Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,591
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
Ruhumuz Unutulmuş Eski Bir Dost Gibi...
“Ve’l asr” sûresini hatırlayalım.
Herhâlde asrımızda “hüsran içinde bir insanlık” tablosuyla karsı karsıyayız.
Bedenimiz, yani çamurumuz, mûteber.
Ruhumuz, unutulmus eski bir dost gibi.
Sigara ve alkolden baglayıp, uyusturuculara kadar uzanan uzun ya da kısa süreli bir intiharlar zinciri var.
TV, uyusturucuların en mâsumu gibi duruyor ama bence, en yaygını oldugu için en tehlikelisi.
Eglence programları, diziler, spor yarısmaları derken, bir de bakıyorsunuz, salâ vaktiniz gelmis, arkasında günes batmayan o büyük kapıdan girmek üzeresiniz.
Beden realitesini kim inkâr edebilir?
O bir sâheser ama geçici olarak emrimizde.
Onun sayesinde bu dünyada varız, onun sayesinde dünya ile irtibat kuruyoruz.
Allah’ın lûtfettigi maddî nimetlere sükrümüz için bir vâsıta o.
Ama o kadar.
Yaratıcı,
onu nasıl kullanacagımızı bize ögretmis.
Tabiî ögrenene.
Umûmi manzara bu.
Kadıköy’de, Paris’te, ya da Merlbourne’de diskotekleri, meydanları, çarsıları dolduran insanların yakın ya da uzak bir zaman sonra mutlaka karsılasacakları,
ölüm ve sonrası ile ilgili duyarsızlıkları ancak bu “afyonlanma süreçleri” ile izah edilebilir.
Biz Hristiyan degiliz, sadece “ruh’umuzun kurtulusu” için yasamıyoruz.
islâmiyet dünya ile âhiret dengesini tam ayarında tutuyor.
Rodos heykeli gibi bir ayağımız dünyada bizim, öbürü dünyaya dayanan bir âhirette.
Ama bazen inananlar bile dünyevîlesmis bir âhiret beklentisi içinde yasıyorlar.
Yani dünyevîlesme süreci, bazı dindarları bile içine çekiyor.
Allah’la -estagfirullah- pazarlık yapılmaz.
Emirlerini kul olarak yerine getirmeye, ihlaslı bir gönülle gayret edersiniz ve sonra…
O kadar.
Sonrası teslimiyet, sonrası boyun kesme, sonrası eyvallah...
Kul olmanın bilinci ve kurbiyeti içinde yasamak…
Bunun kendisi bile tek basına insana ne büyük bir seref kazandırıyor.
Hayatın kendisi zaten bir mükâfat degil mi?
Yaratıcı’ya bütün yarattıkları için, en çok da bizi ve idrâkimizi yarattıgı için sonsuz sükranlar…
Alıntı.