz oldu.

Efendim,

Sen kendini 'abduhu ve rasuluhu: O'nun kulu ve elçisi' olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan 'kurtarıp' melekleştirerek hayattan dışladılar. Bu ifrata karşı başka bazı*ları da tefrite sapıp seni 'güzel örnek' olmaktan çıkarıp bir 'postacı', bir 'ara kablosu' seviyesinde görerek hayattan dışladılar.

Bunların hepsi sana iman ediyor*du. Ama seni hayatımızdan çıkarma*nın ızdırabını çektirdiler bize. Bu işi, göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbir şeyi değiş*tirmedi.

Allah seni 'güzel örnek' olarak gös*terdi. Sen, Kur'an'ın konuşanı, yürü*yeni, hareket edeniydin. Tıpkı bir an*nede spermin insana, bir ağaçta su*yun meyvaya, bir arıda tozun bala, bir tavukta darının yumurtaya, bir ko*yunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.

Allah ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla 'kitab'ı, kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi ör*nek edinmekle, canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu?

Efendim ,

Kitapsızlıktan değil, 'peygambersizlikten' kırıldık. Yokluğumuz pey*gamber yokluğu. Seni hatırlatan, se*ni andıran insanların hasretim çeki*yoruz. Çocuklarımız peygamberi so*runca 'evladım onun ahlakı tıpkı fa*lancanın ahlakı gibiydi' diyeceğimiz insanlar yok denecek kadar az.

İnsanlık destanıyla yaşıt olan vahiy sürecinde birçok kitapsız peygamber gelmişti de, bir tek 'peygambersiz ki*tap' gelmemişti. Sayemizde yaşlı dünya ona da şahid oldu efendim. Peygambersiz Kitab'a, Muhammed aleyhisselamsız Kur'an'a da şahid ol*du. Şimdi Kur'an mahzun efendim , Kur'an öksüz. Seninle Kur'an'ın arasını ayırdık, etle tırnağın, toprakla to*humun, anayla evladın arasını ayırır gibi.

Gel de bir bak Efendim, bu maz*lum ümmetin hali pür melaline. Bı*raktığın din tanınmaz hale geldi. Bı*raktığın sitenin harabelerinde bay*kuşlar tünedi.

Gün geçmez ki ümmetin coğrafyasından feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasın.

Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldığının sayısını onu parçalayanlar dahi unuttu.

Bıraktığın kutlu mirası hovarda mi*rasyediler gibi parçalayarak paylaş*tık Efendim . Nebevi mirasın irfani ve ahlaki boyutuna bir hizip, ilmi ve fik*rî Boyutuna bir başka hizip, siyasî ve hareketi boyutuna ise daha başka bir hizip sahip çıktı. Yüzyıllardır tüm bu hizipler ellerindeki parçanın 'bütü*nün kendisi' olduğunu iddia etmekle ömür tükettiler. 'Her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu.' Hepimiz hakikatin merkezine kendimizi oturtup 'hak benim' dedik.

Oysa ki Efendim, bazen parçala*nan hakikat hakikat olmaktan çıkar. Ait olduğu bütün içerisinde anlamlı olan bir parça o bütünden ayrılınca anlamsızlaşabilir. Bunu farkedemedik Efendim .

Efendim ,

İsrailoğulları, peygamberlerini kat*lediyorlardı. Biz de senin güzel hatı*ratını, emanetini, adını ve sünnetini katlettik. Seni katlettik Efendim .

Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, işlerinde, hayatlarında, düşüncelerinde, duygularında, eylemlerinde, evlerinde yaşattılar.

Kimilerimiz içinde sen hiç doğma*dın. Onlar hep senden mahrum yaşa*dılar. Şol mahiler ki derya içreydiler, deryayı bilmediler.

Varlığının kaç bahara bedel oldu*ğunu bilmeyenler yokluğunun ıstırabını nasıl duysunlar Efendim ?

Seni çok seviyoruz, seni çok öz*lüyoruz.

Bize kırgın mısın Efendim ?
 

Aşk-ı Hicab

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Şub 2009
Mesajlar
12,148
Tepki puanı
25
Puanları
38
Yaş
39
Selamun aleyküm kardeşim.Rabbim razı olsun..
Rabbim bizleri, Efendimiz (s.a.v)'e çokça salavat getirenlerden, şefaatine nail olanlardan eylesin inşaallah..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt