Kalb-i selim
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 29 Ağu 2006
- Mesajlar
- 822
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
Randevunuz Var
Sevdiğiniz telefon etse, yada sadece mesaj gönderse ve, "saat 5'te buluşalım"dese... Ve "o ağacın altında" bulusalım dese, bu randevuya kayıtsız kalabilirmisiniz?...
O günkü işlerinizi ve diger randeuvlarınızı saat 5'e göre düzenlemez misiniz? Ne yapip edip, O saatte orada olmanın bir yolunu bulmaz mısınız? Sizin ve ailenizin, bugün oldugunuz yere gelmenizde unutulmaz katkıları olan, dar zamanlarda hep yanınıoz da olan, her sıkıntıda kendisine basvurdugunuz bir büyügünüzün sizinle görüşmek için, belli bir saatte, belli bir yerde bekldigini bilseniz; hem sevdiginiz hem saydıgınız, hemde sükran duydugunuz bu zatın, randevusuna geç kalmayı göze alabilirmisiniz?
Bütün programınızı iptal etmek Pahasınada olsa ona gitmez misiniz?
Sevgiliniz size randevu verdi... Velinimetiniz size randevu verdi... Sizi seviyor, Sizinde O'nu sevdiginizi duymak istiyor. Günde 5 kez sizi kucaklamak istiyor... İki eliniz kanda bile olsa, bu çağrıya kulak tıkayabilirmisiniz? Her an nefes almak, insana bıkkınlık verebilir mi? Her gün su içmekle, insan su içmekten usanır mı?
Sevgilinin bir randevusundan ayrılan, ikinci randevuyu iple çekmez, hasretle beklemez mi? O(CC), günde beş randevu verdi: Birincisi: daha güneş doğmadan sabahın serinliginde, İkincisi: öğle, Üçüncüsü: ikindi, Dördüncü: güneşi uğurlarken, Beşinci: gecenin örtüsüne büründügü vakit...
Bu beş randevu, hergün yeniden onardıgımız beş direk. Bu beş randevuya icabet ettigimiz zaman, evinizin önünde akan bi ırmakta günde beş kez yıkanmış gibi pırıl pırıl, tertemiz olursunuz. Günde beş kez, tüm kirinizden, pasınızdan, kederinizden arinma firsatı... Pozitif enerji yüklenme fırsatı bu. Gelin bu fırsatımızı heba etmiyelim. "Benim üstüm is pas içinde" demeyelim. Seni çağırıyor zaten. Randevu veren O... "Kendimi hazır hissetmiyorum" demeyelim. O seni her halükarda seviyor. O sana uzak değil... Sen seni bıraksan da O seni hiç seni hiç bırakmıyor.. Kim ondan yakın olabilir ki sana?
Elimiz boş gidecek değiliz elbet, sevgilimizin randevusuna. Belki "suç" götüreceğiz. Belki "iki büklüm sırtımızda yük" götürecegiz. O sırtımızdan yükümüzü alacak. O'nun kapısına varınca gönlümüz ferahlayacak. Bu çağrıyı duyacağız, o kapıya gideceğiz, derdimizi kirimizi o ırmağın suyuyla yıkayacagız...
Unutmayalım,gecikmeyelim; Randevumuz var!! Tüm engelleri aşarak, Sevgilinizin randevusuna gittiniz. Hemen bu "işi" aradan çıkarıp günlük rutin işlere dönmeye mi çalışırsınız; yoksa bu buluşmayı mümkün oldugunca uzatmaya mı? Sevgilinizle birlikteyken, aklınız ondan başka herkeste, fikriniz ondan baska heryerde mi olur; yoksa o anları, o dakikaları nun dışındaki her şeyi unutur musunuz?
"O" randevu verdi... Sizi kucağına çağırıyor...
Tadını çıkarın..!!
Sevdiğiniz telefon etse, yada sadece mesaj gönderse ve, "saat 5'te buluşalım"dese... Ve "o ağacın altında" bulusalım dese, bu randevuya kayıtsız kalabilirmisiniz?...
O günkü işlerinizi ve diger randeuvlarınızı saat 5'e göre düzenlemez misiniz? Ne yapip edip, O saatte orada olmanın bir yolunu bulmaz mısınız? Sizin ve ailenizin, bugün oldugunuz yere gelmenizde unutulmaz katkıları olan, dar zamanlarda hep yanınıoz da olan, her sıkıntıda kendisine basvurdugunuz bir büyügünüzün sizinle görüşmek için, belli bir saatte, belli bir yerde bekldigini bilseniz; hem sevdiginiz hem saydıgınız, hemde sükran duydugunuz bu zatın, randevusuna geç kalmayı göze alabilirmisiniz?
Bütün programınızı iptal etmek Pahasınada olsa ona gitmez misiniz?
Sevgiliniz size randevu verdi... Velinimetiniz size randevu verdi... Sizi seviyor, Sizinde O'nu sevdiginizi duymak istiyor. Günde 5 kez sizi kucaklamak istiyor... İki eliniz kanda bile olsa, bu çağrıya kulak tıkayabilirmisiniz? Her an nefes almak, insana bıkkınlık verebilir mi? Her gün su içmekle, insan su içmekten usanır mı?
Sevgilinin bir randevusundan ayrılan, ikinci randevuyu iple çekmez, hasretle beklemez mi? O(CC), günde beş randevu verdi: Birincisi: daha güneş doğmadan sabahın serinliginde, İkincisi: öğle, Üçüncüsü: ikindi, Dördüncü: güneşi uğurlarken, Beşinci: gecenin örtüsüne büründügü vakit...
Bu beş randevu, hergün yeniden onardıgımız beş direk. Bu beş randevuya icabet ettigimiz zaman, evinizin önünde akan bi ırmakta günde beş kez yıkanmış gibi pırıl pırıl, tertemiz olursunuz. Günde beş kez, tüm kirinizden, pasınızdan, kederinizden arinma firsatı... Pozitif enerji yüklenme fırsatı bu. Gelin bu fırsatımızı heba etmiyelim. "Benim üstüm is pas içinde" demeyelim. Seni çağırıyor zaten. Randevu veren O... "Kendimi hazır hissetmiyorum" demeyelim. O seni her halükarda seviyor. O sana uzak değil... Sen seni bıraksan da O seni hiç seni hiç bırakmıyor.. Kim ondan yakın olabilir ki sana?
Elimiz boş gidecek değiliz elbet, sevgilimizin randevusuna. Belki "suç" götüreceğiz. Belki "iki büklüm sırtımızda yük" götürecegiz. O sırtımızdan yükümüzü alacak. O'nun kapısına varınca gönlümüz ferahlayacak. Bu çağrıyı duyacağız, o kapıya gideceğiz, derdimizi kirimizi o ırmağın suyuyla yıkayacagız...
Unutmayalım,gecikmeyelim; Randevumuz var!! Tüm engelleri aşarak, Sevgilinizin randevusuna gittiniz. Hemen bu "işi" aradan çıkarıp günlük rutin işlere dönmeye mi çalışırsınız; yoksa bu buluşmayı mümkün oldugunca uzatmaya mı? Sevgilinizle birlikteyken, aklınız ondan başka herkeste, fikriniz ondan baska heryerde mi olur; yoksa o anları, o dakikaları nun dışındaki her şeyi unutur musunuz?
"O" randevu verdi... Sizi kucağına çağırıyor...
Tadını çıkarın..!!