Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Razalet bir Fetva (1 Kullanıcı)

savaş78

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2008
Mesajlar
31
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Endonezya'nın başkenti Cakarta'da 27 Mart'ta düzenlenen Endonezya Dinler ve Barış Konferansı'ndan "Eşcinsellik İslam'da caizdir" fetvası çıktı.

Endonezya içinden ve dışından pek çok İslam uzmanının katıldığı toplantıda konuşan ilahiyat akademisyeni Dr. Siti Musdah Mulia, Kuran'daki Hucurat Suresi'ni esas aldığını ve eşcinselliğin yalnızca şehvetten kaynaklanmadığını vurgulayarak, "Eşcinselliğin Allah'tan geldiğinin, doğal olduğunun göz önüne alınması gerekir. Allah'ın gözünde insanlar dindarlıklarına göre değerlendirilirler" dedi. Pek çok katılımcı da bu görüşe destek verdi.

Peki Hucurat Suresi ne diyor.

HUCURAT SURESİ

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

1- Ey iman edenler, Allah'ın Resûlü’nün huzurunda öne geçmeyin ve Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.

2- Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider.

3- Şüphesiz, Allah’ın Resûlü’nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.

4- Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor.

5- Eğer gerçekten, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde (bu,) kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

6- Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

7- Ve bilin ki Allah'ın Resûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.

8- Allah'tan bir fazl (bir ihsan ve lütuf) ve bir nimet olarak. Allah, bilendir hüküm ve hikmet sahibidir.

9- Mü'minlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup-düzeltin. Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın; eğer sonunda (Allah'ın emrini kabul edip) dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve (her konuda) adil davranın. Şüphesiz Allah, adil olanları sever.

10- Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.

11- Ey iman edenler, bir kavim (bir başka) kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi 'olmadık-kötü lakablarla' çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir.

12- Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.

13- Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.

14- Bedeviler, dedi ki: "İman ettik." De ki: "Siz iman etmediniz; ancak "İslam (Müslüman veya teslim) olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Resûlü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."

15- Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü’ne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücadele ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir.

16- De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, herşeyi bilendir."

17- Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"

18- Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

Acaba surenin neresinden böyle bir anlam çıkardılar merak ediyorum.
Bir de Kur'an-ı Kerim'de bu konu hakkında nu kadar ayet varken.

KUR'AN DA LUT KAVMİ

Lut, kavmine dedi ki:
" Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz."

Lut Kavmi'nin cevabı:
"Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı.

Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?

[ARAF(7)/80-84]

İbrahim'den korku gidip, ona müjde gelince; Lut Kavmi konusunda, Bizimle mücadele etti (tartıştı). Doğrusu İbrahim, yumuşak huylu, çok duygulu ve (Allah'a) yönelen biriydi. "Ey İbrahim, bundan vazgeç. Muhakkak, Rabbinin emri ve geri çevrilmeyecek bir azap, onlara gelmiştir."

Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, bundan hoşlanmadı, göğsü daraldı ve dedi ki:
"Bu, zor bir gün".

(Lut'un) Kavmi, (Lut'a) doğru koşarak geldi. Onlar, daha önceden kötülükler yapıyorlardı.

(Lut)Dedi ki:
"Ey kavmim, bunlar benim kızlarım, sizler için daha temizdir. Allah'tan korkun ve beni misafirlerim önünde küçük düşürmeyin. Sizin içinizde reşit(doğru düşünen) bir adam yok mudur?"

Dediler ki:
"Şüphesiz sende biliyorsun ki, kızlarında bizim bir hakkımız yoktur. Gerçekte sen, bizim ne istediğimizi biliyorsun."

(Lut) dedi ki:
"Keşke size yetecek bir gücüm olsaydı veya sağlam bir yere dayanabilseydim."

(Elçiler) dediler ki:
"Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar, elbette sana ulaşamazlar. Gecenin bir kısmında, ailenle birlikte yürü. Sizden bir kimse, dönüp geriye bakmasın. Ancak senin karın başka (o bakacak). Muhakkak, onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir Onlara vaad olunan (azap), sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil midir?"

(Böylece) emrimiz geldiği zaman, oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine arka arkaya (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık. Bu helak taşları, Rabbinin Katı'nda işaretlenmiştir ve bunlar zalimlerden uzak değildir.

[HUD(11)/ 74-83]

(İbrahim) dedi ki:
"Ey elçiler, konuşmanız(işiniz) nedir?"

(Elçiler) dediler ki:
"Muhakkak biz, suçlu-günahkar bir kavme gönderildik. Ancak Lut Ailesi müstesna. Biz şüphesiz, (Lut Ailesi'nin) hepsini kurtaracağız. Ancak onun karısı müstesna, o helak olanlardan olacaktır."

Ne zaman ki elçiler, Lut Ailesi'ne geldiler, (Lut) dedi ki:
"Muhakkak sizler, tanınmamış bir topluluksunuz."

(Elçiler) dedi ki:
"Bilakis biz sana, onların, (seninle) tartıştıkları şeyle(tehditle) geldik. Sana Hakkı(vaadedileni) getirdik. Şüphesiz biz, doğru söyleyenleriz. Aileni, gecenin bir kısmında yürüt, sen de onların arkasından git ve sizden bir kimse, arkasına bakmasın. Emrolunduğunuz yere gidin."

Ve onlara şu emri verdik:
"Sabaha çıkarlarken, muhakkak onların arkası kesilecektir."

Şehir halkı, birbirlerine müjdeleyerek geldi.(Lut onlara) dedi ki:
"Bunlar benim misafirlerim, (lütfen) beni utandırmayın! Allah'tan korkup (sakının) ve beni küçük düşürmeyin."

Dediler ki:
"Biz seni, herkese (karışmaktan) men etmedik mi?"

(Lut) dedi ki:
"Eğer yapmak istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım."

Ömrüne andolsun ki, muhakkak onlar, sarhoşlukları içinde şaşkındılar. Arkasından, tan yeri ağarırken, onları o 'sayha'(ses) yakaladı. Anında, (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine (Ana Kitap'ta) yazılı taşlar yağdırdık. Muhakkak bunda, 'araştırıp, düşünenler için' ayetler (deliller) vardır. Muhakkak (o kavmin yurdu), bir yol üstünde kalıcıdır. Şüphesiz bunda, iman edenler için ayetler(deliller) vardır.

[HİCR (15)/ 57-77]

Lut ki, ona, hüküm ve ilim verdik. Ve onu, amelleri habis(kötü) olan kavimden kurtardık. Şüphesiz onlar, kötü ve fasık bir kavimdi.

Onu(Lut'u), rahmetimize soktuk. Muhakkak o salihlerdendi.

[ENBİYA(21)/74-75]

Lut Kavmi, elçilerini yalanladı.

Kardeşleri Lut, onlara dedi ki:
"Sakınmıyor musunuz? Muhakkak, ben sizin için emin(güvenilir) bir elçiyim. Artık Allah'tan korkup(sakının) ve bana itaat edin. Buna karşılık, ben sizden bir ücret istemiyorum. Şüphesiz ücretim, ancak Alemlerin Rabbi'ne aittir. Siz, insanlar (arasında), erkeklere mi gidiyorsunuz? Rabbinizin, sizler için yaratmış bulunduğu, eşlerinizi bırakıyorsunuz. Bilakis, sizler haddi aşan bir kavimsiniz."

Dediler ki:
"Ey Lut, şayet vazgeçmezsen, (elbette) sen (sürülüp) çıkarılanlardan olacaksın."

(Lut) dedi ki:
"Muhakkak ben, sizin bu yaptığınıza buğz edenlerdenim. Rabbim, beni ve ailemi, bunların yaptıklarından kurtar."

(Bunun üzerine) onu ve ailesini toptan kurtardık. Ancak yaşlı bir kadın müstesna. Sonra, geride kalanları yerle bir ettik.Ve üzerlerine, bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür. Şüphesiz, bunda bir ayet(delil) vardır. Ancak onların çoğu iman etmiş değillerdir. Ve muhakkak, senin Rabbin, Aziz(şerefli) ve Rahim(acıyan) dır.

[ŞUARA (26)/160-175]

Lut da, kavmine demişti ki:
"Sizler 'göz göre göre' 'fahşa'(sapkınlık) mı yapıyorsunuz? Siz gerçekten, kadınları bırakıp da, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Bilakis, cahil bir kavimsiniz."

(Lut) Kavmi'nin:
"Lut Ailesi'ni, yurdunuzdan çıkarın, muhakkak onlar temiz kalmak isteyen insanlardır" demekten başka cevabı olmadı.

Biz de, onu ve ailesini kurtardık, karısı müstesna. Onu, helak olanlardan takdir ettik. Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.

[NEML (27)/ 54-58]

Lut, kavmine dedi ki:
"Siz gerçekten, sizden önce alemler içinde, hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (sapkınlığı) mı yapıyorsunuz? Siz, erkeklere yaklaşarak, yol keserek ve meclislerinizde çirkinlikler mi yapıyorsunuz?"

(Bunun üzerine) kavminin cevabı:
"Şayet doğru sözlü isen, bize Allah'ın azabını getir" demekten başkası olmadı.

(Lut) dedi ki:
"Rabbim, müfsit(bozucu) bu kavme karşı, bana yardım et!"

Elçilerimiz, İbrahim'e bir müjde ile geldikleri zaman, dediler ki:
"Muhakkak, biz bu yurdun halkını helaka uğratacağız. Şüphesiz onun halkı zalimdir."

(İbrahim) dedi ki:
"Orada Lut da vardır."

Dediler ki:
"Orada kimin olduğunu, Biz daha iyi biliriz. Elbette onun karısı dışında, onu ve ailesini kurtaracağız. O(kadın), helak olanlardan olacaktır."

Elçilerimiz, Lut'a geldikleri zaman, o onlara karşı kötüleşti ve içi daraldı.

Dediler ki:
"Korkma ve hüzne kapılma! Karın dışında, seni ve aileni muhakkak kurtaracağız. O ise, helak olacaktır."

Şüphesiz Biz, 'fasık'(suçlu-günahkar) olmaları sebebiyle, bu yurt üzerine, 'gökten kötü bir azap' indireceğiz. Muhakkak, Biz akledebilecek bir kavim için, orada apaçık bir ayet (delil) bıraktık.

[ANKEBUT (29)/28-35]

Muhakkak Lut da, elçilerdendir. O zaman Biz, onu ve ailesini toptan kurtarmıştık. Ancak 'yaşlı bir kadın' ise helak oldu. Sonra, geride kalanları yerle bir ettik. Muhakkak siz, onlara, gündüzleyin ve geceleyin uğruyorsunuz. Akletmiyor musunuz?

[SAFFAT( 37)/133-138]

(İbrahim) dedi ki:
"İşiniz nedir ey Elçiler(Melekler)?"

Dediler ki:
"Muhakkak biz, mücrim(suçlu) bir kavme gönderildik. Onların üzerine çamurdan taşlar yağdıracağız. (Bu taşlar), müsrifler için Rabbinin indinde işaretlenmiştir. Mü'minlerden orada bulunanları da çıkaracağız. (Ancak) biz orada, bir evden başka müslüman bulamıyoruz.

Ve Biz orada, elim azaptan korkanlar için de bir ayet(delil) bıraktık.

[KAF(51)/31-37]

Şüphesiz, Şi'ra (kuyruklu yıldızı)nın Rabbi O'dur. Muhakkak, önce gelen Ad (Kavmi'ni), o yıkıma uğrattı.Ve Semud'u da bırakmadı. Daha önce Nuh Kavmi'ni de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar. Altı üstüne gelen (Lut Kavmi'ni) de, o(Şi'ra) yerin dibine geçirdi. Örten, (Lut kavmini) örttü-kapladı.

[NECM (53)/ 49-54]

Lut Kavmi, uyarıları (korkutmaları), yalanladı. Biz de, onların üzerine 'taş-dolu kasırgası' gönderdik, Lut Ailesi müstesna. Onları seher (tan) vakti kurtardık.Tarafımızdan bir nimet (lütuf) olmak üzere. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz. Muhakkak (Lut), 'şiddetli yakalayışımızla' onları uyarmıştı. Ancak onlar, bu uyarıları, kuşkuyla karşılayıp-yalanladılar.(Gerçekten) onlar, (Lut'un) misafirlerinin peşine düştüler. Biz de onların gözlerini söndürüp, kör ettik. "Azabımı ve uyarımı tadın!" Muhakkak onları, sabah erkenden, 'kararlı bir azap' yakaladı. Azabımı ve uyarımı tadın!

[KAMER (54)/ 33-39]

Allah, Hakkı örtenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek verdi. İkisi de, kölelerimizden salih olan bu iki kölemizin, nikahları altındaydı; (ancak) o ikisine ihanet ettiler. Bu iki kadına, (eşleri), Allah'tan (hiçbir) şeyle, yarar sağlayamadılar. Ve bu ikisine de, "ateşe girenlerle beraber ateşe girin" denildi.

[TAHRİM (66)/10]

Tek cümleyle. Yazıklar Olsun ve Allah (c.c.) hidayet versin bu fetva'yı çıkaranlara.
 

dinci

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2006
Mesajlar
2,686
Tepki puanı
1
Puanları
0
Islami Sarsmaya çalişiyorlar Allah Cc Islah Etsin
 

merdiven

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
239
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah c.c sizden razı olsun ..........selametle
 

SoRuN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
20
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Vay lutun özentileri.Allah hidayet nasip eylesin.Allah razı olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt