Hayatımız boyunca çeşitli olaylar ile karşılaşırız. Bu olayların bir kısmı bizim için sevinç ve mutluluk verici, bir kısmı ise can sıkıcı, üzücü ve hatta bizi öfkelendirecek olaylardır. Ve biz hayatımız boyunca karşılaştığımız bu olaylara farklı farklı tepkiler veririz.
Mesela, okulu bitirip, mezun olmak bizi sevindirir. Hâlbuki üniversite sınavlarında başarılı olamayışımız bizi üzer. Bir çocuk sahibi olmamız bizi mutlu eder. Oysa sevdiğimiz birinin ölümü bizi üzer, hatta yıkar.
Genelde insanların olaylar karşısında sergilediği iki çeşit tutum vardır. Birincisi, duygusal yaklaşımlarımızdır, diğeri ise mantıksal yaklaşımlarımızdır. Her ne kadar olaylar karşısında duygusal yaklaşımlar sergile sekte sonuçta mantıklı davranırız.
İşyerinde patronumuzdan haksız yere işittiğimiz azar bizi kırar, incitir hatta sinirlendirir. O an ağzımıza geleni söylemek isteriz ama yapamayız. Çünkü o vakit, istifayı basıp gitmemiz gerektiğini ve işimizi kaybedeceğimizi bildiğimiz için, öfkemize hakim olup susmak ile yetiniriz. O anki sinirimiz, insansı ve duygusal yaklaşımımızdır. Çünkü böyle bir olay karşısında hemen herkes sinirlenir. Sabır edip susmak ise mantıklı olan davranışımızdır. Çünkü bir anlık öfkemiz bize işimizi kaybettirebilir. Ve bizde sabır edip susmayı tercih ederiz.
Bir yakınımızı, mesela annemizi toprağa verdiğimiz vakit çok üzülürüz. Adeta yıkılırız. Ama asla yaşamdan vazgeçip, onunla birlikte toprağa girmeyiz. İşte bu da sabır ile gösterdiğimiz mantıksal bir yaklaşımdır. Çünkü her şeye rağmen hayatın, birinin bıraktığı yerden aynen devam ettiğini biliriz.
Yemin olsun, içinizden gayret gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. MUHAMMED SURESİ 31.
Aslında sabır etmek hayatımız boyunca sık sık yapmak zorunda kaldığımız bir davranıştır.
Kimi insanlar sabretmenin, olaylar karşısında bir teslimiyet olduğu görüşü ile isyan ederler. Oysa sabır bir teslimiyet değil, mücadeledir. Nefsimiz ile yaptığımız bir mücadele…
Sabrın örneklerini etrafımızda her yerde görmek mümkündür.
Bir çocuk sahibi olmak istediğimizde, dokuz ay sabırla beklemek zorundayız. Bahçemize bir domates fidesi ektiğimizde, domates yiyebilmek için, onun olgunlaşmasını beklemek zorundayız.
Biz insanlar, istediğimiz bir şeyin hemen gerçekleşmesini dileriz. Sabır, bir erdemdir ve hayatın bizi sıkıcı, üzücü, öfkelendirici olayları karşısında, bizi olgunlaştıran en mantıklı davranış biçimidir.
İşin gerçeği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır. MEARİC SURESİ 19.
ALLAH YAR VE YOLDAŞINIZ OLSUN.
(Akın Örsmen 11.4.2009)
YOL GÖSTERİCİ
Mesela, okulu bitirip, mezun olmak bizi sevindirir. Hâlbuki üniversite sınavlarında başarılı olamayışımız bizi üzer. Bir çocuk sahibi olmamız bizi mutlu eder. Oysa sevdiğimiz birinin ölümü bizi üzer, hatta yıkar.
Genelde insanların olaylar karşısında sergilediği iki çeşit tutum vardır. Birincisi, duygusal yaklaşımlarımızdır, diğeri ise mantıksal yaklaşımlarımızdır. Her ne kadar olaylar karşısında duygusal yaklaşımlar sergile sekte sonuçta mantıklı davranırız.
İşyerinde patronumuzdan haksız yere işittiğimiz azar bizi kırar, incitir hatta sinirlendirir. O an ağzımıza geleni söylemek isteriz ama yapamayız. Çünkü o vakit, istifayı basıp gitmemiz gerektiğini ve işimizi kaybedeceğimizi bildiğimiz için, öfkemize hakim olup susmak ile yetiniriz. O anki sinirimiz, insansı ve duygusal yaklaşımımızdır. Çünkü böyle bir olay karşısında hemen herkes sinirlenir. Sabır edip susmak ise mantıklı olan davranışımızdır. Çünkü bir anlık öfkemiz bize işimizi kaybettirebilir. Ve bizde sabır edip susmayı tercih ederiz.
Bir yakınımızı, mesela annemizi toprağa verdiğimiz vakit çok üzülürüz. Adeta yıkılırız. Ama asla yaşamdan vazgeçip, onunla birlikte toprağa girmeyiz. İşte bu da sabır ile gösterdiğimiz mantıksal bir yaklaşımdır. Çünkü her şeye rağmen hayatın, birinin bıraktığı yerden aynen devam ettiğini biliriz.
Yemin olsun, içinizden gayret gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. MUHAMMED SURESİ 31.
Aslında sabır etmek hayatımız boyunca sık sık yapmak zorunda kaldığımız bir davranıştır.
Kimi insanlar sabretmenin, olaylar karşısında bir teslimiyet olduğu görüşü ile isyan ederler. Oysa sabır bir teslimiyet değil, mücadeledir. Nefsimiz ile yaptığımız bir mücadele…
Sabrın örneklerini etrafımızda her yerde görmek mümkündür.
Bir çocuk sahibi olmak istediğimizde, dokuz ay sabırla beklemek zorundayız. Bahçemize bir domates fidesi ektiğimizde, domates yiyebilmek için, onun olgunlaşmasını beklemek zorundayız.
Biz insanlar, istediğimiz bir şeyin hemen gerçekleşmesini dileriz. Sabır, bir erdemdir ve hayatın bizi sıkıcı, üzücü, öfkelendirici olayları karşısında, bizi olgunlaştıran en mantıklı davranış biçimidir.
İşin gerçeği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır. MEARİC SURESİ 19.
ALLAH YAR VE YOLDAŞINIZ OLSUN.
(Akın Örsmen 11.4.2009)
YOL GÖSTERİCİ
