Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Riza Makamina Nasil Ulaşilir? (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
RIZA MAKAMINA NASIL ULAŞILIR?

Mis’ab b. Saad (ra) babasından naklen anlatıyor: “Resulullah (sav) Efendimiz şu cümlelerle Allah-u Zülcelal’e sığınırdı. Siz de onları okuyarak Allah-u Zülcelal’e sığının: ‘Allah’ım, korkaklıktan sana sığınırım. Cimrilikten sana sığınırım. Bunaklık getiren uzun ömürden sana sığınırım. Dünya fitnesinden ve kabir azabından sana sığınırım.”

Resulullah (sav) Efendimiz, uzaklığı getiren eden şeylerden Allah-u Zülcelal’e sığınırdı…
Korkaklık: Hak sözü söylemekten insanı alıkoyar.
Cimrilik: İnsanın Hak yolu aramasına engel olur.
Ömrün bunaklık dönemi ise: Hak yola hizmete engeldir.
Dünya fitnelerine dalmak: Kulu Haktan uzak kılar.
Kabir azabı: Yukarıda anlatılan uygunsuz hallerin bir neticesidir. (Allah korusun)

Resulullah (sav) Efendimizin Allah-u Zülcelal’e sığındığı bu şeyler, her kulun tam bir gayretle, onlara kapılmaktan Allah-u Zülcelal’e sığınması lazım gelen şeylerdir. Hak yolda tam gitmek ve vuslatı bulmak için cimrilikten sakındırıyor. Haktan başka hiçbir şeyin gönülde tutulmamasını ve her faniden gönlü temiz tutmanın gerekli olduğuna işaret ediyor.

Bu hal ise bütün irfan sahiplerinin arzulayıp kavuşmak istediği şeylerdir. Onların bütün arzusu, bu hale ermektir.

Bir kimse, Allah-u Zülcelal’i verdiği hükümde doğrular, yaptığı her işi iyi anlar ve her tedbirin yerinde olduğunu bilirse, ayrıca kendi varlığını, iyi bilmeyen, kötüyü tanımayan görürse, Allah-u Zülcelal’in her hükmüne boyun eğer ve her şeye razı olur.

Razı olmak şudur: kalbin, tam hakim olana karşı teslim olması, bu teslimden sonra da ikinci bir şey seçmemek.

Nefis için Allah-u Zülcelal’in kaza ve kaderine razı olmak kadar zor bir şey yoktur. Çünkü, kadere boyun eğmek, Allah-u Zülcelal’in verdiği hükme razı olmak nefsin arzusuna ters gelir. Nefis böyle bir şeyi sevmez.
Halbuki saadet, nefsin rızasını bırakıp hakkın rızasına koşmaktır. Bunu yapabilen kula mübarek olsun…

Allah-u Zülcelal’in hükmü ve kazası, dört bölümde mütalaa edilir:

1.Nimettir. Allah-u Zülcelal bir kimseye nimet vermiş ise ona düşen şükrünü eda edip, haline razı
olmaktır.

2.Darlık ve şiddet işleridir. Hayat bu, hep biteviye geçip gitmesi mümkün değildir. Bu durumda kula düşen, razı olmak ve belalara sabırla karşı durmaktır.

3.Taat ve ibadet hükmüdür. Bu durumda kula düşen, haline razı olmak ve ölüm gelinceye kadar ibadet etmektir. Bunda başarı ihsan ettiği için de, Allah-u Zülcelal’e hamd etmektir.

4.Ma’siyet hükümleri. Beşeriyet icabı, insan birine zahmet verir, zulüm yoluna gidip ma’siyet (günah) işlerse, hemen tövbe etmeli, Allah-u Zülcelal’in rıza yolunu aramalıdır.

Peygamberlerden biri, ümmetinin yaptığı ezaya dayanamadı. Onları Allah-u Zülcelal’e şikayet etti. Bunun üzerine Allah-u Zülcelal ona şu vahyi yolladı: “Daha ne kadar şikayet edeceksin? Sen kötüleyici ve şikayetçi değilsin. Halin, ezeli ilmimde böyledir. Neden darılırsın? Senin için dünyayı yeniden kurmamı, hatırın için levh-u mahfuzu değiştirmemi mi istiyorsun? Sonra, senin için ne kadar kolaylık varsa, onların hepsini yapmamı mı bekliyorsun? Neyi ki arzu ediyorsun, onu yapmamı mı diliyorsun? Yani benim istediğim değil de, seninki mi olsun? Sevip yaptığın değil de, senin sevdiğin, istediğin mi olsun? Sen bunları mı bekliyorsun? İzzetime celalime yemin olsun ki, bir daha bu şikayetine benzer şeyler olursa, senden peygamberlik tacını alırım. Cehennem ehlinden kılarım. Emrim kesindir, hiçbir şeye bakmam.”

Bazı hikmet ehli zatlar şöyle demişler: “Belaya düşüp sabredenlere hayret edilmez. Asıl takdir edilmesi gereken, bela içinde olduğu halde razı olandır.”

Bir hadis-i şerifte şöyle beyan edilir: “Allah-u Zülcelal, levh-u mahfuza önce şunları yazdı: ‘Allah’tan başka ilah yoktur. Muhammed onun kulu ve resulüdür. Verdiğim hükme razı olan, belaya sabreden, nimetlere şükreden kimseyi doğrular arasına yazdım. Kıyamet günü onların arasında dirilir. Hükmüm dışında bir şey bekleyen, belalara karşı sabırlı olmayan, nimetlere şükür yolunu tutmayan da benden başka ilah arasın.”
Zühd (takva) yolu ona ayrılır; en yükseği, vera halinin en alt derecesidir. Vera hali ona ayrılır; en yükseği, yakin halinin en alt derecesidir. Yakin de ona ayrılır: en yükseği, rıza halinin en alt derecesidir. Razı olmak hali ise kulluğun en üstün makamıdır.

Allah-u Zülcelal, bütün rahatı, razı olmakta kıldı. Darlığı, rahatsızlığı da, dargınlıkta kıldı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt