Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Şakk-ı Kamer Mu'cizesi (1 Kullanıcı)

abdullah_47

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ağu 2007
Mesajlar
178
Tepki puanı
0
Puanları
0
B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)

Kureyşli müşrikler, Resûl-i Ekrem Efendimizin davasını tasdik eden bir çok mu’cizeye şâhid oldukları halde, yine de inad ve inkârlarından vazgeçip ona sadakat ellerini uzatmıyorlardı. Gördükleri her mu’cizeye bir kulp takarak nazarlarda küçük ve basit bir hâdiseymiş gibi göstermek isteyerek, hem kendilerini, hem de halkı aldatma yoluna gidiyorlardı. Zaman zaman da akıllarınca Resûl-i Ekremi güç durumda bıkakmak niyetiyle kendilerince meydana gelmesini mümkün görmedikleri isteklerde bulunuyorlardı. “Eğer, gerçekten Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen, şunu şunu yap, şunu şunu göster de, görelim” diyorlardı.

Bu isteklerde bulunurken maksatları imân etmek değildi. Bilakis Kâinatın Efendisini güç durumda bırakmaktı. Fakat, Cenab-ı Hak, müşriklere karşı sevgili Resûlünü hiç bir zaman güç durumda bırakmıyor ve hiç bir zaman muâvenet ve muhafazasını üzerinden eksik etmiyordu.

Yine bir gün Kureyş’in ileri gelenlerinden Ebû Cehil, Velid bin Muğire gibilerin de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Peygamber Efendimize gelerek, “Eğer sen, gerçekten söylediğin gibi Allah tarafından vazifelendirilmiş bir peygamber isen bize Ay’ı ikiye ayır. Öyle ki, yarısı Ebû Kubeys Dağı, diğer yarısı Kuaykıan Dağı üzerinde görülsün” dediler.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Şayet bunu yaparsam, îmân eder misiniz” diye sordu.

Onlar, “Evet, îmân ederiz” dediler.

Dâvâsında haklı ve doğru olduğunu göstermek için mu’cizeyi istemek Peygamberin vazifesidir. İstenilen mu’cizeyi yaratan ise Cenâb-ı Hak’tır.

Ay’ın bedir haliydi, yani en güzel göründüğü 14. gecesiydi. Kâinatın Efendisi, Allah’ın emir ve iradesi dâiresinde hareket eden Ay’a şehâdet parmağıyla işâret etti. Bu işaret-i Nebevî kâfi geldi ve ay ikiye ayrıldı. Öyle ki yarısı müşriklerin istedikleri gibi Ebû Kubeys Dağı üzerinde, diğer yarısı ise Kuaykıan Dağı üstünde iki parça halinde göründü.

Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, orada bulunan halka, “Şahid olunuz! Şahid olunuz!”1 diye seslendi.

Bu ap açık mu’cize karşısında da müşrikler, inad ve inkârlarından vazgeçmediler. Üstelik, “Bu da Ebû Kebşe’nin oğlunun bir sihridir”2 diyerek asılsız bir te’vilde bulunarak kendi kendilerini aldatma ve teselli etme yoluna saptılar. Gözleri önünde cereyan eden hâdiseyi elbette inkâr edemezlerdi. İnkâr edemedikleri için de, çıkar yol olarak “sihirdir” demek zorunda kalıyorlardı!
B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)B)
 

asil20

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Haz 2007
Mesajlar
195
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Şakk-ı Kamer Mu'cizesi

S.A. KARDEŞİM PAYLAŞIMIN İÇİN ALLAH(C.C)RAZI OLSUN...A.E.O...B)B)B)B)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt