SAFLARI BELİRLEMEK...
"La" diye başlayan dinimiz bize öncelikle reddetmeyi öğretir.Önce habis olanı,kötü olanı,şer olanı,Allah'ın otoritesini yok sayanı,kısacası şeytan ve dostlarını reddetmeyi öğütler bize.Hendeklerimizi kazmamızı ve saflarımızı belirlememizi emreder.Kim olduğumuzu bilmemizi,kimliğimizi,kişiliğimizi,adımızı ve yaşantımızı inançlarımız doğrultusunda şekillendirmemizi, adımıza yani Müslüman kimliğine yaraşır bir biçimde davranmamızı emreder. Kitabullaha bütün olarak baktığımızda nasıl davranmamız gerektiğinden tutunda en ince detaya kadar yaşamımızı şekillendiren bir hayat nizamıyla karşılaşmaktayız.Başı boş bırakmayan ve hayatın tüm çehresini kuşatan bir din.Reddetmeden yaşanıldığı iddia edilen din Rabbimizin bize kitabında anlattığı dinin kuşatıcılığından oldukça uzaktır.Kuşatmayan bir din olgusu, eğreti duran düşünceler, söylemlerin yücelttiği ama eylemlerin hayata geçirilemeği bir din, insanların kendi kafalarında oluşturdukları yani kendi yazdıkları ve yaşadıkları din telekkisidir ancak.
Söyleyenler,yapanlar çok.Yapanlar ve bilenler çok.Ama tüm bunların gerçek din olmadığını biliyoruz.Söylüyoruz ama yaşamıyoruz.Yapıyoruz ama bilinçli değiliz.Öğretilegelen bazı adetleri din edinmişiz devam ettiriyoruz.Veya eklemeler yapmışız dine.Sanki eksikmiş gibi güne uyarlamaya çalışmışız farkında olarak veya olmayarak.
İslamın eksiğimi var? Elbette hayır!
İslamdan başka dinler dincikler edinmişiz.Tağuta meyledip ona boyun eğmişiz...
Allah'ın arzımı dar, Asla olamazda!
Biz başımıza gelene boyun büküp mustazaf olmayı tercih etmiş,günlerimizi dert yanarak geçiriyoruz...
Allah'ın kanunu mu yetersiz? Mümkün değil!
Haşa kıt akıllarımıza bakmadan kanunlar koyuveriyoruz hemen.Veya kanun koyuculara uyuyoruz...
Allah'ın yöntemimi uymuyor bize? Olur mu?
Hemen bir geçerli yöntem arıyor ve en fazla işimize gelen yöntemi uyarlıyoruz halimize...
Müslüman adı yetmiyor mu? Çaresi var!
Sisteme entegre güncel bir isim buluveriyoruz kendimize..
Faizin haram olmasından mı rahatsızız. Zorlanmayız!
Ekonomik düzeni sarsmamak adına enflasyon oranına göre belirleriz faizide.Oda yetmezse kar ortaklığı koyuveririz adını...
Allah'ın emri olan örtü rahatsız mı ediyor birilerini? Yolu bulunur!
Sistemi ve rahatsız olanları rahatlatacak bir isim ve şekil bulup tesettürden uzak örtüler icat ederiz sahabenin uğruna canlarını verdikleri örtüye...
Sabahın erken saatlerinde Namaza çağıran Ezandan mı rahatsız birileri?Susturulur!
Mekanik bir şekilde merkezi sistemle bir defada okunur bitiverir. Ahenkle birbirine karışmaz namaz çağrıları...
Özgürlük,Kıyamı ve Dirilişi simgeleyen Salat(Namaz) sıkıntılı mı? O da kolay!
Şekillerle boğarak,sadece merasim haline dönüştürüp şekilsel bir ibadet yapıveririz özgürlük olan Salatı.Oda yetmezse sempozyum ve panellerle sadece kılın diye haykırırız Tevhidden bi haber insanlara...
Paralar hacc yoluyla başka yerlere mi akıyor? Yolu bulunur!
Vadeli, taksitli, hatta faizli kredi kartlarıyla yaptırırız Farz olan Hacc görevlerini...
Camilerdeki vaazlarda halk bilinçleniyor mu? Formülü basit!
Sistem kendi yazar metni ve tutuşturur imamın eline okutturur çiçek ve böcek sevgisini zulmün kol gezdiği beldelerde....
Bazı emirler ağırmı geliyor insanlara? Fetvası var!
Ağır olduğu düşünülen emirler esnetiliverir bir çırpıda.Bazılarıda özenle üzerleri örtülür, gizlenir.Çok ağırlarınıda görmezden geliriz zaten.Göremediğinde sorumlu olmaz ya insan!..
Bu listeyi uzatmak kolay.O kadar çok madde var ki.Burada bunları sıralamaktansa yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapamadıklarımızı sorgulamalıyız.Kur'anı açıp baksak ve anlayarak okusak meseleyi çözebiliriz ama biz nedense hep en kolay olanı yani bi hocaya,üstada,şeyhe,sözüm ona kanaat önderlerine sormayı ve onların buyurdukları gibi davranmayı tercih etmişiz.Büyük cemaatleri yönlendiren şeyhlerde onları besleyenlerin sözlerinden çıkmadıklarından dolayı mesele kalmamış.Sistem içinde gül gibi yaşayan,rahatsızlık duyacağı bir şey olmadan kardeş kardeş hayatını idame ettiren,asimile olan bir yığın halk meydana gelmiş.O da oluşan bu halk yığınlarını çıkarları doğrultusunda kullanmış. Hatta kendisini en çok besleyen partiye oylarını attıracak kadar cüretkar olmuş.Bir dönem şeyhleri eleştiren sözüm ona islami camianın aydınlarıda set çekmişler halkla aralarına.Yüksek kürsülerden,tv ekranlarından,ve bilmem kaça satılan kitaplardan kesilir olmuş ahkamlar.Halk küçümsenmiş.Dikkate alınmamış.Yüksek mimberden kendisine mağrur bir şekilde bakan modern şeyhleri uyaramamış bile.Tüm peygamberlerin savaştıkları ve devirdikleri cansız putların yerini canlıları almış.Bu canlı putlar şekillendirmişler yaşanılması uygun olan dini.Onlar kitabı da kitabına uydurup! sıfır kilometre bir din icat edivermişler.Tabi olan tabi olunandan farksız olunca körler sağırlar birbirini ağırlar hesabı herkes kendi için uygun olmayan bölüme bir çizik atıvermiş yüreği sızlamadan.. Öyleki, inandıkları gibi yaşayan değil,yaşadıkları gibi inanan bu yığın kendi çıkarları için dini eğip bükmüş.Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar etmiş.
"Yoksa kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Böyle yapanların cezası dünyada alçalmaktan ibarettir.Kıyamette de onlar en çetin azap ile azaplanacakalardır"
( Bakara-85)
Bazılarıda sadece benim düşündüğüm doğru söylemleriyle diğerlerini kafir,müşrik,veya başka bir isimle tekfir etmiş.Düşünceler,fikirler yarıştırılmış maraton gibi.Her düşüncenin bir mimarı ve bu mimarında müritleri oluvermiş.Biz safları belirlemeyi müslümanlar arasında zannetmişiz.Yanılmışız...Hemde çok fazla yanılmış,yanıltılmışız.Biz şeytan ve dostlarıyla aramıza hendek kazacakken Müslümanlarla aramızı aralamışız.Hendekleri onlarla müslümanlarla uzaklaşmak adına kazmışız.Kardeşlik edebiyatları parçalamışız bolca.Makaleler,kitaplar yazmışız kardeşlik adına.Amma başka bir düşüncedeki kardeşimizi Kardeş görmemişiz,dışlamışız.İçi boş davuldan çıkar gibi çıkmış bu edebiyatlar.Belki o an hoş gelmiş,etkilemiş bizi ama gerisi gelmemiş bu söylemlerin.Eylemlerimizin desteklemediği söylemler oluvermiş her biri!..
Gevşemişiz.Ağzımıza çalınan bir parmak bal bizi rahatlattıkça rahatlatmış.Her şey yolundaymış gibi kendimizi kabul ettirmeye çalışmışız,Rabbimizin kesin çizgilerle saflarımızı ayırdığı insanlara.Onlar mı bizden olmuş,biz mi onlardan.Bir birine karışmış her şey.Ama kısacası bir oluvermişiz.Aynı safta.Yan yana.Diz dize.Aynı yerlerde eğlenip,aynı yerlerde atmışız stresimizi.Aynı ekrana bakıp,aynı gazetelerden almışız dünya müslümanlarının yaşadıkları zulümlerin haberini.Aynı denize girip,aynı sahilde güneşlenmiz markalı haşemalarımızla!Altarnatif lüks oteller mekanımız olmuş.Onlar gibi harcamışız paralarımızı saça saça.Yaranmak adına değişmiş radikal düşünceler.Saflarımız ayrışmaz bir biçimde karıştırmışız şeytan ve dostlarıyla.
Bırakalım artık birbirimizi tokatlamayı ve kendimize bir osmanlı tokadı atıp kendimize gelelim.İnsanlara anlatırken bazı gerçekleri kendimizi unutmayalım.Silkelenelim.Çöktüğümüz yerden doğrulup kıyama duralım.Saflarımızı bir daha gözden geçirip kapanmamak üzere kazalım hendeklerimizi.Karıştırmadan son kez saflarımızı belirleyelim.Kardeşlerimizi ve düşmanlarımızı bilerek hareket edelim.Düşünelim,akledelim,tefekkür edelim.Kalkalım yerimizden ve Rabbimizin bizden istediği yola,sıratı müstakime talip olalım.Lailahe illallah düsturunu kalplere taşıyacak kim var denildiğinde düşünmeden öne atılıp ben varım diyebilelim.Kalplerimiz Allah aşkıyla,sorumluluk bilinciyle yanıp tutuşsun.Yalnızca O nun ve ondan olanların emirlerine iteat edenlerin ,Allah'ın övdüğü en hayırlı ümmet olabilmek için gece gündüz mücadele edenlerden olalım.Canımızı,malımızı,en değer verdiğimizi gözümüzü kırpmadan Allah yolunda adayanlardan olalım.Haydi,her şey için çok geç olup ölüm kapımızı çalmadan....
Mükerrem BULUT
"La" diye başlayan dinimiz bize öncelikle reddetmeyi öğretir.Önce habis olanı,kötü olanı,şer olanı,Allah'ın otoritesini yok sayanı,kısacası şeytan ve dostlarını reddetmeyi öğütler bize.Hendeklerimizi kazmamızı ve saflarımızı belirlememizi emreder.Kim olduğumuzu bilmemizi,kimliğimizi,kişiliğimizi,adımızı ve yaşantımızı inançlarımız doğrultusunda şekillendirmemizi, adımıza yani Müslüman kimliğine yaraşır bir biçimde davranmamızı emreder. Kitabullaha bütün olarak baktığımızda nasıl davranmamız gerektiğinden tutunda en ince detaya kadar yaşamımızı şekillendiren bir hayat nizamıyla karşılaşmaktayız.Başı boş bırakmayan ve hayatın tüm çehresini kuşatan bir din.Reddetmeden yaşanıldığı iddia edilen din Rabbimizin bize kitabında anlattığı dinin kuşatıcılığından oldukça uzaktır.Kuşatmayan bir din olgusu, eğreti duran düşünceler, söylemlerin yücelttiği ama eylemlerin hayata geçirilemeği bir din, insanların kendi kafalarında oluşturdukları yani kendi yazdıkları ve yaşadıkları din telekkisidir ancak.
Söyleyenler,yapanlar çok.Yapanlar ve bilenler çok.Ama tüm bunların gerçek din olmadığını biliyoruz.Söylüyoruz ama yaşamıyoruz.Yapıyoruz ama bilinçli değiliz.Öğretilegelen bazı adetleri din edinmişiz devam ettiriyoruz.Veya eklemeler yapmışız dine.Sanki eksikmiş gibi güne uyarlamaya çalışmışız farkında olarak veya olmayarak.
İslamın eksiğimi var? Elbette hayır!
İslamdan başka dinler dincikler edinmişiz.Tağuta meyledip ona boyun eğmişiz...
Allah'ın arzımı dar, Asla olamazda!
Biz başımıza gelene boyun büküp mustazaf olmayı tercih etmiş,günlerimizi dert yanarak geçiriyoruz...
Allah'ın kanunu mu yetersiz? Mümkün değil!
Haşa kıt akıllarımıza bakmadan kanunlar koyuveriyoruz hemen.Veya kanun koyuculara uyuyoruz...
Allah'ın yöntemimi uymuyor bize? Olur mu?
Hemen bir geçerli yöntem arıyor ve en fazla işimize gelen yöntemi uyarlıyoruz halimize...
Müslüman adı yetmiyor mu? Çaresi var!
Sisteme entegre güncel bir isim buluveriyoruz kendimize..
Faizin haram olmasından mı rahatsızız. Zorlanmayız!
Ekonomik düzeni sarsmamak adına enflasyon oranına göre belirleriz faizide.Oda yetmezse kar ortaklığı koyuveririz adını...
Allah'ın emri olan örtü rahatsız mı ediyor birilerini? Yolu bulunur!
Sistemi ve rahatsız olanları rahatlatacak bir isim ve şekil bulup tesettürden uzak örtüler icat ederiz sahabenin uğruna canlarını verdikleri örtüye...
Sabahın erken saatlerinde Namaza çağıran Ezandan mı rahatsız birileri?Susturulur!
Mekanik bir şekilde merkezi sistemle bir defada okunur bitiverir. Ahenkle birbirine karışmaz namaz çağrıları...
Özgürlük,Kıyamı ve Dirilişi simgeleyen Salat(Namaz) sıkıntılı mı? O da kolay!
Şekillerle boğarak,sadece merasim haline dönüştürüp şekilsel bir ibadet yapıveririz özgürlük olan Salatı.Oda yetmezse sempozyum ve panellerle sadece kılın diye haykırırız Tevhidden bi haber insanlara...
Paralar hacc yoluyla başka yerlere mi akıyor? Yolu bulunur!
Vadeli, taksitli, hatta faizli kredi kartlarıyla yaptırırız Farz olan Hacc görevlerini...
Camilerdeki vaazlarda halk bilinçleniyor mu? Formülü basit!
Sistem kendi yazar metni ve tutuşturur imamın eline okutturur çiçek ve böcek sevgisini zulmün kol gezdiği beldelerde....
Bazı emirler ağırmı geliyor insanlara? Fetvası var!
Ağır olduğu düşünülen emirler esnetiliverir bir çırpıda.Bazılarıda özenle üzerleri örtülür, gizlenir.Çok ağırlarınıda görmezden geliriz zaten.Göremediğinde sorumlu olmaz ya insan!..
Bu listeyi uzatmak kolay.O kadar çok madde var ki.Burada bunları sıralamaktansa yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapamadıklarımızı sorgulamalıyız.Kur'anı açıp baksak ve anlayarak okusak meseleyi çözebiliriz ama biz nedense hep en kolay olanı yani bi hocaya,üstada,şeyhe,sözüm ona kanaat önderlerine sormayı ve onların buyurdukları gibi davranmayı tercih etmişiz.Büyük cemaatleri yönlendiren şeyhlerde onları besleyenlerin sözlerinden çıkmadıklarından dolayı mesele kalmamış.Sistem içinde gül gibi yaşayan,rahatsızlık duyacağı bir şey olmadan kardeş kardeş hayatını idame ettiren,asimile olan bir yığın halk meydana gelmiş.O da oluşan bu halk yığınlarını çıkarları doğrultusunda kullanmış. Hatta kendisini en çok besleyen partiye oylarını attıracak kadar cüretkar olmuş.Bir dönem şeyhleri eleştiren sözüm ona islami camianın aydınlarıda set çekmişler halkla aralarına.Yüksek kürsülerden,tv ekranlarından,ve bilmem kaça satılan kitaplardan kesilir olmuş ahkamlar.Halk küçümsenmiş.Dikkate alınmamış.Yüksek mimberden kendisine mağrur bir şekilde bakan modern şeyhleri uyaramamış bile.Tüm peygamberlerin savaştıkları ve devirdikleri cansız putların yerini canlıları almış.Bu canlı putlar şekillendirmişler yaşanılması uygun olan dini.Onlar kitabı da kitabına uydurup! sıfır kilometre bir din icat edivermişler.Tabi olan tabi olunandan farksız olunca körler sağırlar birbirini ağırlar hesabı herkes kendi için uygun olmayan bölüme bir çizik atıvermiş yüreği sızlamadan.. Öyleki, inandıkları gibi yaşayan değil,yaşadıkları gibi inanan bu yığın kendi çıkarları için dini eğip bükmüş.Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar etmiş.
"Yoksa kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Böyle yapanların cezası dünyada alçalmaktan ibarettir.Kıyamette de onlar en çetin azap ile azaplanacakalardır"
( Bakara-85)
Bazılarıda sadece benim düşündüğüm doğru söylemleriyle diğerlerini kafir,müşrik,veya başka bir isimle tekfir etmiş.Düşünceler,fikirler yarıştırılmış maraton gibi.Her düşüncenin bir mimarı ve bu mimarında müritleri oluvermiş.Biz safları belirlemeyi müslümanlar arasında zannetmişiz.Yanılmışız...Hemde çok fazla yanılmış,yanıltılmışız.Biz şeytan ve dostlarıyla aramıza hendek kazacakken Müslümanlarla aramızı aralamışız.Hendekleri onlarla müslümanlarla uzaklaşmak adına kazmışız.Kardeşlik edebiyatları parçalamışız bolca.Makaleler,kitaplar yazmışız kardeşlik adına.Amma başka bir düşüncedeki kardeşimizi Kardeş görmemişiz,dışlamışız.İçi boş davuldan çıkar gibi çıkmış bu edebiyatlar.Belki o an hoş gelmiş,etkilemiş bizi ama gerisi gelmemiş bu söylemlerin.Eylemlerimizin desteklemediği söylemler oluvermiş her biri!..
Gevşemişiz.Ağzımıza çalınan bir parmak bal bizi rahatlattıkça rahatlatmış.Her şey yolundaymış gibi kendimizi kabul ettirmeye çalışmışız,Rabbimizin kesin çizgilerle saflarımızı ayırdığı insanlara.Onlar mı bizden olmuş,biz mi onlardan.Bir birine karışmış her şey.Ama kısacası bir oluvermişiz.Aynı safta.Yan yana.Diz dize.Aynı yerlerde eğlenip,aynı yerlerde atmışız stresimizi.Aynı ekrana bakıp,aynı gazetelerden almışız dünya müslümanlarının yaşadıkları zulümlerin haberini.Aynı denize girip,aynı sahilde güneşlenmiz markalı haşemalarımızla!Altarnatif lüks oteller mekanımız olmuş.Onlar gibi harcamışız paralarımızı saça saça.Yaranmak adına değişmiş radikal düşünceler.Saflarımız ayrışmaz bir biçimde karıştırmışız şeytan ve dostlarıyla.
Bırakalım artık birbirimizi tokatlamayı ve kendimize bir osmanlı tokadı atıp kendimize gelelim.İnsanlara anlatırken bazı gerçekleri kendimizi unutmayalım.Silkelenelim.Çöktüğümüz yerden doğrulup kıyama duralım.Saflarımızı bir daha gözden geçirip kapanmamak üzere kazalım hendeklerimizi.Karıştırmadan son kez saflarımızı belirleyelim.Kardeşlerimizi ve düşmanlarımızı bilerek hareket edelim.Düşünelim,akledelim,tefekkür edelim.Kalkalım yerimizden ve Rabbimizin bizden istediği yola,sıratı müstakime talip olalım.Lailahe illallah düsturunu kalplere taşıyacak kim var denildiğinde düşünmeden öne atılıp ben varım diyebilelim.Kalplerimiz Allah aşkıyla,sorumluluk bilinciyle yanıp tutuşsun.Yalnızca O nun ve ondan olanların emirlerine iteat edenlerin ,Allah'ın övdüğü en hayırlı ümmet olabilmek için gece gündüz mücadele edenlerden olalım.Canımızı,malımızı,en değer verdiğimizi gözümüzü kırpmadan Allah yolunda adayanlardan olalım.Haydi,her şey için çok geç olup ölüm kapımızı çalmadan....
Mükerrem BULUT