
Şuan utanıyorum kendimden, Duman gibi kutsallarımızı yok sayan bir topluluğun albümünü alıp, onların değer tanımayan kişiliklerine para kazandırdığım için.
Yazıma önce çuvaldızı kendime batırarak başladım… Tekrar söylüyorum utanıyorum kendimden.
‘Duman’ seni kınıyorum…
Sana diliminin hakaretlerini değil kalbimin bütün kinini, beddualarını yolluyorum…
‘Duman’ seni boykot ediyorum…
‘Duman’ elimde kalemim ancak sana böyle karşı gelebiliyorum…
Yazıyı okuyanlar neden böyle bir başlangıç yaptığımı merak ettiler, yahut kimileri hemen anladı bu ‘‘Duman ‘rezil’liğini’’…
Bilmeyenler dikkatle okusunlar ‘Duman’ müzik topluluğu ‘Rezil’ adlı, iğrenç, mesnetsiz ve adice yazılmış parçalarında; Türkçe yazılışı “lem yelid velem yuled” olan İhlâs Suresi’nin 3. ayeti ile dalga geçercesine veya sadece dalga geçmek için; “lem yelid velöp yutar” olarak çevirip, şarkılarının sözlerini yazmışlar. Ey benim gibi esir gençlik! Uyanalım; bizler, kutsal hassasiyetlerimizi hangi çöplükte bıraktık? Daha dün peygamberimize karikatürlerle hakaret ederlerken gıkımız çıkmadı. Peki ya şimdi, şimdi de mi susacağız? Kendimize çıkar yol bulup, “yok ya onlar öyle yapmaz” mı diyeceğiz?
Kanmayalım, kendimizi kandırmayalım.
Uyanalım!!!
Basbayağı bizim kutsallarımızla, başımızın en büyük tacı olan ayetlerimizle dalga geçiliyor. Nerde kaldı hassasiyetlerimiz, nerde kaldı kutsalı için şehit düşmeyi bekleyen genç?
Biz hem söz vermemiş miydik, şahadet getirirken imanımızı korumaya. İşte şimdi imanımızı korumanın tam vakti.
Gençler, Müslümanlar, küçük bir olay zannetmeyelim bunu, bu tip olayları küçük gördükçe yarın ne olacağımızı akliselim olanlar tahmin edebiliyor. Yoksa artık akliselim olmanın vakti de gelmedi mi?
Ayrıca ‘Rezil’ adlı bu rezil parçayı dinleyecek olanlar şu şaşılacak sözleri de dinlemiş olacaklar;
“Ortada bir dergâh var
Devrilir başını yarar
Arkasında tezgâh var
Lem yelid velöp yutar
Geri kaç geri kaç oğlancık
Seninde başın yanar
Ortada bir dergâh var
Memleket uyurgezer”
Kendime ve aciz gençliğimize yanıyorum.
Düşünelim, dergâhlar nereler?
Hanımefendiler, beyefendiler nereler bu dergâhlar söyleyin lütfen bana. Mevlanaları, Yunus Emreleri, yetiştiren, dinimizin kaleleri değiller mi? Sizler söyleyin yanılıyor muyum yoksa?
Peki ya tasavvuf ehilleri neden susarlar, şimdi de mi susma vaktidir, yıllardır bekleyişimiz yetmedi mi?
Evet, gençler, harekete geçmemiz gereken zamanda “boş ver” deyip geçiyoruz. Yazık bizlere, içinde azda olsa hassasiyeti bulunan insanların bu adiliğe göz yummamaları gerekiyor…
ALINTI