Teşehhüdde Hz. Peygamber’e (sas) bütün mahlukatın salavat ve selâmlarını kendi hesabına Yüce Rabb’imize hediye edip, Resul-i Ekrem’e selâm etmekle, O’na karşı olan bağlılığımızı yenilemiş ve aynı zamanda O’nun bize olan emirlerine itaatımızı izhar etmiş oluyoruz.
Yine Asr-ı Saâdet’ten günümüze kadar bütün ümmetin salatları, Resulullah’ın (sas) duasına devamlı surette bir âmîn demektir ve bir umumî iştiraktir. Hattâ O’na getirilen her bir salavat dahi, O’nun duasına birer âmîndir ve ümmetinin her bir ferdinin, namazlarında O’na salat ve selâm getirmeleri, O’nun ebedi saâdet hususundaki duasına gayet kuvvetli ve umumî bir âmîndir. Yani bir yönüyle Hz. Peygamber (sas) dua ediyor, diğer insanlar da bu duaya âmîn diyorlar. Bu da, O’nun duasının ne derece makbul olduğunu gösterir.
Yine Asr-ı Saâdet’ten günümüze kadar bütün ümmetin salatları, Resulullah’ın (sas) duasına devamlı surette bir âmîn demektir ve bir umumî iştiraktir. Hattâ O’na getirilen her bir salavat dahi, O’nun duasına birer âmîndir ve ümmetinin her bir ferdinin, namazlarında O’na salat ve selâm getirmeleri, O’nun ebedi saâdet hususundaki duasına gayet kuvvetli ve umumî bir âmîndir. Yani bir yönüyle Hz. Peygamber (sas) dua ediyor, diğer insanlar da bu duaya âmîn diyorlar. Bu da, O’nun duasının ne derece makbul olduğunu gösterir.