HAYAT SABRA DENKTİR
Olmaz gönlüm, olmaz öyle.Keskin sirkenin akıbeti malum.Dört mevsimi yaşayan bir cennetin bağrında büyüdün de sen, onun için böyle bir baharı ve yazı özlersin.Dedim ya sen dört mevsim hesabını yaparsın yaşarken duygularını.Ama bilmelisin herkes buralı değil. Bilmelisin, güneş görmeyen yurtlar var.
Olmaz gönül olmaz öyle.Yükün ağır bilmekteyim,baharı yaşamayanlarla kış nasıl; geçer onu da bilmekteyim.Ama şunu da bilmekteyim ki, sabredebildiğin ölçüde yaşarsın.
Eminim ki hayat sabra denktir.Ve sabır, tahammülün bittiği yerde filizlenir,maneviyat çeperlerini genişlettikçe boy atar,sırf Yaradanı düşünerek fiiliyatta bulunduğun zaman neşv ü nema bulunur.
Sabır gönlüm,sabır! İçine çekerken zehir gibi gelir tadı,boğulacağını zannedersin.Kanın çekilir yüzünden,bembeyaz olur siman; yutkunursun,geri döner içinde düğümlenenler. Başını eğmek istemezsin; ama kaldıramazsın da göklere doğru.Ağlarsın gözyaşın akmaz.Haykırmak gelir içinden,zangır zangır gürültüler habercisi olur titreyen ellerin.Konuşursun yalnızca kendinle,dökersin içini; senden başkası duymaz bilirsin bunu.Sitemlerin dillenir haklı olduğunca,bağırırsın rahatlarcasına, ama sadece kendi içinde, ama sadece Yaradanla baş başa. Sonra gözlerin ... Gözlerin nihai nokta olmak ister en sonunda. Duru öylece bakar,bakar,bakar ... Ve kimseler fark etmez neden donuklaştığını, kimseler anlamaz anlatmak istediğin çifte derin manayı ... Sonra çekip alıverirsin anlamlı bakışlarını ruhunu bir kenara bırakmışlardan.Yüzünü çekersin, yalan dünyanın yalancılarından.Alnındaki kırışıklıkları alıverirsin haberi olmayanların önünden.Doğruca bırakırsın asil dergaha.Bağrına cennetler sığan seccadenin secdeliğine.Ve başlar böylece sabır maratonun.Korkma gönül,sen hele azmet sabır için, yüreğini ortaya koy, gör ne manevi hediyeler paketliyor Yaradan ...
En masumane tavırlarına gaddarca yaklaşanlar olacak belki.İçindeki çocuk hafife alınacak... Anlatmak istediklerin değil, anlaşılamamış yanların konuşulacak."Olsun" diyeceksin, yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden.Yine de hüsn-ü zan edeceksin.Allah için söylediğini yine Allah için olduğu terde bırakacaksın.Yaradanı alıp yüreğine,sırtını dayayıp tevhidin çınarına, akıbetini ukbada düşüneceksin. Ve kalbin şöyle bir hafifleyecek, damarlarına giden iyimserlik yolu tıkanmadığından ...
Üzülüp acı çektiğin anlarda çileni hafife alanlar olacak belki...Öyle yanacak ki için kimseye anlatamayacaksın.Günlerce ağlayacaksın gözyaşının lahuti ikliminde.Sonra en yakınındaki, en yüreğindeki vuracak hislerini ...Canım dediğin dönecek sırtını.Bir "ah! " çekeceksin derinden ve anlamaya çabalarken empatinin gücüyle,arkanı döndüğünde kimse kalmamış olacak."Sabır" diyeceksin yine sabır ..."Bugün Allah için ne yaptın? "sorusu geldiği an kulağına vereceği cevabı bulamayanların tedirginliği değil, en zor imtihanını başarıyla vermiş öğrencilerin rahatlığı olacak ruhunda.Başını yastığa koymadan "elhamdülillah" diyecek, rüyanda cennetten kesitler izleyeceksin belki ...Ve sabaha erdiğinde, avucunda tuttuğun tesbih tanesi yine "ya sabır" la şakırdayacak ...
Faltaşı gibi açılıp kalacak gözlerin bazen de ...Çok şaşıracaksın,çook! .Ya gönül ...Kalp kırmak çok kolay oldu, kalbin değeri pazarlara bile çıkartılmaz oldu.Tatlı sözü unutanlar çok, şu hengamesinden sallanıp duran asırda! Aldırma diyemem, aldıracaksın elbet,hislenip içerleyeceksin belki.Zannediyor musun ki yüreğine aldıklarına söylediğin nazenin kelimeleri boşta kalır! İnanıyor musun ki, sevdiklerin için kurduğun latif cümleler, öksüz bırakılır! Yok gönül, yok! Sahibi var hepsinin. Bırak duymasın insanlar, bırak sertliği onlara!
Bırak, tabularına kale yapsınlar! Yeter ki sabret gönül, asıl sahibini düşünüp sabret, başını sonunu kestiremediğin olaylarda bile ...
Bırak vursunlar ayıbını yüzüne, bir kusuruna binler cefa taksınlar.Yaradanın "Settar" ismi beşerin hükmüne mi kalmış.Sen sabret gönül ...Felaket telalarlı susmasınlar isterlerse.Olumsuzluğu yaymanın zevkine inat, bütün düşüncelerini yay sere serpe.Zehrini ağzında taşıyan yılanın başını ezmesen de, bal damlasın dilinden.İbrahim'in(as) ateşleri gül olurken mi sunmuş Dostların Dostu şu ayetini : " Güzel söz, güzel bir ağaç gibidir ki onun kökü sabit dalları ise göktedir." Sabır gücünün tükenirliğinden korkarsan bir gün, gel gir şu dizelerin sırlı havasına ...İnan, kimse üzmez seni orda.Ve uzan o ağacın dallarından ötelere ... Uzat ellerini ve bekle.Sabırla bekle gönül! En geç surun sesi duyulduğunda tutacak ellerinden Resuller Resulü. Pes etme, sabret gönül, sabret! ...
Olmaz gönlüm, olmaz öyle.Keskin sirkenin akıbeti malum.Dört mevsimi yaşayan bir cennetin bağrında büyüdün de sen, onun için böyle bir baharı ve yazı özlersin.Dedim ya sen dört mevsim hesabını yaparsın yaşarken duygularını.Ama bilmelisin herkes buralı değil. Bilmelisin, güneş görmeyen yurtlar var.
Olmaz gönül olmaz öyle.Yükün ağır bilmekteyim,baharı yaşamayanlarla kış nasıl; geçer onu da bilmekteyim.Ama şunu da bilmekteyim ki, sabredebildiğin ölçüde yaşarsın.
Eminim ki hayat sabra denktir.Ve sabır, tahammülün bittiği yerde filizlenir,maneviyat çeperlerini genişlettikçe boy atar,sırf Yaradanı düşünerek fiiliyatta bulunduğun zaman neşv ü nema bulunur.
Sabır gönlüm,sabır! İçine çekerken zehir gibi gelir tadı,boğulacağını zannedersin.Kanın çekilir yüzünden,bembeyaz olur siman; yutkunursun,geri döner içinde düğümlenenler. Başını eğmek istemezsin; ama kaldıramazsın da göklere doğru.Ağlarsın gözyaşın akmaz.Haykırmak gelir içinden,zangır zangır gürültüler habercisi olur titreyen ellerin.Konuşursun yalnızca kendinle,dökersin içini; senden başkası duymaz bilirsin bunu.Sitemlerin dillenir haklı olduğunca,bağırırsın rahatlarcasına, ama sadece kendi içinde, ama sadece Yaradanla baş başa. Sonra gözlerin ... Gözlerin nihai nokta olmak ister en sonunda. Duru öylece bakar,bakar,bakar ... Ve kimseler fark etmez neden donuklaştığını, kimseler anlamaz anlatmak istediğin çifte derin manayı ... Sonra çekip alıverirsin anlamlı bakışlarını ruhunu bir kenara bırakmışlardan.Yüzünü çekersin, yalan dünyanın yalancılarından.Alnındaki kırışıklıkları alıverirsin haberi olmayanların önünden.Doğruca bırakırsın asil dergaha.Bağrına cennetler sığan seccadenin secdeliğine.Ve başlar böylece sabır maratonun.Korkma gönül,sen hele azmet sabır için, yüreğini ortaya koy, gör ne manevi hediyeler paketliyor Yaradan ...
En masumane tavırlarına gaddarca yaklaşanlar olacak belki.İçindeki çocuk hafife alınacak... Anlatmak istediklerin değil, anlaşılamamış yanların konuşulacak."Olsun" diyeceksin, yüzündeki gülümsemeyi kaybetmeden.Yine de hüsn-ü zan edeceksin.Allah için söylediğini yine Allah için olduğu terde bırakacaksın.Yaradanı alıp yüreğine,sırtını dayayıp tevhidin çınarına, akıbetini ukbada düşüneceksin. Ve kalbin şöyle bir hafifleyecek, damarlarına giden iyimserlik yolu tıkanmadığından ...
Üzülüp acı çektiğin anlarda çileni hafife alanlar olacak belki...Öyle yanacak ki için kimseye anlatamayacaksın.Günlerce ağlayacaksın gözyaşının lahuti ikliminde.Sonra en yakınındaki, en yüreğindeki vuracak hislerini ...Canım dediğin dönecek sırtını.Bir "ah! " çekeceksin derinden ve anlamaya çabalarken empatinin gücüyle,arkanı döndüğünde kimse kalmamış olacak."Sabır" diyeceksin yine sabır ..."Bugün Allah için ne yaptın? "sorusu geldiği an kulağına vereceği cevabı bulamayanların tedirginliği değil, en zor imtihanını başarıyla vermiş öğrencilerin rahatlığı olacak ruhunda.Başını yastığa koymadan "elhamdülillah" diyecek, rüyanda cennetten kesitler izleyeceksin belki ...Ve sabaha erdiğinde, avucunda tuttuğun tesbih tanesi yine "ya sabır" la şakırdayacak ...
Faltaşı gibi açılıp kalacak gözlerin bazen de ...Çok şaşıracaksın,çook! .Ya gönül ...Kalp kırmak çok kolay oldu, kalbin değeri pazarlara bile çıkartılmaz oldu.Tatlı sözü unutanlar çok, şu hengamesinden sallanıp duran asırda! Aldırma diyemem, aldıracaksın elbet,hislenip içerleyeceksin belki.Zannediyor musun ki yüreğine aldıklarına söylediğin nazenin kelimeleri boşta kalır! İnanıyor musun ki, sevdiklerin için kurduğun latif cümleler, öksüz bırakılır! Yok gönül, yok! Sahibi var hepsinin. Bırak duymasın insanlar, bırak sertliği onlara!
Bırak, tabularına kale yapsınlar! Yeter ki sabret gönül, asıl sahibini düşünüp sabret, başını sonunu kestiremediğin olaylarda bile ...
Bırak vursunlar ayıbını yüzüne, bir kusuruna binler cefa taksınlar.Yaradanın "Settar" ismi beşerin hükmüne mi kalmış.Sen sabret gönül ...Felaket telalarlı susmasınlar isterlerse.Olumsuzluğu yaymanın zevkine inat, bütün düşüncelerini yay sere serpe.Zehrini ağzında taşıyan yılanın başını ezmesen de, bal damlasın dilinden.İbrahim'in(as) ateşleri gül olurken mi sunmuş Dostların Dostu şu ayetini : " Güzel söz, güzel bir ağaç gibidir ki onun kökü sabit dalları ise göktedir." Sabır gücünün tükenirliğinden korkarsan bir gün, gel gir şu dizelerin sırlı havasına ...İnan, kimse üzmez seni orda.Ve uzan o ağacın dallarından ötelere ... Uzat ellerini ve bekle.Sabırla bekle gönül! En geç surun sesi duyulduğunda tutacak ellerinden Resuller Resulü. Pes etme, sabret gönül, sabret! ...