Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR (1 Kullanıcı)

evindar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,413
Tepki puanı
0
Puanları
0
Adamın biri salavat-ı şerife getirmek hususunda tembel ve gayretsizmiş. Bir gece rüyasında Resulülah (a.s)’ı görmüş. Fahr-i kainat Efendimiz kendisine hiç iltifat buyurmamışlar. Mübarek yüzlerini, başka tarafa çevirmişler.Adamcağız ağlayıp sızlayarak :
-Ya Resulellah ! Bana kızmana sebep nedir? diye sormuş.
Hazreti Peygamber (s.a.v.):
-Ben seni tanımıyorum , buyurmuş.
O kimse de : “Aman ya Resulellah ! Ben senin ümmetinden bir dertliyim.” demiş. “ Hem alimlerden işittiğime göre: “ Ben ümmetime kişinin evladını bildiğinden ziyade bilirim .” buyurmuşsunuz. Beni nasıl tanımazsın?
Hazreti Fahr-i A lem cevaben:
-Gerçekten öyledir. Ama,sen bana salavat getirmiyorsun. Ben ümmetimi getirdiği salavat kadar tanırım,buyurmuş.
Adamcağız, korku ve dehşet içinde uyanmış ve o günden sonra, her gün yüz defa salavat-ı şerife getirmeyi adet edinmiş.
Günlerden bir gün , yine rüyasında Hazreti Peygamber (s.a.v) i görmüş ve şu müjdeyi almış.
-Seni tanıyorum ahirette sana şefaat edeceğim.
 

fidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ağu 2006
Mesajlar
947
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR

çok güzel bir kıssa allah razı olsun kardeşim a.e.o.
 

cigdem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2006
Mesajlar
548
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR

ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM.
 

VEYS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
1,350
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR

Ne kadar onemlı degılmı bı daha anlamıs olduk Allah razı olsun.
 

evindar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
1,413
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR

Sevgili kardeşlerim,

yarın Cuma günü ve Şaban ayına giriyoruz bol bol dua edelim...
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR

Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (sav)’in hayatı üzerine yemin etmiş, yüce ismini, onun ismiyle birlikte zikretmiş ve zatı uluhiyyesine imanı, onun nübüvvetine iman şartına bağlamıştır. Huzurunda seslerin yükselmesine razı olmamış, mübarek isminin sıradan bir isim gibi zikredilmesini istememiş, bütün bunlara ilaveten kendisinin ve meleklerinin onu yad ile çokça salat ü selam ettiklerini bildirerek Ümmet-i Muhammedin de aynı şekilde ona bol bol salat ü selam getirmelerini ferman eylemiştir.

Nitekim ayet-i kerimede: “Allah ve melekleri, peygamberi çok salat ederler, Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (El-Ahzab-56) buyurduğu veçhile o yüce varlığa salat ü selam getirmek müminler için ilahî bir emirdir.

İslamî âdâba göre dualarda, Allah’a hamd ve Rasulullaha salavat ile başlayıp yine onlarla nihayete erdirilir. Zira Peygamber (as) hakkında Cenab-ı Hakka bir dua ve niyaz hükmünde olan salavat-ı şerifenin reddedilmeyeceği yolunda bir kanaat mevcuttur. Dualarımızın başını ve sonunu salat u selam ile süslemek de bu gerçekten kaynaklanmaktadır. Yani kabul edileceği umulan iki duanın arasına kendi dualarımızı sıkıştırmak onların da kabulünü sağlamak düşüncesiyledir. Hz. Ömer (ra) buyurmuştur ki:

“Duâ sema ile arz arasında durur. Rasulullaha salavat getirilmedikçe Allah’a yükselmez.” (Tirmizi, Altınoluk yayınları Üsve-i Hasene-33)

Hazret-i Ali (ra) kerremallahu vecheden şöyle rivayet olunmuştur. Ayetin başındaki ya Eyyuha’nın “ya”sı neyse “Eyyu”su kalbe, “Ha”sı ruha hitabtır sanki Cenab-ı Hak habibime salat ederken onun şanını yalnız dilinizle değil, nefislerinizle, kalplerinizle, ruhlarınızla da tâzim ve taksim edin buyurmuştur. Mişkatül Envar’da şöyle geçmektedir, Allahümme salli ala Muhammed demek “Ya Allah Muhammedin zikrini ilâ, davetini galip ve şefaatini daim kılmak suretiyle onu dünyada da, ahirette de terkim ve tâzim buyur, onu ümmeti hakkında şefaatçi kıl. Ecrini ve derecesini kat kat artır demektir.”

Bu ayet Peygamberimize (sav) nazil olunca kendisine selam verilmesini ashabına emretti, onlardan sonra gelenler de gerek Peygamber (sav)’in kabrini ziyarette, gerek ismi âlîleri anıldığı zaman ona selam vermekle memur olmuşlardır.

Salavatı şerife hakkında varid olan pek çok ehadisi şerifler mevcuttur.

1- Her dua semaya çıkmadan memnudur. Buna salat vasıl olursa o dua yükselir.

2- Yanında ben anıldığım halde üzerime salat etmeyen kişinin burnu yere sürtülsün. (Müslim)

3- Kim bana bir kere salat ederse Allah ona on salat eder, onun on günahını siler, onun on kat derecesini artırır. (Beyhaki)

4- Cebraile mülaki oldum da bana şöyle dedi: Sana müjde ederim Allah diyor ki: ‘Kim sana selam verirse Ben ona selam veririm. Kim sana salat getirirse Ben ona salat ederim.’ (Hakim, Beyhaki)

5- İnsanlardan bana en yakın olanı, bana en çok salavat getirendir.

6- Her cimriden daha cimri olan adam ben yanında anılıp da üzerime salat getirmeyendir. (Buhari)

7- Kim kabrimin yanında bana salat ederse ben onu işitirim. Kim uzakta bulunarak üzerime salat getirirse o bana ulaştırılır. (Beyhaki)

8- Cuma günü benim üzerime salatı çoğaltın, zira sizin salatınız bana o gün arz olunur.

9- Allah’ın yer yüzünde seyahat eden melekleri vardır. Ki onlar ümmetimden bana selam tebliğ ederler. (İmam-ı Ahmet, Nesei, Hasan Basri Çantay meali)



Peygamberimize Salavat getirmenin vücubiyeti

1- En az bir defa getirmek.

2- Adet kaydetmeksizin çok getirmek.

3- İsm-i şerifi her zikrettiğinde getirmektir.

4- Her mecliste bir sefer getirmek.

5- Namazda getirmek.

6- Ömründe bir defa getirmek.

7- Teşehhüdde yani ettehiyyatüyü okurken getirmek.

8- Kade-i ahirede teşehhüdden sonra getirmek



Salavat-ı Şerifenin müstehab olduğu anlar

1- Cuma günü ile Cuma gecesi, Cumartesi, Pazar ve Perşembe günleri.

2- Sabah akşam, mescide girerken, çıkarken.

3- Peygamberimizin kabrini ziyaret ederken

4- Safa ile Merve’de. Cuma hutbesiyle sair hutbelerde, müezzine icabet ettikten hemen sonra.

5- İkamet edilirken duanın başında, ortasında ve sonunda

6- Bir yere toplanırken ve dağılırken, abdest alırken kulak çınlarken, bir şey unutulduğu vakit.

7- Vaaz ve ilim neşrederken, hadis okuma başlarken ve bitirirken, sual ve fetva yazarken.

8- Her hoca ve talebenin, hatibin, kız isteyenin evlenenin evlendirenin salavat getirmesi müstehabdır.

9- Mühim işlerin başında, zikir zamanında, peygamberimizin ismini işittği zaman yahut ismi yazıldığı zaman.

10- Abdest alırken, kulak çınlarken, aksırdıktan sonra.

(İbn-i Abidin 2/323)

Ezcümle aleyhissalatü vesselam buyurmuştur ki:

“Burnu sürtülsün o adamın ki yanında ben zikrolunmuşum da bana salavat getirmemiştir.” Yine buyurmuştur ki:

“Allah Teala bana iki melek müvekkel kıldı ben bir müslimin yanında anıldığımda bana salavat getirdi mi behemehal o iki melek ona Allah seni bağışlasın derler. Allah Teala ve sair melaikesi de o iki meleke cevaben Amin derler.

Bir müslümanın yanında zikrolundum da bana salavat getirmedi mi behemehal o iki melek Allah sana mağfiret etmesin derler. Allah Teala ve sair melaikesi de o iki meleğe cevaben amin derler.” (Elmalılı Hamdi yazır 6/3923)

Binaenaleyh Rasulullahın hali hayatında nasıl tâzim lazımsa, hali vefatında ism-i celili zikrolunduğunda dahi kemali tazim ve ihtiram lazımdır. Çünkü peygamberimiz (as) insanlık için bir mürşid-i kamildir. Ehl-i imanı imana davet eden ve hidayetlerine yegane sebep olan Rasulullah olduğundan böylesi nimetlerin karşılığı ve ümmet olmamız hasebiyle şükranen salavat-ı şerifelerle dua ve ihtiramda bulunmak her mümin üzerine vaciptir.

Salavat-ı şerife vesilesiyle pek çok mükafata nail olacağımız, hatta ahirette peygamberimizin şefaatına ecir ve mükafata vesile olacağı bellidir.



Sünnetsiz Kur’an’ı anlamak mümkün mü?

Zamanımızda bazı kişiler sünnetsiz ve mezhepsiz biz Kur’an’ı anlarız ona göre amel ederiz deseler de bu mümkün değildir. Bunu söyleyenler aslında sünnete karşı savaş halinde ve gaflettedirler. Umarız bu yanlıştan vazgeçerler Kur’an’ı en güzel anlayan hayatını Kur’an’a göre devam ettiren Allah’ın Rasulünü doğru anlamak gerekir. Allah (cc) Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyuruyor. “Kim Rasulüne itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince seni onların başına bekçi göndermedik!” (Nisa 80)

“Rasulüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Al-i İmran 31)

Peygamberimiz (as) ise şöyle buyuruyor.

“Hiçbir kul, Ben kendisine ehlinden malından ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça kamil iman etmiş sayılmaz.” (Müslim 1/264)

Peygamberimiz (sav) bize Kur’an ve sünneti emanet etti. Bu emanetlere sarılalım, dinî vecibeleri yerine getirelim, ömrümüzü salavat-ı Şerifelerle tezyin edelim. Ayet-i kerimede Allahu Teala: “Bu gün size dininizi ikmal ettim.” (Maide 3) buyuruyor. Günümüzde sünneti Kur’an’dan ayıranlar haddi aşıyorlar. Allah haddi aşanları sevmez. Bu ve benzeri yanlış telkinde bulunanlara dikkat edelim. Dini aslına uygun anlayalım ve yaşayalım.

Allahümme salli ala muhammedin ve alihi ve sahbihi ve barik ve sellim.
 

derya_gulu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2007
Mesajlar
474
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: SALAVAT-I ŞERİFLER HUSUSUNDA KISSALAR

S.A. ALLAH'IN C.C RAHMATİ ÜZERİNİZE OLSUN İNŞALLAH ÇOK GÜZEL YAZMIŞSINIZ İKİNİZİNDE YAZDIKLARINIZI OKUDUM RABBİM BİZLERİ SELAVATIŞERİF GETİRMEKTEN USANDIRMASIN AYIRMASIN ALLAH CC. RAZI OLSUNB)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt