Ramazan'ın başında bir tefekkür ve teşekkür değerlendirmesi...
Geçen sene büyük bir mutlulukla tamamladığımız Ramazan'ımızın son iftarında içimizden hüzünlü duyguların geçtiğini hatırlıyorum. Son iftarda derin bir tefekkürle söylenmiştik:
- 'Acaba gelecek Ramazan'a erişecek, bir orucu daha tutmaya muvaffak olacak mıyız?' diye.. Hatta bunu düşünürken endişelenmiş,
- Belki de ömrümüz vefa etmez, mutlu bir Ramazan'ı daha tutma saadetine erişemeyiz.. diye de tereddütler geçirmiştik. Bugün ise diyebiliyoruz ki:
- İşte size bir mutlu Ramazan daha. İşte size inşaallah mükellefiyetlerini yerine getireceğimiz saadetli bir Ramazan ayı daha.. Öyle ise buyurun, hep birlikte şimdiden şükredelim Rabb'imize. Bizi böylesi mutlu ve huzurlu günlere bir daha ulaştırdığı için.. Unutmayın, geçen Ramazan'ı birlikte yaşadığımız nice dost ve yakınlarımız yoktur şimdi aramızda. Onlar yaşadıkları Ramazanlarının mükâfatını görmek üzere ayrılmışlar aramızdan. Biz de onlarla birlikte ayrılanlardan olabilirdik.
Ama Rabb'imiz lütfetmiş, bir Ramazan'a daha ulaşmamızı takdir buyurmuş. İşte bu lütfun şükrünü eda için biz de niyetimizi kesinleştirmiş, ay boyunca görevimizi yerine getirmeye azmü cezm-i kastederek Rabb'imize söz veriyor ve diyoruz ki:
- Rabb'imiz, akşamları teravihlerimizi büyük bir aşk ile kılacak, geceleri sahurumuza aynı aşk ile kalkacak, gündüzleri orucumuzu da yine aynı sabır ve sebatla tutacağız. Ayrıca geçmişten getirdiğimiz bazı kötü alışkanlıklarımızı da terk ederek ay boyunca günah kirlerinden temizlenmiş müttaki müminler haline geleceğiz. Bunda azimli, cezimli ve kararlıyız. Şeytan vesvese verse de, nefsimiz zorluk çıkarsa da diyoruz ki:
- Ey bize vesvese verip şevksizlik telkin eden nefis ve şeytanımız! Size ne oluyor ki, böylesi uzun günlerde oruç tutarken zorlanacaksınız gibilerden bâtıl vesveseler vermeye yelteniyor, bize ümitsizlik aşılamaya çalışıyorsunuz? Boşuna uğraşmayın. Biz biliyoruz ki sizin göreviniz de budur!. Siz böylesine zorluk duyguları telkin edeceksiniz bizim içimize. Biz de karşı koyacak, uymayacağız sizin verdiğiniz vesveseye. Bu da bizim irade imtihanımızı teşkil edecektir. Zaten ilk günlerden sonra öylesine rahat bir Ramazan günleri yaşayacağız ki, keşke bütün sene Ramazan olsa, ne kadar da rahat oluyor diyeceğiz. Nitekim geçtiğimiz her Ramazan'da da hep böyle dediğimiz gibi. Baştan iki üç günlük bir intibak zorluğu yaşarız; arkasından da öylesine mutlu ve huzurlu bir bünyeye ulaşırız ki, birçoğumuzun değerlendirmesi aynı olur:
-Bedenimizdeki maddi ağırlıklar azaldı, sıhhatimizi kazandık, ruh gibi hafifledik, Ramazan'dan sonra da oruca devam etsek keşke.. diye temennilerde bulunuruz.
Ayrıca unutmamak gerek Ramazan'ın her gecesinde Rabb'imizin biz kullarına şu hitabını.
-Yok mu günah ve yanlışlarına tövbe istiğfar eden! Bekletmeden tövbe istiğfarlarını kabul edeyim?..
- Yok mu ibadetlerini şevkle yerine getiren, kat kat fazla sevap vererek mükafatlandırayım?
Biz de ay boyunca bu İlahi hitaplara, 'Var ya Rab!' diyerek, el açıp dualar edecek, af ve mağfiret dileğimizi tekrarlayacağız. Böylece sene boyunca maruz kaldığımız günah kirlerinden arınmaya yöneleceğiz ay boyunca. Şimdiden içimizdeki dualarımızı duyar gibiyiz:
-Rabb'imiz, 8O senelik ibadet sevabı kazandıran Kadir Gecemizle Ramazan'ımızı affımıza vesile kıl, bayrama günahlarından arınmış müttaki müminler olarak ulaşmayı nasip eyle bizlere..
Hadis-i şerifin müjdesiyle bağlayalım bahsimizi:
-Kim sevabına inanarak Ramazan orucunu tutar, ibadet mükellefiyetlerini tam yerine getirirse, onun geçmişteki günahları, yaşadığı Ramazan hürmetine bağışlanır, günah kirlerinden temizlenmiş, hayatına tertemiz bir sayfa açmış bir mümin olarak ulaşır bayrama!.
Tüm derinliğiyle yaşayacağınız huzurlu ve mutlu Ramazanlar dileğimle..
Ahmed Şahin
Geçen sene büyük bir mutlulukla tamamladığımız Ramazan'ımızın son iftarında içimizden hüzünlü duyguların geçtiğini hatırlıyorum. Son iftarda derin bir tefekkürle söylenmiştik:
- 'Acaba gelecek Ramazan'a erişecek, bir orucu daha tutmaya muvaffak olacak mıyız?' diye.. Hatta bunu düşünürken endişelenmiş,
- Belki de ömrümüz vefa etmez, mutlu bir Ramazan'ı daha tutma saadetine erişemeyiz.. diye de tereddütler geçirmiştik. Bugün ise diyebiliyoruz ki:
- İşte size bir mutlu Ramazan daha. İşte size inşaallah mükellefiyetlerini yerine getireceğimiz saadetli bir Ramazan ayı daha.. Öyle ise buyurun, hep birlikte şimdiden şükredelim Rabb'imize. Bizi böylesi mutlu ve huzurlu günlere bir daha ulaştırdığı için.. Unutmayın, geçen Ramazan'ı birlikte yaşadığımız nice dost ve yakınlarımız yoktur şimdi aramızda. Onlar yaşadıkları Ramazanlarının mükâfatını görmek üzere ayrılmışlar aramızdan. Biz de onlarla birlikte ayrılanlardan olabilirdik.
Ama Rabb'imiz lütfetmiş, bir Ramazan'a daha ulaşmamızı takdir buyurmuş. İşte bu lütfun şükrünü eda için biz de niyetimizi kesinleştirmiş, ay boyunca görevimizi yerine getirmeye azmü cezm-i kastederek Rabb'imize söz veriyor ve diyoruz ki:
- Rabb'imiz, akşamları teravihlerimizi büyük bir aşk ile kılacak, geceleri sahurumuza aynı aşk ile kalkacak, gündüzleri orucumuzu da yine aynı sabır ve sebatla tutacağız. Ayrıca geçmişten getirdiğimiz bazı kötü alışkanlıklarımızı da terk ederek ay boyunca günah kirlerinden temizlenmiş müttaki müminler haline geleceğiz. Bunda azimli, cezimli ve kararlıyız. Şeytan vesvese verse de, nefsimiz zorluk çıkarsa da diyoruz ki:
- Ey bize vesvese verip şevksizlik telkin eden nefis ve şeytanımız! Size ne oluyor ki, böylesi uzun günlerde oruç tutarken zorlanacaksınız gibilerden bâtıl vesveseler vermeye yelteniyor, bize ümitsizlik aşılamaya çalışıyorsunuz? Boşuna uğraşmayın. Biz biliyoruz ki sizin göreviniz de budur!. Siz böylesine zorluk duyguları telkin edeceksiniz bizim içimize. Biz de karşı koyacak, uymayacağız sizin verdiğiniz vesveseye. Bu da bizim irade imtihanımızı teşkil edecektir. Zaten ilk günlerden sonra öylesine rahat bir Ramazan günleri yaşayacağız ki, keşke bütün sene Ramazan olsa, ne kadar da rahat oluyor diyeceğiz. Nitekim geçtiğimiz her Ramazan'da da hep böyle dediğimiz gibi. Baştan iki üç günlük bir intibak zorluğu yaşarız; arkasından da öylesine mutlu ve huzurlu bir bünyeye ulaşırız ki, birçoğumuzun değerlendirmesi aynı olur:
-Bedenimizdeki maddi ağırlıklar azaldı, sıhhatimizi kazandık, ruh gibi hafifledik, Ramazan'dan sonra da oruca devam etsek keşke.. diye temennilerde bulunuruz.
Ayrıca unutmamak gerek Ramazan'ın her gecesinde Rabb'imizin biz kullarına şu hitabını.
-Yok mu günah ve yanlışlarına tövbe istiğfar eden! Bekletmeden tövbe istiğfarlarını kabul edeyim?..
- Yok mu ibadetlerini şevkle yerine getiren, kat kat fazla sevap vererek mükafatlandırayım?
Biz de ay boyunca bu İlahi hitaplara, 'Var ya Rab!' diyerek, el açıp dualar edecek, af ve mağfiret dileğimizi tekrarlayacağız. Böylece sene boyunca maruz kaldığımız günah kirlerinden arınmaya yöneleceğiz ay boyunca. Şimdiden içimizdeki dualarımızı duyar gibiyiz:
-Rabb'imiz, 8O senelik ibadet sevabı kazandıran Kadir Gecemizle Ramazan'ımızı affımıza vesile kıl, bayrama günahlarından arınmış müttaki müminler olarak ulaşmayı nasip eyle bizlere..
Hadis-i şerifin müjdesiyle bağlayalım bahsimizi:
-Kim sevabına inanarak Ramazan orucunu tutar, ibadet mükellefiyetlerini tam yerine getirirse, onun geçmişteki günahları, yaşadığı Ramazan hürmetine bağışlanır, günah kirlerinden temizlenmiş, hayatına tertemiz bir sayfa açmış bir mümin olarak ulaşır bayrama!.
Tüm derinliğiyle yaşayacağınız huzurlu ve mutlu Ramazanlar dileğimle..
Ahmed Şahin