Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ŞAKASI OLMAYAN ÜÇ ŞEY (1 Kullanıcı)

AHSEN-I FIGAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
1,021
Tepki puanı
0
Puanları
0
ŞAKASI OLMAYAN ÜÇ ŞEY :



NİKÂH - TALÂK - RİDDE






Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. Salât ve selâm efendimiz Muhammed aleyhisselâmın üzerine olsun.

Üç şeyin şakası olmaz dedi Resulullah:

1 ) Nikâh

2 ) Talâk (boşama)

3 ) Ridde (nikaha geri almak)


Nikâh : Nikâh kadın ve erkeğin, iki Müslüman erkek şahidin huzurunda “ Erkeğin, ben seni hanımım ( karım ) olarak kabul ettim, karşı tarafında ben seni beyim ( kocam ) olarak kabul ettim ” demeleridir. Bunu şakayla demiş olsalar bile, nikâhlı olurlar. Cinsel manada beraber olsalar günaha girmezler. Yani, nikâhın şakası yoktur.Şafiî mezhebinde nikâhın geçerli olması için kadın kişinin velisinin izni de olmalıdır.

Boşama : ( Talak )

Boşama yetkisi:Bir bayan nikâhı kıyılırken, boşama yetkisini eşinden isteyebilir. Erkek eğer izin verirse, kadında da boşama yetkisi olabilir. Boşama yetkisi olan kadın veya erkek şakayla bile olsa “ Ben seni boşadım ” derler ise, boş olurlar. Toplumun hukuku için boşanan kadın yakınlarına haber verdiğinde boşayan eş bunu doğrular ise, o zaman o yakınlar boşanmayla ilgili hukuki işlemleri başlatabilirler.

“ Boşadım ” ile “ boşuyorum ” veya “ boşayacağım ” bir değildir. Ben seni boşadım dendiği zaman boş olunur. Veya
“ boş ol ” cümlesi halk arasında “ boşadım ” ile aynı anlamda kullanılıyor ise “ boş ol ” diyerek de boş olunur. Bir talak gider.

Bir insan eşini üçüncü talak ile bir daha geri dönmeksizin boşayabilir. Birinci boşamadan sonra tekrar nikâhlanabilirler. İkinci kez boşarsa, yine nikâhlanabilirler. Fakat üçüncü kez boşadıktan sonra o eşiyle bir daha evlenemez.

Tek şart ( Hulle ) gerçekleşir ise boşanan eşlerin tekrar nikâhlanması mümkün olur. Bu da boşadığı hanımın başka bir erkekle kendi rızaları ile evlenir ve evlendiği erkek onu yine kendi rızası ile boşarsa, kadın tekrar ilk eşi ile nikâhlanabilir.

Batıl Hulle:Boşanmak şartı ile ikinci eş ile evlenip tekrar ilk eş ile nikâhlanmaya denir. Bu nikâh geçerli değildir.

Küfür : Alimler dediler ki, küfür üç çeşittir.

1 ) İtikâdi (inanç ile)küfür

2 ) Lafzi (söz ile) küfür

3 ) Fiili (hareket ile)küfür

İtikâdi küfre misal: Bir insan Allah’ın sıfatlarından bir tanesine, Peygamberlerden bir tanesine inanmaz veya meleklerin varlığına kalben inanmaz ise Dinden çıkar.

Lafzi küfre misal: Bir insan İslâm Dinini tahrif ederse, bir Ayeti yalanlar ise veya İslâm Dinini kısmen kabullenir ise Müslümanlıktan çıkar. İster tiyatro oynasın ister piyes yapsın, bunların şakası olmaz.

Kitaba ve Dine sövüldüğünde kişiyi mutlaka sorguya almak gerekir. Yani “ ne demek istiyorsun? ” diye sormalı. Benim Dinim İslâm, kitabım Kur’an dediğinde sövenin bunları kastettiği anlaşılırsa söven kişinin kâfir olduğuna hükmedilir. Fakat kitaptan kastı “ Senin hayat tarzın ” vb. ise, bu ağır bir sözdür fakat küfür değildir.

Mesela bazıları “Allahsız, Kitapsız” diyorlar. Burada eğer bu söz Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen, Onun kurallarını dikkate almayan manasında söyleniyor ise, bu da yine küfür olmaz. Ancak direkt olarak Allah’a sövülürse açık küfürdür.

Fiili küfre misal: Bir kimse Kur’an-ı Kerim’i pis bir yere, çöpe atarsa veya ayağının altına alırsa, onu çiğnerse küfre düşer. Ehil olmayan kişilerin küfür konusunda hüküm vermeleri sakıncalıdır. Sakıncalı sözü söyleyen kişiyi kurtaracak tevili yapamaz ise, buda kendisine sıkıntı verir. Fakat bazı küfürlerin tevili olmaz. Mesela “ Ben Dinimi değiştirdim, hristiyan oldum ” demek gibi. Veya “ Ben on sene sonra İslâm dininden çıkacağım ” demek gibi. Bunlar küfürdür.
Çünkü küfrü kendi nefsine yakıştırmış onu meşrulaştırmış olur.

Soru : Bir kimse “Ben Dinimi değiştirdim. Hristiyan oldum” derse, bu kişinin iman ve buna bağlı olarak nikâh durumu ne olur? Böyle söyleyen erkeğin eşinin nasıl davranması gerekir?

Cevap : Dinimizde bir hanımın şahitliği ile hüküm verilmez.
Telefonda erkek bile karşı tarafın küfür içeren sözlerine şahit olsa, sesin mutlaka konuştuğu kişiye ait olduğuna yüzde yüz emin olması gerekir. Yüz yüze yapılan konuşma ile telefonda yapılan konuşma bir değildir. Telefon yanıltabilir. Fesadı kaldırmak için sadece tam emin olunca hüküm verilir.

Kim olursa olsun Müslüman iken“ Ben Dinimi değiştirdim Ben hristiyan oldum ” der ise o kimse Dinden çıkmıştır. Hanımıyla boş olmuştur. Hanımın evi hemen terk etmesi lâzımdır.Onunla bir arada durması zina halidir. Ne zaman ki yeniden Müslüman olur, o zaman hanımı dilerse, yeniden nikâhlanırlar ve beraberlikleri devam edebilir.

İmam-ı Şafii ile İmam-ı Hanefi’nin küfre düşme sonrası nikâh konusunda ihtilaflı görüşleri vardır.

Hanefi mezhebi bu konuda hiç taviz vermemiştir. Hanefi mezhebine göre ister erkek Din’den çıksın, ister kadın Din’den çıksın ( ikisinden biri Din’den çıkaran bir amel işlemiş veya söz söylemiş ise ),diğerinin onunla beraber kalması doğru değildir. İlişkileri zina olur. Tek başına bir odada kalmaları halvet olur, haram olur. Ancak zaruri bir durum mevcut ise, ayrı odalarda kalabilirler. Hanefi mezhebine göre beraberliklerini sürdürebilmeleri için önce küfre düşen taraf tekrar Müslüman olması, sonra tekrar nikâh kıymaları farzdır. İmam Ebu Hanife, İmam Şafii gibi bu konuda mühlet vermemiştir. Yani bir insan küfre düştüğü andan itibaren nikâhı düşmüştür . Ve Yeniden Müslüman olup nikâhını da yeniden kıyması gerekir hükmünü vermiştir.

İmam Şafii de, Din’den çıkan kişi üç iddet müddeti içerisinde
( yaklaşık dört ay kadar bir süre ) Müslüman olursa ve eşi de Müslümanların yanında buna şahit olur ise, yeniden nikâh kıyma şartı yoktur. Yoksa iddet süresi geçtikten sonra tekrar Müslüman olursa, yeniden nikâh kıyması gerekmektedir.
Bu nikâh nasıl kıyılır? Aynı ilk nikâhtaki gibi iki Müslüman erkek şahidin yanında erkek “ Seni karım olarak aldım, kadında, ben de seni koca olarak kabul ettim ” diyecekler.

Soru : Cuma namazı için camiye gidildiğinde, hoca’nın söylediği bazı Ayet’ler ile, İmanın ve nikâhın tazelendiği söyleniyor. Bu yeterlimidir?

Cevap : Cuma günü veya gecesi nikâh tazelemenin küfre düşme durumundaki nikâh yenilemesi ile bir alâkası yoktur. Bu bir adettir. Bunu sadece zikir niyeti ile yaparlar. Bu Din’den çıkan kişinin tekrar Müslüman olmasını sağlamaz.

Yine Din’den çıkan kimse namazda Tahiyyat’taki Kelime-i Şehâdeti söylemesi ile tekrar Müslüman olmuş sayılmaz. Çünkü Din’den çıkış sebebini önce itiraf edecek, hatasını anlayacak ve Din’den çıkış sebebinden dolayı Kelime-i Şehadet getirerek tekrar Müslüman olacak. Yoksa zikir niyeti ile getirmiş olduğu Kelime-i Şehâdetin ona bir faydası olmaz.

Din’den çıkaran sözü kişi ister şakayla söylesin, ister ciddi söylesin aynen ciddi hükmündedir. Dini konuların şakası da ciddi hükmündedir.

Bir erkeğin bir yerde Din’den çıktığına şahit olan kimseler, bunu derhal onun hanımına bildirmelidirler. Müslümanlar bu konuda iki sıkıntı yaşıyorlar.“ Şikayet olur ” korkusu ile hanımına böyle şeyleri söylememeyi tercih ediyor. Veya
“inanç özgürlüğü” bahanesi ile eşler arasında böyle bir nasihati yapmamayı uygun gösteriyorlar. Buradaki iki sıkıntıyı da bir Müslümanın aşması lâzım. Ancak kendisine fiili bir zararın
( ölüm tehdidi gibi ) geleceğini biliyorsa susabilir. Burada susmasına bir derece ruhsat vardır. Ama bunların dışında yok “insanlar benim için ne derler” yok “dedikodu üretirler” gibi bahanelerden dolayı susulmaz, tepkisiz kalınmaz. Neticede bu dedikoduları üreten insanlar zaten cahil insanlardır. Hem zaten bunlar aynı zaman da onu sevmeyen insanlardır. Çünkü onun Ahireti ile alâkalı bir konunun düzelmesini istememektedirler.

Küfür gibi bir hataya düşen kişiyi en iyi etkileyecek kimse onun eşidir. Demek ki eşler ilim öğrenip, tavırları ile karşı tarafın düzelmesini sağlayacak. Siz istediğiniz kadar nasihat edin size karşı bir gururu, kibri olabilir, sizi sevmeyebilir.
Ama hanımına karşı öyle değildir. Hele hanımı o evi bir terk etsin!. bakın ikinci gün nasıl Müslüman olup özür diliyor.
Çünkü işlediği kusur en büyük kusurdur. Dinden çıkmak kadar büyük bir kusur, bir ayıp olamaz.

Bir hanımın eşi onu aldatmış ise ona sabretsin ve evi terk etmesin. Fakat kocası Din’den çıkmış ise, ona sabretmesin. Çünkü bir erkeğin hanımını aldatması büyük günahtır, fakat küfür değildir. Böyle olmasına rağmen bu konuda kadınlar çok şiddetli tepkiler verdikleri halde ( evi terk etmek, ailesinden yardım istemek gibi ) kocaları dinden çıktıkları zaman susuyor, tepki göstermiyorlar. Böyle yapan hanımlar çok cahildirler. Böyle hanımların mutlaka Din’ini öğrenmeleri lâzımdır. Hatta bu konularda Müftülerden ( Diyanet’ten ) yazılı cevap istesinler aynen durumu, eşinin söylediklerini, ilişkilerinin durumunu ve ne yapmaları gerektiğini sorsunlar. Yazılı cevap talep etsinler. İnşa Allah onlarda bu önemli meseleye acilen cevap verirler. Çünkü bu konu insanların Ahireti ile alâkalı bir konudur. Bir kimsenin kalbinde eşinin küfrüne rıza göstermesi kendisinin de Din’den çıkmasına sebep olur.

“Ve sallallahu alâ seyyidina Muhammed ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim.”


_ALINTI_
 

AHSEN-I FIGAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2007
Mesajlar
1,021
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: ŞAKASI OLMAYAN ÜÇ ŞEY

ECMAİN İNŞALLAHB)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt