Ubade bin Samit anlatıyor:
Bir gün Peygamber Efendimiz bineğine binerek Sahabîleri ile birlikte bir yolculuğa çıktı. Sahabîlerden hiçbiri onun önüne geçmiyor, hep sağında ve solunda yürüyorlardı.
Muaz bin Cebel sordu:
– “Yâ Resulallah! Allah’tan bizim günümüzü sizin gününüzden önce getirmesini dilerim. Allah o günü bize göstermesin. Şayet size bir şey olursa sizden sonra hangi amelleri yapmamızı tavsiye edersiniz?”
Peygamber Efendimiz:
– “Allah yolunda cihada devam ediniz.”
Muaz bin Cebel:
– “Anam babam size feda olsun ya Resulallah.”
Peygamber Efendimiz:
– “Allah yolunda cihad çok iyi bir şeydir. Fakat bugünkü insanlar için ondan daha önemli bir şey vardır.”
Muaz bin Cebel:
– “Ondan daha önemli şey herhalde oruç tutmak ve sadaka vermektir.”
Peygamber Efendimiz:
– “Oruçla sadaka elbette iyi şeylerdir. Fakat onlardan daha önemli bir şey vardır.” Bunun üzerine Muaz iyi bildiği bütün şeyleri sırasıyla söyledi. Peygamberimiz hepsine de:
– “Daha önemli bir şey vardır” diye cevap verdi.
Sonunda Muaz:
– “Öyleyse yâ Resulallah açıklayın bize. O önemli olan şey nedir?”
Peygamber Efendimiz dilini göstererek:
– “Bununla, iyilikten başka hiçbir şey söylememektir” buyurdular. Muaz bin Cebel’in, “Dilimizin söylediklerinden mes’ul olur muyuz?” demesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu: “İnsanları Cehenneme yüzüstü düşürecek olan şey, dillerinden başkası değildir".
Said bin Müseyyeb, Abdullah bin Selam’dan naklen anlatır: “Selmanı Farisi bana:
– “Ey kardeşim, hangimiz evvel vefat ödersek, vefat eden kendini, hayatta olana göstersin” dedi, ben de bu mümkün müdür? dedim.
– “Evet, mümkündür. Çünkü mü’minin ruhu bedeninden ayrılınca, istediği yere gidebilir; kâfirin ruhu Siccinde habsedilmiştir” dedi.
– Selman vefat etti. Birgün kaylüle yaparken (gün ortasında uyurken) Selman’ın geldiğini gördüm. Selam verdi. Selamına cevap verdim.
– Yerini nasıl buldun diye sordum
– “İyidir. Tevekkül et. Tevekkül ne iyi şeydir” dedi ve üç kere tekrarladı.”
Selmanı Farisi hazretlerinin ilmi ile fazileti pek çoktu. Her ilimde âlim idi. Hz. Ali, “Selmanı Farisi evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir denizdir” buyurmuşlardır. Resûlullaha sıdk ve muhabbeti sebebiyle Eshabı kiramın seçkinleri arasına Resulullah tarafından dahil edildi.
Muhacirlerle Ensar arasında, Muhacirlerden mi yoksa Ensardan mı meselesinde ihtilaf çıkınca Peygamberimiz, “Selman bizdendir, ehl-i beyttendir” buyurdu.
Bir gün Peygamber Efendimiz bineğine binerek Sahabîleri ile birlikte bir yolculuğa çıktı. Sahabîlerden hiçbiri onun önüne geçmiyor, hep sağında ve solunda yürüyorlardı.
Muaz bin Cebel sordu:
– “Yâ Resulallah! Allah’tan bizim günümüzü sizin gününüzden önce getirmesini dilerim. Allah o günü bize göstermesin. Şayet size bir şey olursa sizden sonra hangi amelleri yapmamızı tavsiye edersiniz?”
Peygamber Efendimiz:
– “Allah yolunda cihada devam ediniz.”
Muaz bin Cebel:
– “Anam babam size feda olsun ya Resulallah.”
Peygamber Efendimiz:
– “Allah yolunda cihad çok iyi bir şeydir. Fakat bugünkü insanlar için ondan daha önemli bir şey vardır.”
Muaz bin Cebel:
– “Ondan daha önemli şey herhalde oruç tutmak ve sadaka vermektir.”
Peygamber Efendimiz:
– “Oruçla sadaka elbette iyi şeylerdir. Fakat onlardan daha önemli bir şey vardır.” Bunun üzerine Muaz iyi bildiği bütün şeyleri sırasıyla söyledi. Peygamberimiz hepsine de:
– “Daha önemli bir şey vardır” diye cevap verdi.
Sonunda Muaz:
– “Öyleyse yâ Resulallah açıklayın bize. O önemli olan şey nedir?”
Peygamber Efendimiz dilini göstererek:
– “Bununla, iyilikten başka hiçbir şey söylememektir” buyurdular. Muaz bin Cebel’in, “Dilimizin söylediklerinden mes’ul olur muyuz?” demesi üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu: “İnsanları Cehenneme yüzüstü düşürecek olan şey, dillerinden başkası değildir".
Said bin Müseyyeb, Abdullah bin Selam’dan naklen anlatır: “Selmanı Farisi bana:
– “Ey kardeşim, hangimiz evvel vefat ödersek, vefat eden kendini, hayatta olana göstersin” dedi, ben de bu mümkün müdür? dedim.
– “Evet, mümkündür. Çünkü mü’minin ruhu bedeninden ayrılınca, istediği yere gidebilir; kâfirin ruhu Siccinde habsedilmiştir” dedi.
– Selman vefat etti. Birgün kaylüle yaparken (gün ortasında uyurken) Selman’ın geldiğini gördüm. Selam verdi. Selamına cevap verdim.
– Yerini nasıl buldun diye sordum
– “İyidir. Tevekkül et. Tevekkül ne iyi şeydir” dedi ve üç kere tekrarladı.”
Selmanı Farisi hazretlerinin ilmi ile fazileti pek çoktu. Her ilimde âlim idi. Hz. Ali, “Selmanı Farisi evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir denizdir” buyurmuşlardır. Resûlullaha sıdk ve muhabbeti sebebiyle Eshabı kiramın seçkinleri arasına Resulullah tarafından dahil edildi.
Muhacirlerle Ensar arasında, Muhacirlerden mi yoksa Ensardan mı meselesinde ihtilaf çıkınca Peygamberimiz, “Selman bizdendir, ehl-i beyttendir” buyurdu.