Şakkul Kamer (ayin ikiye ayrilma) mucizesi burada tahakkuk etmis..
Ay'in ikiye bölünme mucizesi
Hazreti Muhammed'in (s.a.v.)risâlet vazifesini îfaya başlamasından sonra Kureyşli müşrikler azmaya başlamışlar ve kendilerine birtakım olağanüstü hâdiseler gösterilmesini istemeye başlamışlardı.. Bu isteklerden bir tanesi de ayın ikiye ayrılmasıydı.
Müşriklerin ileri gelenlerinden Velid bin Mugıyre, Ebu Cehil, Esved bin Muttalib, As bin Hişam, Nadr bin Haris gibi bir çoğu, bir gün toplu halde Muhammedin (s.a.v.) yanına geldiler ve şöyle konuştular:
-Eğer sen, hakikaten Rasûlulllah isen, ayı ikiye ayrılmış bir halde göster.. Ki onun bir yarısı Cebeli Kubeys'in üzerinde, diğer yarısı da Cebeli Kuaykıan'ın üzerinde gözüksün bizlere..
Bu anormal istek karşısında Muhammed(s.a.v.) sordu
-Eğer ALLAH c.c. bu isteğinizi yerine getirirse, sizler de iman edenlerden olur musunuz?..
Hep birlikte cevap verdiler...
-Evet !. Bize bunu gösterebilirsen, biz de iman edenlerden oluruz..
Ayın 14. gecesi idi.. Muhammed(s.a.v.) , ALLAH'a c.c. dua etti. Ve ayın, bir yarısı Cebeli Kebeys üzerine, diğer yarısı da Cebeli Kuaykıan üzerine düşerek ikiye ayrıldı .. Bu durumda Muhammed (s.a.v.)seslendi..
-Şâhit ulunuz ya Ebi Seleme bin Abdülesed !.. Ya Erkam !.. Şâhit olunuz !..
Kureyş müşrikleri ise ayın ikiye bölündüğüne bir türlü inanmadılar.
-Bu da, Ebu Kebşe'nin oğlunun bir sihiridir !.. diyerek meseleyi ört bas etmeye çalıştılar..
Ebu Cehil ise fikrini söyledi:
-Dışardan gelecek olan yolcularımızı bekleyin.. O, sizi büyülemeye güç yetirse bile, bütün dünya halkını da büyüleyecek değil ya !.. Onlar görmemiş ise, o takdirde bunun büyü olduğu sarahaten ortaya çıkar !.. Bekleyelim bakalım, onlar da görmüşler mi?..
Yoksa görmemişler, haberleri bile mi yok !..
Ve böylece bir zaman beklediler.. Nihâyet seyahate gitmiş olanlar Mekke'ye dönmeye başladılar.. Gelenler Mekke'ye onbeş günlük yolda oldukları halde bu hadiseye şahid olmuşlardı.. Hepsi de teker teker görmüşlerdi bu hadiseyi..
Ancak bu hâdise de müşriklerin iman etmesi için bir vesile olmamıştı.. Onlar hâlâ inatlarında devam ediyorlar ve bunun bir sihir, bir büyü olduğunu iddia ediyorlardı.. Böylelikle de başkalarının iman etmelerinin önüne geçmeye çalışıyorlardı..
Bu hâdise daha sonra inzâl olunan âyetlerde de açıklıkla belirtildi.
"Saat (kıyâmet) yaklaştı.. Ay da yarıldı.. Onlar, bir âyet, bir mûcize görseler yüz çevirip geçerler ve “Bu gelip geçici bir sihirdir” derler..
Yalanladılar ve heveslerine uydular.. ( Kamer suresi)