oruç çok cihetlerle hakiki vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer
küfür bir fenalıktır, bir tahriptir, bir adem-i tasdiktir.
nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
zaman gösterdi ki, cennet ucuz değil; cehennem dahi lüzumsuz değil.
dergah-ı izzete iltica eden kurtuluyor. sual eden saillerin istekleri veriliyor. en adi bir zihayatın sesi işitiliyor ve haceti kabul ediliyor.
sultan-ı kainat birdir. herşeyin anahtarı onun yanında, herşeyin dizgini onun elindedir.
iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.
bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder
gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. eğer doğru dese, zaten gıybettir. eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.
ey nefis! boyle ebleh olmamak istersen : allah namina ver, allah namina al, allah namina basla, allah namina isle, vesselam.
bu zamanda insanlar, ihsanını, muhtaçlara çok pahalı satarlar.
madde rikkat peyda ettikçe,hayat şiddet peyda eder.
lillah, livechillah, lieclillah rızası dairesinde hareket ediniz. o vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.
büyük işlerde yalnız kusurları gören, cerbezelik ile aldanır veya aldatır.
sadaka nasıl mal ile olur. ilim ile dahi olur. kavl ile, fiil ile, nasihat ile de oluyor.
ölüm firak değil, visaldir, tebdil-i mekandır, baki bir meyveyi sünbül vermektir.
biliyor musun vesvesen neye benzer? musibete benzer. ehemmiyet verdikçe şişer. ehemmiyet vermezsen söner.
hırs, hasaret ve muvaffakiyetsizliğin sebebidir..
hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir
küfür bir fenalıktır, bir tahriptir, bir adem-i tasdiktir.
nasihat istersen ölüm yeter. evet, ölümü düşünen, hubb-u dünyadan kurtulur ve ahiretine ciddi çalışır.
zaman gösterdi ki, cennet ucuz değil; cehennem dahi lüzumsuz değil.
dergah-ı izzete iltica eden kurtuluyor. sual eden saillerin istekleri veriliyor. en adi bir zihayatın sesi işitiliyor ve haceti kabul ediliyor.
sultan-ı kainat birdir. herşeyin anahtarı onun yanında, herşeyin dizgini onun elindedir.
iman, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. öyle ise, insanın vazife-i asliyesi iman ve duadır.
bu kainatta görünen bütün güzellikler öyle bir güzelden geliyorki,bu mütemadiyen değişen ve tazelenen kainat,bütün mevcudatiyle ayinedarlık dilleriyle ,o güzelin cemalini tavsif ve tarif eder
gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. eğer doğru dese, zaten gıybettir. eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.
ey nefis! boyle ebleh olmamak istersen : allah namina ver, allah namina al, allah namina basla, allah namina isle, vesselam.
bu zamanda insanlar, ihsanını, muhtaçlara çok pahalı satarlar.
madde rikkat peyda ettikçe,hayat şiddet peyda eder.
lillah, livechillah, lieclillah rızası dairesinde hareket ediniz. o vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer.
ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.
büyük işlerde yalnız kusurları gören, cerbezelik ile aldanır veya aldatır.
sadaka nasıl mal ile olur. ilim ile dahi olur. kavl ile, fiil ile, nasihat ile de oluyor.
ölüm firak değil, visaldir, tebdil-i mekandır, baki bir meyveyi sünbül vermektir.
biliyor musun vesvesen neye benzer? musibete benzer. ehemmiyet verdikçe şişer. ehemmiyet vermezsen söner.
hırs, hasaret ve muvaffakiyetsizliğin sebebidir..
hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir