Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Sabret ki seni yükselteyim!" (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Sabır; emirleri yapmakta, yasaklardan sakınmakta, başa gelen bela ve musibetlere tahammül etmek, katlanmak demektir. Sabır; yüzü ekşitmeden başa gelen dert ve musibeti, yudum yudum içine sindirebilmektir. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri; “Sabır, yüzü ekşitmeden, acıyı yudum yudum içine sindirmektir” buyurmuştur.

Es-Sabur; Allahü teâlânın Esma-i hüsnasından yani güzel isimlerindendir. Her şeyi vakti gelince yaratan, bu hususta acele etmeyen, kendisine şirk, ortak koşan ve başka günahları işleyerek isyan edenleri, cezalandırmaya kadir iken, ceza vermekte acele etmeyen anlamındadır. Yusuf Nebhani hazretleri; “Güneş doğduktan sonra yüz kere es-Sabur ism-i şerifini söyleyen kimse, belalardan kurtulur” buyurmuştur.

Başa gelen sıkıntılara, sebeplere yapıştıktan sonra, sabretmelidir. Bağırıp çağırarak isyan etmek, belayı, sıkıntıyı gidermez hatta günah olur. İmam-ı Rabbani hazretleri, bir talebesine hitaben; “İnsanların üzmelerine dayanmak lazımdır. Akrabanın incitmelerine sabretmekten başka yapılacak şey yoktur. Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine emir olarak, Ahkaf suresinde; (Peygamberlerden Ulül’azm olanların sabrettikleri gibi Sen de sabret! Onlara azab verilmesi için dua etmekte acele eyleme!) mealindeki âyet-i kerimeyi gönderdi” buyurmuştur.

Abdülkadir Geylani hazretleri de bir sevdiğine hitaben buyuruyor ki:
“Halinizden şikayette bulunmayın. Sabredin, feryat etmeyin. Doğruluk üzere devam edin ve ümitli olun. Allahü teâlâya, rızası için yapılan sabırlar, asla karşılıksız kalmaz. Onun için sabrediniz, mutlaka bu sabrın mükafatını görürsünüz. Ömrü boyunca kahraman lakabıyla meşhur olan bir kimse, bu lakabı, bir anlık cesareti neticesinde kazanmıştır. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde Bekara suresinin yüz elli üçüncü âyet-i kerimesinde mealen; (Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir) buyuruyor.”

Sabır, insanı neticeye götüren çok kıymetli bir vasıtadır. Abdullah Mürteiş hazretleri; “Bütün işlerin neticesinin sıhhatli ve faydalı olabilmesi için iki şart vardır: Sabır ve ihlas” buyurmuştur.

Sabır, sadece gelen belalara, sıkıntılara katlanmak değil, Allahü teâlânın takdirine itiraz etmemek demektir. Ahmed-i Bedevi hazretleri; “Sabır, Allahü teâlânın hükmüne rıza göstermektir. Onun hükmüne rıza göstermek ve emrine teslim olmak demek, nimete kavuştuğunda sevinip ferahlık duyduğu gibi, musibet ve sıkıntı geldiğinde de aynı sevinç ve ferahlığı duyabilmek demektir” buyuruyor.

Bir insandan gelen zararı önlemeyip buna sabretmek, tevekküldür ve iyidir. Sure-i Ahzabda; (Kafirlerin ve münafıkların zararlarına, işkencelerine karşılıkta bulunma! Ben onların cezasını veririm. Onlardan korunmak, kurtulmak için Allahü teâlâya tevekkül et!) mealindeki âyet-i kerime bunu bildirmektedir.

Eyyub aleyhisselam, Şam civarında yaşayan İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerdendir. Onları Allahü teâlâya iman etmeye ve ibadete çağırdı. Kendisine yedi kişi iman etti. Malı ve serveti çok olan Eyyub aleyhisselam, Allahü teâlâya çok şükrederdi. Allahü teâlâ onu imtihan etmeyi diledi. Mallarını, çeşitli vesilelerle elinden aldı. Çocukları bir zelzelede vefat etti. Şeytanın vesvesesine karşılık, şükür, sabır ve metanetinden hiçbir şey eksilmedi. Daha çok sabır ve şükretmeye başladı. Allahü teâlâ onun bedenine hastalık vererek imtihan etti. Eyyub aleyhisselamın hastalığı gün geçtikçe şiddetlendi. Bütün yakınları ve dostları onu terk etti. Hanımı onu şehrin dışına çıkararak hizmetine devam etti. Eyyub aleyhisselam, hastalığına rağmen, gelip geçen insanlara Allahü teâlâyı hatırlatarak sabır ve şükrü tavsiye etti. Yedi yıl dert ve bela içinde kaldığı halde, halinden hiç şikayet etmedi. Sabrı, darb-ı mesel oldu. Allahü teâlâ onu tekrar sağlığına kavuşturdu. Hastalıktan kurtulduğu gecenin seherinde ah edip ağladığında, sebebi soruldu; “Her gece seher vaktinde; ‘Ey bizim hastamız, nasılsınız?’ diyen sesi artık duymaz oldum. Onun için ağlıyorum” buyurdu. Malları kendisine yeniden ihsan edildi. Vefat eden çocukları kadar çocuğu oldu. Resulullah efendimize Eyyub aleyhisselamla ilgili sual edildiğinde ağladılar ve buyurdular ki:
(Allahü teâlâya yemin ederim ki, Eyyub aleyhisselam beladan inlemedi, sızlanmadı. Ayakta namaz kılmak istedi. Duramadı düştü. Hizmette kusur görünce; “Bana gerçekten hastalık isabet etti” dedi.)

Netice olarak Allahü teâlânın, bir hadis-i kudside buyurduğu gibi:
(Ey insanoğlu, sabret, alçak gönüllü ol ki, seni yükselteyim. Af dile ki, seni affedeyim! Benden iste, sana vereyim. Sadaka ver malını, yakınlarınla ilgilen, ömrünü bereketlendireyim. Benden sıhhat ve afiyet iste ki seni sıhhatli kılayım.)
 

erhunakarsu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ağu 2007
Mesajlar
190
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
(Ey insanoğlu, sabret, alçak gönüllü ol ki, seni yükselteyim. Af dile ki, seni affedeyim! Benden iste, sana vereyim. Sadaka ver malını, yakınlarınla ilgilen, ömrünü bereketlendireyim. Benden sıhhat ve afiyet iste ki seni sıhhatli kılayım.)

ALLAH(C.C) razı olsun
selametle..
 

sessizseda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2007
Mesajlar
49
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah razı olsun.Cenabı Hak sabredenlerden eylesin inşaallah.....çok faydalı bir paylaşım olmuş inşaallah faydalananlardan olalım hakkınızı helal edin.
 

dolunayhilal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
287
Tepki puanı
0
Puanları
0
Unutmayalim ki; özellikle bu gecede Tevvab olan Allah tövbelerimizi kabul edecektir. Bizlere bir ikram olarak sunulan bu kutsal Kadir gecesinde dualarimizdan insanligin huzuru, sevgi ve kardesligin saglanmasi ve devami için bizlere daha fazla güç, iman vermesi için yakaralim. Yalniz kendi sevdigimiz insanlarin degil, bütün insanlarin sevgiye layik oldugunu animsayarak sevgide saglam ve cömert bir ruha sahip olmak için de yardim dileyelim. Rahman ve Rahim Allah’in adiyla, hepimize hayirli kandiller diliyoruz.
 

dolunayhilal

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
287
Tepki puanı
0
Puanları
0
Netice olarak Allahü teâlânın, bir hadis-i kudside buyurduğu gibi:
(Ey insanoğlu, sabret, alçak gönüllü ol ki, seni yükselteyim. Af dile ki, seni affedeyim! Benden iste, sana vereyim. Sadaka ver malını, yakınlarınla ilgilen, ömrünü bereketlendireyim. Benden sıhhat ve afiyet iste ki seni sıhhatli kılayım.)
 

Rüyam3

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Ağu 2007
Mesajlar
2,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Selamün Aleyküm Kardeşim
Allah (c.c.) senden razı olsun paylaşamın için sanki bana hitaben yazmışsın gibime geldi ve içime bi ferahlık oldu Allah'a Emanet Ol Selametle Kal
Sevgi ve duayla Kal :H
 

FATMA-ZEHRA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2007
Mesajlar
486
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
s.a...
allah celle celaluhü razı olsun
mükemmel bir paylaşım...
yüreğine emeğine sağlık...
 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ve aleyna aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu.Amin.Ecmain inşaAllah.Duayla kalınız.
 

nesrin_77

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
527
Tepki puanı
1
Puanları
16
Yaş
47
Konum
istanbul
Selam aleyküm.
Allah ( cc ) razı olsun.

"Ensar’ın bulunduğu bir toplantıda Peygamberimiz “Siz mü’min misiniz?” diye sordu. Ve bunun üzerine herkes sustu. Hz. Ömer “Evet mü’miniz Ya Resulallah!” dedi. Peygamberimiz bu kez “İmanınızın belirtisi nedir?” diye sordu. Onlar: “Genişlikte şükreder, darlıkta sabreder ve kazaya rıza gösteririz” dediklerinde Resulullah (sav):

“Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki siz müminsiniz” buyurdu (Tirmizi).

Cenabı hak cümlemizi sabır eden ihlas' lı kullarından eylesin inşallah.
Allah'a ( cc ) ısmarladık.
 

İrşadNur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eki 2007
Mesajlar
165
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
İstanbuL
Web Sitesi
hepimizfilistinliyiz.wordpress.com
Sabır,bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryat etmeyip,sonunu bekleyip tahammül ile katlanmasıdır.Sabreden kimseye “Sâbir” denir.

İnsanoğlu,yaşadığı müddetçe yüzlerce sıkıntıyla karşı karşıya kalır.Bunların bir kısmı maddî,bir kısmı da manevî menşelidir.Her ne çeşit olursa olsun,belâ ve keder karşısında tahammül etmek gerekir.Peygamber Efendimiz bir mübarek hadisinde sabrı üç kısma ayırıyor:
“Sabır üçtür:Musibetlere karşı sabır,taatte(kullukta) sabır,günah işlememekte sabır.Kim, kaldırılıncaya kadar musibete güzelce sabrederse Allah ona üç yüz derece yazar.Her iki derece arasında sema ile arz arasındaki mesafe kadar yücelik vardır.Kim de taatte sabrederse Allah ona altı yüz derece yazar.Her iki derece arasında arzların başladığı hudutla,arzların bittiği son nokta arasındaki mesafe kadar yücelik vardır.Kim de masiyete(günaha) karşı sabrederse Allah ona dokuz yüz derece yazar.İki derece arasında arzların hududu ile Arş’a kadar olan mesafe arasındaki yücelik vardır.”
Kişi çok kere Allah’ın hoşuna gitmeyen şeylere karşı meyillidir.Çünkü nefis ve şeytan onu sürekli kötü olmaya zorlar.Bu durumda,yasaklardan kaçınan kişi,büyük mükâfatlar elde eder.Müslüman,bilir ki hayır ve şer Allah’tandır.Başımıza gelen iyilikler ve kötülükler ilâhî imtihanın tecellileridir.Akıllı insan bunu bilir ve buna göre hareket eder.Allah’tan gelen musibetlere sabredenler şu ayetle müjdelenmiştir:
“Sabırla,namazla yardın dileyin,şüphesiz bu,(Allah’a) saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir.”(Bakara S.45.Ayet)
“Ey inananlar,sabır ve namazla(Allah’tan) yardım isteyin,muhakkak ki Allah,sabredenlerle beraberdir”(Bakara S.153.Ayet)
Andolsun,sizi korku,açlık,mallardan ve ürünlerden eksiltme gibi şeylerle deneriz;sabredenleri müjdele…Ki onlara bir belâ eriştiği zaman: Allah içiniz ve biz ona döneceğiz, derler”(Bakara S.155-156.Ayetler)
“….Ancak sabredenlere,mükâfatları hesapsız ödenecektir.”(Zümer S.10.Ayet)
Allah elbette vaat ettiğini en iyi yerine getirendir.O halde başımıza gelen musibetlere karşı neden isyan ediyoruz? Belli ki imtihan oluyoruz.İnsanlar,her işin zamanında ve kusursuz gerçekleşmesini arzu ediyor.Eğer böyle olsaydı iyilerle kötüler nasıl ayırt edilecekti?Her işin iyi ve yolunda gittiği bir zamanda,kimseden kötülük beklenemez.Önemli olan sıkıntı anında sabır ve tahammül gösterip şükretmektir.Bu dünya amaç değil,ilâhî imtihan için bir araçtır.Bunun gereğini yapmak için çırpınmalıyız.Belâ ve sıkıntılar karşısında şükründe daim olan kimselerin mertebeleri yükselir.Ah bunu bir anlayabilsek!..Sabır hususunda Hz. Muhammet(SAV)’in veciz hadis-i şerifleri mevcuttur:
“Sabır imanın yarısıdır”
“Allah sabır ve ümit sahiplerini,sorusuz sualsiz cennete koyar.”
“Sabırla iman arasındaki ilgi,bedenle baş arasındaki ilgi gibidir.”
“Hiçbir kimseye sabırdan daha hayırlı ve geniş nimet verilmemiştir.”
Allah’tan gelen nimetlere dört elle sarılırken ,mihnetler karşısında isyankâr olmak gerçek mümine yakışmaz. Nimet karşısında şükür,her kişinin,mihnet karşısında şükür ise er kişinin işidir.İkinci kısma dahil olanlar,Allah tarafından cennetle müjdelenmişlerdir.Oysa mal Allah’ın, kul Allah’ın !..Allah bizleri de musibetler karşısında sabredip,kurtuluşa erenlerden eylesin.

M.NİHAT MALKOÇ
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Selamün Aleyküm kardeşim. Allah c.c razı olsun. Ayetlerin eşliğinde çok güzel bir paylaşım olmuş.Emeğinize sağlık. Rabbimiz c.c'nin sabırla yükselttiği kullarından olmamız duasıyla inşallah..Selametle kalın.


 

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
Sabır,bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryat etmeyip,sonunu bekleyip tahammül ile katlanmasıdır.Sabreden kimseye “Sâbir” denir.

Değerli Paylaşımınızdan dolayı Allah C.C. Sizden razı gelir inşaAllah.Duayla kalınız.

Selam aleyküm.
Allah ( cc ) razı olsun.

"Ensar’ın bulunduğu bir toplantıda Peygamberimiz “Siz mü’min misiniz?” diye sordu. Ve bunun üzerine herkes sustu. Hz. Ömer “Evet mü’miniz Ya Resulallah!” dedi. Peygamberimiz bu kez “İmanınızın belirtisi nedir?” diye sordu. Onlar: “Genişlikte şükreder, darlıkta sabreder ve kazaya rıza gösteririz” dediklerinde Resulullah (sav):

“Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki siz müminsiniz” buyurdu (Tirmizi).

Cenabı hak cümlemizi sabır eden ihlas' lı kullarından eylesin inşallah.
Allah'a ( cc ) ısmarladık.

Ve aleyna Aleyküm Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu..Dualarınıza Rabb'im iştirak eylesin inşaAllah..Amin..Es-Selamun Aleyküm.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt