Bütün varlıkların en şereflisi olarak yaratılan, akıl ve irade gücü ile teçhiz edilen insanın kâinatta görevi nedir? sualine İslâm dininin verdiği cevabı gözden geçirelim. «O, sizi yeryüzünde halifeler yapandır» (5) âyet-i kerimesinden anlaşılacağı üzere, insan yaratıl¬mışların en şereflisidir. Hiçbir canlıya verilmeyen maddî ve manevî güçlerle teçhiz edilmiş, ahsen-i takvim bir surette yaratılmıştır. (6) Bütün bunların sonucunda, insana belirli görevler yüklenilmiş, başıboş olmadığı ve mutlaka geri döndürülüp hesaba çekileceği hatırlatılmıştır. (7) Hesap gününde «Zerre miktarı iyiliğin de, zerre miktarı kötülüğün de kar¬şılığını göreceği» (8), Allah'ı (CC) bırakıp, tağutlara ve putlara îman ve itaat edenlerin ebediyyen cehennemde kalacağı muhkem ayetlerle belirtilmiştir. (9)
Ayrıca insanın, ya Allah’a (CC) iman edip, onun yolunda cihad edeceği, ya da küfredip TAĞUT yolunda savaşacağı (10) bu iki yolun dışında üçüncü bir yolun bulunmadığı izah edilmiştir.
Evet, Sadece İki Yol :
«Dinde zorlama yoktur. Hakikat îman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Artık kim TAĞUT'u tanımayıp da, Allah'a (CC) îman ederse o muhakkak kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah (CC) hakkıyla işitici, her şeyi kemâliyle bilicidir.» (11)
Bir kimse, Allah'a (CC), âhiret gününe, peygamberlerine, meleklerine ve kitaplarına inandığını ikrar etse, inanılması zaruri olan diğer hususları da kabul ettiğini açıklasa, buna mukabil TAĞUT’i rejimleri (Demokratik, lâik, hümanist, kapitalist, sosyalist vs.) «ÇAĞDAŞ DEVLET MODELLERİ» adı altında benimsese, doğruluklarına itikad etse, irtidat etmiş olur, yani dinden çıkar.
Nitekim müslümanlar bu hususta uyarılmışlardır:
«Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen kitaplara (Zebur'a, Tevrat'a, încile ve Suhuflara) îman ettik diye boş iddialarda bulunanlara bakmaz mısın? Onlar TAĞUT’un huzurunda muhakeme olmak (Hükümlerine boyun eğmek) istiyorlar. Halbuki onlar TAGUT’ları inkâr etmekle (tekfir etmekle, lânetlemekle) emrolunmuşlardı.» (12)
«Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman mü'min bir erkekle, mü'min bir kadın için kendi işlerinden dolayı Allah'ın ve Peygamberin hükmüne aykırı olanı seçmek hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklık et¬miş olur.» (13)
Kur'an-ı Kerim ve mütevâtir sünnetle sabit olan, Hz. Adem'den (AS) bu yana tevhid mücadelesinin devam ettiği ve bu mücadelenin kıyamete kadar süreceğidir. Kim, insanların maslahat ve iyiliklerini Allah'tan (CC) daha iyi bildiğini iddia ederek, insanlar üzerinde hükümler koymaya ve bunları tatbik etme¬ye gayret ederse «îlâhlık» iddiasına girişmiş olur. Her kim de, bunların bu iddialarını doğrulayarak onlarla işbirliği yaparsa, tevhid akidesini parçalamış, ilâhlara îman etmiş, kâfirler zümresine dahil olmuş demektir.
Bu açıdan «ÇAĞDAŞ DEVLET MODELLERİ» iyi değerlendirilmeli, isimleri Milliyetçi - Mukaddesatçı dahi olsa, Allah'ın (CC) indirdiği hükümlere mukabil olmak ve onların yerine geçmek üzere doktrinler imâl eden, bu doktrinleri insanların hayatına tatbik edeceğini ilân eden insanların «TAĞUT» olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Bugün dünyada, beşikten mezara kadar insanların hayatlarını düzenlemek iddiası ile varlıklarını sürdüren, meclisler, konsüller, krallar ve kavimlerarası kuruluşlar, insanları silâhlı güçleri ile teslim almış görünmektedirler. Allah'ın (CC) mülkünde, Allah'ın tasarruf hakkını kabul etmeyen bu müşrikler, insanların, can, mal ve nesil emniyetini ortadan kaldırmışlardır.
(5) En'am Sûresi-165.
(6) Et-Tiyn Sûresi-4.
(7) Bkn - El Müminûn Sûresi-115, El Kıyamet Sûresi-36, El-
Ankebût Sûresi-57.
(8) Bkn - Ez-Zilzal Sûresi-7, 8.
(9) Bkn - En Nisa Sûresi-14. Bakara Sûresi: 80. 81. Alû İm-ran Sûresi-24, El Ahzab Sûresi-64, 65, Fussilet Süresi-28, Zuhruf Sûresi-74. 75 (Kâfirlerin ebedi olarak cehennem¬de kalacağı bu âyetlerde açıkça belirtilmiştir.)
(10) En Nisa Sûresi-76.
(11) El Bakara Sûresi-256.
(12) Nisa Sûresl-60.
(13) El-Ahzab Sûresi-36.
Kaynak Kitabım
Hüsnü Aktaş - Medeni Vahşet
Ayrıca insanın, ya Allah’a (CC) iman edip, onun yolunda cihad edeceği, ya da küfredip TAĞUT yolunda savaşacağı (10) bu iki yolun dışında üçüncü bir yolun bulunmadığı izah edilmiştir.
Evet, Sadece İki Yol :
«Dinde zorlama yoktur. Hakikat îman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Artık kim TAĞUT'u tanımayıp da, Allah'a (CC) îman ederse o muhakkak kopması mümkün olmayan en sağlam kulpa yapışmıştır. Allah (CC) hakkıyla işitici, her şeyi kemâliyle bilicidir.» (11)
Bir kimse, Allah'a (CC), âhiret gününe, peygamberlerine, meleklerine ve kitaplarına inandığını ikrar etse, inanılması zaruri olan diğer hususları da kabul ettiğini açıklasa, buna mukabil TAĞUT’i rejimleri (Demokratik, lâik, hümanist, kapitalist, sosyalist vs.) «ÇAĞDAŞ DEVLET MODELLERİ» adı altında benimsese, doğruluklarına itikad etse, irtidat etmiş olur, yani dinden çıkar.
Nitekim müslümanlar bu hususta uyarılmışlardır:
«Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilen kitaplara (Zebur'a, Tevrat'a, încile ve Suhuflara) îman ettik diye boş iddialarda bulunanlara bakmaz mısın? Onlar TAĞUT’un huzurunda muhakeme olmak (Hükümlerine boyun eğmek) istiyorlar. Halbuki onlar TAGUT’ları inkâr etmekle (tekfir etmekle, lânetlemekle) emrolunmuşlardı.» (12)
«Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman mü'min bir erkekle, mü'min bir kadın için kendi işlerinden dolayı Allah'ın ve Peygamberin hükmüne aykırı olanı seçmek hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklık et¬miş olur.» (13)
Kur'an-ı Kerim ve mütevâtir sünnetle sabit olan, Hz. Adem'den (AS) bu yana tevhid mücadelesinin devam ettiği ve bu mücadelenin kıyamete kadar süreceğidir. Kim, insanların maslahat ve iyiliklerini Allah'tan (CC) daha iyi bildiğini iddia ederek, insanlar üzerinde hükümler koymaya ve bunları tatbik etme¬ye gayret ederse «îlâhlık» iddiasına girişmiş olur. Her kim de, bunların bu iddialarını doğrulayarak onlarla işbirliği yaparsa, tevhid akidesini parçalamış, ilâhlara îman etmiş, kâfirler zümresine dahil olmuş demektir.
Bu açıdan «ÇAĞDAŞ DEVLET MODELLERİ» iyi değerlendirilmeli, isimleri Milliyetçi - Mukaddesatçı dahi olsa, Allah'ın (CC) indirdiği hükümlere mukabil olmak ve onların yerine geçmek üzere doktrinler imâl eden, bu doktrinleri insanların hayatına tatbik edeceğini ilân eden insanların «TAĞUT» olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
Bugün dünyada, beşikten mezara kadar insanların hayatlarını düzenlemek iddiası ile varlıklarını sürdüren, meclisler, konsüller, krallar ve kavimlerarası kuruluşlar, insanları silâhlı güçleri ile teslim almış görünmektedirler. Allah'ın (CC) mülkünde, Allah'ın tasarruf hakkını kabul etmeyen bu müşrikler, insanların, can, mal ve nesil emniyetini ortadan kaldırmışlardır.
(5) En'am Sûresi-165.
(6) Et-Tiyn Sûresi-4.
(7) Bkn - El Müminûn Sûresi-115, El Kıyamet Sûresi-36, El-
Ankebût Sûresi-57.
(8) Bkn - Ez-Zilzal Sûresi-7, 8.
(9) Bkn - En Nisa Sûresi-14. Bakara Sûresi: 80. 81. Alû İm-ran Sûresi-24, El Ahzab Sûresi-64, 65, Fussilet Süresi-28, Zuhruf Sûresi-74. 75 (Kâfirlerin ebedi olarak cehennem¬de kalacağı bu âyetlerde açıkça belirtilmiştir.)
(10) En Nisa Sûresi-76.
(11) El Bakara Sûresi-256.
(12) Nisa Sûresl-60.
(13) El-Ahzab Sûresi-36.
Kaynak Kitabım
Hüsnü Aktaş - Medeni Vahşet